Tanzimat şiiriyle birlikte şiirimizde ortaya çıkan değişimin temel nedenleri ile ilgili görüşlerinizi açıklayınız., Tanzimat şiiriyle birlikte şiirimizde ortaya çıkan değişimin temel nedenleri nelerdir?
Şinasi, Namık Kemal, Ziya Paşa söz sanatlarından uzak, söz oyunlarından arınmış bir şiiri getirirler. Buna, «düşünce şiiri, fikir şiiri» de denilebilir. Tanzimat şiirinin bu üç büyük öncüsü şiiri, mecazlardan, mazmunlardan kurtararak mısralarında fikri çıplak olarak vermişlerdir. Namık Kemal; yüzyıllar boyu devam edegelen insanın güçsüzlüğü görüşüne karşı dikilir; insanın bir kahraman olduğu görüşünü savunur. Bu inancı Hâmit daha ileri götürür; kâinat karşısında iyimser, hayranlık duygularıyla dolar. Günlük yaşantıdan doğan izlemler, Tanzimat şiirine girer.
Tanzimat'a girerken, bireysel ve toplumsal yaşantımız hızlı bir değişim içerisindedir. Şiirimiz buna katılmak zorunda kalmıştır. Yeni bir insan anlayışı şiirimizi etkilemiş; şairler kudretlerini uluslarından almak zorunda kalmışlar*dır. Yeni şiirin en belirli özelliği, gerçeğin, yaşantının dili oluşudur. Türk şiirinin söz oyunlarından kurtuluş hareketi Şinasi ile başlar. Şiirimize konuş*ma dilini getiren odur. Şiirimize ilk kompozisyon yine Şinasi ile girer. Namık Kemal siyasete, Abdülhak Hâmit felsefeye giderler. Türk şiirinde duygusal bir deyiş yaratanlar Abdülhak Hâmit'le, Recaizade Ekrem'dir. Muallim Naci; şiirimizin özünü neoklâsisizme götürmek ister. Yeniyi arıyanlar, eskiyi aşmak zorundadır. Şiirimizin vezin, nazım aşamalarını bilmeyenler, yeni şiirimizin neler getirdiğini anlıyamazlar.
Edebiyatımıza Batılı anlayışla ilk nazım yeniliklerini getiren, bu yenilik*leri Sahra, Makber adlı yapıtlarında ortaya koyan şairimiz, Abdülhak Hâmit't ve Namık Kemal'in «Vaveyla» sı bundan sonra gelir. Hâmit'ten sonra özle bir*likte şiirimizin biçimi de yenileşir. Divan şiirini yıkanların, yeni şiiri kurmağa çalışanların öncülerindendir. Hâmit. O; Türkçe, Farsça, Arapça, Fransızca, söz*cükler içerisinde yaşadığı için, şiirlerinde bu dört dilin etkilerini gösterir. Tan*zimat şiirinde yeni bir şiir dilinin kurucu sayılır.
Şinasi, Namık Kemal, Ziya Paşa eski biçim içerisine yeni bir öz; mazmunlu deyişler yerine konuşma diline giden bir Türkçe koyarlar. Nedim'le, Şeyh Galip, Divan nazmında yenilikler yapmak için büyük çaba gösterirler. Fakat onların bu çalışmaları bugünkü nazım anlayışımızdan çok uzak, Divan Şiiri özelliklerinden dışarı çıkacak bir nitelikte değildir. Halk Şiiri'mizden söy*leyiş içtenliği, Divan Şiiri'mizden dizeler disiplini, Batı'dan kişinin günlük dramını almamız gerekli görülür.
Tanzimat dönemi, iki uygarlığın çarpışmasınn şiirde de tanık olur.Bir eskilik sürerken, öte yandan yeniliklere açık bir edebiyal yaratılır. Konu genişlerken, konu birliğine, kompozisyon bütünlüğüne gidilir. Eski nazmı biçim*lerinin yerini, Balı'dan gelen, özellikle Fransız Edebiyatı 'nın kullandığı yeni biçimler alır.
Tanzimat şiiri; biçimle öz yönünden, yeni özleyişlerin olanaklarıyla zorlanır. Gazel, kaside, murabba, kıt'a, terkib-i bent gibi divan, nazım şekillerinin içerisine, o zamana kadar görülmeyen, hürriyet, vatan sevgisi, adalet, milin, terakki, tabiat, teknik, fen, ilim, materyalist fizik ötesi düşünceler girer.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder