Menü

ADS

2 Ocak 2014 Perşembe

Milli kimlik kazanma ile soyadı kanunu arasındaki bağıntı nedir?

Milli kimlik kazanma ile soyadı kanunu arasındaki bağıntı nedir?
Verilen soyadlarının Türkçe olması şarttı.
Osmanlı toplumunda soyadı yoktu. Genellikle insanlar lakapları, aile unvanları ve doğduğu yerlere göre anılıyorlardı. Bu durum resmi işlerin (tapu, okul, askerlik, mahkeme, miras gibi) yürütülmesinde büyük zorluklar doğuruyordu. Bu karışıklıkları önlemek, kişilerin birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerinde kolaylık sağlanması amacıyla 21 Haziran 1934′de Soyadı Kanunu çıkarıldı. Bu kanuna göre; her aile bir soyadı alacak, soyadları Türkçe olacak, rütbe, memurluk, yabancı ırk, millet adları ile ahlaka aykırı ve gülünç kelimeler soyadı olarak kullanılamayacaktı. Aynı yıl kabul edilen başka bir kanunla; Molla, Hoca, Hacı, Hafız, ağa, hoca efendi, bey, paşa, hanım, hanımefendi vb. gibi unvanlar yasaklandı. Çünkü bu unvanlar halkı sınıflara ayırarak sanki ayrıcalıklı konumuna taşıyordu. Amaç halk arasında eşitliği sağlamaktır. Aynı kanunla, eski Osmanlı idarecilerinin verdiği tüm nişan, madalya ve rütbeleri taşımak yasaklandı.
Soyadı Kanunu’yla sosyal hayat düzene ve rahatlığa kavuştu. Soyadı Kanunu, Halkçılık ilkesi doğrultusundadır. Çağdaşlaşmaya yöneliktir.
NOT: TBMM, Mustafa Kemal’e de Atatürk, İsmet Paşa’ya ise İnönü soyadını verdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder