Gıda Güvenliği Hareketi Genel Başkanı Kemal Özer, "GDO'lu besinler birer sessiz silah. Soframızda kitle imha silahları var. Kitleler bunların silah olduğunu anlamazlar" dedi.
Gıda Güvenliği Hareketi Genel Başkanı Kemal Özer, "GDO'lu besinler birer sessiz silah. Soframızda kitle imha silahları var. Kitleler bunların silah olduğunu anlamazlar" dedi.
Bolu Medeniyet Gençliği derneğinin Kültür Sitesi'nde organize ettiği konferansa konuşmacı olarak katılan Kemal Özer, 10 yıldır tavuk eti tüketmediğini, tavuk diye üretilen etlerin tavuk olmadığını savundu. ‘Müslüman’ın Diyeti‘ isimli kitabını değerlendiren Özer, "Av ve çoban köpeğinin bile ne yediği ile ilgilenen bir din, nasıl olur da insanların ne yediği ile ilgilenmeyebilir ki?" diye sordu.
GDO’lu besinleri 'sessiz silah' olarak tanımlayan Özer, “Sessiz silah kavramı soframızdaki bu kitle imha silahlarını çok iyi ifade eden bir kavram. Çünkü kitleler bunların bir silah olduğunu anlamazlar. Ve bu silahların tüketiminin de gönüllüsüdürler. Ayrıca bunlar için bütçe de ayırırlar” diye konuştu.
İslam mutfağının nasıl olması gerektiğine değinen Özer, bir dinin mutfağı ile ayakta kalacağını, Kuran-ı Kerim’in birçok yerinde helal ve temiz kelimesinin birlikte kullanıldığını, helal gıdanın sadece Allah adı ile kesmeye indirgenmesinin yanlış olduğunu söyledi. Hayvanın türü, nasıl beslendikleri ve nasıl kesildiklerinin son derece önemli olduğunu kaydeden Özer, "Mevcut tavukları yemem çünkü bunlar tavuk değil. Bütün canlıların cinsel yaşam hakları vardır. Kim gasp ederse cinayet işler, zulüm eder. Buradaki çiftliklerdeki tavuklar arasında horoz var mı? Yok. Niye civcivler hep dişi olarak dünyaya geliyorlar? Çünkü yumurtaların dişi olarak dünyaya gelmesi için yumurtalara östrojen hormonları, kadınlık hormonu veriliyor. Aslında tavuk görünümlü horozlar yiyoruz” ifadelerini kullandı.
Bolu Medeniyet Gençliği derneğinin Kültür Sitesi'nde organize ettiği konferansa konuşmacı olarak katılan Kemal Özer, 10 yıldır tavuk eti tüketmediğini, tavuk diye üretilen etlerin tavuk olmadığını savundu. ‘Müslüman’ın Diyeti‘ isimli kitabını değerlendiren Özer, "Av ve çoban köpeğinin bile ne yediği ile ilgilenen bir din, nasıl olur da insanların ne yediği ile ilgilenmeyebilir ki?" diye sordu.
GDO’lu besinleri 'sessiz silah' olarak tanımlayan Özer, “Sessiz silah kavramı soframızdaki bu kitle imha silahlarını çok iyi ifade eden bir kavram. Çünkü kitleler bunların bir silah olduğunu anlamazlar. Ve bu silahların tüketiminin de gönüllüsüdürler. Ayrıca bunlar için bütçe de ayırırlar” diye konuştu.
İslam mutfağının nasıl olması gerektiğine değinen Özer, bir dinin mutfağı ile ayakta kalacağını, Kuran-ı Kerim’in birçok yerinde helal ve temiz kelimesinin birlikte kullanıldığını, helal gıdanın sadece Allah adı ile kesmeye indirgenmesinin yanlış olduğunu söyledi. Hayvanın türü, nasıl beslendikleri ve nasıl kesildiklerinin son derece önemli olduğunu kaydeden Özer, "Mevcut tavukları yemem çünkü bunlar tavuk değil. Bütün canlıların cinsel yaşam hakları vardır. Kim gasp ederse cinayet işler, zulüm eder. Buradaki çiftliklerdeki tavuklar arasında horoz var mı? Yok. Niye civcivler hep dişi olarak dünyaya geliyorlar? Çünkü yumurtaların dişi olarak dünyaya gelmesi için yumurtalara östrojen hormonları, kadınlık hormonu veriliyor. Aslında tavuk görünümlü horozlar yiyoruz” ifadelerini kullandı.
Kaynak: CİHAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder