Çok fazLa özeLLiği yok.. Kabaca bir tanım yapmak ve özeLLikLerini beLirtmek gerekirse;
Türk şiiri Tanzimattan sonra Batı şiiri iLe karşıLaşmış ve Batı şiirinde yeni nazım şekiLLeri görmüştür. ŞairLerimiz hem bu nazım şekiLLerini kuLLanmışLar hem de serbest şiir adı veriLen yeni bir nazım şekLi ortaya çıkarmışLardır. Bu dönemde divan şiiri tükenmeye başLamış ve yeni bir şiir anLayışı ortaya çıkmıştır.
ÖzeLLikLeri :
-DiLi sade ve anLaşıLırdır.
-Modern şiirde nazım birimi mısradır ; fakat beyitLer , dörtLükLer ve bentLerLe de şiirLer yazıLabiLir.
-Modern şiirde öLçü serbesttir.
-Modern şiirLerde kafiye ve rediften ziyade ses zenginLiğine önem veriLir; fakat şair isterse bunLarı kuLLanabiLir..
-Modern şiirde konu sınırsızdır. Her şey şiirin konusu oLabiLir
-Modern şiirde beLLi bir nazım şekLi yoktur; fakat sone ve terzarima gibi nazım şekiLLeri Batı edebiyatından aLınıp kuLLanıLmıştır.
-Modern şiir herkese (haLka ve yüksek zümreye) hitap edebiLir..
…Sone…
(Nazım Biçimleri)
(Nazım Biçimleri)
İlk iki bendi dörtlük, son iki bendi üçlük on dört mısradan oluşan nazım şekli. Önce İtalyan edebiyatında kullanılmış, sonra Fransız edebiyatına, oradan da diğer Avrupa edebiyatlarına geçmiştir. Edebiyatımızda ilk Cenab Şahabeddin’in sone şeklinde şiir yazdığını görüyoruz. Servet-i Fünûn şairlerinin hemen hepsi bu nazım şeklini benimser.
Sone kafiye sistemi üçe ayrılır:
1. İtalyan tipi: Kafiye şeması abba, abba, ccd, ede
2. Fransız tipi: Kafiye şeması abba, abba, ccd, eed (İtalyan ve Fransız tipi sone arasındaki tek fark son üçlüğün düzenindedir.)
3. İngiliz tipi: Mısra sayısı değişmemekle beraber ilk on iki mısra tek bir bend, son iki mısra da ayrı bir bend halinde yazılırlar.
2. Fransız tipi: Kafiye şeması abba, abba, ccd, eed (İtalyan ve Fransız tipi sone arasındaki tek fark son üçlüğün düzenindedir.)
3. İngiliz tipi: Mısra sayısı değişmemekle beraber ilk on iki mısra tek bir bend, son iki mısra da ayrı bir bend halinde yazılırlar.
Özellikleri:
1. Genel olarak kısa şiir, türkü demektir.
2. 14 mısradan oluşan ve daha çok lirik konuların işlendiği bir nazım şeklidir.
3. İlk iki bent dörder, son iki bent üçer mısradır.2. 14 mısradan oluşan ve daha çok lirik konuların işlendiği bir nazım şeklidir.
4. Kafiye örgüsü şöyledir. abba abba ccd ede
5. Türk şairleri sonenin kafiye örgüsünde serbest hareket etmişlerdir.
6. Edebiyatımıza Servet-i Fünun döneminde Fransız Edebiyatı etkisiyle geçmiştir.
7. Tevfik Fikret ve Cenap Şehabettin bu türün örneklerini çok vermişlerdir.
KUŞLAR
Bütün yaz bahçelerde ötüşen minimini
Kuşların o sevdalı sesleri işitilir
Onların Allah yollar sularını, yemini,
Onlar yalnız uçmayı ve ötmesini bilir.
Biri bir dalda yorgun, bir çılgın, havada
Biri daha ötede öter, durmadan öter
Akşam olunca döner, birleşirler yuvada
Melekler bu yuvayı kanatlarıyla örter
Gönül sen de kaygısız, bu kuşlara benzersin
Dilerim Allah’ımın rahmeti eksilmesin
Baharın bu zavallı kuşları üzerinden
Onlar baharın ruhu, kırların neşesidir
O sevdalı kuşların musikisi, sesidir
Bana şiirlerimin ahengini öğreten
A. Kutsi Tecer
…Terza Rima…
(Nazım Biçimleri)
(Nazım Biçimleri)
1. İtalyan edebiyatı’na mahsus bir nazım şeklidir.
2. Üçer mısralık üç bent ve sonda yer alan tek mısradan oluşur. Yani Üç dizeli bentlerden oluşur, son bent tek dizeden meydana gelir.
3. Kafiye düzeni, örüşük kafiyedir; aba, bcb, cdc, d şeklindedir.
4. Dante’nin İlahi Komedyası terza-rima örneğidir.
5. Edebiyatımızda terza-rimayı ilk önce Servet-i Fünûncular kullanmıştır.
6. Servet-ı Fünun şairleri tarafından batıdan alınarak edebiyatımıza kazandırılmış nazım biçimidir.
Not: Terza-rimaya uyak düzeni nedeniyle örüşük uyak da denilir.
Triyole, on mısralı bir nazım şeklidir. Önce iki mısralı kısım, sonra dörder mısralı iki kısım gelir. Birinci kısmın ilk mısrası birinci dörtlüğün sonunda, yine birinci kısmın ikinci mısrası ikinci dörtlüğün sonunda tekrarlanır. Dört mısralı kısımlarda, eklenen mısraların ilk üç mısra ile anlam bütünlüğü sağlaması gerekir. Kafiye şeması şöyledir: Ab aaaa bbbb. Örnek:
- Yüzünde hasta-i sevdâ gibi melâlet var,
- Nedir bu hâl-i perişanın ey hilâl-seher?
- Sabâh-ı feyz-i bahâride mübtesem ezhâr
- Çemen çemen mütemevvic nesîm-i anber-bâr:
- Niçin? Ben anlamadım kimden etsem istifsâr?
- Yüzünde hasta-i sevdâ gibi melâlat var!
- Dem-i seherde yanında şu parlayan ahter
- Hazan içinde solan bir çiçek gibi dil-ber
- Sürûr fec ile şâdân iken bütün yerler,
- Nedir bu hâl-i perişanın ey hilâl-i seher?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder