Dünyanın gelişmiş ülkeleri başta Kanada ve ABD olmak üzere sigaraya karşı ciddi bir mücadele başlattılar. Avrupa ülkelerinde de başlayan anti-sigara kampanyalarıyla, çok uluslu sigara şirketleri ciddi bir pazar kaybıyla karşılaştı ve buna bağlı olarak satışlarını gelişmekte olan ülkelere yönlendirdiler.
Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) verdiği rakamlara göre dünyada her on üç saniyede bir kişi sigara yüzünden hayatını kaybediyor ve bu rakama ölmeden önce yıllarca acı çeken insanlar dahil değil.
Dört katrilyon Türk Lirasından fazla bir hacme sahip olan tütün endüstrisi dünyanın en büyük endüstrilerinden biri olmayı sürdürüyor. ABD, Kanada ya da Avrupa Birliği gibi yerlerde devlet, bu dev endüstriyi kırmış durumda ve her geçen gün sigarayı bırakanların sayısı artmakta. Bu ülkelerde, sigara reklamları yasaklanmış durumda ve aleyhlerine açılan yüksek tazminatlı davalar, sigara üreticilerini yıldırmaya devam ediyor.
Tüm bu sebepler, tütün şirketlerini gelişmekte olan ülkelere yöneltiyor. Çünkü bu ülkelerde ki kanunlar yetersiz ve olan kanunlar da gelişmiş ülkelerde uygulandığı gibi uygulanmıyor. Ne yazık ki, bu ülkelerde sigara reklamlarına karşı hiçbir kanun yok varsa bile yeteri kadar zorlayıcı değil ve sigara firmalar yeni tiryaki bulmakta hiç zorlanmıyor. Asya kıtasının nüfusu tüm dünya nüfusunun %60’ını oluşturuyor ve tütün endüstrisini yeni tüketici arayışında kendine çekiyor.
Batılı sigara markaları uyguladıkları kampanyalarla pek çok yeni Asyalı tiryaki yaratıyorlar. Özendirmeye dayalı bu reklamlarla tüm potansiyel tiryakilere ulaşmayı planlıyorlar. Yüksek fiyattan satılan Amerikan sigaralarını fakir insanlar alamasa bile, onlardan içmeyi hedefliyorlar. Az gelişmiş ülkelerde Amerikan sigarası içmek sanki bir ayrıcalıkmış gibi reklam kampanyaları yürütülüyor. İnsanlar bu sigaraları istemeye başlıyor.
Asya’da pek çok kafe, bar ya da benzeri yerler sigara firmaları tarafından dekore ediliyor, özendirici posterler asılıyor, gençler "Marlboro Man" olmaya heveslendiriliyor. İnsanları sigaraya alıştırmak için bedava sigara bile dağıtılıyor.
Philip Morris firması, Asya’da özellikle de Vietnam’da izlediği bu tanıtım kampanyasını reddediyor, kesinlikle gençleri ve çocukları hedef almadığını iddia ediyor. Ancak, Vietnam’da düzenlediği etkinlikler durumun hiç de böyle olmadığını gösteriyor. Örneğin, 1998 yılında yaptığı yılbaşı eğlencesinde, Philip Morris küçücük çocukları Marlboro renklerinde yapılmış kovboy elbiseleri giydirerek, Marlboro atlarına bindirerek, genç çocuklara bedava birer sigara dağıttı.
•
İnsanları Eğitmek için Çok Çaba Harcanmalı
Ne yazık ki, insanları sigara konusunda uyarmak ya da onlara sigaranın zararlarını anlatarak, sigara tüketimini engellemek için çalışan devletler ya da sivil örgütler çok çetin bir mücadeleyle karşı karşıya kalıyorlar. Bu konuda cehalet ve gaflet, yazılı uyarıları yetersiz kılıyor. Çoğu az gelişmiş ülkede insanlar fakirlik sınırının bile altında yaşıyor. Bu insanların çoğunun televizyonu yok, hatta radyosu bile yok. Örneğin, Uzakdoğu ülkelerinde yaşayan pek çok etnik grup var ve bunlar birbirlerinden farklı diller konuşuyor.
Gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerdeki doktorların da büyük bir kısmının sigara içiyor olması, sigara karşıtı çalışmaların inandırıcılığını azaltıyor. Politikacılar, sanatçılar ya da doktorlar gibi topluma örnek olan kişilerin sigara içmesi ne yazık ki, insanlara çok kötü örnek oluyor. Üstelik bu ülkelerde, pahalı sigara içmek, bir statü ya da güç sembolü haline geliyor ve politikacılar özellikle sigara içiyor.
Sigara ve Para
Sigara konusunda en önemli rolü tabii ki para oynuyor. Tütün çok uluslu firmaların yanı sıra, devletler için de önemli bir vergi kaynağı. Az gelişmiş ülkelerde sigaradan alınan vergi, gelişmiş ülkelerinden daha fazla. Bu ülkelerdeki insanlar için sigara tüketiminin sonuçları da bir o kadar kötü. İngiliz Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı açıklamaya göre;
1974-1994 arasında Birinci Dünya Ülkelerinde sigara tüketimi %10 azalırken,
Az gelişmiş ülkelerde sigara tüketimi %67 artış gösterdi,
2030 yılı itibarıyla sigara kullanımına bağlı ölümler %600 kat artacak, yani bu sayı şu an 1 milyondan, yedi milyona çıkacak.
•
Bir Başka Pazar, Kadın Tiryakiler:
Tütün endüstrisi için bir diğer cezp edici pazarı kadınlar oluşturuyor. Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) raporuna göre günümüzde az gelişmiş ülkelerde yaşayan kadınların sadece %7’si sigara içiyor. Örneğin, Çin’de erkek nüfusun 1/3’ü sigara içerken, kadın nüfusunun yalnızca %1’i sigara kullanmaktadır. Ancak, endüstri kadınları ele geçirmek için, özellikle kadınlara yönelik sigara markaları üretmektedir. Çin’deki Yurin (Güzel Kadın) isimli sigara bunlara bir örnektir. Bunun yanı sıra, Philip Morris firması Hong Kong’da kadınlar arasında Virginia Slims markasını yaygınlaştırmak için kampanyalar yapmaktadır.
Tütün firmaları için, gelişmekte olan dünya fazlasıyla kârlı görünmektedir. Ancak, sürekli önlem alan ve sigara karşıtı kanunlar çıkaran Birinci Dünya ülkelerinde giderek kârları azalmaktadır.
•
Dünya Savaşıyor
1999 yılı, Mayıs ayında Cenevre’de, 50 ülke tarafından imzalanan “Tütün Kontrolü Taslak Anlaşması”, Dünya Sağlık Örgütünün tütün kullanımını engelleme girişimlerine destek veren ilk uluslar arası anlaşma olmuştur.
Bu taslak anlaşma, tütün reklamlarının, promosyonlarının yanı sıra tütün üretimi, kaçakçılığı, vergisi ve yan ürünleri gibi konularla ilgili maddelerden oluşmaktadır. Bu taslağın, uluslar arası bir anlaşmaya dönüşmesi ve böylece tütün kullanımına bağlı ölümlerin ve sağlık problemlerinin azaltılması umut edilmektedir. WHO’nun yanı sıra bu anlaşmanın yapılması için çalışan diğer organizasyonlar şunlardır: Kanser Birliği, Uluslararası Gelişim Araştırma Merkezi, Uluslararası Tütün ve Sağlık Ajansı, Uluslararası Verem ve Akciğer Hastalıkları Birliği ve Uluslararası Tüketici Birlikleri Örgütü.
Gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkeler de sigarayla mücadele etmeyi öğreniyorlar. Latin Amerika ülkeleri buna güzel bir örnek. Venezüella, Nikaragua, Guatemala, Brezilya, Peru ve Ekvator bu konuda birlik yaparak, önlem almaya başladılar.
Ancak, bu ekonomik faaliyet dünyanın zenginleşmesine hiç de katkı sağlamıyor. 1993 yılında, Dünya Bankası sigaradan kaynaklanan hastalıkların maddi bedellerini, bu hastalıklar yüzünden oluşan iş kaybını, sigara tiryakilerinin kaybettiği iş gücünü, yangın kayıplarını ve sigaraya harcanın parayı hesaplayarak, tüm bunların dünya ekonomisine yılda net 200 milyar dolar kaybettirdiğini ortaya çıkardı. Ne yazık ki, bu kaybın yarısı gelişmekte olan ülkeleri kapsıyor.
Dünyada en çok sigara tüketen ülke, erkek nüfusunun %60’ının, kadınların ise %8’inin sigara içtiği Çin’dir. Bu ülkede toplam 385 milyon sigara tiryakisi yaşamaktadır. Buna bağlı olarak her yıl 750.000 kişi sigaranın yol açtığı hastalıklardan hayatını kaybetmektedir. DİKKAT EDİN BU SADECE ÇİN’DE SİGARA YÜZÜNDEN ÖLEN KİŞİLERİN SAYISIDIR!
Dünyada her yıl 4 milyon insan sigaradan hayatını kaybetmektedir. Eğer, gerekli önlemler alınmazsa bu sayı, önümüzdeki 20 yılda 10 milyona ulaşacaktır.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) dünyada en büyük sağlık sorunun sigara olduğunu ilan etmiştir.
Türkiye’de ise her yıl 100.000 insanımızı erken yaşlarda sigaraya kurban vermekteyiz; eğer önlem alınmazsa önümüzdeki 20 yılda bu sayı 250.000’e çıkacaktır.
Her yıl 100 bin kişi ne anlama geliyor?
Her gün 1 uçak düşüyor ve 300 kişi ölüyor
Her yıl yüz bin nüfuslu bir şehrimize bir atom bombası atılıyor
Her gün içi dolu 6 otobüs uçuruma yuvarlanıyor kimse sağ kalmıyor
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder