Döneme özgü özellikler:
Kağanın "kut"lu olduğu inancı(Tanrı gibi gökte olmuş Türk Bilge Kağan...)
Gök Tanrı inancı( inanç sistemi)
Devlet idaresindeki birtakım unsurlarşadpıt, tarkat, buyruk beyleri...)
Ordunun sevk edilmesi, düzenlenen askeri seferler
Dönemin yer adlarıÖtüken,Şantung Ovası,Demir Kapı,İnci Nehri,Tibet)
Çinlilerle anlaşmalar yapıldığı (siyasi zihniyet)
Çinlilerle ipek,altın , gümüş ticareti yapıldığı (ekonomik zihniyet
Çinlilerin Türklere yaptığı hileler, entrikalar...(siyasi ilişkiler)
Kısa cümlelerin kullanılması, dilin ÖzTürkçe olması,anlatımda aliterasyonlar görülmesi,bir söylev niteliğinde olması edebi zevki yansıtmaktadır.
1.ETKİNLİK:
a) Orhun Yazıtları, Moğolistan'ın kuzeyinde, Baykal gölünün gü*neyinde, Orhun ırmağı vadisindeki Koşo Saydam gölü yakınla*rındadır. Bu yazıtlardan Kül Tigin ve Bilge Kağan Anıtları, Koçho Tsaydam bölgesindeki Orhun Irmağı civarında; Bilge Ton-yukuk Anıtları ise, Kül Tigin ve Bilge Kağan yazıtlarından yakla*şık 360 km uzakta, Tola Irmağı'nın yukarı yatağındaki Bayn Tsokto bölgesindedir.
Göktürk alfabesi otuz sekiz harften meydana gelir. Dördü sesli olup, sekiz sesi karşılar, gerisi sessizdir. Ayrıca ok, ko, uk, ku, ük, kü, nç, nd, gibi heceler ayrı harflerle gösterilmiştir. Sesli harfleri, sessizler okutur. Sağdan sola doğru yazılır.
b) Türk adının ilk geçtiği ve yazılı ilk edebi belgelerimiz olduğu için...
c)Türk tarihi hakkında bilgi veren bu anıtlar, Türkler tarafından yazılmış ilk belgelerdir.
Türk adının geçtiği ilk Türkçe metin özelliğini taşırlar.
Yazıtlarda, Türk adı ilk olarak bir milleti ifade etmek üzere kullanılmıştır.
Türk dili ve edebiyatının en eski örneğidir.
Türk yazısının en eski alfabesiyle yazılmıştır.
Orta Asya kültürünün en açık olarak ifade edildiği belge özelliğini taşırlar.
Yazıtlarda, Türklerin tarihlerinin araştırılmasına imkan veren, ekonomik, sosyal ve kültürel hayatlarıyla ilgili bilgiler bulunmaktadır.
Yazıtlar, sadece mezar taşları olmayıp, bütün Türk boylarına seslenen siyasî bir beyanname karakterini taşımaktadır.
3) Metnin temel düşüncesi Bilge Kağan'ın milletine nutuk tarzında öğütleridir.Metnin içeriği de bu düşünceye paralel olarak söylev tarzında şekillenmektedir.
4) tengri>Tanrı
teg > gibi
tengride > gökte
olmış > olmuş
kagan > kağan (g>ğ değişimi)
ödke > zamanda (artık kullanılmıyor)
olurtum > oturdum (ses değişikliğine uğramış)
sabımın > sözümün (artık kullanılmıyor)
tüketi > tamamıyla ( artık kullanılmıyor)
eşidgil> işit ( e>i değişimi d>t değişimi ,-gil eki de emir kipi şeklinde kullanılmıyor)
ulayu > bilhassa (kullanımdan düşmüş
ini > küçük (kullanımda düşmüş)
yiünüm> şeklini almış
oğlanım> oğlum şeklini almış
biriki>bütün (kullanılmıyor)
oguşum > soyum (kullanımdan düşmüş)
budun>millet ( kullanılmıyor)
biriye>güneydeki
begler> beyler ( g>y değişimiyle günümüze ulaşmış
Bazı sözcüklerin günümüzde kullanılmadığı bazılarının da ses değişikliğine uğrayarak günümüze kadar geldiğini görüyoruz.
5) Bengü taş; ebedî, sonsuz taş demektir. Özellikle ka*ğanların ve devletin ileri gelenlerinin ölümünden sonra, onlar adına bir anıt yaptırmak, Göktürklerde bir gelenek hâlini almış*tır. Diktirilen taşlar üzerine kağanlar istediklerini yazmış, bütün milletin ona göre davranmasını istemişlerdir. Bu sözlerin taşlar üzerinde ebedî olarak kalacağını ve Türk milletinin sonsuza ka*dar bunlardan ders alacağını düşündükleri için diktirdikleri taş*lara "bengü taş" adını vermişlerdir. Göktürklerden sonra Uy*gurlar bu geleneği devam ettirmişlerdir.
2.ETKİNLİK:Okuduğumuz metinde Bilge Kağan sözünün herkes tarafından tamamen işitilmesini isteyerek söze başlamış, daha sonra yaptığı seferlerden bahsetmiştir.Milletine seslenerek Ötüken ormanında oturmaları halinde güvende olacaklarını Çinlilerin yaptıkları hileleri ve bu hilelere daha önce inananların ne hale geldiklerini, hakimiyetlerini nasıl kaybettiklerini bu yüzden de ancak birlik olarak ve beraber yaşayarak güvende olacaklarını belirtmiştir.
SAYFA 61:
6)"Bir gün Mihrace halka dağ, ırmak, göl ve ağaç tanrılarına dua etmelerini ve kurban sunmalarını emretti."
"Sudaki şeytanlar vurup gemiyi sulara gömerler."
"Eğer Burkan talihini bulursanız beni de unutmayınız, sizin talihinizle biz de bu günahkar bedenden kurtulalım."
"O zaman kötü düşünceli Şehzade'nin gönlüne şeytan düşüncesi geldi"
"Bunun üzerine Burkan (Buda)..." gibi söz ve ifadeler Uygurların dini inançlarını yansıtmaktadır.Bu ifadeler metnin dini içerikli olduğunu gösteriyor.
7. Uygur dönemi metinlerin genel özellikleri:
Daha çok Buddha ve Mani dininin esaslarını anlatan metinlerdir.
Bunlar Turfan yöresinde yapılan kazılarda ortaya çıkarılmıştır.
Uygurların kağıda kitap basma tekniğini bildikleri anlaşılmaktadır.
Dönemden kalma birçok hikayenin yanında “kökünç” denilen bir tür ilkel tiyatro eserleri de vardır
Uygurlar bu eserleri 14 harfli Uygur alfabesiyle yazmışlardır.Her iki metin de dönemin zihniyetini yansıtır.
3.ETKİNLİK:
1.metin söylev(nutuk) niteliğindedir, 2. metinde böyle bir özellik yoktur.
1.metinde GökTanrı inancı vardır, 2.metin Budizm'in öğretileri vardır.
1.metin daha çok sosyal, siyasi içeriğe sahiptir, 2.metin dinsel içeriğe sahiptir.
Kültür bir milletin sahip olduğu maddi ve manevi bütün ögeleri ifade eder.Edebiyat dille gerçekleştirilen bir etkinlik olarak kültürün içinde yer alır.Gerçekte kültürün temelini "dil" oluşturur.Biliyoruz ki dil, birçok kültür değerinin yaratıcısı olduğu gibi bunların çoğunun da taşıyıcısıdır.Yüksek kültür değerleri arasında yer alan edebi eserler de doğrudan dile dayanır.Peki kültür ile edebiyat arasında nasıl bağ vardır, aradaki ilişkiyi şöyle değerlendirebiliriz.Kültür edebiyata ayrı bir derinlik kazandırır, edebiyat da kültüre canlılık katar, onu zenginleştirir.Kültür ve edebiyat arasındaki bu etkileşim de dil vasıtasıyla olur.Az önce sanat eserleri yüksek kültür değerleridir dedik,örneğin Göktürk Yazıtları.Edebiyatımızın bu ilk şaheseri aynı zamanda Türk hitabet sanatının erişilmez bir örneğidir.Hükümdarane bir üslup ve ihtişamlı bir hitap tarzıdır.Bilge Kağan'ın milletine seslenirken "Dokuz Oğuz Beyleri, milleti!Bu sözümü iyice işit, adam akıllı dinle!Doğudan gün doğusuna, güneyde gün ortasına batıda gün batısına kuzeyde gece ortasına kadar onun içindeki millet hep bana tabidir.""Türk milleti Ötüken ormanında oturursan ebediyen il tutarak oturacaksın." gibi ifadeleri Göktürk Yazıtları'ndaki eşsiz hitabet sanatının örneklerinden sadece birkaçıdır.Bilge Kağan'ın bu sözleri çağları aşan bir kimliğe sahiptir.Onun milletine verdiği öğütler bugün de geçerliliğini korumaktadır.Başka devletlerin hilelerine aldanmanın ne hazin sonuçlar getirdiği bir gerçektir.İşte tarih bilinci kuşaktan kuşağa aktarılan bu gibi kültür değerleriyle oluşur.Yüksek kültüre de ancak Göktürk Yazıtları gibi edebiyat eserleriyle ulaşılabilir.
SAYFA 62:
8)Türklerin ilk yurdu Orta Asya'dır.
Çok geniş bir bölge olan Orta Asya; doğuda Kingan dağları, ba*tıda Hazar denizi, kuzeyde Altay dağları ve Baykal gölü, güneyde Hindikuş ve Karanlık dağlarıyla çevrilidir
Orta Asya Türklerinin yaşamlarının her alanına etki eden Bozkır kültürü ve yarı göçebe yaşam tar*zı, özellikle sosyal yapıyı şekillendirmiştir.
Yaşa*dıkları coğrafyanın zor şartları karşısında ayakta kalabilmek için Türk toplulukları, teşkilatçı bir karakter kazanmışlardır.
Hem siyasi hem de sosyal hayatın teşkilatlı düzeni, Türklerin tarih boyunca pek çok devlet kurmalarının temel sebe*bidir.
Geniş bozkırların ortasında her an saldırıya açık, savunmasız bir coğrafyada yaşayan Türkler, mü*cadeleci ve savaşçı bir karakter kazanmışlardır. İpek Yolu, Türklerin yaşadığı coğrafyanın en önemli ekonomik kaynağıdır.
Çin'den başlayarak, Orta Asya'yı geçen Anadolu'ya hatta Avrupa'ya ulaşan bu ticaret yolu, Türk-Çin savaşlarının da temel sebebidir.
Bu yola hakim olan devletin zenginliğe kavuştuğu düşünülürse, verilen mücadeleler daha kolay anlaşılır. Göktürkler döneminde Çin sınırında ortak pazar şehirleri kurulmuş; canlı bir ticaret ortamı oluşturulmuştur. Bu dönemde Türkler daha çok hayvan ve hayvansal ürünler satmış, tarımsal gıdalar almışlardır.Yerleşik yaşama geçen Uygurlar döneminde tica*ret büyük gelişme göstermiştir.
9) Sözlü dönemde de yazılı edebiyata ait ilk örneklerde de arı bir dil kullanılmıştır.Sözlü edebiyat döneminde daha çok ölüm, tabiat,aşk ayrılık gibi temalar üzerinde durulmuş;yazılı edebiyata ait ilk örneklerde ise daha çok sosyal, siyasi,idari konular ve dini içerik (uygur metinleri) vardır.
4.ETKİNLİK:BKNZ. (hazırlık soruları)
5.ETKİNLİK:Bknz. ( Hazırlık soruları)
SAYFA 64:
Göktürk Yazıtları:
Metnin yazıldığı şartlar..."Dağılan Göktürkleri Bilge Kağan ve kardeşi Kül Tigin tarafından bir araya getirilişi ve Göktürk devletinin yeniden kuruluğu zamanki şartlar"
Tema: Türk ulusunun benliğini unutmaması ve birlik olması gerektiği
Hitabet özellikleri: Yer yer gerçekçi tarih dili; yer yer eleştiri cümleleri yer yer güçlü bir söylev dili kullanılmıştır."
Tarihi ve kültürel önem: Türk yazı dilinin ilk edebi örnekleri olması
Yazılış amacı:Türk ulusunun benliğini unutmaması ve birlik olması, düşmanın tatlı sözüne, hediyelerine kanmaması gerektiğini vurgulamak ve öğüt vermek için yazılmıştır.
Metin yazarının özellikleri: Milletini seven,koruyan kişisel çıkarları doğrultusunda hareket etmeyen,milleti için çalışmaktan bıkmayan, hesap vermekten çekinmeyen, lider özelliklerine sahip...
Metnin hitap ettiği kitle:Türk milleti
ONUNCU YIL NUTKU:
Metnin yazıldığı şartlar: Cumhuriyet'in Kuruluşunun 10. Yıldönümü nedeniyle Kurtuluş Savaşı'nın hesabını veren, bir diğer deyişle ulusal mücadelenin kimlere karşı, niçin ve nasıl verildiğini anlatan, hem de bu mücadelenin Cumhuriyet kurulduktan sonraki safhasında yapılması gerekenler ve yapılacak olanlar...
Tema:" Milletimizin tehlikelere karşı uyanık olması"
Hitabet özellikleri: Güçlü bir söylev dili...
Metin yazarının özellikleri:Milletini seven,koruyan kişisel çıkarları doğrultusunda hareket etmeyen,milleti için çalışmaktan bıkmayan, hesap vermekten çekinmeyen, lider özelliklerine sahip...
Metnin hitap ettiği kitle: TBMM üyelerinin şahsında Türk Milleti...
6.ETKİNLİK:Her ikisinde de hitabetin özellikleri görülmektedir.İkisi de tarihi ve kültürel önemleri bakımından son derece değerlidir.Nutuk Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk'ün Türk milletinin yeniden var olma savaşını; Göktürk Yazıtları ise Türk dilinin ilk edebi örneği olması dolayısıyla eşsiz bir değere sahiptir.
2. "Yurttaşlarım!Büyük Türk Milleti!Türk Milleti!Kutlu olsun! Ne Mutlu Türk'üm Diyene!"
3. Çinlilerin tatlı sözlerine , ipek kumaşına aldanmamayı,Güneye Çogay Ormanına Tögüldün Ovası'na gidilmemesi,Ötüken Ormanında oturmaları halinde güvende olacakları,milletin incitilmemesi, zahmet çektirilmemesi, beslenmesi gibi uyarı ve öğütler verilmektedir.
7.ETKİNLİK:
Göktürk Yazıtlarını (Orhun , Âbideleri), yazılı edebiyatımızın ilk ve muhteşem örneğidir. Modern Türkçemizin tüm kuralları, günümüzün bir çok sözcüğü, doğal ve olgun bir söyleyişle, sanki bugünün yapıtlarıymış gibi karşımızdadır.
Bu yazıtlar, bu yönleriyle Türk tarihine ışık tutan önemli belgelerdir. Göktürk Yazıtları, bir hakanın, halkına hesap vermesi, halkın devlete, millete karşı görevlerinin hatırlatılması, düşmanın hilelerine nasıl karşılık verileceğinden söz edilmesi ve Türklerin yüksek ahlak ve seciyesinin anlatılması açısından önemlidir.
Bu anıtlar Türk adının, Türk milletinin isminin geçtiği ilk Türkçe metindir. Türk tarihinin taşlar üzerine yazılmış ilk belgesidir.
Türk töresinin, Türk medeniyetinin, yüksek Türk kültürünün yazılı belgesidir.
Türk hitabet sanatının erişilmez bir şaheseridir. Hükümdârâne eda ve ihtişamlı bir hitap tarzının yazılı örneğidir. Yalın ve keskin üslubun şaşırtıcı örnekleridir. Türk dilinin kaynağı, Türk yazı dilinin başlangıcının bilinmeyen dönemlere kadar gittiğinin delilidir.
Eski Türkçeyi gerek Göktürk, gerekse Uygur Türklerinin bıraktığı eserlerden takip ettiğimiz için de bu yazıtlar, ayrı bir öneme sahiptir...
SAYFA 65:
DEĞERLENDİRME:
1) bknz: 7.etkinlik
2) (D)
3) (Y)
4) (D)
5) Göktürk alfabesidir.
6) Budizm ve Maniheizm
7) (C)
8) (E)
SAYFA 66:
1) Göçebe hayatın izleri, avcılık ve hayvancılıkla uğraşmaları, Gök Tanrı, Maniheizm ve Budizm dinleri, yuğ,sığır,şölen törenleri eski Türk şiirlerine yansımıştır, yani bu şiir örnekleri dönemin zihniyetini yansıtır.
2) (D)
3) (D)
4) (D)
5) koşuk
6) sagu
7) (E)
8) (E)
9) (C)
10) ( D)
SAYFA 67
11) (D)
12) (A)
SAYFA 72-78
İSLAMİ DÖNEMDE İLK DİL VE EDEBİYAT ÜRÜNLERİ (11-12.YÜZYIL)
HAZIRLIK:
Sayfa 72:
Hakaniye(Karahanlı) Türkçesi:
Hakaniye Lehçesi Karahanlı Türkçesine veya Türkçe'nin Karahanlı dönemine verilen isimdir.11.ve 12.yüzyıllarda Doğu ve Batı Türkistan'da kullanılmış ilk İslami Türk Orta Asya edebi dili olarak anılır.
Karahanlı Türkçe eserler
Her ne kadar Gaznelilerle Selçuk Oğulları Türkçe'ye büyük bir önem vermiyerek Farsça'ya daha düşkünlük göstermişlerse de öbür Türkler ve Türk büyükleri ulusal dile değer vermişler ve sayıları yirmibiri bulan eserler bırakmışlardır. Bunlardan elimize ulaşan en önemli ve değerlileri;
Karahanlı Devleti zamanında ilk defa Hakaniye Türkçesi ile yazılmış olan Yusuf Has Hacip (Yūsuf Khāss Hājib)'in yazdığı ünlü Kutadgu Bilig ismindeki eseri ile aynı yüzyılda yazılmış bulunan Kaşgarlı Mahmut'un ünlü eseri Divân-ı Lügati't-Türk'tür. İbn Muhannā'nın bahsettiği dört, Ebu Hayyan (Abū Mūsā Ǧābir ibn Ḥayyān)'nın bahsettiği Bilik ismindeki bir eser ve diğerleri günümüze kadar ne yazıkki bulunamamıştır. Karahanlılar dönemde Çuçu isminde de bir Türk şairi yetişmiştir.
Daha ayrıntılı bilgi için linke tıklayınız Hakaniye Türkçesi
* 11.- 12. Yüzyıl Tarihi, Siyasi ve Sosyal Yapı:
Türkler, 8. yy’dan itibaren Müslümanlığın etkisinde kalarak yeni dini kabul etmeye başlamışlardır. Müslümanlığı önce doğudaki Maveraünnehir yöresinde yerleşmiş bulunan Türkler arasında yayılması 10.yüzyılda gerçekleşmiştir.9. yy’ın ortalarında kurulan Samanoğulları Devleti halkının çoğunun Türk olduğunu ancak resmi dil olarak Arapça ve Farsça’yı kullandıklarını biliyoruz. Nitekim, 10. yy.’ın ortalarında kurularak 12. yy.’uın sonlarına kadar egemenliğini sürdürmüş olan Gazneliler de sarayın ve ordunun kullandığı dil Türkçe olmakla birlikte resmi dil gene Arapçadır. Daha 8. yy.’ın sonlarında Fergana, Kaşgar, Aksu yörelerinde devlet kuran Karahanlılar 10. yy.’ın ilk yarısında hükümdarları Satuk Buğra Han’ın Müslümanlığı kabul etmesi üzerine Müslüman olarak ilk Müslüman Türk Devletini kurarlar. Böylece 8. yy.’dan itibaren Müslüman olmaya başlayan Türkler’in yaşadığı Maveraünnehr, Horasan, Kaşgar yöresi 4 yüzyıl süren bir dönem içerisinde Müslüman olmuştur. Müslüman olan Türklerin ibadet için Kuran okumaları gerekiyordu. Böylece Türkler, Müslüman diğer milletler gibi Arap yazısını kullanmaya başladılar. Müslüman olan Türklerin yavaş yavaş İslam kültürüne girmesinde Araplardan çok İranlıların etkisi olmuştur. Başka bir değişle İslam kültürü, dünya görüşü ve bunların ürünü olan ortak İslam edebiyatının iç ve dış yapısını oluşturan ögeler İranlıların aracılığıyla Türk edebiyatına girmiştir.
11.ve 12.yüzyıllarda Türklerin tarihi, siyasi ve sosyal yapısı
* http://www.kultur.gov.tr/
* İLK İSLAMİ ESERLERİMİZ
KUTADGU BİLİG: (1069-1070) 11. yy.de Yusuf Has Hacip tarafından yazılmıştır. Eserin adı “Mutluluk Veren Bilgi” anlamına gelmektedir. İdeal bir devlet yönetiminin nasıl olması gerektiğini birtakım sembollerle anlatan manzum ve didaktik bir eserdir. Türk Edebiyatı’nda aruz ölçüsü, beyit nazım birimi ve mesnevi nazım biçimi ilk kez bu eserde kullanılmıştır. Edebiyatımızdaki ilk alegorik eserdir. Beyit ve dörtlüklerden oluşmuştur. Hakaniye Türkçe’siyle yazılmıştır. (6645 beyit, 173 dörtlükten oluşur.- Firdevsi’nin “Şehname”sinden etkilenilmiş.)
· DİVAN-I LÜGAT’İT TÜRK: (1072) 11. yy.de Kaşgarlı Mahmut tarafından yazılmış ilk sözlüğümüzdür. Eserin adı “Türk Dilinin Toplu Sözlüğü” anlamına gelmektedir. Araplara Türkçeyi öğretmek ve Türkçenin Arapça kadar güçlü, zengin bir dil olduğunu kanıtlamak amacıyla yazılmıştır. Türkçe sözcükler Arapça karşılıklarıyla tanımlanmış ve tanımlanan sözcük bir şiir ya da atasözünde kullanılmıştır. Eserde İslâmiyet öncesi Türk Edebiyatı’nın örnekleri (sav, sagu, koşuk, destan) ve Türk dilleri hakkında önemli bilgiler veriliyor; ayrıca ilk Türk dünya haritası vardır.
* İlk Türkçe sözlük
* İlk Türkçe dilbilgisi kitabı
* Zengin bir edebiyat seçkisi (antoloji)
* İlk ansiklopedimiz
* Edebiyat, folklor, tarih, toplumbilim, dil alanında kaynak kitaptır.
ATABET’ÜL HAKAYIK: 12. yy.de Edip Ahmet Yükneki tarafından yazılan bu eserin adı “Gerçeklerin Eşiği” anlamına gelir. Hakaniye Türkçesiyle yazılmıştır. Eserde bilgi, iyilik, din, ahlak gibi kavramların övgüsü yapılmaktadır. Din ve ahlak konusu didaktik olarak işlenmiştir. Bu manzum eser dörtlük ve beyitlerden oluşmaktadır. Ölçüsü aruzdur. (Firdevsi’nin “Şehname”sinden etkilenilmiş.)
DİVAN- HİKMET: Tasavvufi halk edebiyatının ilk örneği olan bu eser 12. yy.de Ahmet Yesevi tarafından yazılmıştır. Önce sözlü gelenekte oluşmuş sonra yazıya geçirilmiştir. Eser halk diliyle, dörtlüklerle ve hece ölçüsüyle yazılmıştır. Hakaniye Türkçesiyle yazılan bu eserde Yesevilik tarikatının öğretisi yapılmaktadır. 13.yy.den başlayarak Anadolu’da gelişen Tekke Edebiyatı’na özellikle Yunus Emre’ye Ahmet Yesevi’nin etkisi büyüktür.
* AHMET YESEVİ:(?-1166) (kısa ve öz)
*12.yüzyılda yaşamıştır.
*Dini-tasavvufi halk şiiri onunla başlamıştır.
*İlk mutasavvıf olarak "yesevi" tarikatını kurmuştur.
*Eserlerini didaktik tarzda yazmıştır.
*"Hikmet" (bilgece söz) tarzı şiir geleneğini başlatmıştır.
* MESNEVİ:
* Bugünkü hikaye ve romanın, sözlü edebiyat dönemindeki destanın divan edebiyatındaki karşılığıdır.
* Divan edebiyatının en uzun nazım şeklidir.
* Beyit sayısı sınırsızdır.
* Savaş, aşk, din, ahlak, menkıbeler… gibi birçok konu işlenir.
* Her beyiti kendi arasında kafiyelenir : (aa/bb/cc/dd/ee/ff...)
* Divan şiirinde bir şairin beş mesnevisine “hamse” denir.
( Fuzuli, Ali Şir Nevai hamse sahibidir)
* En tanınmış mesnevilerimiz:
Aşk konulu > Leyla vü Mecnun ( Fuzuli),
Hüsn ü Aşk (Şeyh Galip)
Mizahi > Harname ( Şeyhi)
Bir şehri anlatan > Şehrengiz ( Taşlıcalı Yahya)
Dini ve Tasavvufi > Mevlit ( Süleyman Çelebi)
Ahlaki ve Öğretici > Hayriye ( Nabi ), Kutadgu Bilig
* ATATÜRK'ÜN TÜRK KÜLTÜR VE MEDENİYETİ İLE İLGİLİ SÖZLERİ
Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür. Bu sözü burada ayrıca izaha lüzum görmüyorum. Çünkü bu, Türkiye Cumhuriyetinin okullarında birçok vesilelerle eser halinde tesbit edilmiştir.
1936
Kültür, okumak, anlamak, görebilmek, görebildiğinden mâna çıkarmak, uyanık davranmak, düşünmek, zekâyı terbiye etmektir.
1936
Türkiye Cumhuriyeti çocukları, kültürel insanlardır. Yani hem kendileri kültür sahibidirler, hem de bu özelliği muhitlerine ve bütün Türk milletine yaymakta olduklarına kanidirler.
1936
Millî kültürün her çığırda açılarak yükselmesini Türk Cumhuriyetinin temel dileği olarak temin edeceğiz.
1932
Bir millî terbiye programından bahsederken, millî karakter ve tarihimizle mütenasip bir kültür kastediyoruz.
Temmuz 1924
Şimdiye kadar takibolunan tahsil ve terbiye usullerinin milletimizin gerilemesinde en mühim etken olduğu kanaatindeyim. Onun için millî terbiye programından bahsederken eski devrin hurafatından ve yaradılışımızla hiç de münasebetli olmayan yabancı fikirlerden, Doğudan ve Batıdan gelen tesirlerden tamamen uzak millî seciye ve tarihimizle mütenasip bir kültür kastediyorum. Çünkü millî dâvamızın inkişafı ancak böyle bir kültür ile temin olunabilir. Lâlettayin bir yabancı kültürü şimdiye kadar izlenen yabancı kültürlerin neticelerini tekrar ettirebilir. Kültür zeminle mütenasiptir. O zemin milletin seciyesidir.
15 Temmuz 1921
Asıl uğraşmaya mecbur olduğumuz şey, yüksek kültürde ve yüksek fazilette dünya birinciliğini tutmaktır.
3.8.1932
Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.
1923
Dünyanın bellibaşlı milletlerini esaretten kurtararak, hâkimiyetlerine kavuşturan büyük fikir cereyanları; köhne müesseselere ümit bağlayanların, çürümüş idare usullerinde kurtuluş kuvveti arayanların amansız düşmanıdır.
1923
Biz cahil dediğimiz zaman mektepte okumamış olanları kasdetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikatı bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikatı gören hakiki âlimler çıkabilir.
22.3.1923
Geçen Kurultaydan bugüne kadar kültürel ve sosyal alanda başardığımız işler Türkiye Cumhuriyetinin millî çehresini kesin çizgilerle ortaya çıkarmıştır.
1935
Yeni harfleri, millî tarihi, öz dili, sanatı, ilmi, müziği, teknik kurumlarıyla kadını erkeğe her hakta eşit, modern Türk sosyetesi bu son yılların eseridir.
1935
Türk Milleti, ancak varlığını derin ve sağlam kültür sınırlarıyla çizdikten sonradır ki onun yüksek kapasitesi ve fazileti milletlerarasında tanınır. Türk Milletine fıtrî rengini veren bu inkılâplardan herbiri çok geniş tarihi devirlerin öğünebileceği büyük işlerden sayılsa yerindedir.
1935
* Kültür dediğimiz zaman bir insan cemiyetinin, devlet hayatında fikrî hayatında, iktisat hayatında yapabilecekleri şeylerin muhassalasını (toplamını) kastediyoruz ki, medeniyet de bundan başka bir şey değildir. (1929 )
* SAYFA 74
* 1.soru: 1.beyitte: Kitabın adını neden Kutadgu Bilig koyduğunu
2.beyitte:Kitabını okuyanlara her iki dünyada da mutluluğun yolunu gösterdiğini
3.beyit: Sözlerinin gerçek olduğunu , insanın iki dünyada da mutlu olması için tutması gereken yolları
4.beyit:Kün Toğdı'nın anlatacağı ilk kişi olduğunu
5.beyit: Sonra Ay Toldı'yı söylediğini mululuk güneşinin onunla parladığını
6.beyit: Kün Togdı'nın töreyi Ay Toldı'nın mutluluğu sembolize ettiğini
7.beyit: Ögdülmiş'in aklı
8.beyit: Odgurmış'ın akıbet'i (hayatın sonu)
9.beyit: ve sözünü bu dört kişi üzerine kurulu olduğunu anlatıyor.
.......
Olay örgüsü:
Metnin tamamında insanın iki dünyada da mutlu olması için gereken yolu göstermek amacıyla eserin temelinin 4 kavram üzerine kurulduğunu ve bunları 4 kişi ile sembolize edildiği
hükümdar ile Ay Toldı'nın diyalogları
Ödülmiş ile Ogdurmış'ın diyalogları şeklindedir.
2) Eser mesnevi nazım biçimiyle ve didaktik tarzda yazılmış bir siyasetnamedir(öğüt kitabı da denebilir) .Yazılış amacı ise her iki dünyada da insanlara mutluluğun yollarını göstermektir.
3) Olaylar adalet,mutluluk,akıl ve hayatın sonunu sembolize eden 4 kişi ağzında anlatılmaktadır.Metinde hükümdar-Aytoldı ; Ögdülmiş ile Ogdurmış'ın diyalogları vardır.Bu karşılıklı konuşma tarzı soyut kavramların somutlaştırılması ve verilmek istenen iletinin okur tarafından daha iyi algılanmasını sağlamaktadır.
4)
kanun ve adaleti temsil eder > Kün Togdı
Mutluluğu temsil eder > Ay Toldı
Aklı ve ilmi temsil eder > Ögdülmiş
Hayatın sonunu temsil eder > Ogdurmış
5) Metinde iki ajunnı (iki dünya ) ; akıbet (hayatın sonu); ihsan , Tanrı , "Yazukka kefaret bolur ig togan(ağrı ve hastalık günahlara kefaret olur." gibi ifadeler İslam inancıyla ilgilidir.
6) 6.beyitteki "Anıngdin yaruyur ıduk kut küni"
7.beyitte: "Bu kün togdı tigli törü ol köni / Bu ay toldı tigli kut ol kör anı ....
7) Din değişse de konuşulan dil Türkçe olduğu ve kültür de dil aracılığıyla gelecek kuşaklara aktarıldığı için hem İslamiyet öncesi hem de İslamiyet sonrası Türk kültürüne ait kelime ve kavramlar bir arada kullanılmıştır.
SAYFA 75
8) İlk üç beyit metnin yazılış amacını belirtir.Bu ifadelerden hareketle Edip Ahmet Yükneki bu eserini Dad İspehsalar Beyinin adının yaşaması kendisine dua ile onun yad edilmesi için yazmıştır.
9)
* Dilini gözet ve az konuş!
* Diline sahip ol ve kendini ateşten kurtar.
* Lüzumsuz sözlerle baş ağrıtır ve de yalan söylersen mürevvet yolu kapanır.
* Sırrını iyice gizle, kimse bilmesin
* Arkadaşım diye inanıp sakın sırrını söyleme
* BU ESER DİN TEMELİNE DAYANAN BİR AHLAK EĞİTİMİ VERME AMACIYLA YAZILAN BİR "PEND-NÂME" (NASİHAT-NAME) yani ÖĞÜT KİTABIDIR.
10) Kutadgu Bilig mesnevi nazım biçimiyle ( aruz ölçüsü,kendi arasında kafiyeli beyitler )Atabetü'l Hakayık ise hem dörtlük hem de beyit nazım birimiyle yazılmıştır.Beyit nazım birimi ve mesnevi nazım biçimi İslamiyet'in kabulünden sonra edebiyatımıza girmiştir.
SAYFA 76
1) Ahmet Yesevi İslamiyet'in esaslarını , şeriatın ahkamını ve akidesini (hüküm ve kurallarını) İslami yeni kabul etmiş veya henüz kabul etmemiş Türklere öğretmek, tasavvufun inceliklerini ve tarikatın adap ve erkanını telkin etmek için eserini kaleme almıştır.
2) Ahmet Yesevi mutasavvıf olduğu , amacı dini bilgiler yanında müritlerine tasavvufun erkan ve adabını (gereklerini ve kurallarını) öğretmek için Divan-ı Hikmet'i yazmıştır.Verilen metinde de bu zihniyet unsurlarını görmekteyiz.
SAYFA 79:
1.ETKİNLİK:
Divanü Lügati't Türk 1072 yılında (11.yüzyılda ) Kaşgarlı Mahmut tarafından Araplara Türkçeyi öğretmek amacıyla yazılan eşsiz bir kültür hazinesidir.Eserde zaman zaman dil bilgisi kuralları da anlatılmaktadır.Bu yönüyle Türkçenin ilk dilbilgisi kitabıdır.Kaşgarlı Mahmut da ilk Türk dil bilginidir.Divanü Lügati't Türkçenin ilk sözlüğüdür.Eserde 7500 kelime vardır, bunların anlamlarının daha iyi anlaşılması için deyimlerden , atasözlerinden ve şiirlerden örnekler verilmiştir.Kaşgarlı Mahmut Türk illerini adım adım gezerek sagu, koşuk, sav gibi sözlü edebiyat ürünlerini derleyerek yazıya geçirmiştir.İslami dönemin ilk ürünlerinden belki de en önemlisi olan Divanü Lügati't Türk İslamiyet öncesi Türk kültür ve medeniyet ve edebiyatının bir belgesi niteliğindedir.
13.
buga: tıp
eşük: halk bilimi
etil: coğrafya
kagut: halk bilimi
karakuş: astronomi
kimi: dil bilgisi
koşug: edebiyat
ne: dil bilgisi
tag: coğrafya
tonga: dil bilgisi
yüksek : dil bilgisi
Eserde farklı bilim dallarıyla ilgili kelime örneklerinin yer alması eserin ansiklopedik bir sözlük olduğunu gösteririr.
14. Öğretici nitelikler taşıyan bu eserlerin nazımla yazılmasının sebebi halk tarafından daha iyi anlaşılmasını sağlamak ve nazmın nesire göre ölçülü uyaklı olması sebebiyle akılda daha kalıcı olmasındandır.
15.
İslam inançlarıyla, Müslüman Araplar ve İranlıların oluşturduğu ortak kültür ve edebiyatın etkisindedir.
Mesnevi nazım biçiminin kullanılmaya başlanmıştır
İslam inanncı ile ilgili unsurlar metinlere yansımıştır.( Tanrı'nın birliğine dil ile şehadet, peygamber, ayet,hadis vb...)
Beyit nazım birimi kullanılmaya başlanmıştır.
Arapça ve Farsça kelime ve kelime grupları edebi ürünlere girmiştir.
Aruz ölçüsü kullanılmaya başlamıştır.
Tam ve zengin uyak ön plandadır.
Hakaniye lehçesinin dil özellikleri görülür.
2.etkinlik:
KUTADGU BİLİG:
11. yüzyılda Yusuf Has Hacip tarafından yazılan Kutadgu Bilig didaktik bir eserdir.Konusu, toplum hayatındaki bozuklukları düzelterek insanı mutlu edecek yolları bulmak; bu yolları devrin hükümdarlarına öğütler halinde göstermektir.Yapıtta ahlak, dinin önemi devlet idaresi gibi konulara da değinilmiştir.Yapıtta dört sembolik kişilik yer almaktadır.Kutadgu Bilig İslami Türk edebiyatının ilk örneği olmasının yanında siyaset-name türünün Türk edebiyatındaki ilk ve en önemli örneği olması dolayısıyla eşsiz bir kültür hazinesidir.Ayrıca Türk edebiyatında aruzla yazılan ilk mesnevi türündeki yapıttır.
16.
Kutadgu Bilig'de "iki cihan" "Tanrı"
Atabetü'l Hakayık'ta : " dua, resul"
Divan-ı Hikmet'te : "bismillah,rûz-ı mahşer (mahşer günü) ,Resûl, Mirac, ümmet, ayet, hadis" gibi sözcükler İslam dini ve medeniyetiyle ilgilidir.Türkler İslam Dinini kabul etmelerinden Türk edebiyatı İslam inançlarıyla, Müslüman Araplar ve İranlıların oluşturduğu ortak kültür ve edebiyatın etkisi altına girmeye başlamıştır.
17.
İslam dini ve medeniyetinin şekillendirdiği Türk kültürü
Arapça ve Farsça sözcüklerin de kullanıldığı Türkçe, uzun heceli sözcükler (İslamiyet öncesinde Öz Türkçe)
Arap alfabesi
Mesnevi nazım biçiminin ve beyit nazım biriminin kullanılması
İslami Dini ile ilgili öğretilerin yer alması
Kutadgu Bilig'de "elig, bilig, tidim, küni, sözüg, közüg, aydı, kılguka, yazguka"
Atabetü'l Hakayık'ta "körgen, eşitgen, şahımga,kitabnı, tidi,
Divan-ı Hikmet'te aydım, sözni, bolgıl, muna, bolup"
Divanü Lügati't Türk'te teğre, ilbay, yalavac, irdemen, yarlığaması"
18.
Kutadgu Bilig:
içerik:Kitap, baştan sona bu 4 sembolik şahsiyetin karşılıklı konuşmalarında oluşur.toplum hayatındaki bozuklukları düzelterek insanı mutlu edecek yolları bulmak; bu yolları devrin hükümdarlarına öğütler halinde göstermek, ahlak ve dinin önemi devlet idaresi, bilgi ve aklın faydaları... gibi konular işlenmiştir.Türü siyaset-namedir.(edebiyat fatihi)
Atabet'ül Hakayık: "Cömertlik,bilginin yararı,alçak gönüllülük , ilim, doğruluk, ahlak , din gibi konular işlenmiştir.Türü nasihat-namedir.(öğüt kitabı)
Divan-ı Hikmet: Allah aşkı, peygamber sevgisi İslam'ın kaidelerini, tasavvufun adap ve gereklerini anlatan din ve tasavvuf konulu bir kitaptır.Türü dini muhtevalı bir eserdir.
Divanü Lügat'it Türk: Türkçenin ilk ansiklopedik sözlüğü, ilk dilbilgisi kitabıdır.
SAYFA 80:
19. Atatürk'e göre Türk milleti demek Türk dili demektir.Türk dili kutsal bir hazinedir.Çünkü bir topluluğu "millet" yapan her şey dil sayesinde oluşur.Bu sebeple Türk dili Türk milletinin kalbidir.
20.Dil bir milleti millet yapan en önemli özelliktir.Dilini koruyan, zenginleştiren ve yabancı dillerin boyunduruğundan kurtaran milletler bağımsız yaşar.Dilini kaybeden bir millet ise tarih sahnesinden silinmeye mahkumdur.Bütün insan kültürünün temelini oluşturan ve insan topluluğunu yaratan dildir.(edebiyat fatihi) Dilini yüceltemeyen toplumların zamanla başka kültürlerin tutsaklığında debelenmesi ve kültürünü unutarak yabancılaşması kaçınılmazdır.
21: Atatürk ve Kaşgarlı Mahmut'un Türk diliyle görüşleri parallellik gösterir.Ortak görüşleri şunlardır:
Türk milleti demek Türk dili demektir.
Türk milletinin her şeyi dilinde yaşamaktadır.
Türk dili dillerin en zenginlerindendir.
Türk dilini yabancı dillerin istilasından korumak gereklidir.
Türk dili her kavramı karşılayacak zengin ve köklü bir dildir.
SAYFA 81:
1.BU eserlerdeki öğütler günümüzde de geçerliliğini korumaktadır.
2.1.2.3 ve 4. metinlerde İslam Din ve medeniyetinin şekillendirdiği kültür izlerini görmek mümkündür.
3. Kutadgu Bilig : Mutluluk Veren Bilgi
Atebetü'l Hakayık: Hakikatlerin eşiği
Divanü Lügati't Türk: Türk dilleri sözlüğü ve divanı
Divan-ı Hikmet: Hikmet Divanı (hikmet:bilgece söylenen söz demektir, vikipedi'ye göre de hoş, hayırlı demektir.)
Eserlerin başlıklarıyla içerikleri uyumludur.
4.Karşılıklı konuşmaların bulunması eserin sembolleştirilerek anlatıldığını didaktik bir yapıda olduğunu ve soyut kavramların bu şekilde somutlaştırılarak daha iyi anlaşılmasının sağlanması içindir.
5.Kaşgarlı Mahmut eserinin ön sözünden alınan bu metin parçasında Türklerin Tanrı tarafından yer yüzüne ilbay kılındığından ve Hz.Peygamberin "Türk Dilinin öğreniniz çünkü onlar için uzun sürecek egemenlik vardır." hadisinden bahsetmektedir.Kaşgarlı Mahmut da bu yüzden eserini Araplara Türkçeyi öğretmek için yazmıştır.
6.Divanü Lügati't Türk 1072 yılında (11.yüzyılda ) Kaşgarlı Mahmut tarafından Araplara Türkçeyi öğretmek amacıyla yazılan eşsiz bir kültür hazinesidir.Eserde zaman zaman dil bilgisi kuralları da anlatılmaktadır.Bu yönüyle Türkçenin ilk dilbilgisi kitabıdır.Kaşgarlı Mahmut da ilk Türk dil bilginidir.Divanü Lügati't Türkçenin ilk sözlüğüdür.Eserde 7500 kelime vardır, bunların anlamlarının daha iyi anlaşılması için deyimlerden , atasözlerinden ve şiirlerden örnekler verilmiştir.Kaşgarlı Mahmut Türk illerini adım adım gezerek sagu, koşuk, sav gibi sözlü edebiyat ürünlerini derleyerek yazıya geçirmiştir.İslami dönemin ilk ürünlerinden belki de en önemlisi olan Divanü Lügati't Türk İslamiyet öncesi Türk kültür ve medeniyet ve edebiyatının bir belgesi niteliğindedir.
7.Türkçenin pek çok ülkede ve bölgede milyonlarca kişi tarafından konuşulması onun dünyanın en büyük dillerinden biri olduğunu göstermektedir.Türkçe bugün itibariyle dünyanın 5.büyük dilidir.
8.Metinlerde " bilginin önemi ve değeri ,doğruluk, dürüstlük, yalan söylememek, iyilik..." gibi evrensel değerler vardır.
9.11. ve 12. Yüzyıl Türk Edebiyatının Genel Özellikleri:
1. İslamiyet öncesi kültür ile İslami kültür iç içedir.
2. Eserlerde toplum hayatını şekillendirme ve yönlendirme amacı güdülmüştür.
3. Eserlerde dini öğretme amacı esas alınmıştır.
4. Hece ölçüsü devam ederken aruz ölçüsü de kullanılmaya başlanılmıştır.
5. Dile Arap ve Fars edebiyatında kullanılan nazım şekilleriyle kelimeler girmeye başlamıştır.
6. Nazım birimi dörtlük ve beyittir.
7. Arap ve Fars edebiyatında kullanılan nazım şekilleriyle eserler verilmeye başlanmıştır.
8. Bu yüzyılda klasik Türk edebiyatı ve Türk Tasavvuf edebiyatı ilk örneklerini vermiştir. Böylece edebiyatımızın farklı üç yönde gelişeceğinin ilk işaretleri ortaya çıkmıştır.
4.ETKİNLİK: yaptığınız araştırma sonuçlarından hareketle konuyla ilgili bir yazı yazınız.
SAYFA 82:
DEĞERLENDİRME:
1.Atatürk'e göre Türk milleti demek Türk dili demektir.Türk dili kutsal bir hazinedir.Çünkü bir topluluğu "millet" yapan her şey dil sayesinde oluşur.Bu sebeple Türk dili Türk milletinin kalbidir.
2.İslam dininin kurallarını öğretmek
İnsanlara doğru yolu göstermek,İslam Dininin gerekleri doğrultusunda aydınlatmak
3.(D)
4)(D)
5) (Y)
6) Kutadgu Bilig
7)Hakaniye lehçesi
8) (C)
9) (C)
5) Bengü taş; ebedî, sonsuz taş demektir. Özellikle ka*ğanların ve devletin ileri gelenlerinin ölümünden sonra, onlar adına bir anıt yaptırmak, Göktürklerde bir gelenek hâlini almış*tır. Diktirilen taşlar üzerine kağanlar istediklerini yazmış, bütün milletin ona göre davranmasını istemişlerdir. Bu sözlerin taşlar üzerinde ebedî olarak kalacağını ve Türk milletinin sonsuza ka*dar bunlardan ders alacağını düşündükleri için diktirdikleri taş*lara "bengü taş" adını vermişlerdir. Göktürklerden sonra Uy*gurlar bu geleneği devam ettirmişlerdir.
2.ETKİNLİK:Okuduğumuz metinde Bilge Kağan sözünün herkes tarafından tamamen işitilmesini isteyerek söze başlamış, daha sonra yaptığı seferlerden bahsetmiştir.Milletine seslenerek Ötüken ormanında oturmaları halinde güvende olacaklarını Çinlilerin yaptıkları hileleri ve bu hilelere daha önce inananların ne hale geldiklerini, hakimiyetlerini nasıl kaybettiklerini bu yüzden de ancak birlik olarak ve beraber yaşayarak güvende olacaklarını belirtmiştir.
SAYFA 61:
6)"Bir gün Mihrace halka dağ, ırmak, göl ve ağaç tanrılarına dua etmelerini ve kurban sunmalarını emretti."
"Sudaki şeytanlar vurup gemiyi sulara gömerler."
"Eğer Burkan talihini bulursanız beni de unutmayınız, sizin talihinizle biz de bu günahkar bedenden kurtulalım."
"O zaman kötü düşünceli Şehzade'nin gönlüne şeytan düşüncesi geldi"
"Bunun üzerine Burkan (Buda)..." gibi söz ve ifadeler Uygurların dini inançlarını yansıtmaktadır.Bu ifadeler metnin dini içerikli olduğunu gösteriyor.
7. Uygur dönemi metinlerin genel özellikleri:
Daha çok Buddha ve Mani dininin esaslarını anlatan metinlerdir.
Bunlar Turfan yöresinde yapılan kazılarda ortaya çıkarılmıştır.
Uygurların kağıda kitap basma tekniğini bildikleri anlaşılmaktadır.
Dönemden kalma birçok hikayenin yanında “kökünç” denilen bir tür ilkel tiyatro eserleri de vardır
Uygurlar bu eserleri 14 harfli Uygur alfabesiyle yazmışlardır.Her iki metin de dönemin zihniyetini yansıtır.
3.ETKİNLİK:
1.metin söylev(nutuk) niteliğindedir, 2. metinde böyle bir özellik yoktur.
1.metinde GökTanrı inancı vardır, 2.metin Budizm'in öğretileri vardır.
1.metin daha çok sosyal, siyasi içeriğe sahiptir, 2.metin dinsel içeriğe sahiptir.
Kültür bir milletin sahip olduğu maddi ve manevi bütün ögeleri ifade eder.Edebiyat dille gerçekleştirilen bir etkinlik olarak kültürün içinde yer alır.Gerçekte kültürün temelini "dil" oluşturur.Biliyoruz ki dil, birçok kültür değerinin yaratıcısı olduğu gibi bunların çoğunun da taşıyıcısıdır.Yüksek kültür değerleri arasında yer alan edebi eserler de doğrudan dile dayanır.Peki kültür ile edebiyat arasında nasıl bağ vardır, aradaki ilişkiyi şöyle değerlendirebiliriz.Kültür edebiyata ayrı bir derinlik kazandırır, edebiyat da kültüre canlılık katar, onu zenginleştirir.Kültür ve edebiyat arasındaki bu etkileşim de dil vasıtasıyla olur.Az önce sanat eserleri yüksek kültür değerleridir dedik,örneğin Göktürk Yazıtları.Edebiyatımızın bu ilk şaheseri aynı zamanda Türk hitabet sanatının erişilmez bir örneğidir.Hükümdarane bir üslup ve ihtişamlı bir hitap tarzıdır.Bilge Kağan'ın milletine seslenirken "Dokuz Oğuz Beyleri, milleti!Bu sözümü iyice işit, adam akıllı dinle!Doğudan gün doğusuna, güneyde gün ortasına batıda gün batısına kuzeyde gece ortasına kadar onun içindeki millet hep bana tabidir.""Türk milleti Ötüken ormanında oturursan ebediyen il tutarak oturacaksın." gibi ifadeleri Göktürk Yazıtları'ndaki eşsiz hitabet sanatının örneklerinden sadece birkaçıdır.Bilge Kağan'ın bu sözleri çağları aşan bir kimliğe sahiptir.Onun milletine verdiği öğütler bugün de geçerliliğini korumaktadır.Başka devletlerin hilelerine aldanmanın ne hazin sonuçlar getirdiği bir gerçektir.İşte tarih bilinci kuşaktan kuşağa aktarılan bu gibi kültür değerleriyle oluşur.Yüksek kültüre de ancak Göktürk Yazıtları gibi edebiyat eserleriyle ulaşılabilir.
SAYFA 62:
8)Türklerin ilk yurdu Orta Asya'dır.
Çok geniş bir bölge olan Orta Asya; doğuda Kingan dağları, ba*tıda Hazar denizi, kuzeyde Altay dağları ve Baykal gölü, güneyde Hindikuş ve Karanlık dağlarıyla çevrilidir
Orta Asya Türklerinin yaşamlarının her alanına etki eden Bozkır kültürü ve yarı göçebe yaşam tar*zı, özellikle sosyal yapıyı şekillendirmiştir.
Yaşa*dıkları coğrafyanın zor şartları karşısında ayakta kalabilmek için Türk toplulukları, teşkilatçı bir karakter kazanmışlardır.
Hem siyasi hem de sosyal hayatın teşkilatlı düzeni, Türklerin tarih boyunca pek çok devlet kurmalarının temel sebe*bidir.
Geniş bozkırların ortasında her an saldırıya açık, savunmasız bir coğrafyada yaşayan Türkler, mü*cadeleci ve savaşçı bir karakter kazanmışlardır. İpek Yolu, Türklerin yaşadığı coğrafyanın en önemli ekonomik kaynağıdır.
Çin'den başlayarak, Orta Asya'yı geçen Anadolu'ya hatta Avrupa'ya ulaşan bu ticaret yolu, Türk-Çin savaşlarının da temel sebebidir.
Bu yola hakim olan devletin zenginliğe kavuştuğu düşünülürse, verilen mücadeleler daha kolay anlaşılır. Göktürkler döneminde Çin sınırında ortak pazar şehirleri kurulmuş; canlı bir ticaret ortamı oluşturulmuştur. Bu dönemde Türkler daha çok hayvan ve hayvansal ürünler satmış, tarımsal gıdalar almışlardır.Yerleşik yaşama geçen Uygurlar döneminde tica*ret büyük gelişme göstermiştir.
9) Sözlü dönemde de yazılı edebiyata ait ilk örneklerde de arı bir dil kullanılmıştır.Sözlü edebiyat döneminde daha çok ölüm, tabiat,aşk ayrılık gibi temalar üzerinde durulmuş;yazılı edebiyata ait ilk örneklerde ise daha çok sosyal, siyasi,idari konular ve dini içerik (uygur metinleri) vardır.
4.ETKİNLİK:BKNZ. (hazırlık soruları)
5.ETKİNLİK:Bknz. ( Hazırlık soruları)
SAYFA 64:
Göktürk Yazıtları:
Metnin yazıldığı şartlar..."Dağılan Göktürkleri Bilge Kağan ve kardeşi Kül Tigin tarafından bir araya getirilişi ve Göktürk devletinin yeniden kuruluğu zamanki şartlar"
Tema: Türk ulusunun benliğini unutmaması ve birlik olması gerektiği
Hitabet özellikleri: Yer yer gerçekçi tarih dili; yer yer eleştiri cümleleri yer yer güçlü bir söylev dili kullanılmıştır."
Tarihi ve kültürel önem: Türk yazı dilinin ilk edebi örnekleri olması
Yazılış amacı:Türk ulusunun benliğini unutmaması ve birlik olması, düşmanın tatlı sözüne, hediyelerine kanmaması gerektiğini vurgulamak ve öğüt vermek için yazılmıştır.
Metin yazarının özellikleri: Milletini seven,koruyan kişisel çıkarları doğrultusunda hareket etmeyen,milleti için çalışmaktan bıkmayan, hesap vermekten çekinmeyen, lider özelliklerine sahip...
Metnin hitap ettiği kitle:Türk milleti
ONUNCU YIL NUTKU:
Metnin yazıldığı şartlar: Cumhuriyet'in Kuruluşunun 10. Yıldönümü nedeniyle Kurtuluş Savaşı'nın hesabını veren, bir diğer deyişle ulusal mücadelenin kimlere karşı, niçin ve nasıl verildiğini anlatan, hem de bu mücadelenin Cumhuriyet kurulduktan sonraki safhasında yapılması gerekenler ve yapılacak olanlar...
Tema:" Milletimizin tehlikelere karşı uyanık olması"
Hitabet özellikleri: Güçlü bir söylev dili...
Metin yazarının özellikleri:Milletini seven,koruyan kişisel çıkarları doğrultusunda hareket etmeyen,milleti için çalışmaktan bıkmayan, hesap vermekten çekinmeyen, lider özelliklerine sahip...
Metnin hitap ettiği kitle: TBMM üyelerinin şahsında Türk Milleti...
6.ETKİNLİK:Her ikisinde de hitabetin özellikleri görülmektedir.İkisi de tarihi ve kültürel önemleri bakımından son derece değerlidir.Nutuk Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk'ün Türk milletinin yeniden var olma savaşını; Göktürk Yazıtları ise Türk dilinin ilk edebi örneği olması dolayısıyla eşsiz bir değere sahiptir.
2. "Yurttaşlarım!Büyük Türk Milleti!Türk Milleti!Kutlu olsun! Ne Mutlu Türk'üm Diyene!"
3. Çinlilerin tatlı sözlerine , ipek kumaşına aldanmamayı,Güneye Çogay Ormanına Tögüldün Ovası'na gidilmemesi,Ötüken Ormanında oturmaları halinde güvende olacakları,milletin incitilmemesi, zahmet çektirilmemesi, beslenmesi gibi uyarı ve öğütler verilmektedir.
7.ETKİNLİK:
Göktürk Yazıtlarını (Orhun , Âbideleri), yazılı edebiyatımızın ilk ve muhteşem örneğidir. Modern Türkçemizin tüm kuralları, günümüzün bir çok sözcüğü, doğal ve olgun bir söyleyişle, sanki bugünün yapıtlarıymış gibi karşımızdadır.
Bu yazıtlar, bu yönleriyle Türk tarihine ışık tutan önemli belgelerdir. Göktürk Yazıtları, bir hakanın, halkına hesap vermesi, halkın devlete, millete karşı görevlerinin hatırlatılması, düşmanın hilelerine nasıl karşılık verileceğinden söz edilmesi ve Türklerin yüksek ahlak ve seciyesinin anlatılması açısından önemlidir.
Bu anıtlar Türk adının, Türk milletinin isminin geçtiği ilk Türkçe metindir. Türk tarihinin taşlar üzerine yazılmış ilk belgesidir.
Türk töresinin, Türk medeniyetinin, yüksek Türk kültürünün yazılı belgesidir.
Türk hitabet sanatının erişilmez bir şaheseridir. Hükümdârâne eda ve ihtişamlı bir hitap tarzının yazılı örneğidir. Yalın ve keskin üslubun şaşırtıcı örnekleridir. Türk dilinin kaynağı, Türk yazı dilinin başlangıcının bilinmeyen dönemlere kadar gittiğinin delilidir.
Eski Türkçeyi gerek Göktürk, gerekse Uygur Türklerinin bıraktığı eserlerden takip ettiğimiz için de bu yazıtlar, ayrı bir öneme sahiptir...
SAYFA 65:
DEĞERLENDİRME:
1) bknz: 7.etkinlik
2) (D)
3) (Y)
4) (D)
5) Göktürk alfabesidir.
6) Budizm ve Maniheizm
7) (C)
8) (E)
SAYFA 66:
1) Göçebe hayatın izleri, avcılık ve hayvancılıkla uğraşmaları, Gök Tanrı, Maniheizm ve Budizm dinleri, yuğ,sığır,şölen törenleri eski Türk şiirlerine yansımıştır, yani bu şiir örnekleri dönemin zihniyetini yansıtır.
2) (D)
3) (D)
4) (D)
5) koşuk
6) sagu
7) (E)
8) (E)
9) (C)
10) ( D)
SAYFA 67
11) (D)
12) (A)
SAYFA 72-78
İSLAMİ DÖNEMDE İLK DİL VE EDEBİYAT ÜRÜNLERİ (11-12.YÜZYIL)
HAZIRLIK:
Sayfa 72:
Hakaniye(Karahanlı) Türkçesi:
Hakaniye Lehçesi Karahanlı Türkçesine veya Türkçe'nin Karahanlı dönemine verilen isimdir.11.ve 12.yüzyıllarda Doğu ve Batı Türkistan'da kullanılmış ilk İslami Türk Orta Asya edebi dili olarak anılır.
Karahanlı Türkçe eserler
Her ne kadar Gaznelilerle Selçuk Oğulları Türkçe'ye büyük bir önem vermiyerek Farsça'ya daha düşkünlük göstermişlerse de öbür Türkler ve Türk büyükleri ulusal dile değer vermişler ve sayıları yirmibiri bulan eserler bırakmışlardır. Bunlardan elimize ulaşan en önemli ve değerlileri;
Karahanlı Devleti zamanında ilk defa Hakaniye Türkçesi ile yazılmış olan Yusuf Has Hacip (Yūsuf Khāss Hājib)'in yazdığı ünlü Kutadgu Bilig ismindeki eseri ile aynı yüzyılda yazılmış bulunan Kaşgarlı Mahmut'un ünlü eseri Divân-ı Lügati't-Türk'tür. İbn Muhannā'nın bahsettiği dört, Ebu Hayyan (Abū Mūsā Ǧābir ibn Ḥayyān)'nın bahsettiği Bilik ismindeki bir eser ve diğerleri günümüze kadar ne yazıkki bulunamamıştır. Karahanlılar dönemde Çuçu isminde de bir Türk şairi yetişmiştir.
Daha ayrıntılı bilgi için linke tıklayınız Hakaniye Türkçesi
* 11.- 12. Yüzyıl Tarihi, Siyasi ve Sosyal Yapı:
Türkler, 8. yy’dan itibaren Müslümanlığın etkisinde kalarak yeni dini kabul etmeye başlamışlardır. Müslümanlığı önce doğudaki Maveraünnehir yöresinde yerleşmiş bulunan Türkler arasında yayılması 10.yüzyılda gerçekleşmiştir.9. yy’ın ortalarında kurulan Samanoğulları Devleti halkının çoğunun Türk olduğunu ancak resmi dil olarak Arapça ve Farsça’yı kullandıklarını biliyoruz. Nitekim, 10. yy.’ın ortalarında kurularak 12. yy.’uın sonlarına kadar egemenliğini sürdürmüş olan Gazneliler de sarayın ve ordunun kullandığı dil Türkçe olmakla birlikte resmi dil gene Arapçadır. Daha 8. yy.’ın sonlarında Fergana, Kaşgar, Aksu yörelerinde devlet kuran Karahanlılar 10. yy.’ın ilk yarısında hükümdarları Satuk Buğra Han’ın Müslümanlığı kabul etmesi üzerine Müslüman olarak ilk Müslüman Türk Devletini kurarlar. Böylece 8. yy.’dan itibaren Müslüman olmaya başlayan Türkler’in yaşadığı Maveraünnehr, Horasan, Kaşgar yöresi 4 yüzyıl süren bir dönem içerisinde Müslüman olmuştur. Müslüman olan Türklerin ibadet için Kuran okumaları gerekiyordu. Böylece Türkler, Müslüman diğer milletler gibi Arap yazısını kullanmaya başladılar. Müslüman olan Türklerin yavaş yavaş İslam kültürüne girmesinde Araplardan çok İranlıların etkisi olmuştur. Başka bir değişle İslam kültürü, dünya görüşü ve bunların ürünü olan ortak İslam edebiyatının iç ve dış yapısını oluşturan ögeler İranlıların aracılığıyla Türk edebiyatına girmiştir.
11.ve 12.yüzyıllarda Türklerin tarihi, siyasi ve sosyal yapısı
* http://www.kultur.gov.tr/
* İLK İSLAMİ ESERLERİMİZ
KUTADGU BİLİG: (1069-1070) 11. yy.de Yusuf Has Hacip tarafından yazılmıştır. Eserin adı “Mutluluk Veren Bilgi” anlamına gelmektedir. İdeal bir devlet yönetiminin nasıl olması gerektiğini birtakım sembollerle anlatan manzum ve didaktik bir eserdir. Türk Edebiyatı’nda aruz ölçüsü, beyit nazım birimi ve mesnevi nazım biçimi ilk kez bu eserde kullanılmıştır. Edebiyatımızdaki ilk alegorik eserdir. Beyit ve dörtlüklerden oluşmuştur. Hakaniye Türkçe’siyle yazılmıştır. (6645 beyit, 173 dörtlükten oluşur.- Firdevsi’nin “Şehname”sinden etkilenilmiş.)
· DİVAN-I LÜGAT’İT TÜRK: (1072) 11. yy.de Kaşgarlı Mahmut tarafından yazılmış ilk sözlüğümüzdür. Eserin adı “Türk Dilinin Toplu Sözlüğü” anlamına gelmektedir. Araplara Türkçeyi öğretmek ve Türkçenin Arapça kadar güçlü, zengin bir dil olduğunu kanıtlamak amacıyla yazılmıştır. Türkçe sözcükler Arapça karşılıklarıyla tanımlanmış ve tanımlanan sözcük bir şiir ya da atasözünde kullanılmıştır. Eserde İslâmiyet öncesi Türk Edebiyatı’nın örnekleri (sav, sagu, koşuk, destan) ve Türk dilleri hakkında önemli bilgiler veriliyor; ayrıca ilk Türk dünya haritası vardır.
* İlk Türkçe sözlük
* İlk Türkçe dilbilgisi kitabı
* Zengin bir edebiyat seçkisi (antoloji)
* İlk ansiklopedimiz
* Edebiyat, folklor, tarih, toplumbilim, dil alanında kaynak kitaptır.
ATABET’ÜL HAKAYIK: 12. yy.de Edip Ahmet Yükneki tarafından yazılan bu eserin adı “Gerçeklerin Eşiği” anlamına gelir. Hakaniye Türkçesiyle yazılmıştır. Eserde bilgi, iyilik, din, ahlak gibi kavramların övgüsü yapılmaktadır. Din ve ahlak konusu didaktik olarak işlenmiştir. Bu manzum eser dörtlük ve beyitlerden oluşmaktadır. Ölçüsü aruzdur. (Firdevsi’nin “Şehname”sinden etkilenilmiş.)
DİVAN- HİKMET: Tasavvufi halk edebiyatının ilk örneği olan bu eser 12. yy.de Ahmet Yesevi tarafından yazılmıştır. Önce sözlü gelenekte oluşmuş sonra yazıya geçirilmiştir. Eser halk diliyle, dörtlüklerle ve hece ölçüsüyle yazılmıştır. Hakaniye Türkçesiyle yazılan bu eserde Yesevilik tarikatının öğretisi yapılmaktadır. 13.yy.den başlayarak Anadolu’da gelişen Tekke Edebiyatı’na özellikle Yunus Emre’ye Ahmet Yesevi’nin etkisi büyüktür.
* AHMET YESEVİ:(?-1166) (kısa ve öz)
*12.yüzyılda yaşamıştır.
*Dini-tasavvufi halk şiiri onunla başlamıştır.
*İlk mutasavvıf olarak "yesevi" tarikatını kurmuştur.
*Eserlerini didaktik tarzda yazmıştır.
*"Hikmet" (bilgece söz) tarzı şiir geleneğini başlatmıştır.
* MESNEVİ:
* Bugünkü hikaye ve romanın, sözlü edebiyat dönemindeki destanın divan edebiyatındaki karşılığıdır.
* Divan edebiyatının en uzun nazım şeklidir.
* Beyit sayısı sınırsızdır.
* Savaş, aşk, din, ahlak, menkıbeler… gibi birçok konu işlenir.
* Her beyiti kendi arasında kafiyelenir : (aa/bb/cc/dd/ee/ff...)
* Divan şiirinde bir şairin beş mesnevisine “hamse” denir.
( Fuzuli, Ali Şir Nevai hamse sahibidir)
* En tanınmış mesnevilerimiz:
Aşk konulu > Leyla vü Mecnun ( Fuzuli),
Hüsn ü Aşk (Şeyh Galip)
Mizahi > Harname ( Şeyhi)
Bir şehri anlatan > Şehrengiz ( Taşlıcalı Yahya)
Dini ve Tasavvufi > Mevlit ( Süleyman Çelebi)
Ahlaki ve Öğretici > Hayriye ( Nabi ), Kutadgu Bilig
* ATATÜRK'ÜN TÜRK KÜLTÜR VE MEDENİYETİ İLE İLGİLİ SÖZLERİ
Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür. Bu sözü burada ayrıca izaha lüzum görmüyorum. Çünkü bu, Türkiye Cumhuriyetinin okullarında birçok vesilelerle eser halinde tesbit edilmiştir.
1936
Kültür, okumak, anlamak, görebilmek, görebildiğinden mâna çıkarmak, uyanık davranmak, düşünmek, zekâyı terbiye etmektir.
1936
Türkiye Cumhuriyeti çocukları, kültürel insanlardır. Yani hem kendileri kültür sahibidirler, hem de bu özelliği muhitlerine ve bütün Türk milletine yaymakta olduklarına kanidirler.
1936
Millî kültürün her çığırda açılarak yükselmesini Türk Cumhuriyetinin temel dileği olarak temin edeceğiz.
1932
Bir millî terbiye programından bahsederken, millî karakter ve tarihimizle mütenasip bir kültür kastediyoruz.
Temmuz 1924
Şimdiye kadar takibolunan tahsil ve terbiye usullerinin milletimizin gerilemesinde en mühim etken olduğu kanaatindeyim. Onun için millî terbiye programından bahsederken eski devrin hurafatından ve yaradılışımızla hiç de münasebetli olmayan yabancı fikirlerden, Doğudan ve Batıdan gelen tesirlerden tamamen uzak millî seciye ve tarihimizle mütenasip bir kültür kastediyorum. Çünkü millî dâvamızın inkişafı ancak böyle bir kültür ile temin olunabilir. Lâlettayin bir yabancı kültürü şimdiye kadar izlenen yabancı kültürlerin neticelerini tekrar ettirebilir. Kültür zeminle mütenasiptir. O zemin milletin seciyesidir.
15 Temmuz 1921
Asıl uğraşmaya mecbur olduğumuz şey, yüksek kültürde ve yüksek fazilette dünya birinciliğini tutmaktır.
3.8.1932
Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.
1923
Dünyanın bellibaşlı milletlerini esaretten kurtararak, hâkimiyetlerine kavuşturan büyük fikir cereyanları; köhne müesseselere ümit bağlayanların, çürümüş idare usullerinde kurtuluş kuvveti arayanların amansız düşmanıdır.
1923
Biz cahil dediğimiz zaman mektepte okumamış olanları kasdetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikatı bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikatı gören hakiki âlimler çıkabilir.
22.3.1923
Geçen Kurultaydan bugüne kadar kültürel ve sosyal alanda başardığımız işler Türkiye Cumhuriyetinin millî çehresini kesin çizgilerle ortaya çıkarmıştır.
1935
Yeni harfleri, millî tarihi, öz dili, sanatı, ilmi, müziği, teknik kurumlarıyla kadını erkeğe her hakta eşit, modern Türk sosyetesi bu son yılların eseridir.
1935
Türk Milleti, ancak varlığını derin ve sağlam kültür sınırlarıyla çizdikten sonradır ki onun yüksek kapasitesi ve fazileti milletlerarasında tanınır. Türk Milletine fıtrî rengini veren bu inkılâplardan herbiri çok geniş tarihi devirlerin öğünebileceği büyük işlerden sayılsa yerindedir.
1935
* Kültür dediğimiz zaman bir insan cemiyetinin, devlet hayatında fikrî hayatında, iktisat hayatında yapabilecekleri şeylerin muhassalasını (toplamını) kastediyoruz ki, medeniyet de bundan başka bir şey değildir. (1929 )
* SAYFA 74
* 1.soru: 1.beyitte: Kitabın adını neden Kutadgu Bilig koyduğunu
2.beyitte:Kitabını okuyanlara her iki dünyada da mutluluğun yolunu gösterdiğini
3.beyit: Sözlerinin gerçek olduğunu , insanın iki dünyada da mutlu olması için tutması gereken yolları
4.beyit:Kün Toğdı'nın anlatacağı ilk kişi olduğunu
5.beyit: Sonra Ay Toldı'yı söylediğini mululuk güneşinin onunla parladığını
6.beyit: Kün Togdı'nın töreyi Ay Toldı'nın mutluluğu sembolize ettiğini
7.beyit: Ögdülmiş'in aklı
8.beyit: Odgurmış'ın akıbet'i (hayatın sonu)
9.beyit: ve sözünü bu dört kişi üzerine kurulu olduğunu anlatıyor.
.......
Olay örgüsü:
Metnin tamamında insanın iki dünyada da mutlu olması için gereken yolu göstermek amacıyla eserin temelinin 4 kavram üzerine kurulduğunu ve bunları 4 kişi ile sembolize edildiği
hükümdar ile Ay Toldı'nın diyalogları
Ödülmiş ile Ogdurmış'ın diyalogları şeklindedir.
2) Eser mesnevi nazım biçimiyle ve didaktik tarzda yazılmış bir siyasetnamedir(öğüt kitabı da denebilir) .Yazılış amacı ise her iki dünyada da insanlara mutluluğun yollarını göstermektir.
3) Olaylar adalet,mutluluk,akıl ve hayatın sonunu sembolize eden 4 kişi ağzında anlatılmaktadır.Metinde hükümdar-Aytoldı ; Ögdülmiş ile Ogdurmış'ın diyalogları vardır.Bu karşılıklı konuşma tarzı soyut kavramların somutlaştırılması ve verilmek istenen iletinin okur tarafından daha iyi algılanmasını sağlamaktadır.
4)
kanun ve adaleti temsil eder > Kün Togdı
Mutluluğu temsil eder > Ay Toldı
Aklı ve ilmi temsil eder > Ögdülmiş
Hayatın sonunu temsil eder > Ogdurmış
5) Metinde iki ajunnı (iki dünya ) ; akıbet (hayatın sonu); ihsan , Tanrı , "Yazukka kefaret bolur ig togan(ağrı ve hastalık günahlara kefaret olur." gibi ifadeler İslam inancıyla ilgilidir.
6) 6.beyitteki "Anıngdin yaruyur ıduk kut küni"
7.beyitte: "Bu kün togdı tigli törü ol köni / Bu ay toldı tigli kut ol kör anı ....
7) Din değişse de konuşulan dil Türkçe olduğu ve kültür de dil aracılığıyla gelecek kuşaklara aktarıldığı için hem İslamiyet öncesi hem de İslamiyet sonrası Türk kültürüne ait kelime ve kavramlar bir arada kullanılmıştır.
SAYFA 75
8) İlk üç beyit metnin yazılış amacını belirtir.Bu ifadelerden hareketle Edip Ahmet Yükneki bu eserini Dad İspehsalar Beyinin adının yaşaması kendisine dua ile onun yad edilmesi için yazmıştır.
9)
* Dilini gözet ve az konuş!
* Diline sahip ol ve kendini ateşten kurtar.
* Lüzumsuz sözlerle baş ağrıtır ve de yalan söylersen mürevvet yolu kapanır.
* Sırrını iyice gizle, kimse bilmesin
* Arkadaşım diye inanıp sakın sırrını söyleme
* BU ESER DİN TEMELİNE DAYANAN BİR AHLAK EĞİTİMİ VERME AMACIYLA YAZILAN BİR "PEND-NÂME" (NASİHAT-NAME) yani ÖĞÜT KİTABIDIR.
10) Kutadgu Bilig mesnevi nazım biçimiyle ( aruz ölçüsü,kendi arasında kafiyeli beyitler )Atabetü'l Hakayık ise hem dörtlük hem de beyit nazım birimiyle yazılmıştır.Beyit nazım birimi ve mesnevi nazım biçimi İslamiyet'in kabulünden sonra edebiyatımıza girmiştir.
SAYFA 76
1) Ahmet Yesevi İslamiyet'in esaslarını , şeriatın ahkamını ve akidesini (hüküm ve kurallarını) İslami yeni kabul etmiş veya henüz kabul etmemiş Türklere öğretmek, tasavvufun inceliklerini ve tarikatın adap ve erkanını telkin etmek için eserini kaleme almıştır.
2) Ahmet Yesevi mutasavvıf olduğu , amacı dini bilgiler yanında müritlerine tasavvufun erkan ve adabını (gereklerini ve kurallarını) öğretmek için Divan-ı Hikmet'i yazmıştır.Verilen metinde de bu zihniyet unsurlarını görmekteyiz.
SAYFA 79:
1.ETKİNLİK:
Divanü Lügati't Türk 1072 yılında (11.yüzyılda ) Kaşgarlı Mahmut tarafından Araplara Türkçeyi öğretmek amacıyla yazılan eşsiz bir kültür hazinesidir.Eserde zaman zaman dil bilgisi kuralları da anlatılmaktadır.Bu yönüyle Türkçenin ilk dilbilgisi kitabıdır.Kaşgarlı Mahmut da ilk Türk dil bilginidir.Divanü Lügati't Türkçenin ilk sözlüğüdür.Eserde 7500 kelime vardır, bunların anlamlarının daha iyi anlaşılması için deyimlerden , atasözlerinden ve şiirlerden örnekler verilmiştir.Kaşgarlı Mahmut Türk illerini adım adım gezerek sagu, koşuk, sav gibi sözlü edebiyat ürünlerini derleyerek yazıya geçirmiştir.İslami dönemin ilk ürünlerinden belki de en önemlisi olan Divanü Lügati't Türk İslamiyet öncesi Türk kültür ve medeniyet ve edebiyatının bir belgesi niteliğindedir.
13.
buga: tıp
eşük: halk bilimi
etil: coğrafya
kagut: halk bilimi
karakuş: astronomi
kimi: dil bilgisi
koşug: edebiyat
ne: dil bilgisi
tag: coğrafya
tonga: dil bilgisi
yüksek : dil bilgisi
Eserde farklı bilim dallarıyla ilgili kelime örneklerinin yer alması eserin ansiklopedik bir sözlük olduğunu gösteririr.
14. Öğretici nitelikler taşıyan bu eserlerin nazımla yazılmasının sebebi halk tarafından daha iyi anlaşılmasını sağlamak ve nazmın nesire göre ölçülü uyaklı olması sebebiyle akılda daha kalıcı olmasındandır.
15.
İslam inançlarıyla, Müslüman Araplar ve İranlıların oluşturduğu ortak kültür ve edebiyatın etkisindedir.
Mesnevi nazım biçiminin kullanılmaya başlanmıştır
İslam inanncı ile ilgili unsurlar metinlere yansımıştır.( Tanrı'nın birliğine dil ile şehadet, peygamber, ayet,hadis vb...)
Beyit nazım birimi kullanılmaya başlanmıştır.
Arapça ve Farsça kelime ve kelime grupları edebi ürünlere girmiştir.
Aruz ölçüsü kullanılmaya başlamıştır.
Tam ve zengin uyak ön plandadır.
Hakaniye lehçesinin dil özellikleri görülür.
2.etkinlik:
KUTADGU BİLİG:
11. yüzyılda Yusuf Has Hacip tarafından yazılan Kutadgu Bilig didaktik bir eserdir.Konusu, toplum hayatındaki bozuklukları düzelterek insanı mutlu edecek yolları bulmak; bu yolları devrin hükümdarlarına öğütler halinde göstermektir.Yapıtta ahlak, dinin önemi devlet idaresi gibi konulara da değinilmiştir.Yapıtta dört sembolik kişilik yer almaktadır.Kutadgu Bilig İslami Türk edebiyatının ilk örneği olmasının yanında siyaset-name türünün Türk edebiyatındaki ilk ve en önemli örneği olması dolayısıyla eşsiz bir kültür hazinesidir.Ayrıca Türk edebiyatında aruzla yazılan ilk mesnevi türündeki yapıttır.
16.
Kutadgu Bilig'de "iki cihan" "Tanrı"
Atabetü'l Hakayık'ta : " dua, resul"
Divan-ı Hikmet'te : "bismillah,rûz-ı mahşer (mahşer günü) ,Resûl, Mirac, ümmet, ayet, hadis" gibi sözcükler İslam dini ve medeniyetiyle ilgilidir.Türkler İslam Dinini kabul etmelerinden Türk edebiyatı İslam inançlarıyla, Müslüman Araplar ve İranlıların oluşturduğu ortak kültür ve edebiyatın etkisi altına girmeye başlamıştır.
17.
İslam dini ve medeniyetinin şekillendirdiği Türk kültürü
Arapça ve Farsça sözcüklerin de kullanıldığı Türkçe, uzun heceli sözcükler (İslamiyet öncesinde Öz Türkçe)
Arap alfabesi
Mesnevi nazım biçiminin ve beyit nazım biriminin kullanılması
İslami Dini ile ilgili öğretilerin yer alması
Kutadgu Bilig'de "elig, bilig, tidim, küni, sözüg, közüg, aydı, kılguka, yazguka"
Atabetü'l Hakayık'ta "körgen, eşitgen, şahımga,kitabnı, tidi,
Divan-ı Hikmet'te aydım, sözni, bolgıl, muna, bolup"
Divanü Lügati't Türk'te teğre, ilbay, yalavac, irdemen, yarlığaması"
18.
Kutadgu Bilig:
içerik:Kitap, baştan sona bu 4 sembolik şahsiyetin karşılıklı konuşmalarında oluşur.toplum hayatındaki bozuklukları düzelterek insanı mutlu edecek yolları bulmak; bu yolları devrin hükümdarlarına öğütler halinde göstermek, ahlak ve dinin önemi devlet idaresi, bilgi ve aklın faydaları... gibi konular işlenmiştir.Türü siyaset-namedir.(edebiyat fatihi)
Atabet'ül Hakayık: "Cömertlik,bilginin yararı,alçak gönüllülük , ilim, doğruluk, ahlak , din gibi konular işlenmiştir.Türü nasihat-namedir.(öğüt kitabı)
Divan-ı Hikmet: Allah aşkı, peygamber sevgisi İslam'ın kaidelerini, tasavvufun adap ve gereklerini anlatan din ve tasavvuf konulu bir kitaptır.Türü dini muhtevalı bir eserdir.
Divanü Lügat'it Türk: Türkçenin ilk ansiklopedik sözlüğü, ilk dilbilgisi kitabıdır.
SAYFA 80:
19. Atatürk'e göre Türk milleti demek Türk dili demektir.Türk dili kutsal bir hazinedir.Çünkü bir topluluğu "millet" yapan her şey dil sayesinde oluşur.Bu sebeple Türk dili Türk milletinin kalbidir.
20.Dil bir milleti millet yapan en önemli özelliktir.Dilini koruyan, zenginleştiren ve yabancı dillerin boyunduruğundan kurtaran milletler bağımsız yaşar.Dilini kaybeden bir millet ise tarih sahnesinden silinmeye mahkumdur.Bütün insan kültürünün temelini oluşturan ve insan topluluğunu yaratan dildir.(edebiyat fatihi) Dilini yüceltemeyen toplumların zamanla başka kültürlerin tutsaklığında debelenmesi ve kültürünü unutarak yabancılaşması kaçınılmazdır.
21: Atatürk ve Kaşgarlı Mahmut'un Türk diliyle görüşleri parallellik gösterir.Ortak görüşleri şunlardır:
Türk milleti demek Türk dili demektir.
Türk milletinin her şeyi dilinde yaşamaktadır.
Türk dili dillerin en zenginlerindendir.
Türk dilini yabancı dillerin istilasından korumak gereklidir.
Türk dili her kavramı karşılayacak zengin ve köklü bir dildir.
SAYFA 81:
1.BU eserlerdeki öğütler günümüzde de geçerliliğini korumaktadır.
2.1.2.3 ve 4. metinlerde İslam Din ve medeniyetinin şekillendirdiği kültür izlerini görmek mümkündür.
3. Kutadgu Bilig : Mutluluk Veren Bilgi
Atebetü'l Hakayık: Hakikatlerin eşiği
Divanü Lügati't Türk: Türk dilleri sözlüğü ve divanı
Divan-ı Hikmet: Hikmet Divanı (hikmet:bilgece söylenen söz demektir, vikipedi'ye göre de hoş, hayırlı demektir.)
Eserlerin başlıklarıyla içerikleri uyumludur.
4.Karşılıklı konuşmaların bulunması eserin sembolleştirilerek anlatıldığını didaktik bir yapıda olduğunu ve soyut kavramların bu şekilde somutlaştırılarak daha iyi anlaşılmasının sağlanması içindir.
5.Kaşgarlı Mahmut eserinin ön sözünden alınan bu metin parçasında Türklerin Tanrı tarafından yer yüzüne ilbay kılındığından ve Hz.Peygamberin "Türk Dilinin öğreniniz çünkü onlar için uzun sürecek egemenlik vardır." hadisinden bahsetmektedir.Kaşgarlı Mahmut da bu yüzden eserini Araplara Türkçeyi öğretmek için yazmıştır.
6.Divanü Lügati't Türk 1072 yılında (11.yüzyılda ) Kaşgarlı Mahmut tarafından Araplara Türkçeyi öğretmek amacıyla yazılan eşsiz bir kültür hazinesidir.Eserde zaman zaman dil bilgisi kuralları da anlatılmaktadır.Bu yönüyle Türkçenin ilk dilbilgisi kitabıdır.Kaşgarlı Mahmut da ilk Türk dil bilginidir.Divanü Lügati't Türkçenin ilk sözlüğüdür.Eserde 7500 kelime vardır, bunların anlamlarının daha iyi anlaşılması için deyimlerden , atasözlerinden ve şiirlerden örnekler verilmiştir.Kaşgarlı Mahmut Türk illerini adım adım gezerek sagu, koşuk, sav gibi sözlü edebiyat ürünlerini derleyerek yazıya geçirmiştir.İslami dönemin ilk ürünlerinden belki de en önemlisi olan Divanü Lügati't Türk İslamiyet öncesi Türk kültür ve medeniyet ve edebiyatının bir belgesi niteliğindedir.
7.Türkçenin pek çok ülkede ve bölgede milyonlarca kişi tarafından konuşulması onun dünyanın en büyük dillerinden biri olduğunu göstermektedir.Türkçe bugün itibariyle dünyanın 5.büyük dilidir.
8.Metinlerde " bilginin önemi ve değeri ,doğruluk, dürüstlük, yalan söylememek, iyilik..." gibi evrensel değerler vardır.
9.11. ve 12. Yüzyıl Türk Edebiyatının Genel Özellikleri:
1. İslamiyet öncesi kültür ile İslami kültür iç içedir.
2. Eserlerde toplum hayatını şekillendirme ve yönlendirme amacı güdülmüştür.
3. Eserlerde dini öğretme amacı esas alınmıştır.
4. Hece ölçüsü devam ederken aruz ölçüsü de kullanılmaya başlanılmıştır.
5. Dile Arap ve Fars edebiyatında kullanılan nazım şekilleriyle kelimeler girmeye başlamıştır.
6. Nazım birimi dörtlük ve beyittir.
7. Arap ve Fars edebiyatında kullanılan nazım şekilleriyle eserler verilmeye başlanmıştır.
8. Bu yüzyılda klasik Türk edebiyatı ve Türk Tasavvuf edebiyatı ilk örneklerini vermiştir. Böylece edebiyatımızın farklı üç yönde gelişeceğinin ilk işaretleri ortaya çıkmıştır.
4.ETKİNLİK: yaptığınız araştırma sonuçlarından hareketle konuyla ilgili bir yazı yazınız.
SAYFA 82:
DEĞERLENDİRME:
1.Atatürk'e göre Türk milleti demek Türk dili demektir.Türk dili kutsal bir hazinedir.Çünkü bir topluluğu "millet" yapan her şey dil sayesinde oluşur.Bu sebeple Türk dili Türk milletinin kalbidir.
2.İslam dininin kurallarını öğretmek
İnsanlara doğru yolu göstermek,İslam Dininin gerekleri doğrultusunda aydınlatmak
3.(D)
4)(D)
5) (Y)
6) Kutadgu Bilig
7)Hakaniye lehçesi
8) (C)
9) (C)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder