Tanrı’nın Kırbacı Attila
(Thomas R. P. Mielke)
KİTABIN ADI : TANRININ KIRBACI ATTİLA
KİTABIN YAZARI : THOMAS R.P. MİELKE
YAYIN EVİ VE ADRESİ : YURT KİTAP-YAYIN / ANKARA
BASIM YILI : 2000
KİTABIN KONUSU
Sadece adının duyulması bile etrafına dehşet ve korku saçan efsanevi Hun Kağanı’nın romanı.
KİTABIN ÖZETİ
Roman Hun Devleti’in en önemli hükümdarı olan ATTİLA’nın hayatını ve Hun Devleti’ni anlatmaktadır. Hunlarla İmperium Roma arasında yapılan savaş esnasında Attila attan düşer ve gözünü açtığında kendisini Roma’da rehine olarak bulur. Savaş sonunda iki taraf da birbirine önemli birer rehine vermektedir. Romalılar en önemli lejyoner-savaşçıları komutanlarından Aetius’u verirken, Hunlar da Muncuk Han’ın en küçük oğlu Attila’yı verirler. Attila bir yılı aşkın bir süre Roma’da yaşar ve Roma’ya hayranlık duymaya başlar. Bu arada Hun kağanı Ildız Han’dır. Attila da Roma’da esir edildikten sonra Roma içerisinde serbest dolaşıyordu ve bir gece yer altı mezarlarında çok tanıdığı bir kuş sesi duyar ve bu ses kuş sesi değil çok iyi bir taklitçi ve şaman olan amcası Aybars’ın sesiydi. Aybars, Attila, bir grup; Hun, Vizegot, müttefik Cermen Kabileleri ve Batı Hunları’ndan yaklaşık yüz kadar savaşçı Roma’ya saldırır ve Roma’yı esir alır. Attila artık serbest olduğunu düşünür. Vizegot kralı ona ve bütün Hunlara yüklü ganimetlerle dolu arabalar verir. Attila, Aybars, Hun Kabilesi Hun topraklarına doğru yola çıkar. Amcası Ayabars Attila’yı Roma sınırlarından çıkaramayacağını bildiği için Hun rehinesi Aetius ile anlaşır ve Sarmat kadınları tarafından Attila’nın rehine edilmesini sağlar. Attila ne olduğunu anlamadan kendisini önce Sarmat kadınlarının sonra da Aetius’un yanında esir bulur. Daha sonra Aetius tarafından tekrar amcası Aybars’a teslim edilir. Attila tüm bu yolculuklar esnasında Greka adlı Ostragot kızına aşık olur.Attila Hun topraklarına döndüğü zaman amcası Karaton Kağan ve babası Muncuk Han ona çok güvenmemektedir; çünkü onun artık bir Romalı olduğunu sanırlar. Babası ve amcası Karaton Kağan Attila’nın soylu bir kadınla evlenmesini düşünürler, o ise Greka ile evlenir, ondan bir oğlu olur. Ama yine büyüklerine boyun eğer ve bir başka Hun kadınıyla evlenir. Ondan hiç erkek çocuğu olmaz. Attila bu sıralarda çıktığı bir sefer esnasında kendini esir eden Sarmant kadınlarından birini tanır. Onunla kısa süreli bir aşk yaşar ve daha sonra kadın ölür. Attila babasından ayrılmak istediğini söyler. Karadeniz’in kuzey kıyılarının genel valisi ve kağanın özel temsilcisi olarak görevlendirilir. Attila’nın yerleştiği bölgenin ismi Chersonesos’dur. Attila bu bölgeye yerleştikten sonra becerikli ve kabiliyetli ustalara Roma İmparatoru Theodosios’dan gizli savaş gemileri yaptırır. Fakat bu gemiler daha sonra Theodosios tarafından batırılır. Yıllar böylece geçip, gider, Muncuk Han ölür. Hunlar Büyük Kağan Ruga, Attila ve kardeşi Bleda önderliğinde Romalılara saldıracakları sırada müthiş bir gök gürültüsü başlar ve şimşekler çakar. Bu çakan şimşeklerden biri Büyük Kağan Ruga’ya rastlar. Aybars, cenazeden sonra artık Ruga’nın ölmesi gerektiğini yani onu öldürenin kendisinin büyüsü olduğunu ima eder. Aynı akşam Ruga’nın ortanca yeğeni de ölür. Aybars hükümdarı belirlemek için Bleda ve Attila’yı bir çeşit sınava tabii tutar. İkisi de aynı derecede ve çok başarılı olurlar. Bunun üzerine Attila, küçük olduğu için Doğu Kağanı, Bleda ise abisi olduğu için Batı kağanı olur.
Attila, Doğu Kağanı olduktan sonra bir sığır çobanı Attila’yı görmeye gelir ve ona bir kılıç, daha doğrusu çok değerli bir kılıç getirir. Ona, bu kılıcı nasıl bulduğunu anlatır. Attila, bu kılıcı kendisine getirmesini kimin söylediğini sorar. Adam, kardeşinn söylediğini söyler ve şöyle der: “Bunu sadece ben ve kardeşim değil, Savaş Tanrısı’nın kılıcını gören herkes söylüyor, senden başka hiç kimse bunu yapabilecek; güç, kudret ve şerefe sahip değil, bu kılıca sahip olan kişi gerçek kağandır.” Attila: “Peki kardeşin nerede?”, diye sorar. Sığır çobanı şöyle cevap verir: “Kılıcı bulduğumuz gece öldü. Kılıca el sürdüğü anda vücüdünda açılan yara yüzünden…?”. Adamın kardeşi ölür, kılıç Attila’ya gelir; çünkü kılı. Savaş Tanrısının kılıcıydı ve ait olması gereken kişi Attila idi.
KİTABIN ANA FİKRİ
Kitabın vurgulamak istediği önemli nokta: Çok zor şartlar altında bir Türk Kağanının elde ettiği başarılar ve bunların diğer devletler üzerindeki etkisidir.
KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ
Kitapda bahsi geçen 27 karekterden en çok dördünün üzerinde durulmuştur.
ATTİLA : O, herkes tarafından ahlaklı ve savaşcı bir delikanlı ve Muncuk Han’ın oğlu olarak bilinir. Zekiliğinin yanı sıra itaat etmeyen yapısıyla bütün dünyaya korku ve ün salan ve Hunlara en parlak dönemini yaşatan savaşcı bir Hun Kağanı’dır.
AYBARS : Attila’nın amcasıdır ve aynı zamanda bir şamandır. Aybars, Attila’nın ne zaman başı sıkışsa onun yanındadır ve Attila’nın Hun Kağanı olmasını sağlayan çok zeki bir insandır.
GREKA : Attila’nın aşık olduğu çok güzel ve bir o kadar da iyi ahlaka sahip ayrıca Attila’ya erkek evlat veren tek kadındır.
AETİUS : O, bir Roma’lı olmasına rağmen Hunlar’a esir düşmüş ve onlara karşı düşmanlık değil sevgi duyan; güçlü, adil ve güzel hitap eden bir Roma komutanıdır.
KİTAP HAKKINDAKİ ŞAHSİ GÖRÜŞLER
Kitap genelde anlatım, imla ve noktalama açısından kusursuz sayılabilir fakat bazı cümlelerin anlamını daha geniş açıklamak için ikinci kez ve uzun cümleler kullanılarak anlatım bozukluğuna sebebiyet verilmiştir. Ayrıca bazı bölümlerde iki olayı anlatırken cümleler arasında anlam bakımından ilişkiyi kurabilecek düzeyde cümlelerin kurulmaması okucunun kafasının karaşmasına ve olaylar arasındaki bağlantıyı kuramamasına sebep olmuştur.
KİTABIN YAZARI HAKKINDAKİ KISA BİLGİ
Thomas R.P. Mielke, 1940 yılında Detmold’da doğmuştur. Halen Berlin’de yaşamaktadır, evlidir ve dört yetişkin çocuğu vardır. Tarihsel roman, bilim kurgu ve kısa hikaye türünde çok sayıda yayımlanmış eseri vardır. Eserleri birçok ödül almış ve çeşitli dünya dillerine çevrilmiştir. Aşk Tanrıçası İNANNA adlı mitelojik romanı Yurt Kitap-Yayın tarafından Türkçe’ye kazandırılmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder