Menü

ADS

1 Ocak 2011 Cumartesi

İç Anadolu Bölgesi'nde olan doğal afetler ve nedenleri nelerdir?

İç Anadolu Bölgesi'nde olan doğal afetler ve nedenleri nelerdir?, ic anadolu bolgesi dogal afetler, ic anadolu bolgesi dogal afetleri, ic anadolu bolgesindeki afetler, ic anadolu dogal afetler, ic anadolu dogal afetleri

Türkiye doğal afetlerin tehdidi altında



Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nın raporuna göre, Türkiye, başta deprem olmak üzere birçok doğal afetin tehdidi altında bulunuyor.
Deprem Şurası'ndan çıkan karar doğrultusunda Afetişleri Genel Müdürlüğü bünyesinde kurulan Afet Yönetimi Stratejik Planı Komisyonu konuya ilişkin rapor hazırladı.
İlgili kurumların sorumlulukları çerçevesinde afet öncesi ve sonrasında izlenmesi gereken yolu ve görev dağılımını belirleyecek olan komisyon, Türkiye'deki mevcut durumu ve bazı ülkelerdeki uygulamaları inceledi.
Çalışmalarını İçişleri, Sağlık, Çevre ve Orman, Tarım ve Köyişleri, Milli Savunma bakanlıkları ile Genelkurmay ve Kuvvet Komutanlıkları, Türkiye Acil Durum Genel Müdürlüğü, MTA gibi ilgili kurum ve kuruluşlar ile 3 pilot ilin valilikleriyle işbirliği içinde yürüten komisyon, 2023'e kadar olan stratejiyi belirledikten sonra bir çok kuruluş ve üniversiteden de görüş isteyecek.

ANA FAKTÖR ÇARPIK KENTLEŞME

Komisyonun hazırladığı değerledirmede, 1950'li yıllarda ülke nüfusunun yüzde 27'sinin kentlerde yaşadığı, bu oranın 2000'li yıllarda yüzde 78'e yükseldiği belirtildi.
Göçün, planlamadan yoksun olması nedeniyle “afete duyarsız, sosyal gelişime engelli çarpık kentleşme” yarattığı ifade edilen raporda, “Plansız kentleşmelerin yanında ülkemizin tarıma en elverişli ovaları sanayi alanları ve yerleşme alanları olarak adeta işgal edilmiş, ekolojik denge bozularak, doğa olayları birer afete dönüştürülmüştür” denildi.
Kentleşme sürecinde, mühendislik hizmetlerinden de yeterince faydalanılmadığına dikkati çeken raporda, mevcut yapıların yüzde 65'inin “riskli yapı” grubuna girdiği kaydedildi.

EN BÜYÜK TEHDİT “DEPREM”

Raporda şu bilgi ve değerlendirmelere yer verildi:
“- Türkiye'deki doğal afetlerin yüzde 61'ini deprem, yüzde 15'ini heyelan, yüzde 14'ünü sel, yüzde 5'ini kaya düşmesi, yüzde 4'ünü yangın, yüzde 1'ini çığ oluşturuyor.
- 20. yüzyılın başından bu yana meydana gelen doğal afetlerde yaklaşık 100 bin insan hayatını kaybetti, 175 bin kişi yaralandı. Yaklaşık 650 bin konut da yıkıldı veya ağır hasar gördü.
- Türkiye'de “afet” denilince ilk akla gelen “deprem” neredeyse ülkenin tamamını etkiliyor. Batı Anadolu'nun büyük bir kısmı, Karadeniz Bölgesi'nin orta ve batı kısımlarının çoğunluğu, Doğu Anadolu Bölgesi'nin orta kesimleri ve İç Anadolu Bölgesi'nin merkezi 1. derece deprem bölgesinde yer alıyor. Yalnız Karaman ile çevresinde yer alan çok küçük bir alan, 5. derece deprem bölgesinde kalıyor.
- Oransal olarak değerlendirildiğinde ülke topraklarının yüzde 42'si 1. derece, yüzde 24'ü 2. derece, yüzde 18'si 3. derece, yüzde 12'si 4. derece ve yüzde 4'ü 5. derece deprem bölgesinde bulunuyor.
- Buna bağlı olarak nüfusun yüzde 44'ü 1. derece, yüzde 26'sı 2. derece, yüzde 15'i 3. derece, yüzde 13'ü 4. derece, yüzde 2'si 5. derece deprem bölgesinde yaşıyor.

EKONOMİ DE TEHDİT ALTINDA

- Ekonomi çarkını çeviren ana faktörler de deprem riskiyle karşı karşıya. Endüstri alanlarının yarısı (yüzde 51) 1. derece deprem bölgesi üzerinde bulunuyor. Yüzde 25'i 2. derece, yüzde 11'i 3. derece, yüzde 11'i 4. derece ve yüzde 2'si 5. derece deprem bölgesinde yer alıyor.
- Ülkenin su ve enerji kaynağını oluşturan barajların da yine yaklaşık yarısı (yüzde 46) 1. derece deprem bölgesi üzerinde bulunuyor. Barajların yüzde 23'ü 2. derecede, yüzde 14'ü 3. derece, yüzde 11'i 4. derece ve yüzde 6'sı da 5. derece deprem tehditi altında.”

DEPREMLERİN MALİYETİ 19 MİLYAR DOLAR

Raporda, konuya ilişkin istatistiklere işaret edilerek, Türkiye'de 1 yıl içinde 7 şiddetinde depremin meydana gelme olasılığının yüzde 63 olduğu vurgulandı.
Rapora göre, 1900-2003 yılları arasındaki deprem bilançosu incelendiğinde hasar yaratan 182 depremde, 495 bin konutun yıkıldığı, 99 bin 389 insanın yaşamını yitirdiği görülüyor. Depremlerin bu süreçte neden olduğu mali kayıp ise yaklaşık 19 milyar dolar.
Bu verilere göre, depremler nedeniyle ortalama her yıl 965 insan ölüyor, 4 bin 800 konut yıkılıyor.
Raporda konuya ilişkin şu ifadelere yer verildi:

“1990 ve 2000 yılları arasındaki 10 yıllık süre içinde Erzincan, Dinar, Çorum-Amasya, Ceyhan-Adana, Marmara Bölgesi ve Düzce'de meydana gelen 6 büyük depremin neden olduğu kayıplar ülkemizin depremselliği ve bu depremlere ne kadar hazırlıksız yakalanmış olduğumuzun ifadesidir. Bu 6 depremden toplam 17 milyon 487 bin kişi etkilenmiş ve neticesinde 942 bin kişi evsiz kalmıştır. 19 bin 135 kişi ölmüş ve 54 bin 597 kişi yaralanmıştır. Mali kayıp ise 15 milyar 130 milyon dolar düzeyindedir.”


SELLER

- Türkiye'yi tehdit eden doğal afetler arasında sel, depremlerin ardından 2. sırada geliyor.

AA muhabirinin, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü'nden aldığı bilgiye göre, Türkiye'de su baskınları, ''doğal afetler içerisinde en sık karşılaşılan ve ekonomik kayıpları hayli yüksek olan olaylar arasında'' yer alıyor. Depremlerden sonra en çok can ve mal kayıpları, su baskınları, bunlardan hemen sonra gelişen çamur akmaları nedeniyle meydana geliyor.
Yerel iklim değişiklikleri ve çevresel bozulmalarla yakından ilgili olan su baskınlarının büyüklüğü ve sıklığı bölgeden bölgeye değişiklik gösteriyor. Kurak bölgelerdeki yetersiz bitki örtüsü ve dik meyiller, ani su baskınlarının hızını artırıyor. Erozyon ve çarpık kentleşme de en önemli faktörler arasında yer alıyor.
Özellikle şehir planlaması aşamasında arazinin yanlış kullanımı, yetersiz yağmur suyu drenaj sistemleri, son yıllarda İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Bursa, Gaziantep, Hatay, Mersin gibi büyük illerde yaşanan ve önceden tahmin edilemeyen, ani su baskınları riskinin sürekli artmasına yol açıyor.
Kırsal alanlardan, kentlere göçün halen yoğun olarak devam etmesi ve kentleşme hızlarının sürekli artması nedeniyle şehirsel alanlardaki su baskınlarının, tekrarlanma süreleri doğru tahmin edilemiyor.
Su baskınlarına ilişkin Devlet Su İşleri'nin hazırladığı istatistiklere göre, 1955-2002 yılları arasında 1308 sel meydana geldi. Bu olaylarda 1.235 kişi hayatını kaybetti, 61 bin konut yıkıldı veya kullanılamaz hale geldi.
1955-1969 yılları arasında, ortalama yıllık su baskını sayısı 80 oldu. Ancak ''taşkın önleme ve kontrol programı'' çerçevesinde bu rakam, 1970-2000 yılları arasında 24'e düşürüldü.
1955-2002 yıllarına ilişkin sel tehlike ve ekonomik kayıp haritasına göre, İzmir, Bartın, Hatay, Gaziantep ve Trabzon'da, 100 milyon dolar üzerinde kayıp meydana geldi.
Son günlerde selin vurduğu illerin başında gelen Diyarbakır ve Şırnak'ın aralarında bulunduğu 17 ilde ise bu dönemde sellerden kaynaklı 1-4 milyon dolar arasında ekonomik kayıp oldu.
Şanlıurfa, Mardin, Elazığ ve Batman'ın yeraldığı 24 ilde 5-9 milyon dolar, Mersin ve İstanbul'un içinde bulunduğu 27 ilde de 10-100 milyon dolar arasında ekonomik kayıp hesaplandı.
Uluslararası Afet Veri Tabanı EM-DAT verilerine göre, 1903 ile 2006'nın Haziran ayı arasında Türkiye'de 32 büyük sel felaketi meydana geldi. Bu olaylarda 1.272 kişi yaşamını yitirdi, 99 bin kişi evsiz kaldı. (Anadolu Ajansı) 02.11.2006 13:04 [544891]



HEYELANLAR

Heyelanlar, yüzde 15'lik bir oranla can ve mal kaybına neden oluyor.
Doğal faktörlerin yanında genellikle göçle oluşan hızlı nüfus artışı ve bu nüfusun planı bulunmayan dik eğimli alanlarda yaptıkları kaçak yapılara yerleşmesi heyelana yol açıyor.
1958-2000 dönemi içinde 4 bin 150 yerleşim, heyelan afetinden etkilendi. Bu heyelanlar sonucunda 197 kişi öldü, 63 bin konut güvenli alanlara taşındı.
Heyelan en fazla, Karadeniz Bölgesi, Doğu Anadolu Bölgesi'nin güneybatısı ve orta kesimleri, Akdeniz Bölgesi'nin doğusunda görülüyor.
İllere göre dağılıma bakıldığında da Trabzon, Kastamonu ve Zonguldak heyelandan en fazla zarar gören iller arasında yer alıyor.
Başkent Ankara da gecekondulaşma nedeniyle en fazla heyelan görülen kentler arasında 9. sırada bulunuyor.


KAYA DÜŞMESİNDEN 34 ÖLÜM

Özellikle İç Anadolu ve Batı Anadolu'nun etkilendiği bir afet türü de kaya düşmesi. 1955'den bu yana 34 ölümün gerçekleştiği 750 kaya düşmesi oldu. Kaya düşmelerinden en çok etkilenen iller sırasıyla Kayseri, Niğde, Erzincan, Aksaray, Karaman, Kahramanmaraş, Adıyaman, Sivas, Bitlis, Diyarbakır.
Bu süreçte (1950-2001) kaya düşmesi sonucu 26 bin 500 konut yıkıldı.

Çığ afeti, lokal olaylar sonucu meydana geldiği için bu alanda bir dağılım haritası oluşturulamıyor. 1890-2004 dönemi incelendiğinde çığ afeti nedeniyle yaşamını yitiren insan sayısı 1324, hasar gören konut sayısı da 5 bin 154.

AFETLERİN YILLIK MALİYETİ 539 TRİLYON TL

Son 20 yıldaki doğal afetler nedeniyle kullanılan ortalama ”yıllık afet tertibi hesabı”, doğal afetlerin ülke ekonomisine etkisini ortaya koyuyor.

Bu zaman dilimine, 1999 depreminin de girmiş olması nedeniyle fatura daha da kabarıyor:
“Acil Yardım Ödeneği için 3 trilyon TL, konut ve işyeri kredisi için 100 trilyon TL, onarım kredisi için 6 trilyon TL, geçici iskan (kira) yardımı için 30 trilyon TL ile alt ve üst yapı hasarlarının giderilmesi için 400 trilyon TL olmak üzere afet tertibi hesabından iskan için kullanılan kaynak ortalama yıllık 539 trilyon TL.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder