Edirne'nin geleneksel yağlı güreşi Kırkpınar, yalnızca bir güreş olayı değil, kentte yaşamı da etkileyen bir olaydır. 2005 yılında 644'üncüsü yapılan Kırkpınar güreşleri efsanevi bir kökene dayanır. Bu bölümde Kırkpınar Etkinliği, tarihi geçmişi, gelenekleri, söylenceleri ve günümüzdeki konumuyla değerlendirilecektir.
Kırkpınar Söylencesi
Orhan Gazi'nin Rumeli'yi ele geçirmek amacıyla düzenlediği seferler sırasında, kardeşi Süleyman Paşa 40 askerle Domuzhisarı üstünde yürür. Salla karşı kıyıya geçerler. Domuzhisarı'nı ele geçirirler. Öbür hisarların da ele geçirilmesinden sonra, 40 kişilik öncü birlik geri döner.İşte bu sefer sırasında gruptaki askerler, mola verdikleri her yerde güreşe tutuşurlarmış, bu birlikten iki yiğitin tutuştukları güreşte ise bir türlü kazanan olmazmış. Önce şimdi Yunanistan sınırlar içindeki Samona'da güreşe tutuşmuşlar,günlerce süren güreşte çiftin yenişememiş. Daha sonra, Hıdrellez gününde, Ahırköy çayırında(bazılarına göre Edirne'ye 17 km. ötede Ortaköy Şosesi üzerlerinde), aynı çift yeniden güreşe tutuşmuş.Sabahtan geceyarısına değin süren güreşte, ikisi de solukları kesilip çayıra yığılıp kalmış, vefat etmişler.Arkadaşları da onları bir incir ağacı altına gömmüş.
Yılllar sonra çıktıkları bir başka seferde arkadaşlarının mezarı başına gelen savaşçılar, burada akan gür bir pınar görürler. Halk orada yatanların "Kırklardan" (ermiş) olduğuna inanır. Yöreyi Kırkpınar diye adlandırır. Bir söylenceye göre de, oraya ayak basanlar 40 kişi olduklarından adı Kırkpınar kalmıştır. Sonraki yıllarda aynı yerde ölen kişilerin anısına güreş tutulmaya başlanmıştır. Zamanla gelenekselleşmiş ve Kırkpınar Yağlı güreşlerine dönüşmüştür.
Bir başka Kırkpınar değerlendirmesi de; bu güreşlerin, Türkler Edirne'yi almadan yüz yıl önce Rumeli'ye geçen Sarı Saltuk tarafından oralara taşındığı ve Türklerin sonradan Sultan I.Murat döneminde bu güreşlere sahip çıktığı yönündedir.
Cumhuriyet Döneminde Kırkpınar Güreşleri
Kırkpınar Güreşleri, önce Balkan Savaşları; sonra I.Dünya Savaşı ve Yunan İşgali nedeniyle sınırlarımızın geçirdiği değişiklikler yüzünden asıl yerinde (Yunanistan'ın Samona Köyü Merası) ve kendi düzeninde yapılamazken, bir süre, Edirne dışında kalan ve Virantekke denilen yerde gerçekleştirilmiştir.
Cumhuriyet sonrasında (1924) ise, Kırkpınar adıyla değilse bile, ilk güreşler; dönemin Edirne Milli Eğitim Müdürü İsmail Habib Sevük tarafından, Türk Ocağı'na yardım amacıyla ve Sarayiçi'nde düzenlenmiştir.
Sonra bir süre Kırkpınar ağaları tarafından düzenlenen güreşler, izleyen yıllarda, Çocuk Esirgeme Kurumu ve Kızılay yöneticileri tarafından kurum yararına gerçekleştirilmiş; 1946 yılında Edirne Belediyesine geçmiştir.
Kırkpınar Güreşlerinde Ne Nedir?
Kırkpınar Etkinliklerinin vazgeçilmez unsurları şunlardır:
Kırkpınar Ağaları
Eskiden güreşler ağanın denetiminde yapılırdı. Kırkpınar Güreşlerinin en ilginç yönü Kırkpınar ağalığıdır.Pehlivanları çağıran, yarışmaları düzenleyen, gelen konukları ağırlayan, yemek ve yatacak yerlerini temin eden, örf ve adetlere uygun olarak güreşlerin yapılmasını sağlayan , ödüller veren ve güvenlik düzeni alan yetkilidir.
1950 yılından bugüne kadar Kırkpınar ağaları şunlardır:
YILI | KIRKPINAR AĞASI |
---|---|
1950 | Edirneli Murat Şener |
1951 | Edirneli Murat Şener |
1952 | Edirneli Murat Şener |
1953 | Edirneli Nurettin Manyas |
1954 | Edirneli Yaşar Yardımcı |
1955 | Edirneli Mehmet Çardaktan |
1956 | Edirneli İbrahim Bildik |
1957 | Edirneli Hüseyin Özakıncı |
1958 | Edirneli Ahmet Merter |
1959 | Edirneli Ahmet Merter |
1960 | Edirneli Salim Doğramacılar |
1961 | Edirneli Hilmi Atakan |
1962 | Edirneli Muhittin Ağaoğulları |
1963 | Edirneli Ali Rıza Keleşoğlu |
1964 | Edirneli Hasan Vatan |
1965 | Edirneli Hakkı Meriç |
1966 | Edirneli Muzaffer Bilge |
1967 | Çanakkaleli Muzaffer Şahin |
1968 | Çanakkaleli Muzaffer Şahin |
1969 | Karamürselli Gazanfer Bilge |
1970 | Karamürselli Gazanfer Bilge |
1971 | İstanbullu Celal Hacı Eyüboğlu |
1972 | Babaeskili Doğan Görkey |
1973 | Tokatlı Hamit Kaplan |
1974 | Samsunlu Şevki Alan |
1975 | Akyazılı Zülküf Karabulut |
1976 | Akyazılı Zülküf Karabulut |
1977 | Edirneli Murat Şener |
1978 | Tekirdağlı Sebahattin Tekcan |
1979 | Bandırmalı Süleyman Özmercan |
1980 | Edirneli Cemal Pul |
1981 | Edirneli Mehmet İriş |
1982 | Edirneli Ali Ayağ |
1983 | Edirneli Ali Ayağ |
1984 | İstanbullu Mustafa Bilgin |
1985 | İstanbullu Mustafa Bilgin |
1986 | İstanbullu Halil Kılıçoğlu |
1987 | Samsunlu Hasbi Menteşeoğlu |
1988 | Bursalı İbrahim Çayla |
1989 | Malatyalı Kemal Özkan |
1990 | Çanakkaleli Murat Köse |
1991 | Bayburtlu Alper Yazoğlu |
1992 | Bayburtlu Alper Yazoğlu |
1993 | Bayburtlu Alper Yazoğlu |
1994 | İstanbullu Oğuzhan Bilgin |
1995 | Tokatlı Hüseyin Şahin |
1996 | Tokatlı Hüseyin Şahin |
1997 | Tokatlı Hüseyin Şahin |
1998 | Tokatlı Hüseyin Şahin |
1999 | Babaeskili Ayhan Sezer |
2000 | Emin Doğnasoy |
2001 | Mustafa Saruhan Adına Oğlu Murat Saruhan |
2002 | Mardinli M.Sait Yavuz |
2003 | Necdet Çakır |
2004 | Edirneli Mustafa Altunhan |
2005 | İzmitli Adem Tüysüz |
2006 | İzmitli Adem Tüysüz |
Başpehlivan
Kırkpınar'ın en büyük ödülünü Başpehlivan alır ve bir yıl süreyle Türkiye Başpehlivanı ünvanını elinde tutar. Bu ünvanı üç yıl arka arkaya koruduğu takdirde Altın kemerin sahibi olur. Diğer kategorilerde birinci olanlara ve dereceye giren pehlivanlara verilen ödül ise özendirme niteliğindedir. Pehlivan ödülü para olacağı gibidir. Eski yıllarda Başpehlivana deve, baş-altı pehlivanına boğa, büyük-orta ya kısrak, diğer boylara da bunlara benzer ödüller verilirdi.
Cumhuriyet döneminde Kırkpınar başpehlivanları şunlardır:
YILI | KIRKPINAR BAŞPEHLİVANI |
---|---|
1924 | Arnavut Benli Abdullah |
1925 | Geçkinli Yusuf Pehlivan |
1926 | Edirneli Kara Emin |
1927 | Manisalı Rıfat |
1928 | Kandıralı Kayakçı Ahmet |
1929 | Gastirvalı Mülayim Pehlivan |
1930 | Bandırmalı Kara Ali |
1931 | Bandırmalı Kara Ali |
1932 | Bandırmalı Kara Ali |
1933 | Bandırmalı Kara Ali |
1934 | Gastivarlı Mülayim Pehlivan İle Tekirdağlı Hüseyin Alkaya |
1935 | Tekirdağlı Hüseyin Alkaya |
1936 | Tekirdağlı Hüseyin Alkaya |
1937 | Tekirdağlı Hüseyin Alkaya |
1938 | Tekirdağlı Hüseyin Alkaya |
1939 | Tekirdağlı Hüseyin Alkaya |
1940 | Tekirdağlı Hüseyin Alkaya |
1941 | Tekirdağlı Hüseyin Alkaya |
1942 | Kurtdereli Mehmet |
1943 | Babaeskili İbrahim Esdi |
1944 | Hayrabolulu Süleyman |
1945 | Babaeskili İbrahim Esdi |
1946 | Sındırgılı Şerif Pehlivan |
1947 | Düzceli Çolak İsmail Atay İle Hayrabolulu Süleyman |
1948 | Kuleli Mustafa Pehlivan |
1949 | Sındırgılı Şerif Pehlivan |
1950 | Hayrabolulu Süleyman |
1951 | İzmitli İrfan Atan |
1952 | Balıkesirli Tarzan Mehmet |
1953 | İzmitli İrfan Atan |
1954 | Samsunlu İbrahim Karabacak |
1955 | İzmitli İrfan Atan |
1956 | Samsunlu İbrahim Karabacak |
1957 | Bandırmalı Hasan Acar |
1958 | İzmitli Adil Atan |
1959 | Samsunlu İbtahim Karabacak |
1960 | Samsunlu İbtahim Karabacak |
1961 | Sındırgılı Mehmet Ali Yağcı |
1962 | İzmirli Kara Ali Çelik İle Sındırgılı Mehmet Ali Yağcı |
1963 | Adapazarlı Sezai Kanmaz |
1964 | Sındırgılı Mehmet Ali Yağcı |
1965 | İzmirli Kara Ali Çelik |
1966 | Ordulu Mustafa Bük |
1967 | Ordulu Mustafa Büku |
1968 | Ordulu Mustafa Bük |
1969 | Babaeskili Nazmi Uzun |
1970 | İzmirli Kara Ali Çelik İle Karamürselli Aydın Demir |
1971 | Hasan Şahin |
1972 | Arap Mustafa Yıldız |
1973 | Ordulu Davut Yılmaz |
1974 | İzmirli Kara Ali Çelik |
1975 | Yarıda Kaldı |
1976 | Karamürselli Aydın Demir |
1977 | Karamürselli Aydın Demir |
1978 | Karamürselli Aydın Demir |
1979 | Sabri Demir |
1980 | Muğlalı Mehmet Güçlü |
1981 | Arap Mustafa Yılmaz |
1982 | Denizlili Hüseyin Çokal |
1983 | Denizlili Hüseyin Çokal |
1984 | Denizlili Hüseyin Çokal |
1985 | Sabri Acar |
1986 | İbrahim Gümüş |
1987 | Recep Kılıç |
1988 | Recep Gürbüz |
1989 | Saffet Kayalı |
1990 | Karamürselli Ahmet Taşçı |
1991 | Karamürselli Ahmet Taşçı |
1992 | Karamürselli Ahmet Taşçı |
1993 | Karamürselli Ahmet Taşçı |
1994 | Karamürselli Ahmet Taşçı |
1995 | Karamürselli Ahmet Taşçı |
1996 | Karamürselli Ahmet Taşçı |
1997 | Karamürselli Ahmet Taşçı |
1998 | Cengiz Elbeyi |
1999 | Karamürselli Ahmet Taşçı |
2000 | Karamürselli Ahmet Taşçı |
2001 | Ankaralı Vedat Ergin |
2002 | Hasan Tuna |
2003 | Kenan Şimşek |
2004 | Samsunlu Recep Kara |
2005 | Karamürselli Ahmet Taşçı |
2006 | Antalyalı Osman Aynur |
Cazgır
Yağlı güreşte pehlivanları seyircilere tanıtan, güreşe başlatan kişiye Cazgır veya Salavatçı denir.Cazgır hakem heyetinin eşleştirdiği pehlivanların adlarını, sanlarını, oyunlardaki hünerlerini, uygun mısra ve dualarla tanıtır.
Yağlanma
Güreşler, kavranması güç olsun diye, pehlivanlar güreş meydanının uygun bir yerinde yağ ve su ile doldurulmuş kazanların etrafında yağlanırlar. Pehlivanlar önce sağ el ile sol omuza, göğüse, kol ve kispete yağ sürerler, daha sonra sol el ile aynı işlemi yaparlar. Güreş başladıktan sonra pehlivanlar çayırda dolaşan ibrikçilerden diledikleri zaman yağ ve su alabilirler.
Peşrev
Peşrev, bir ısınma ve kültür-fizik hareketidir. Ahenkli bir şekilde yapılan bu hareketler, seyircilerin zevkini okşar, pehlivanın moralini yükseltir. Pehlivan peşrev ile nefesini, kaslarını ve kalbini biraz sonra başlayacak olan mücadeleye hazırlar.
Güreşmek üzere hakem heyeti önüne gelmiş pehlivanların cazgır tarafında takdimi ve duası yapıldıktan sonra verdiği işaretle, çalınmaya başlayan davulların ve zurnaların nağmeleri arasında pehlivanlar ahenkli bir şekilde ellerini ve kollarını sallayarak peşreve başlarlar. Peşrevde üç kez ileri, üç kez de geri gidişten sonra yere sol diz ile çökülerek önce sağ el yere , dize , dudağa ve alına üç defa değdirilir. Hatta bazıları tarafından bir ot koparılarak ağza alınır ve ısırılır. Bu merasim bittikten sonra tekrar sıçrayarak arada sırada Hayda bre pehlivan diye bağırılır. Karşılıklı gidiş ve gelişten sonra hasmın paçaları yoklanır ve sırtı sıvazlanır, enseler bağlanır, eller tutuşur ve birkaç defa sallanılır, güreşe böylece girilmiş olur.
Kispet
Yağlı güreşe çıkan her pehlivanın güreş malzemesinin başında Kispet gelir. Manda, dana ve malak derisinden yapılan kispetin bel kısmı dört parmak genişliğinde ve kalın olur. Beli sarması için kalın ip geçirilir ,bu kısma Kasnak denir. Kispetin diz kapağının altına gelen yere Paça denir. Paça ile baldır arasına Paçabent denilen keçe konur , deri kısım keçenin üzerine çekilir ve üzeri sicimle sıkıca bağlanır. Sıkı bağlanmayan paçadan içeri giren parmaklar sayesinde oyun almak kolaylaşır.
Zembil
Kispetler Zembil adı verilen sazdan bittiğinde kispet temizlenir derisinin kurumaması için yağlanır ve bir sonraki güreşe hazırlık yapmak üzere zembile konur. Güreşi bırakan pehlivan zembilini duvara asarak bir daha güreşmeyeceğini anlatmak ister.
Davul ve Zurna
Kırkpınar da davul ve zurnacılık belli gruplara açık artırma ile verilir. Davul ve zurnalar eşliğinde güreşçiler Tutuş'a çağrılır ve güreş havaları ile hem pehlivanlar, hem de seyirciler coşturulur.
Kırmızı Dipli Mum
Kırmızı dipli mum bildiğimiz parafin mumların dip tarafına kırmızı boya sürülmüş olanıdır. Kırkpınar ağalığını yüklenen kişiler Mart ayı başından itibaren köylere, kasabalara, şehirlere Mühürlü Kırmızı Dipli Mumları göndererek panayırın ne zaman açılacağını, güreşlerin hangi tarihte yapılacağını bildirirlerdi. Kırmızı dipli mumlar köy ve kasabaların kahvelerinin yüksekçe bir yerine asılır, böylece herkes Kırkpınar'a davet edildiklerini anlarlardı.
Yağlı Güreş Oyunları
Yağlı Güreşlerdeki oyunlar; ayakta yapılan oyunlar ve yerde yapılan oyunlar olarak maksatlarına göre , Elense, İç tırpan, dış tırpan, kaz kanadı, ayakta güreşi bağlama, budama, paça, kazık, kepçe, ters kepçe, kılıç atma, payanda, kemane, kemane çekme, kol bastı, tilki kuyruğu, köpek kuyruğu, yerde sürüme, köstek, künde (oturak kündesi, ayak kündesi, şark kündesi, bel kündesi), boyunduruk, kurt kapanı, yanbaş ve kombine oyunlar paça kazık, ellerin kenetlenmesi, sarma, cezayir sarması gibi sıralanabilir.
Yağlı Güreşlerde Cezalar
Ceza gerektiren konular şunlardır :
- Rakibe , hakeme veya seyircilere söz veya el kol hareketi ile hakaret etmek,
- Güreş esnasında rakibi ile münakaşa etmek ,tartışmak,
- Ciddi güreş yapmamak, şike yapmak.
Yağlı güreşlerde yasak oyun ve diğer yağlı güreş kurallarına uymamak, hakem uyarılarını dinlememek. Müsabakalar eleme usulü olup, yenilen elenir, kazanan devam eder.
Kırkpınar Töre ve Gelenekleri
Kırkpınar Güreşlerinin kendine özgü kuralları ve töreleri vardır. Düzenleme görevi Kırkpınar Ağasındadır. Ağalık, açık arttırmada bir koça en çok para verende kalır.Ağa, güreşleri düzenler, tüm masrafları da üstlenir. "Er Meydanı" da denen Kırkpınar'da güreşçileri halka tanıtan, güreşleri halka sunmak için "peşrev" çeken, "cazgır"lar da ilginç bir görüntü sergiler.
Hıdrellez'den 20-25 gün önce Ağa, yöredeki yerleşim merkezlerine tanınmış kişi ve pehlivanlara, kırmızı dipli mumlarla çağrı gönderir. Güreşlere bir hafta kala, çevreden esnaf ve satıcılar meydanın çevresindeki işyerlerinde mallarını sergilemeye başlarlar.
Günümüzde, Kırkpınar güreşlerinin tarihi, her yıl Edirne Belediyesince tespit edilerek ilan edilmektedir.Geleneklerin korunduğu güreşler, halen yürürlükte bulunan 14 Mayıs 1984 tarihli 18401 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan Yağlı Güreş Yönetmeliği hükümlerine uygun olarak düzenlenmektedir. Hakemler, kule ve meydan hakemleri olarak yönetmelik hükümlerine göre görev yaparlar. Pehlivanların kayıt işlemleri, sağlık muayeneleri ve boy ayrımları görevli hakemlerce yerine getirilir.
İlk gün hazırlık niteliğinde güreşler yapılır. Pehlivanların belden yukarıları çıplaktır. Meşin deriden "kıspet" denilen paçaları dar bir don giyerler. Yağlanıp tartıya çıkarlar. Daha sonra "cazgır" lar, onları "peşrev" çekerek tanıtır.
Peşrevin ardından davul-zurna eşliğinde güreşçiler "tutuş"a davet edilir.Gelir, el sıkışır ve halkı selamlarlar. Eski pehlivanlardan Ağa'nın seçtiği hakemler güreşi izler ve kararlarını bildirirler. İlk iki günde "deste", "küçük", ve "orta" boy güreşleri yapılır. Üçüncü gün "başaltı" ve "başpehlivanlık" güreşleri yapılır.
Güreşlerin sonunda sonraki yılın Kırkpınar Ağasının belirlenmesiyle, eski ağaların çadırına gidilir. Kutlama sonucunda yeni ağanın çadırına dönülür. Tellal, cazgır, meydancı, sucu, yağcı gibi hizmet edenlere yeni ağa uygun bahşişler verir. Ödül töreninin ardından eski ağa, kapanış niteliğinde mevlit okutur.
Kırkpınar'da dereceye giren pehlivanlara çeşitli kamu kurum ve kuruluşları ile özel kişi ve kuruluşlarca çeşitli hediyeler verilir.
Baş pehlivana Altın Kemer takılır. Eğer Baş pehlivan üç yıl ardarda Altın Kemer'i kazanırsa kemerin sahibi olur.
Edirne Belediyesince de ilk üç dereceye giren pehlivanlara altın, gümüş, bronz, madalya ve kategorilere göre tesbit edilen para ödülü verilir. Bunun yanısıra güreşe katılan tüm pehlivanlara yolluk ve tur ücreti ödenir.
Edirne Belediyesi Kırkpınar güreş ve şenliklerinin turistik önemini de dikkate alarak gerek yurt içi, gerekse yurtdışında da ilgi görmesi için çalışmalar yapmaktadır.
Kel Aliço'nun Kırılamayan Rekoru
Cumhuriyet öncesi tespit edilebilen en uzun süreli ilk Başpehlivanı Kel Aliço'dur ve 26 yıl boyunca Kırkpınar Başpehlivanı olmuştur. Adalı Halil'in de ustası olan Kel Aliço, 1922 yılında vefat etmiş ve İpsala'nın Koyunyeri köyüne gömülmüştür.
Sert güreşleri nedeniyle "Gaddar Aliço" olarak ta anılmaktadır.
Kırkpınar Oyunları'nın Özellikleri
Kırkpınar güreş oyunları belli kurallar bütünüyle bir özellik arz eder. Bu özellikler Yenme ve Yenilme Biçimleri olarak bilinir:
Yenme ve Yenilme Biçimleri
Yağlı güreşlerde şu altı durum yenmenin ve yenilmenin işareti sayılır.
- Rakibi yerde çevirerek veya ayakta düşürerek SIRTÜSTÜ getirmek;
- Rakibi ayaklarından yakalayarak ve tepe üstü dikerek, yani ÇİVİYUKARI yaparak sırtını yere getirmek;
- Rakibi kıç üstü düşürerek veya arka üstü getirerek AÇIK DÜŞÜRMEK;
- Rakibi kucaklayarak ve ayaklarını yerden keserek en az üç adım taşımak, yani TARTARAK YENMEK;
- PES ETTİRMEK;
- Rakibin ayağından kispetin çıkması veya boydan boya yırtılmasıyla kıspet çıkarmak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder