Menü

ADS

17 Mayıs 2010 Pazartesi

Ders çalışmak nasıl zevkli hâle getirilir?

"Sınavlar yaklaştıkça bazı öğrencilerde ders çalışma konusunda bıkkınlık ortaya çıkabilmektedir. Çalışma isteksizliği diyebileceğimiz bu durumdan aileler ve öğretmenler çokça yakınmaktadır."

Başarıya ailenin, öğretmenin ve öğrencinin birlikte çalışmasıyla ulaşılır.

Yani okulda ve sınavlarda başarıya ulaşmak bir ekip işidir. Sınavlar yaklaştıkça bazı öğrencilerde ders çalışma konusunda bıkkınlık ortaya çıkabilmektedir. Çalışma isteksizliği diyebileceğimiz bu durumdan aileler ve öğretmenler çokça yakınmaktadır.

Öğrencinin isteyerek çalışması için aileye ve öğretmenlere bazı görevler düşmektedir. Çalışmayı bir ihtiyaç olarak görmek, isteyerek ders çalışmanın şartlarından biridir. Öğrencinin ulaşılabilir bir hedefi olmalıdır. Hedefsiz çalışmalardan sonuç alınamaz. Bu bağlamda öğrencinin ilgi, istek ve yetenekleri dikkate alınarak ulaşılabilir bir hedef belirlenmeli ve öğrenci bu hedefe ulaşması için sürekli motive edilmelidir. Bu amaca yönelik olarak öğrenci hedeflediği okula götürülüp okul gezdirilebilir, o okuldaki öğretmen ve öğrencilerle konuşması sağlanabilir. Böylece öğrenci niçin çalıştığını bilecektir. O hedefe ulaşmak için çalışma gereği hissedecektir.

Başarıyı hayal etmek öğrencide çalışma isteği doğurabilir. Ailelerin ve öğretmenlerin, sınav sonrasında elde edebileceği avantajları öğrenciye anlatmaları yararlı olacaktır. Bu konuda, sınavları kazanmış tanıdık öğrencilerden de yardım alınabilir.

Öğrenci anladığı dersi sever ve o derse çalışmak ister. Öğretmenler öğrencinin dersi anlaması için ellerinden gelen çabayı göstermelidir. Anlamadığı yerleri ona tekrar tekrar anlatmalıdır. Kolaydan zora doğru bir anlatım tekniğiyle öğrenciye konuları kavratmalıdır. Çalışmasının karşılığını not veya net olarak alan öğrenci derslerine daha bir istekle çalışacaktır. Öğrenci evde çalışıyorsa anlamadığı yerleri sorabileceği bir kaynağa ihtiyaç duyar. Bu konuda aile öğrenciye destek olmalıdır. Öğrencinin ağabeyi, ablası, üniversitede okuyan bir tanıdığı öğrenciye bu konuda yardımcı olabilir.

Öğrenci tek başına çalışmaktan sıkıldığı için de çalışma konusunda bir isteksizlik duyabilir. Öğrencinin çalışkan ve anlaşabileceği hemcinsleriyle grup çalışması yapması, çalışma isteksizliğinin aşılmasını sağlayabilir. Öğretmenler okulda veya dersanede, aileler de evlerinde öğrencinin grup çalışması yapmasını sağlayabilir. Öğrenci anlamadığı konu ve soruları da bu sayede arkadaşlarıyla tartışabilir.

Ne yapacağını bilmeyen öğrencilerde de çalışma isteksizliği görülebilir. Özellikle öğretmenler öğrenciye verimli çalışmanın nasıl gerçekleştirileceğini ayrıntılı olarak anlatmalıdır. Yapılan rehberlik toplantılarında haftalık değerlendirme yapılmalı, öğrenciye her şey adım adım anlatılmalı ve öğrencinin verimli çalışması sağlanmalıdır. Önünde bir yol haritası olan öğrenci, ne yapacağını bilirse çalışma isteği duyar.

Başarısızlık endişeleri giderilmeli

Başarısızlık endişesi de öğrencinin çalışma isteğini kırabilir. Öğretmenler öğrenciyi başarıya motive etmeli, ona başarması için fırsatlar tanımalı, öğrenciye başarabileceğini hissettirmelidir. Aile de bu konuda öğrenciye güvenmeli, bunu ona söylemelidir. Öğrencinin sosyal ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyaçların giderilmemesi öğrencide çalışma isteksizliğine yol açabilir. Öğrenci de her insan gibi dinlenmek, eğlenmek, gezmek, müzik dinlemek, arkadaşlarıyla sohbet etmek ister. Öğretmenler ve öğrenciler bu konuda öğrenciye rehberlik yapmalıdır. Öğretmenler çalışma programı hazırlarken öğrencinin bu gibi ihtiyaçlarını dikkate almalıdır. Aileler de çalışma programında uygun görülen sosyal faaliyetlere öğrencilerin katılmasına imkan sağlamalıdır. Öğretmenler de gezi, piknik düzenleyebilir; sinema ve konsere öğrencilerle birlikte gidebilir. Aile, onu bir şeye zorlama yerine, ikna etmeye çalışmalıdır. Öğrenciye yıkıcı, kırıcı sözler söylememelidir. İki kişinin sohbetinden memnun ayrılan taraf, en çok konuşandır. Öğrenciyi konuşturmaya çalışın. Bunun için okul hatıralarınızı anlatabilirsiniz. Öğrenciye gününün nasıl geçtiğini sorabilirsiniz. Anlattıklarından hareketle onun sıkıntılarını, duygularını, düşüncelerini tespit edebilir; üzerinize düşen bir görev varsa onu yapmak için bilgi toplamış olursunuz.

Kıyaslamayın, rencide etmeyin

Öğrencinin çalışma isteğini artırmak isteyen aile ve öğretmenler, öğrencinin yapamadıklarını değil, yapabildiklerinin üzerinde durmalıdır. Diyelim ki öğrenci 100 soruluk sınavda 65 net yapmış. Bu durumda “Niye diğer soruları yapamadın, komşunun çocuğu kadar olamadın, niye hata yapıyorsun?” gibi sözler sarf etmekten kaçınmalıdır. Bunun yerine “Güzel, 65 net yapmışsın, demek ki yapabiliyorsun, şimdi diğer soruları niçin yapamadığını araştıralım, 65 net yaptıysan diğer soruları da yapabilirsin, bir dahaki sınava kadar eksiklikleri gidermeye çalışalım.” şeklinde bir yaklaşım sergilemelidir. Özellikle aile, öğrencide sınav kaygısına yol açabilecek söz ve davranışlardan uzak durmalıdır. Çünkü kaygı, çalışma isteksizliğinin temel sebeplerindendir.

Bu uzun bir süreç ve herkes sabırlı olmalı

Öğrenciye sürekli olarak “Mutlaka kazanman lazım. Yoksa işin zor. Kazanamazsan yandın.” anlamına gelebilecek sözlerden uzak durmak gerekir. Bunun yerine “Kazanman için elinden geleni yaptığını biliyoruz. Bu süreçte bizden istediğin her türlü desteği sağlamaya hazır olduğumuzu bilmeni isteriz. Sen bizim evladımızsın. Seni hep sevdik, bundan sonra da hep seveceğiz.” şeklindeki bir yaklaşımı tercih etmelidir. Olumlu davranış gösterdiğinde aile ve öğretmenler öğrenciyi ödüllendirmelidir. Ödül, öğrenci için motive edicidir. Ancak ödülün bir gerekçesi olmalıdır. Ödülün niteliği önemli değildir. Bir çift sevgi sözü de öğrenci için ödüldür. Annenin öğrenciye sarılması, babanın onunla gurur duyduğunu ifade etmesi, öğretmenin öğrenciye gülümsemesi de ödüldür. Yeter ki öğrencinin çabaları fark edilsin. Gayretleri takdir edilsin. Zorla güzellik olmaz. Kimse kimseye emirle ders çalıştıramaz. Öğrencinin başarıya ulaşabilmesi için çalışmayı yürekten istemesi gerekir. Öyleyse aile ve öğretmenler öğrenciyi çalışmaya teşvik etmelidir. Bunun için hedef hatırlatılabilir. Hedefe ulaşılınca elde edilebilecek güzelliklerden söz edilebilir. Aile ve öğretmenler öğrenci hakkında sabırlı olmalıdır. Bir şey hemen gerçekleşmez. Herkes elinden geleni yapmalı, bu süreçte eksiklikler sürekli gözden geçirilmeli, sonuç ile ilgili olarak sabırlı olunmalıdır.

Aileler, öğretmenlerle işbirliği yapmalı

1. Aile, okul ,dershane ya da ÖSS, LGS danışmanlarıyla , diyalog halinde olmalıdır. Evde öğrenciye nasıl davranması gerektiği konusunda öğretmenlerle istişare etmelidir. Öğrencinin çalışma programı, ne kadar ve nasıl çalışması gerektiği bilinmelidir.

2. Aile ve öğretmenler öğrenciden potansiyelinin üstünde bir beklentiye girmemelidir. Aşırı beklentiler öğrenci üzerinde baskıya, baskı da çalışma isteksizliğine yol açacaktır. Aile ve öğretmenler bu yüzden öğrenciyi iyi tanımalı, zeka kapasitesini, ilgi ve yeteneklerini objektif olarak değerlendirmelidir.

3. Aile, öğrencinin ağız ve diş sağlığına, temizliğine, uyku düzenine ve beslenmesine dikkat etmelidir. Hastalıklardan bir kısmı, öğrencinin hayat enerjisini önemli ölçüde azaltarak onu dermansız bırakır. Bir kısmı ise; doğurdukları devamlı acı ve ağrılar yüzünden çocuğun ilgi ve dikkatini ders konuları üzerinde toplamasına engel olur. Öğrenci sağlıklı olursa ders çalışmak için kendisinde bir güç bulacaktır.

4. Aile, elindeki imkânları sonuna kadar değerlendirmelidir. Dersane, kitap, etüt merkezi, dergi, bilgisayar, özel ders gibi imkanlardan gerekenleri “elden geldiğince, imkanlar ölçüsünde” öğrencinin istifadesine sunmalıdır.

5. Aile ve öğretmenler öğrenci hakkında ümitli olmalıdır. Bunu da öğrenciye söylemelidir. Ancak ümitli olmalarının gerekçelerini de öğrenciye açıklamadır.

Planlı çalışmanın yanında dinlenme de olmalı

Her öğrencinin bir dikkat süresi vardır. Bu dikkat süresi aşılınca öğrenci çalışma isteğini kaybeder. Aile ve öğretmenler öğrenciden sürekli olarak çalışmasını istememelidir. Ona planlı çalışmasını önermelidir. Planda dinlenme, eğlenme, spor, televizyon, bilgisayar için de vakit ayrılmalıdır.

Huzursuzluk öğrenciyi etkiler

Evde huzursuzluk olması, çalışma ortamının nitelikli olmaması öğrencinin çalışma isteğini kırabilir. Bu nedenle aileler ellerinden geldiğince, öğrenciye mutlu ve huzurlu bir çalışma ortamı sağlamalıdır.

Çocuğun yanında tartışmayın

Aile bireyleri öğrencinin yanında tartışmamalıdır. Öğrencinin çalışma saatlerinde misafir ağırlama konusunda aile daha hassas olmalıdır.

Kardeşleri onu rahatsız etmemeli

Kardeşlerinin öğrenciyi rahatsız etmesi önlenmelidir. Öğrencinin çalışma saatlerinde aile bireyleri de kitap, dergi, gazete okuyarak öğrenciye destek verebilir.

Yunus Bilge

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder