Menü

ADS

25 Aralık 2011 Pazar

Patroklos hayatı, Patroklos kimdir, Patroklos hakkında bilgi



Patroklos kimdir, Patroklos hayatı, Patroklos hakkında bilgi. ...Menoitios'un oğlu Patroklos, Akhilleus'un can yoldaşı, patroklos hakkinda bilgi, patroklos hakkinda kisa bilgi, patroklos hayati, patroklos kimdir, patroklos kimdir kisa bilgi
Patroklos
Menoitios’un oğlu Patroklos, Akhilleus’un can yoldaşı, en yakın arkadaşıdır İkisi de Aktor ve Aigina’nın soyundan gelmektedir Dolayısıyla akrabadırlarFakat arkadaşlıkları Patroklos’un Akhilleus ile birlikte Peleus’un sarayında beraber büyümüş olmasından ileri gelir Patroklos’un ruhu nasıl bir adam öldürerek Peleus’un yanına sığındığını İlyada şöyle anlatır:
Birlikte büyümemiş miydik, Akhilleus sizin evde Opoels’ten beni size Menoitios getirmişti, ufaktım, bir kaza çıkmıştı elimden, öldürmüştüm Amphidamas’ın çocuğunu, yapmıştım bu deliliği istemeye istemeye, öfkeye kapılmıştım aşık oynarken At sürücüsü Peleus evine almıştı beni, özene bezene büyütmüş, seyis yapmıştı sana.
Akhilleus ve Patroklos

İlyada’da Patroklos sürekli Akhilleus ile beraberdir Ona çeşitli öğütler vererek yol gösterir Akhilleus öfkeyle savaştan ayrılıp bir daha dövüşmek istemeyince, Patroklos onu tekrar savaşa dönmesi için ikna etmeye çalışır Agamemnon’un gönderdiği elçileri kabul eder ve küskün arkadaşının takındığı tavrı belli etmemeye çalışır Fakat savaşta Akhalar zor duruma düşmüştür Patroklos ise bu duruma dayanamaz ve Akhilleus’tan silahlarını isterAkhilleus’un yerine kendisi savaşacaktır İlyada’nın Patroklos’un yiğitliklerine ayrılmış XVI bölümünde sayısız Troyalı öldürür, bu arada bir kehanete göre Zeus’un oğlu Sarpedon’un kaderi Patroklos’un elinden can vermektir Apollon (veya Apollo) Patroklos’un yaptığı bu kıyıma son verir: Patroklos Hektor’la çarpışır ve öldürülür Patroklos son nefesini verirken Hektor’a ölümünün yakın olduğunu söyler Akhilleus ise o sırada barakasında dinlenmektedir ve olup bitenlerden haberi yoktur O sıradaPatroklos‘un cesedini almak ve onun taşıdığı Akhilleus’un silahlarına sahip çıkmak için korkunç bir boğuşma başlar Akhalar Patroklos’un cesedini almak için çok çaba gösterir fakat Patroklos’un ölüsünü Troyalılara kaptırırlar Nestor’un oğlu Antilokhos kötü haberi Akhilleus’a getirir O sırada Akhilleus’un yası şöyle dile getirilir:
Böyle dedi, Akhilleus’u kapkara bir yas bulutu kapladı İki eliyle aldı ocağın küllerini, döktü başının üstüne, kirletti güzelim yüzünü Sonra uzandı boylu boyunca tozun toprağın içine, elleriyle çıkarıp kopardı, kirletti saçlarını
Akhilleus annesi Thetis‘i çağırır, yeni silahlar ister ve annesini bu silahları alması için demirci tanrıHephaistos‘a gönderir Yeni silahlar eline geçtikten sonra savaşa katılır Akhilleus, Hektor’u öldürür ve böylece Patroklos‘un öcünü almış olur, cesedini de Troyalıların elinden kurtarır, ama Patroklos bununla yetinmez, ruhu Akhilleus’a görünüp gömülmek istediğini, kemiklerinin arkadaşına yarılmış altın çanakta korunması gerektiğini bildirirAkhilleus’ta dostuna şu şekilde cevap verir:
Buraya ne geldin, iki gözüm, bütün bunları ne söylersin bana? Bilmiş ol yapacağım her dediğini, hadi yaklaş bana sarılalım birbirimize, bir ancık da olsa ağlayayım doya doya Böyle dedi uzattı dost ellerini, ama hiçbir şey tutamadı eliyle, ruh kaçmıştı bir duman gibi yerin altına ıslık çala çala
Akhilleus Patroklos‘un anısına birtakım yarışmalar düzenlemek ister Bunun için savaşa bir süre ara verilir Patroklos’un cenaze töreninden sonra Primaos Akhilleus’tan Hektor’un cesedini istemeye gider

Kimyasal baglar-iyonik bag-kovelent bag


Atomlar birleştiği zaman elektron dağılımındaki değişmelerin bir sonucu olarak kimyasal bağlar meydana gelir.
1-İyonik bağlar, elektronlar bir atomdan diğerine aktarıldığı zaman meydana gelir. Tepkimeye giren elementlerden birinin atomları,elektron kaybedip pozitif yüklü iyonlara dönüşürken,diğer elementin atomları elektron kazanıp negatif yüklü iyon oluştururlar. Böylece zıt(artı-eksi) bir şekilde yüklenmiş iyonlar arasındaki elektrostatik çekim kuvveti,söz konusu iyonları bir kristal içinde tutar.
2- Kovalent bağlarda elektronlar, bir atomdan diğerine aktarılmaksızın ortaklaşa kullanılır. Tek kovalent bağ,iki atom tarafından bölünmüş yani ortaklaşa kullanılan bir elektron çiftinden ibarettir. Moleküller birbirlerine kovalent bağlarla bağlanmış atomlardan meydana gelir.
       1 - İYONİK BAĞ
       Bir metal bir ametalle etkileştiği zaman elektronlar metal atomundan ametal atomuna aktarılır ve bunun sonucunda bir iyonik(veya elektrovalent) bileşik meydana gelir. Atomlardan elektron kaybıyla oluşan pozitif iyonlara katyon denir. Atomların elektron kazanarak oluşturdukları negatif iyonlar da anyon olarak isimlendirilir. Bu iyonlar bir araya getirildiklerinde bir kristal oluşturmak üzere birbirlerini çekerler.

         A gruplarındaki elementlerin bileşikleri çoğu kez elementlerin simgeleri ile birlikte değerlik elektronlarını gösteren noktalar kullanılarak ifade edilir. Değerlik elektronları baş grup(A grubu) elementlerinin kimyasal tepkimelerinde kullanılan elektronlardır.
         Örnek olarak bir sodyum atomu ile bir klor atomu arasındaki tepkimeyi ele alalım.
 Sodyum 1A grubunda olup sadece bir değerlik elektronuna sahiptir. Klor atomu ise 7A grubunun bir üyesi olduğundan 7 değerlik elektronuna sahiptir. Bu iki atom arasındaki tepkimede sodyum atomu 1 elektron kaybeder. Sodyum atomunun kaybetmiş olduğu elektron klor atomu tarafından kazanılır.
         Sodyum çekirdeği 11 proton (11+ yük) ve sodyum iyonu da yalnız 10 elektron (bir elektron kaybetmiş oluyor) içerdiğinden sodyum atomunun bir elektron kaybetmesiyle 1+ yüklü sodyum iyonu oluşur. Diğer taraftan,klor çekirdeği 17 proton (17+ yük) ve klor iyonu da 18 elektron (bir elektron kazanılmış oluyor) içerdiğinden klor atomunun bir elektron kazanmasıyla da 1- yüklü bir klorür iyonu meydana  gelir.
         Bu tepkimede, sodyum tarafından kaybedilen elektronların toplam sayısı klor tarafından kazanılan elektronların toplam sayısına eşit olmalıdır. Böylece oluşan sodyum iyonlarının sayısı ile meydana gelen klorür iyonlarının sayısı aynı olduğundan NaCl formülü bileşikte bulunan iyonların en basit oranını (1:1) verir.Bu iyonlar bir kristal oluşturmak üzere birbirini çekerler.
         Sodyum klorür kristalinde bir iyonun tümüyle diğer bir iyona ait olduğu söylenemez. Aksine, kristal yapıda her bir sodyum iyonu altı klorür iyonu ile her bir klorür iyonu da altı sodyum iyonu ile çevrilmiştir. Kristal içerisinde iyonların bu şekilde düzenlenmesiyle benzer yüklü iyonların birbirlerini itmeleri, zıt yüklü iyonların birbirlerini çekmeleri tarafından bastırıldığı için net çekim kristalibir arada tutar.
      2 - KOVALENT BAĞ
         Elektronları bağlamak için girilen yarışma, iyon bağında olduğu kadar şiddetli değilse atomların var olan dış elektronlar paylaşılır ve bir ortaklaşma bağı ya da Kovalent Bağ oluşur.        
Ametal atomları etkileştiği zaman kovalent bağlarda bir arada tutulan moleküller oluşur. Bu atomlar elektron çekimi bakımından birbirlerine benzediklerinden, kovalent bağların oluşması sırasında herhangi bir elektron aktarımı olmaz.
         Bunun yerine elektronlar ortaklaşa kullanılırlar. Kovalent bir bağ genellikle iki atom tarafından parçalanmış ters spinli bir elektron çifti içerir.

Atom bombasi ve tarihi gelisimi


Bir atom bombasinda ana tema fizyon reaksiyonunun çok kisa bir sürede gerçeklestirilmesidir. Atom bombasinda biri dogal digeri yapay olmak üzere iki tür malzeme kullanilir. Bunlardan dogal olani uranyum (235U), yapay olani ise plutonyumdur (239Pu). Atom bombasinin yapiminda en önemli problemlerden biri kullanilacak olan bu malzemelerin eldesidir. 235U tabiatta 238U ile birlikte çok az miktarda bulunur. Bombada kullanilacak olan 235U’in çok saf olmasi gerekir, bu yüzden 238U’dan ayrilmalidir. 239Pu ise tabiatta bulunmaz, nükleer reaktörlerde 238U’dan elde edilir.
Fizyonun baslamasini saglayacak ilk nötronlar Ra–Be gibi bir nötron kaynagindan elde edilir. Fizyon olayinda bir atomun parçalanmasindan 2 ya da 3 tane nötron açiga çikar. Eger, ortam sartlari elverisli ise parçalanma sonucu olusan nötronlarin da, baska atomlari parçalamalari ile fizyon reaksiyonu zincirleme olarak devam eder. Zincir reaksiyonunun kendiliginden ilerlemesi için gerekli sart ise açiga çikan nötronlarin kaybolmadan yeni parçalanmalari saglamasidir. Nötronlarin kaybolmasi; ya ortamda bulunan safsizliklar (238U gibi) tarafindan sogurulmasi ile ya da çesitli çarpismalar sonucunda nükleer patlayici içinden çikip gitmesi ile olur. Dolayisiyla ,atom bombasi yapiminda dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan bir digeri nötron kayiplarini en aza indirmektir.

Bir nötronun bir atom çekirdegine çarpmasi her zaman fizyon ile sonuçlanmaz. Bazen çekirdek nötronu yuttugu halde bölünmeyebilir. Bazen ise nötron çekirdek tarafindan yansitilabilir. Bu çarpismalar sonucunda ortamda dolasan nötron bir miktar enerjisini kaybederek yavaslar ve fizyon yapma gücü artar. Önemli olan bu nötronun nükleer patlayici içinden kaçmadan fizyon yapincaya kadar dolasmasidir. Bunun için ise kullanilan patlayici maddenin bu dolasmaya elverisli büyüklükte olmasi gerekir. Içerisinde baslatilan fizyon reaksiyonun kendi kendine sürebilecegi minimum nükleer patlayici kütlesine kritik kütle denir.
Netice itibariyle, atom bombasi merkezde uranyum veya plutonyumdan olusan bir öze sahiptir. Nükleer patlamanin olabilmesi için ise bu özün kritik kütleden büyük olmasi gerekir. Ancak, kritik kütlenin üzerindeki maddenin kendiliginden patlama ihtimali vardir. Bu yüzden patlayici madde özü, bombaya çesitli parçalar halinde yerlestirilir. Bomba ateslenecegi zaman bu parçalar bir araya gelip bir küre olusturmalidir. Bu parçalarin küre seklinde birlesmelerini saglamak için ise trinitrotoluen (TNT, dinamit) kullanilir. Önce TNT patlatilir. Bu patlama sonucunda nükleer kütle bir araya gelir ve asil patlama gerçeklesir.
Atom bombasi ile ilgili ilk çalismalar Robert J. Oppenheimer öncülügünde 1942 yilinin sonlarinda baslamistir. New Mexico eyaletinin Los Alamos adli bölgesinde bir “beyin takimi” ile baslayan çalismalar yaklasik 3 yil sonra ürününü verdi. Atom bombasinin ilk denemesi 16 Temmuz 1945 günü Meksika sinirina yakin bir çölde (Alamogordo) gerçeklestirildi. Patlamanin siddeti beklenenden çok fazla olmustu. Yaklasik 20.000 ton TNT’nin patlamasina esit bir etki görüldü. Elde edilen bu basari üzerine atom bombasinin Japonya’nin iki önemli sehrinde kullanilmasi kararlastirildi.
6 Agustos 1945 sabahi ilk atom bombasi “Enola Gay” isimli bir bombardiman uçagi ile Hirosima’ya atildi. Saniyenin onbinde biri kadar kisa bir sürede gerçeklesen patlamanin ilk etkisi gözleri kör eden bir isikti. Ardindan gelen 300.000 °C’lik isi etkisi ise yaklasik 3 km çapindaki her seyin yanmasini sagladi. Daha sonra ise patlamanin etkisiyle baslayan ve saatte 1800 km ile esen alev rüzgari çevredeki her yükseltiyi dümdüz etti. Ama asil kalici etkiyi patlamadan bir kaç dakika sonra baslayan bir yagmur gerçeklestirdi. Yagmur ile tüm radyoaktif serpinti bölgeye inmis oldu. Saniyelerle ölçülebilecek bir zaman dilimi içerisinde Hirosimayi yok eden bu korkunç bombanin bilançosu yaklasik 80.000 ölü ve 100.000 yarali olarak belirlenmistir.
9 Agustos 1945 günü ise ikinci atom bombasi Nagazakiye atildi. Bu sehirdeki insanlarin daha önceden uyarilmasi buradaki ölümlerin daha az olmasini sagladi. Ancak, her iki sehirde de radyasyondan kaynaklanan ölümler 15 Agustos 1945’ten sonra görülmeye baslandi. Gönüllü olarak kurtarma çalismalarina katilan veya akraba ve dostlarini harabeler içinde arayan bir çok insan farkinda olmadan yüksek miktarda radyasyon almislardi. Radyasyondan kaynaklanan ölümler, bombanin patladigi anda meydana gelen sok, isi ve yikim etkisiyle gerçeklesen ölümlerden kat kat fazla olmustur. Bu sonuç; atom bombasinin insanlik için ne denli tehlikeli bir silah oldugunu ortaya koymustur.

Maddeyi Oluşturan Tanecikler Soruları


Soru ve Cevaplar ile Maddeyi Oluşturan Tanecikler
1.Tüm maddeler nelerden oluşur?
Taneciklerden oluşur.
2.Katı,sıvı ve gaz halde bulunan maddelerin tanecikleri arasında boşluk var mıdır?
Evet vardır.
3.Tanecikleri arasındaki boşluk en az olan madde hangisidir?
Katı maddeler.
4.Tanecikleri arasındaki boşluk en fazla olan madde hangisidir?
Gaz maddeler.
5.Hangi maddeler sıkıştırılabilir?
Gaz maddeler sıkıştırılabilir.
6.Hangi maddeler sıkıştırılamaz?
Katılar ve sıvılar sıkıştırılamaz.
7.Gazlar neden sıkıştırılabilir?
Çünkü tanecikleri arasındaki boşluk çok fazladır.
8.Tüm maddeler bütünsel bir yapıya mı sahiptir?
Hayır. Tüm maddeler tanecikli bir yapıya sahiptir.
9.Maddenin taneciklerden oluştuğu fikrini ilk kez kim ortaya atmıştır?
Yunanlı filozof Democritus (demokritos)
10.Democritus un ortaya attığı tanecik fikri nasıldır?
Democritus görebildiğimiz tüm maddelerin bölünebileceğini,maddeleri oluşturan taneciklerin ise görülemediği için bölünemeyeceğini ifade etmiştir?
11.Atom sözcüğünü ilk kim kullanmıştır?
Democritus kullanmıştır. Democritus Maddeleri oluşturan tanecdiklere bölünemez anlamına gelen atomos adını vermiştir. Günümüzde ise bu taneciklere atom denilmektedir.
12.Atom hakkındaki ilk bilimsel çalışmayı kim yapmıştır?
İngiliz bilim insanı John Dalton (Con Dalton).
13.Dalton un atom hakkındaki fikirleri nelerdir?
Atom bölünemez. Farklı maddeleri oluşturan atomlar birbirinden farklıdır.Atomu açıklamak için tahta top küreleri kullanmıştır.
14.Atom bölünebilir mi?
Evet. Atom daha küçük parçacıklardan oluşur.
15.Atom hakkında çalışma yapan diğer bilim insanları kimlerdir?
Maria Curie (Meri Kuri) ve Becquerel (Bekerel) dir.
16.Madde nedir?
Kütlesi ve hacmi olan her şey maddedir.
17.Atomlar mikroskopla görülebilir mi?
Hayır.
Hazırlayan:GÖKSEL İRİŞ

Atom Hakkinda Ortaya Konan Gorusler ve Atom Teorileri


Atom Hakkında Ortaya Konan Görüşler ve Atom Teorileri :
Atom hakkında Democritus, Dalton, Thomson, Rutherford, Bohr ve De Broglie isimli bilim adamları ve filozoflar görüşlerini ortaya koymuşlar ve günümüzdeki atom modeli ortaya çıkmıştır.



a) Democritus Atom Teorisi :
Atom hakkında ilk görüş M.Ö. 400’lü yıllarda Yunanlı filozof Democritus tarafından ortaya konmuştur. Democritus, maddenin taneciklerden oluştuğunu savunmuş ve bu taneciklere atom adını vermiştir. Democritus, atom hakkındaki görüşlerini deneylere göre değil varsayımlara göre söylemiştir. Democritus’ a göre;
• Madde parçalara ayrıldığında en sonunda bölünemeyen bir tanecik elde edilir ve bu tanecik atomdur.
• Bütün maddeler aynı tür atomlardan oluşur.
• Maddelerin farklı olmasının nedeni maddeyi oluşturan atomların sayı ve dizilişi biçiminin farklı olmasıdır.
• Atom görülemez.
• Atom görülemediği için bölünemez. 


NOT :
1- Democritus, Teos’ta doğmuş Anadolulu düşünürdür. Günümüzden 2500 yıl kadar
önce M.Ö. 500’ lü yıllarda yaşamıştır.
2- Maddedeki değişmelerin bölünemeyen bu taneciklerin sayı; biçim ve dizilişlerindeki değişmeye bağlı olduğunu kabul etmiştir.

b) John Dalton :
Atom hakkında ilk bilimsel görüş 1803 – 1808 yılları arasında İngiliz bilim adamı John Dalton tarafından ortaya atılmıştır. Dalton’ a göre;
• Maddenin en küçük yapı taşı atomdur. (Maddeler çok küçük, bölünemez, yok edilemez taneciklerden oluşur.)
• Atomlar parçalanamaz
• Atom içi dolu küre şeklindedir.
• Bütün maddeler farklı tür atomlardan oluşmuştur.
• Maddelerin birbirlerinden farklı olmasının nedeni maddeyi oluşturan atomların farklı özellikte olmasıdır.
• Bir maddeyi oluşturan atomların tamamı birbirleriyle aynı özelliklere sahiptir.

NOT :
1- Madde fiziksel veya kimyasal değişmeye uğradığında atomlar varlıklarını korurlar, parçalanmaz ve yeniden oluşturulamazlar.
2- Kimyasal olaylar atomların birleşmesi veya ayrılması sonucu oluşur. Atomlar birleşerek molekülleri oluşturur. Bir bileşiğin molekülleri tamamen birbirinin aynısıdır.
3- Dalton İngiltereli bir kimyacı olup daha çok maddenin yapısını açıklayan atom teoriyle ün kazanmıştır. Bunun yanında gazların bir takım özellikleriyle ve özellikle kısmi basınçlarıyla alakalı çalışmalarda yapmıştır.
4- Birçok elementin atomlarının ağırlıklarını kendi ilkel ortamında çalışarak ölçmeye çalışmış ve bu ağırlıklarla alakalı bir tablo yapmıştır. Ancak daha sonra gelişen teknik ve teknolojiyle bilim adamları tarafından atomların ağırlıklarını yeniden ölçülmüş ve maalesef Dalton’un hazırladığı bu tablonun hatalı olduğu ortaya çıkmıştır.
5- Sabit oranlar kanunu ve katlı oranlar kanunu olarak gördüğümüz bileşiklerdeki kütlesel ilişkilere bakarak 1803 yılında John Dalton, maddelerin çok çok küçük yapı taşlarının topluluğu halinde bulunduğu, fikrini ileri sürdü Dalton atom teorisi olarak ortaya konular temel özellikler şunlardır.
6- Aynı elementin atomları biçim, büyüklük, kütle ve daha başka özellikler bakımından aynıdır. Ancak bir elementin atomları başka bir elementin atomlarından farklıdır.
7- Atomlar belli sayılarda birleşerek molekülleri oluştururlar. 1 atom X ile 1 atom Y den XY, 1 atom X ile 2 atom Y den XY2 bileşiği oluşur. Oluşan bileşikler ise standart özellikleri moleküller topluluğudur.
8- Farklı cins atomlar farklı kütlelidir.
9- Atomla ilgili günümüzdeki bilgiler dikkate alındığında Dalton atom teorisinde üç önemli yanlış hemen fark edilir:
• Atomlar içi boş küreler değildir. Boşluklu yapıdadırlar.
• Aynı cins elementlerin atomları tam olarak aynı değildir. Kütleleri farklı (izotop) olanları vardır.
• Maddelerin en küçük parçasının atom olduğu ve atomların parçalanamaz olduğu doğru değildir. Radyoaktif atomlar daha küçük parçalara ayılarak daha farklı kimyasal özellikte başka atomlara ayrışabilir; proton, nötron, elektron gibi parçacıklar saça bilirler.


c) John Joseph Thomson :
Atomun yapısı hakkında ilk model 1898 yılında Thomson tarafından ortaya konmuştur. Thomson atom modeli bir karpuza yada üzümlü keke benzer. Thomson’ a göre;
• Atom küre şeklindedir. (Çapı 10–8 cm)
• Atomda (+) ve (–) yüklü tanecikler bulunur.
• Thomson’a göre atom; dışı tamamen pozitif yüklü bir küre olup negatif yüklü olan elektronlar kek içerisindeki gömülü üzümler gibi bu küre içerisine gömülmüş haldedir.

NOT :
1- İngiliz fizik âlimlerinden biri olup, elektronlar hakkındaki çalışmalardan dolayı 1906 da Nobel fizik ödülünü almıştır. 1885’te
içi boş bir cam tüp içerisinden elektrik akımları üzerinde çalışırken ışınları tüpün negatif (katot) kutbundan geldiğini görmüş ve ilk defa katot ışınlarını bulmuştur. Böylece elektronları da bulmuştur. Ve sonuç olarak elektronların her atomun tabiatında var olan temel parçacıklar olduğunu söylemiştir.
2- Dalton atom modelinde (-) yüklü elektronlardan ve (+) yüklü protonlardan söz edilmemiştir. Yapılan deneyler yardımıyla; katot ışınlarından protonun varlığını ortaya koymuştur. Thomson atom altı parçacıklar üzerinde çalışmalar yaparken icat ettiği katot tüpü yardımıyla 1887 yılında elektronu keşfinden sonra kendi atom modelini ortaya attı
3- Elektronların kütlesi pozitif yüklerin kütlesinden çok küçüktür. Bu nedenle atomları başlıca pozitif yükler oluşturur.
4- Atomda elektriksel dengeyi sağlamak için pozitif yük sayısına eşit sayıda elektron küre içinde dağılmıştır.

5- ELEKTRON’UN KEŞFİ
Maddenin yapısına ilk olarak modern yaklaşım Thomson’un katot ışınlarını inceleyerek elektronun keşfi ile başlar. Thomson : elektriksel gerilim uygulanan katot ışınları tüpünde katot ışınların negatif kutup tarafından itildiğini pozitif kutba doğru çekildiğini tespit etti.
Aynı cins elektrik yüklerinin bir birini itmesi ve farklı yük elektrik yüklerinin birbirini çekmesi nedeniyle Thomson katot ışınlarının negatif elektrik yüklerinden olduğu sonucu çıkardı.
Thomson deneyinde katot için farklı madde kullandığında ve deney tüpünün farklı gazla doldurulduğunda da katot ışınlarının aynı davranışta bulunduğunu gördü. Böylece elektronun maddenin cinsinin karakteristik bir özelliği olmadığını bütün atom cinsleri için elektronun her birinin aynı olduğunu neticesini ortaya koydu.
Elektron negatif yüklü olduğundan elektriksel alanda pozitif kutba doğru saparlar. Elektriksel alandaki bu sapmalar taneciğin yükü (e)ile doğru, kütlesi(m) ile ters orantılıdır. Yükün kütleye oranı (e/m) bir elektrik alanı içinde elektronların doğrusal yoldan ne kadar sapacağını gösterir.

6- PROTONUN KEŞFİ
Katot tüpleriyle elektron elde edildiği gibi, elektrik deşarj (boşalma ) tüpleri ile de pozitif iyonlar elde edilir. Bu tüplerde uygulanan yüksek gerilim sonucunda atomdan elektronlar koparılarak pozitif iyonlar oluşturulur. Oluşan bu pozitif iyonlar bir elektriksel alanda elektronun ters yönünde hareket ederek negatif elektrota (katota) doğru ilerler. Bu iyonların büyük bir kısmı hareketleri sırasında ortamdaki elektronlara çarparak nötral atomlar oluştururlar. Çok az bir kısmı ise yollarına devam ederek katota erişirler. Eğer ortası delikli bir katot kullanılırsa, pozitif parçacıklar delikten geçerler. Bu ışınlara pozitif iyonlar ya da kanal ışınları denir.
Pozitif iyonlar için e/m nin saptanmasında katot ışınlarının incelenmesinde kullanılan yöntemin hemen hemen aynısı kullanıldı. Katot ışınlarında katot maddesi ne olursa olsun elde edilen ışınların e/m oranı hep aynı bulunmuştu. Oysa pozitif ışınlarda elde edilen e/m oranı tüpteki gazın oranına göre farklı olduğu bulundu
7- Protonlar ve elektronlar yüklü parçacıklardır. Bunlar yük bakımından eşit, işaretçe zıttılar. Protonlar +1 birim yüke, elektron ise –1 birim yüke eşittir.
8- Nötr bir atomda proton sayısı elektron sayısına eşit olduğundan yükler toplamı sıfıra eşittir.
9- Atom yarı çapı 10-8 cm olan bir küre şeklindedir. Söz konusu küre içerisinde proton ve elektronlar atomda rasgele yerlerde bulunurlar. Elektronun küre içindeki dağılımı üzümün kek içindeki dağılımına benzer.
10- Elektronların kütlesi ihmal edilebilecek kadar küçüktür. Bu nedenle atomun ağırlığını büyük ölçüde protonlar teşkil eder.
11- • Nötron denilen parçacıklardan bahsedilmemesi Thomson atom teorisinin
eksikliklerinden biridir.
• Proton ve elektronların atomda rasgele yerlerde bulunduğu iddiası ise teorinin hatalı yönüdür.


d) Sir Ernest Rutherford (*) :
Atomun çekirdeğini ve çekirdekle ilgili birçok özelliğin ilk defa keşfeden bir bilim adamıdır.
• Atom kütlesinin tamamına yakını merkezde toplanır, bu merkeze çekirdek denir.
• Elektronlar çekirdek etrafında dairesel yörüngelerde sürekli dolanırlar. (Yörünge daire şeklinde değil, enerji seviyesine karşılık gelen orbitallerde dolanır.)
• Elektronların bulunduğu hacim çekirdeğin hacminden çok büyüktür.
• Çekirdekteki yük miktarı bir maddenin bütün atomlarında ayın, farklı maddenin atomlarında farklıdır.
• Çekirdekteki yük sayısı, elektron sayısına eşittir.
• Çekirdekteki pozitif yüklerin kütlesi yaklaşık atom kütlesinin yarısına eşittir.

NOT :
1- Yeni Zellanda’da doğmuş ve başarılı bir öğrenci olduğundan 1894 yılında İngiltere’ye gelmiştir. İlk önceleri elektromanyetik
radyasyon hakkında çalışmalar yapmıştır. Daha sonraları ilgisini X ışınlarına ve radyoaktiviteye çevirmiştir. Farklı tipte elektromanyetik radyasyonların varlıklarını ortaya atmış bunlara ilk defa , ve  sembolleri ve isimlerini vermiştir. Devamla  ışımasının helyum çekirdeği,  ışımasının ise elektron içerdiğini bulmuş ve bu çalışmasından dolayı 1908 yılında kimya Nobel ödülü almıştır.
2- 1911 yılında atomun kütlesinin çoğunu içine alan çok küçük bir merkezinin olduğunu ortaya attı, ve buna çekirdek adını verdi.
3- Atomun yapısının açıklanması hakkında önemli katkıda bulunanlardan biride Ernest Rutherford olarak bilinir. Rutherford’dan önce Thomsan atom modeli geçerliydi bu kurala göre atom küre şeklindedir. Ve küre içerisinde proton ve elektronlar bulunur. Acaba bu proton ve elektronlar atom içerisinde belirli bir yere mi yoksa rast gele mi dağılım içerisinde mi bulunuyordu? Bu sorunun cevabı daha bulunamamıştı. Rutherford bu sorunun cevabı ve Thomson atom modelinin doğruluk derecesini anlamak için yaptığı alfa () parçacıkları deneyinde bir model geliştirdi
4- Polonyum ve radyum bir - ışını kaynağıdır. Rutherford bir radyoaktif kaynaktan çıkan - taneciklerini bir demet halinde iğne ucu büyüklüğündeki yarıktan geçirdikten sonra kalınlığı 10-4 cm kadar olan ve arkasında çinko sülfür (ZnS) sürülmüş bir ekran bulunan altın levha üzerine gönderdi. Altın levhayı geçip ekran üzerine düşen  - parçacıkları ekrana sürülen ZnS üzerine ışıldama yaparlar. Böylece metal levhayı geçen  - parçacıklarını sayma imkanı elde edilmiş olunur. Rutherford yaptığı deneyde metal levha üzerine gönderilen  - parçacıklarının 99,99 kadarının ya hiç yollarında sapmadan ya da yollarında çok az saparak metal levhadan geçtiklerini, fakat çok az bir kısmının ise metale çarptıktan sonra büyük bir açı yaparak geriye döndüklerini gördü. Rutherford daha sonra deneyi altın levha yerine kurşun, bakır ve platin levhalar üzerinde denedi. Hepsinde de aynı sonuç ortaya çıktığını gördü.
Kinetik enerjisi çok yüksek olan çok hızlı olarak bir kaynaktan çıkan  - parçacıklarının geriye dönmesi için;
1- Metal levhada pozitif kısmın olması
2- Bu pozitif yüklü kısmın kütlesinin (daha doğrusu yoğunluğunun) çok büyük olması gerekir.
Bu düşüncelerden harekele Rutherford bu deneyden şu sonucu çıkardı:
• Eğer  - tanecikleri atom içerisinde ki bir elektrona çarpsaydı kinetik enerjileri büyük olduğu için elektronu yerinden sökerek yoluna devam edebilirdi. Ayrıca a - taneciği pozitif, elektron olduğundan söz konusu almaması gerekliydi. Bu düşünceyle hareket eden Rutherford metale çarparak geriye dönen a - parçacıklarının sayısı metal levhadan geçenlere oranla çok küçük olduğundan atom içerisinde pozitif yüklü ve kütlesi büyük olan bu kısmın hacmi, toplam atom hacmine oranla çok çok küçük olması gerektiğini düşünerek, bu pozitif yüklü kısma çekirdek dedi.
• Rutherford atomun kütlesini yaklaşık olarak çekirdeğin kütlesine eşit olduğu ve elektronlarda çekirdek etrafındaki yörüngelere döndüğünü ileri sürmüştür. Buna göre Rutherford atomu güneş sistemine benzetmiş oluyor. Rutherford atom modelini ortaya koyduğunda nötronların varlığı daha bilinmiyordu Günümüzde ise çekirdeğin proton ve nötronlar içerdiği ve bunların çekirdeğin kütlesini oluşturduklarına inanılmaktadır. Rutherford’un ortaya koyduğu atom modelinin boyutlarını da anlamak önemlidir. Bunu şu şekilde ifade edebiliriz. Eğer bir atomun çekirdeği Bir tenis topu büyüklüğünde olsaydı, bu atom büyük bir stadyum büyüklüğünde olurdu.


d) Niels David Bohr (*) :
Bohr atom teorisi hidrojenin yayınma spektrumuna dayanılarak açıklanır. Bohr’ a göre;
• Elektronlar çekirdek etrafında belirli enerjiye karşılık gelen belirli uzaklıklarda bulunur.
• Yüksek enerji düzeyinde bulunan elektron, düşük enerji düzeyine geçerse fotonlar halinde ışık yayarlar.
• Kararlı hallerin tamamında elektronlar çekirdek etrafında dairesel yörünge izlerler.

NOT :
1- Bohr, Danimarkalı bir fizikçidir. Doktorasını bu şehirde bitirdikten sonra 1911 yılında J.J. Thomson ile birlikte çalışmak için
İngiltere’ye gitti. Birkaç yıl içinde ciddi ve başarılı çalışmalarda bulunarak atomların yapısını ve spektrumların açıklanışı hakkında teorisini ortaya koymuş ve kitap halinde yayınlamıştır. Daha sonra Kopenhag’a geriye dönmüş ve orada teorik fizik enstitüde yöneticilik yapmıştır. Bu enstitüde gerek kimya ve gerek fizik dalında birçok Nobel ödülü kazanmış olan W. Heisenberg, W.Pouli ve L. Pauling gibi birçok genç bilim adamı yetiştirmiştir. Atomun ilk kuantum modelini önerdi. Kuantum mekaniğinin ilk gelişmesinde aktif olarak katıldı ve bu konuda pek çok felsefi çalışmalar yaptı. Çekirdek fiziğine, çekirdeğin sıvı damlası modelinin geliştirilmesinde büyük rol oynadı. Atomların yapısı ve onlardan yayılan ışınım üzerine yaptığı çalışmalar için 1922'de fizikte Nobel ödülünü kazandı.
Buraya kadar anlatılan atom modellerinde atomun çekirdeğinde (+) yüklü proton ve yüksüz nötronların bulunduğu, çekirdeğin etrafında dairesel yörüngelerde elektronların dolaştığı ifade edildi. Bu elektronların çekirdek etrafında nasıl bir yörüngede dolaştığı, hızı ve momentumlarının ne olduğu ile ilgili bir netice ortaya konmadı. Bohr ise atom teorisinde elektronların hareketini bu noktadan inceledi.
• Bir atomdaki elektronlar çekirdekten belli uzaklıkta ve kararlı hâllerde hareket ederler. Her kararlı halin sabit bir enerjisi vardır.
• Her hangi bir enerji seviyesinde elektron dairesel bir yörüngede (orbitalde) hareket eder. Bu yörüngelere enerji düzeyleri veya kabukları denir.
• Elektronlar kararlı hallerden birinde bulunurken atomdan ışık (radyasyon) yayılmaz. Ancak yüksek enerji düzeyinden daha düşük enerji düzeyine geçtiğinde, seviyeler arasındaki enerji farkına eşit bir ışık kuantı yayınlar. Bunlara E=h.ν bağıntısı geçerlidir.
• Elektron hareketinin mümkün olduğu kararlı seviyeler K, L, M, N, O gibi harflerle veya en düşük enerji düzeyi 1 olmak üzere her enerji düzeyi pozitif bir tam sayı ile belirlenir ve genel olarak “n” ile gösterilir. (n : 1,2,3, ...∞ )
Bugünkü atom modelimize göre : Borh kuramını elektronların dairesel yörüngelerde hareket ettiği, ifadesi yanlıştır.
2- 1913'te Danimarkalı fizikçi Niels Bohr (1885-1962), hidrojen atomunun tayf çizgilerini kuantum kuramına dayanarak açıkladı. Buna göre çekirdek çevresindeki elektron, her enerjiyi değil, ancak belirli enerjileri alabiliyordu. En düşük enerjili durumdaki atoma temel durumdaki atom, enerji verilmiş atomlara da uyarılmış atom denir. Elektron yüksek enerjili durumdan daha düşük enerjili duruma sıçrayarak düşer, bu sırada ışık yayınlanır. Bohr modeli hidrojen atomunun yanı sıra bir elektronlu helyum(+1 yüklü helyum iyonu) ve lityum iyonu (+2 yüklü lityum iyonu) tayf çizgilerine başarıyla uygulandı.Ancak bu model çok elektronlu atomların davranışlarını açıklayamadığından yaklaşık 12 yıl geçerli kaldı. Bununla birlikte,kuram çok elektronlu atom ve iyonların karmaşık tayf çizgilerini açıklamakta yetersiz kaldı Daha sonra yerini Modern atom modeli aldı.
Bohr’a göre elektronlar çekirdek belirli uzaklıklarda dairesel yörüngeler izler. Çekirdeğe en yakın yörüngede bulunan ( n = 1 ) K tabakası en düşük enerjilidir Çekirdekten uzaklaştıkça tabakanın yarı çapı ve kabukta bulunan elektronun enerjisi artar.Elektron çekirdekten sonsuz uzaklıkta iken ( n = ∞ ) elektronla çekirdek arasında çekim kuvveti bulunmaz. Bu durumda elektronun potansiyel enerjisi sıfırdır. Elektron atomdan uzaklaşmış olur. Bu olaya iyonlaşma denir
Elektron çekirdeğe yaklaştıkça çekme kuvveti oluşacağından, elektronun bir potansiyel enerjisi oluşur. Elektron çekirdeğe yaklaştıkça atom kararlı hale gelir, potansiyel enerjisi azalır. Buna göre elektronun her enerji düzeyindeki potansiyel enerjisi sıfırdan küçük olur. Yani negatif olur. Bohr hidrojen atomunda çekirdeğe en yakın enerji düzeyinde K yörüngesi ) bulunan elektronun enerjisini –313,6 kkral/mol olarak bulmuştur.



f) De Broglie Atom Teorisi :

NOT :
 1- Bohr’ın atom modeli elektronların yörüngeler arası geçişlerinin mümkün kılan“enerji ( kuvantum ) sıçramalarını “ açıklamakta
yetersiz kalmaktaydı . Bunun çözümü Fransız fizikçi Prens Victor De Broglie tarafından teklif edilmişti. De Broglie bilinen bazı taneciklerin uygun koşullar altında tıpkı elektromanyetik radyasyonlar gibi bazen de elektromanyetik radyasyonlara uygun şartlarda tıpkı birer tanecik gibi davrana bileceklerini düşünerek elektronlara bir sanal dalganın eşlik ettiğini öne sürerek bir model teklif etti . Bu modele göre farklı elektron yörüngeleri çekirdeğin etrafında kapalı dalga halkaları oluşturmaktaydı.

1- Almanyalı kuramsal bir fizikçi olan Born Heisenberg’in ilkesini katlamakla beraber bir takım olasılık ve istatistikî hesaplar
neticesinde bir elektronun uzaydaki yerini yaklaşık olarak Born Schrödinger’in dalga mekaniği ile kuvantum teorisi arasında bir bağıntı kurdu. Böylece elektronun uzayın bir noktasında bulunması ihtimalinin hesaplana bilineceğini göstermiş oldu.

 1- Bohr, elektronu hareket halinde yüklü tanecik olarak kabul edip, bir hidrojen atomundaki elektronun sadece bazı belirli enerjiye
sahip olacağını varsayarak teorisini ortaya attı. Bu teori hidrojen gibi tek tek elektronlu He+ , Li+2 iyonlarına da uymasına rağmen, çok elektronlu atomların ayrıntılı spektrumlarının, kimyasal özelliklerini açıklanmasına uymamaktadır. Yine de modern atom modelinin gelişiminde bir basamak teşkil etmiştir.
2- Modern atom teorisini kısaca şu şekilde özetleyebiliriz:
• Atomda belirli bir enerji düzeyi vardır. Elektron ancak bu düzeyden birinde bulunabilir .
• Elektron bir enerji düzeyindeki hareketi sırasında çevreye ışık yaymazlar.
• Atoma iki düzey arasındaki fark kadar enerji verilirse elektron daha yüksek enerji düzeyine geçer
• Atoma verilen enerji kesilirse elektron enerjili düzeyinde kalamaz daha düşük enerji düzeyinden birine geçer. Bu sırada iki düzey arasındaki fark kadar enerjiyi ışık şekline çevreye verir
3- Modern atom modeli dalga mekaniğimdeki gelişmelerin elektronun hareketine uygulanmasına dayanmaktadır. Bu modelin öncüleri Werner Heisenberg ve Erwin Schrödlinger gibi önemli bilim adamlarıdır.
Erwin Schrödlinger (1887–1961) Avusturya’nın Viyana şehrinde doğmuş ve 1939 yılından 1956 yılına kadar İrlanda da çalışmıştır. 1926 yılında henüz İsviçre de çalışırken Heisenberg tarafından ortaya atılıp formüllendirilen kuvantum teorisine alternatif olarak kendi adıyla anılan (Schrödlinger eşitliği ) dalga mekaniği teoremini ortaya atmıştır. Schrödlinger teoremi kısaca elektronların gerek atom içerisinde gerekse moleküllerdeki hareketini dalga cinsinden matematiksel bir şekilde açıkladı. Bu çalışmalarından dolayı 1933 yılında fizik Nobel ödülünü İngiliz fizikçi Paul Dirac ile paylaştı.
Werner Heisenberg (1901 – 1976) Atomların yapısını ve elektron gibi atom altı parçacıkların davranışlarını açıklayan quantum mekaniği teorisinin kurucusu olan bir Alman fizikçidir. 1927 yılında kendi adı il anılan belirsizlik ilkesini ortaya atmıştır.Bu ilkesinde Heisenberg kısaca ”elektron kadar küçük olan bir parçacığın hem pozisyonunu hem de momentumunu kesin olarak bulmak mümkün değildir” demektedir. Bu çalışmalarından dolayı 1932 yılında Nobel fizik ödülü almıştır.
1924 yılında Louis De broglie ışı ve maddenin yapısını dikkate alarak küçük tanecikler bazen dalgaya benzer özellikler gösterebilirler şeklindeki hipotezi elektron demetlerinin bir kristal tarafından X – ışınlarına benzer biçimde saptırılması ve dağılması deneyi ile ispatlandı.
1920’li yıllarda Werner Heisenberg, atomlardan küçük taneciklerin davranışlarını belirlemek için ışığın etkisini inceledi. Bunun sonucunda Heisenberg belirsizlik ilkesi olarak anılan şu neticeyi çıkardı:
“Bir taneciğin nerede olduğu kesin olarak biliniyorsa, aynı anda taneciğin nereden geldiği ve nereye gittiğini kesin olarak bilemeyiz. Benzer şekilde taneciğin nasıl hareket ettiğini biliyorsak onun yerin kesin olarak bilemeyiz”
Buna göre elektronun herhangi bir andaki yeri ve hızı aynı anda kesin olarak bilinmez. Bir taneciğin yerini ve hızını ölçebilmek için o taneciği görmek gerekir. Taneciğin görünmesi de taneciğe ışın dalgası göndermekle olur. Elektron gibi küçük tanecikleri tespit etmek için düşünülen uygun dalga boyundaki ışık, elektronun yerini ve hızını değiştirir. Bu yüzden aynı anda elektronun yeri ve hızı ölçülmez. Bu nedenle de elektronların çekirdek etrafında belirli dairesel yörüngeler izledikleri söylenemez. Yörünge yerine elektronun ( yada elektronların ) çekirdek etrafında bulunma olasılığından söz etmek gerekir.
Modern atom modeli atom yapısı ve davranışlarını diğer atom modellerine göre daha iyi açıklamaktadır. Bu model atom çekirdeği etrafındaki elektronların bulunma olasılığını kuvantum sayıları ve orbitaller ile açıklar.
Kuvantum sayıları bir atomdaki elektronların enerji düzeylerini belirten tam sayılardır. Orbitaller ise elektronun çekirdek etrafında bulunabilecekleri bölgelerdir.
Elektron tanecik olarak düşünüldüğünde; orbital, atom içerisinde elektronun bulunma olasılığı en yüksek bölgeyi simgeler. Elektron maddesel bir dalga olarak düşünüldüğünde ise; orbital elektron yük yoğunluğunun en yüksek olduğu bölgeyi simgeler. Yani, elektron tanecik olarak kabul edildiğinde elektronun belirli bir noktada bulunma olasılığından, dalga olarak kabul edildiğinde ise elektron yük yoğunluğundan söz edilir.


5. Sinif Turkce Dersi Cumlede Anlam Testi

5. Sınıf Türkçe Dersi Cümlede Anlam Testi,5. Sınıf Türkçe Dersi Cümlede Anlam Test çöz,5. Sınıf Türkçe Dersi Cümlede Anlam Soruları,5. Sınıf Türkçe Dersi Cümlede Anlam Soru çöz
5. Sınıf Türkçe Dersi Etkinlik, 5. Sınıf Türkçe Dersi Ödev, 5. Sınıf Türkçe Dersi Eş Anlam, 5. Sınıf Türkçe Dersi Zıt Analam, 5. Sınıf Türkçe Dersi Paragraf Soruları, 5. Sınıf Türkçe Dersi Zamir, 5. Sınıf Türkçe Dersi Sıfat, 5. Sınıf Türkçe Dersi Öznel Nesnel Yargı, 5. Sınıf Türkçe Dersi Mecaz Anlam - Gerçek Analam, 5. Sınıf Türkçe Dersi Eş Sesli Kelimeler, 5. Sınıf Türkçe Dersi Sıfat, 5. Sınıf Türkçe Dersi Cümle Kurma, 5. Sınıf Türkçe Dersi Ana Duygu, 5. Sınıf Türkçe Dersi Ana Fikir, 5. Sınıf Türkçe Dersi Konu, 5. Sınıf Türkçe Dersi Noktalama, 5. Sınıf Türkçe Dersi İmla, 5. Sınıf Türkçe Dersi 5N1K, 5. Sınıf Türkçe Dersi Atasözü, 5. Sınıf Türkçe Dersi Deyim, 5. Sınıf Türkçe Dersi Özdeyiş, 5. Sınıf Türkçe Dersi Analam Bozukluğu, 5. Sınıf Türkçe Dersi Devrik Cümle,

Ben çiçekleri çok severim. Evimizin küçük bir bahçesi var. Babam renk renk çiçekler yetiştiriyor bahçemizde Ben de küçük kovamla her gün onları suluyorum. Bir gün, hoşuma giden bir çiçeği anneme vermek için kopardım, ama o capcanlı çiçek hemen soldu. Babam da bana: “ ……..………………………..evlat!” dedi.

1. Yukarıdaki öyküde babanın çocuğa söylediği cümle aşağıdakilerden hangisi olabilir?

a- ) Annen bu çiçeği sevmaz.

b- ) Çiçek, dalında güzeldir.

c- ) Bazı çiçekler güzeldir.

d- ) Çiçekler bol suyu sever.


2. Bayrağımız çok güzeldir. Rengini şehitlerin kanından almıştır. Üzeri ay ve yıldızla süslüdür. Bayram günleri her yere bayraklar asılır. Caddeler, binalar ve okullar bayraklarla donatılır. Bayrağımız çok değerli ve kutsaldır; onun için hep göklerde dalgalanır.

a- ) Vatan sevgisi            b- ) Bayrak sevgisi

c- ) Büyüklere saygı        d- ) Yurt özlemi


Şu yazarlar olmazsa, içinde bulunduğumuz dünyayı tanır mıydık? Bu çekilmez yaşantımızı sever miydik? Bir anlam bir güzellik bulur muyduk? İnsanoğlunun en önemli buluşu nedir diye düşünmeye gerek yok. Çünkü kitaptır, kitap! Uygarlık, insanlık kitapla başlar ve gelişir. Dünyada kitap diye bir şey kalmazsa o zaman uygarlık ve insanlık da biter.

3. Yukarıdaki parçada ağır basan duygu hangisidir?

a- ) Yazarlık                            b- ) Kitabın önemi

c- ) Uygarlık                           d- ) Kitap yazmak


4. Aşağıdakilerden hangisinden sonra büyük harf kullanılmaz?

a- ) Ünlemden sonra

b- ) Noktadan sonra

c- ) Virgülden sonra

d- ) Soru işaretinden sonra


5. “Hasta adama doğru yürüdü” cümlesinde hangi kelimeden sonra virgül konursa cümlenin anlamı değişir?

a- ) Adam                                             b- ) Doğru

c- ) Hasta adam                                  d- ) Hasta


6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinin sonuna ünlem işareti konulmalıdır?


a- ) Aşağıda ne var

b- ) Ne kadar güzel, vay canına

c- ) Bu saatte mi geliyorsun

d- ) Biraz yürümek istiyorum


7. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin sonuna farklı bir noktalama işareti getirilmelidir?

a- ) Seni çok bekledim

b- ) Cüzdanım çalındı

c- ) Hırsız bahçeden kaçmış

d- ) Dışarısı soğuk mu


8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “de”  nin yazımı yanlıştır?

a- ) Okulda görüşürüz.

b- ) Sende mi gideceksin?

c- ) O da biliyor her şeyi.

d- ) Evde beni beklemiş.


9. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde özne - yüklem uyumsuzluğu vardır?

a- ) Gözlerimiz yollarda kaldı.

b- ) Babam ve ben sinemaya gittim.

c- ) Evin sahibi iyi bir insanmış.

d- ) Görevliler okul bahçesini süpürdüler.


10. Aşağıdaki sözcüklerden hangisi türemiştir?

a- ) patates                 b- ) sıcak

c- ) yumurta                d- ) karlı


11. Aşağıdaki sözcük/erden hangisi hiç ek almamıştır?

a- ) silgi                                                     b- ) öğrenci

c- ) yağmurluk                                          d- ) gazete


12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ismin özelliğini belirten bir sözcük vardır?

a- ) Kırmızı, en çok sevdiğim renktir.

b- ) Sütü sıcak içmeyi severim.

c- ) Mavi kazak sana çok yakışmış.

d- ) Ayranı soğuk içerim.


"Büyük evin çiçekli bahçesini hepimiz çok severdik. Kırmızı karanfillerin beyaz güllerin güzel kokusu içimizi açıyordu."

13. Yukarıdaki anlatımda ismin özelliğini

belirten kaç tane sözcük vardır?

a- ) iki                                                       b- ) üç

c- ) dört                                                   d- ) beş


14. "az" sözcüğü hangi cümlede ismin özelliğini belirtmektedir?

a- ) içtiği su az gelmiş.

b- ) Yemeğine az tuz koy.

c- ) Az bekle, geliyorum.

d- ) Az dinlen, çok yoruldun.


15. “Büyük" sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde ismin özelliğini belirtmiştir?

a- ) Ortaya büyük bir masa kurdular.

b- ) Büyükler, küçükleri korumalıdırlar.

c- ) Büyüklere karşı her zaman saygılı olmalıyız.

d- ) Büyükler, her zaman nasihat etmeyi severler.


16. "Yanmak" sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde mecaz anlamdadır?

a- ) Sobaya attığı odunlar hemen yandı.

b- ) Sıcak çay dökülünce eli yanmış.

c- ) Geçen yıl onların evi yanmıştı.

d- ) Otobüsü kaçınca biletimiz yandı.


17. "Kötü bir şeyi iyiymiş gibi göstererek aldatmak." anlamına gelen deyim aşağıdakilerden hangisidir?

a- ) Gözleri parlamak

b- ) Göze girmek

c- ) Göz boyamak

d- ) Gözalıcı


18. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde endişe söz konusudur?

a- ) Bu zamana kadar neredeydin?

b- ) Hala ödevlerini bitiremedin mi?

c- ) Ona ne söylediğini bilmiyorum.

d- ) Ablamın bu saate kadar gelmesi gerekirdi.


19. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı vardır?

a- ) Yaramaz mı yaramaz bir kardeşi var

b- ) Birdenbire karşısına çıkmasın mı

c- ) Bu problemi sen de mi çözemedin

d- ) Sorunun cevabını ben de bilmiyorum


20. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde topluluk ismi yoktur?

indir
a- ) Yarın sınıfça ağaç dikeceğiz.

b- ) Bu yarışı bizim küme kazanır.

c- ) Kümesteki tavukları aşılattık.

d- ) Orman yangını büyümeden söndü.


20 Aralık 2011 Salı

8.sinif inkilap tarihi proje ve performans odevi konulari

T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK PERFORMANS VE PROJE GÖREVLERİ
Performans Görevi Konuları

Mondros Ateşkes Antlaşması


Sevr Barış Antlaşması


Sakarya Savaşı


İstiklal Marşı’nın kabul edilmesi.


Sakarya Savaşı ve sonuçları


I. İnönü Savaşı ve Sonuçları


Sakarya Savaşı ve Sonuçları


Büyük Taarruz ve Sonuçları


Tekalif-i Milliye Emirleri


Misak-ı Milli


TBMM’nin açılışı.


Mudanya Ateşkes Antlaşması


Lozan Barış Antlaşması


Atatürk’ün Hayatı

Latife Hanım’ın hayatı.


Cumhuriyetin ilanı.


Halifeliğin kaldırılması


Medeni Kanunun Kabulü


Takvim, Saat ve Ölçülerde Değişiklik


Soyadı kanunu


Ankara’nın Başkent olması


Montrö Boğazlar Sözleşmesi

Proje Görevi KonularıKurtuluş Savaşı’nda görev alan önemli komutanlar ve başarı öyküleri.

Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında kadınların rolünü anlatan bir kompozisyon yazma.

Kurtuluş Savaşı’nı anlatan önemli iki roman(Yaban, Ateşten Gömlek)  ve özetleri.


İstiklal Marşı’nın kabul edilmesini anlatan bir öykü yazma.


Kurtuluş Savaşı’nın herhangi bir bölümünü anlatan bir piyes, tiyatro ya da öykü yazımı.


Kurtuluş Savaşı’nı anlatan bir film ( Cumhuriyet ) ya da dizi (Kurtuluş) izleme ve tanıtımını yapma.


Kurtuluş Savaşı halk kahramanlarından üç kişinin  ( Sütçü İmam, Hasan Tahsin ve Antepli Şahin)  hayat hikâyeleri ve mücadeleleri.


Atatürk’ün en önemli eselerinden olan  NUTUKincelemesi.


Kurtuluş Savaşı için karşılaştırmalı bir “Kurtuluş Savaşları” haritası hazırlama.


Antep’in “Gazi”; Urfa’nın  “Şanlı”; Maraş’ın“Kahraman” ünvanı almalarının nedenleri.


Mustafa Kemal’in “Kurtuluş Savaşı’nda İzlediği Yol Haritası” çizimi.


En az yirmi fotoğraftan oluşacak bir “Kurtuluş Savaşı Albümü” hazırlama.


Kısa bir Sakarya Savaşı senaryosu yazma.

Kurtuluş Savaşında Cepheler haritası hazırlama.

Kurtuluş Savaşındaki askeri güçleri karşılaştıran bir tablo hazırlama.

7.Sinif sosyal bilgiler performans ve proje odev konulari

SOSYAL BİLGİLER-7 PERFORMANS VE PROJE KONULARI
Performans Görevi Konuları

RTÜKün önemi ve görevleri

TVde yayımlanan çocuk programlarının listesini çıkarma ve bunların çocukların gelişimi açısından değerlendirilmesi…

Anadolu Selçuklu Devleti

Gevher Nesibe Şifahanesi

Kervansaraylar

Haçlı Seferleri

Osmanlı Kuruluş Dönemi

Osmanlı Yükselme Dönemi

Osmanlı Duraklama Dönemi

Osmanlı Dağılma Dönemi

Seçilecek örnek bir medrese incelemesi

Barbaros Hayrettin Paşa

Lale Devri

Evliya Çelebi

Ziraat Bankası Tarihi

Coğrafi Keşifler

Çocuk Hakları

Balkan Savaşları

Çanakkale savaşı

I. Dünya Savaşı

Uluslar arası İnsan Hakları Kuruluşları

Proje Görevi Konuları
Toplumda görülen iletişim çatışmalarına örnekler bulma…


İletişim çatışmaları ile ilgili bir senaryo yazma ve sınıfta oynama


Dünden bugüne iletişim aletleri resimli kitapçık hazırlama


Herhangi bir kurumdan BİLGİ EDİNME


Türkiye Nüfus Haritası Çizimi


Ülkemizde bugüne kadar yapılan Nüfus sayımlarının grafik tablosu


Üstün Dökmen “Küçük Şeyler” kitap incelemesi

KURULUŞ film izleme ve eleştirisini  yapma


Seçilecek bir olaydan tarih gazetesi yapma


Coğrafi Keşifler Haritası


Traih boyunca önemli buluşlar kartpostal hazırlama


Çocuk Hakları ile ilgili bir afiş hazırlama


Buluş kartları hazırlama

6.Sinif sosyal bilgiler performans ve proje odev konulari


SOSYAL BİLGİLER-6 PERFORMANS VE PROJE GÖREVLERİ
PERFORMANS ÖDEVİ KONULARI
Bir sinema afişi tasarlama

Çevre Kirliliği ile ilgili bir gazete tasarlama

Kütüphane kartı hazırlama

Kabartma Harita Yapma

Dünya İklim Haritası Yapma

Türkiye İklim Haritası Çizme

Bir Tarih Şeridi Hazırlama


İlkçağda Anadolu’da Kurulan Uygarlıklarla İlgili Bilgi Kartları

Türkiye Maden Haritası Hazırlama

Türkiye Tarım Ürünleri Haritası Hazırlama

Türkiye Hayvancılık Haritası Hazırlama

Türkiye Turizm Haritası Hazırlama

Türkiye Sanayi Haritası Hazırlama

Türkiye Ulaşım Haritası Hazırlama

Vergi Vermekle İlgili Bir Afiş Tasarlama

Ülkemizin İhraç ve İthal Ürünleri İle İlgili Tablo Hazırlama

Turistik Bir Bölgeyi Tanıtan Bir Reklam Hazırlama

İpek Yolu Haritası Çizme

İslamiyetin Doğuşu filmini izleme ve film eleştirisi yazma

Gazneli Mahmut Biyogrofisi Hazırlama

Divan-ı Lügatit Türk’ten Seçmeler Yapma

Çocuk Hakları Sözleşmesi Kitapçığı Hazırlama

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Kitapçığı Hazırlama

PROJE ÖDEVİ KONULARI
TTK Tarihi


TDK Tarihi


Ölçek Çeşitleri


Türk Destanları


Göktürk Kitabeleri


Hz. Muhammed (S.A.V) Hayatı


Alparslanın Hayatı


Melikşah Hayatı


Tuğrul  Bey Hayatı


Nizamülmülk Hayatı


Demokrasinin Tarihi


Doku Bağışının Faydaları

18 Aralık 2011 Pazar

8.sınıf matematik proje ödevi konuları


8.SINIF PROJE KONULARI


     1. Pisagor bağıntısını modelleme

     2. Altın oranı araştırma

3.    Pİ sayısını araştırma

4.    Düzgün geometrik cisimlerin(Prizmalar,piramitler, küre…) kapalı maketlerini hazırlama

5.    Trigonometri Cetveli/Trigonometrik oranların tarihinin araştırılması.Bu oranların bulunuşunun izah edilmesi.

6.    Matematikteki önemli olay ve buluşları tarih sırasına göre

     sıralayan bir matematik tarih şeriti hazırlama

7.    Batılı Yunan Matematikçilerini tanıtan bir pano hazırlama

8.    (a+b)2 özdeşliğinin açılımının modellenmesi

9.    Türkiye İstatistik Enstitüsünün araştırılması

10. Üç boyutlu geometrik cisimlerin modellenmesi

11. Fibonacci sayılarını araştırma

12. Perspektif ile ilgili Powerpoint hazırlama

7.sınıf matematik proje ödevi konuları


7.SINIF PROJE KONULARI


    1. Üçgenler ve Dörtgenler/Üçgen ve dörtgen çeşitlerinin çubuklar

         ile(çıta) pano üzerinde hazırlanması.

1.    Matematikteki önemli olay ve buluşları tarih sırasına göre

     sıralayan bir matematik tarih şeriti hazırlama

2.    Ünlü Türk İslam Matematikçilerini tanıtan bir pano hazırlama

3.    Arılar ve Hayvanlardaki matematiksel beceriler/Peteklerin hangi geometrik şekle benzediklerinin ve bu şeklin sağladığı avantajların araştırılması. Arı dışında geometrik şekiller oluşturan hayvanların araştırılması

4.    İstatistik ve grafiklerle ilgili ortalama, analiz, mod, medyan kavramlarını kullanarak, okul çapında bir araştırma yapılması, analizi ve sunumu

5.    Hava sıcaklığının gün içindeki değişimini ölçüp, tablo şeklinde rapor olarak sunma

6.    Silindiri tanıtan bir maket hazırlama

7.    Altın oranı araştırma

8.    Pİ sayısını araştırma

10.Ailenin mutfak harcamalarını gösteren bir daire grafiği hazırlama

11.Olasılık ile ilgili soruların olduğu bir çarkıfelek hazırlama

12.Bir giyim mağazasının bir aylık kar ve zarar durumunu gösteren tablo hazırlama

6.sınıf matematik proje ödevi konuları


6.SINIF PROJE KONULARI


1.    (ERATOSTHENES’in KALBURU) Asal sayılar panosu hazırlama( 10 x 10’luk )

2.    Matematik bulmacası hazırlama

3.    Sudoku hazırlama

4.    Açı ve çeşitlerini tanıtan poster hazırlama

5.    Atatürk ve Matematik panosu hazırlama

6.    Eski Sayılar/Eski uygarlıkların kullandıkları sayı ve

     sistemlerin araştırma ve sunumu

7.    Geometrik şekilleri tanıtan bir poster hazırlama

8.    Matematik gazetesi hazırlama

9.  Okulunuza yeni bir logo hazırlama

    10. Bir saat modeli çizerek açıları gösterme

    11. Aile bütçesinin bir aylık raporunu çıkarma

    12. Anket hazırlama ve grafik çizimi

    13. Hangi şans oyunlarında kazanma şansı daha yüksektir?  

          sorusuna cevap arama

17 Aralık 2011 Cumartesi

Din Kulturu ve Ahlak Bilgisi 45678. Sinif 1. Dönem 2. Yazili Sorulari


Selam Arkadaşlar...
İlköğretim 1. Dönem 2.
Yazılılar 16 ARALIK Cuma  
Gününden İtibaren Hizmetinize
Sunulmuştur...
Sorularımızı Hazırlayan Değerli Meslektaşlarıma
Tuncay Erbaş, Mustafa Yücel, Aynur Sönmez, Gökhan Ay, Yasin Uzun, Hicret Sevda, Hatice Gündüz, Pembe Selek, Murat Aydoğdu )
Teşekkür Eder, kendilerinden ALLAH razı olsun derim...

Din Kulturu ve Ahlak Bilgisi 9-10-11-12. Sinif 1. Dönem 2. Yazili Sorulari


Selam Arkadaşlar...
Lise 1. Dönem 2.
Yazılılar 16 ARALIK Cuma  
Gününden İtibaren Hizmetinize
Sunulmuştur...
Sorularımızı Hazırlayan Değerli Meslektaşlarıma
Tuncay Erbaş, Mustafa Yücel, Aynur Sönmez, Gökhan Ay, Yasin Uzun, Hicret Sevda, Hatice Gündüz, Pembe Selek, Murat Aydoğdu )
Teşekkür Eder, kendilerinden ALLAH razı olsun derim...

14 Aralık 2011 Çarşamba

8.sınıf matematik performans ödevi konuları


8.SINIF PERFORMANS KONULARI


1.    Matematik bulmacası hazırlama

2.    Fraktalar ile ilgili slayt gösterimi hazırlama

3.    Pisagor bağıntısını modelleme

4.    Fibonacci sayılarını araştırma

5.    Histogram oluşturma

6.    Piramit maketi hazırlayarak, özelliklerini belirtiniz

7.    Matematik dergisi hazırlama

8.    Matematikteki önemli olay ve buluşları tarih sırasına göre sıralayan bir matematik tarih şeriti hazırlama

9.    4,5,6 basamaklı tam kare sayıların karekökünü alma örnekleri

10.Kareköklü sayılarda işlemleri gösteren bir sunu hazırlama     

11.Bilimsel gösterim örnekleri

12.Prizmaların açık ve kapalı şeklini ve özelliklerini gösteren pano hazırlama

13.Üslü sayılarda özellikleri gösterme

14.Perspektif çizimlerini gösteren bir sunum hazırlama

15.Permütasyon ve Kombinasyonun farkını gösteren sorular çözme

16.Olasılık çeşitlerine örnekler verme

17.Birim küplerle çeşitli şekiller hazırlayarak, farklı yönlerden görünümlerini çizme

18.Çarpanlara ayırmada modelleme yapma ve modellenen bir işleme açıklama

19.  300,45°,60° lik açıların trigonometrik oranlarını gösteren tablo hazırlama

20.Eğim hakkında bilgi ve örnekleme

7.sınıf matematik performans ödevi konuları


7.SINIF PERFORMANS KONULARI


1.    Eşlik ve benzerliği tanıtan bir tablo hazırlama

2.    Cebirsel ifadeleri modelleyerek gösterme

3.    Örüntü-süsleme örnekleri hazırlama

4.    Rasyonel sayıları modelleyerek gösterme

5.    Rasyonel sayılar ile ilgili sorular hazırlayarak çarkıfelek oluşturma

6.    Matematiğe yön verenler hakkında bilgi toplama

7.    Oran-orantının özellikleri hakkında problem çözümleri

8.    Koordinat sistemi( Rene Descardes) ile ilgili pano hazırlama

9.    Matematik dergisi hazırlama

10.Beş tane bankanın faiz oranlarını araştırarak uygun problem çözme

11. Çember ve açıları gösteren bir sunu hazırlama

12. Daire ve daire dilimi alanları hakkında soru hazırlama

13. Silindirin açık ve kapalı şeklini gösteren ve özelliklerini tanıtan maket hazırlama

14. Bir torbada 1 den 21’e kadar sayıların yazıldığı kartların çekilişi ile ilgili olasılık gösterimi

15. Beşgen, Altıgen ve yedigenin iç açıları, dış açıları, köşegen sayısını gösteren pano hazırlama

16.Parelel iki doğrunun bir kesenle yaptığı açıların tanıtımı gösteren bir tablo sunumu hazırlama

17.Ailenizin boy ve kilo ölçülerini belirleyerek, uygun grafikte gösterme

18. Matematik dergisi hazırlama

19.Simetriye günlük yaşamdan örnekler vererek noktaya ve doğruya göre simetriği slayt şeklinde hazırlama.

20.Tam sayılarda dört işlem ve kuvvetini içeren sorular hazırlama.

21          . Matematik bulmacası hazırlama

6.sınıf matematik performans ödevi konuları


6.SINIF PERFORMANS KONULARI

1. Asal sayılar panosu hazırlama( 10 x 10’luk )

2. Matematik ile ilgili kısaltma ve sembollerin olduğu bir tablo hazırlama

3. Atatürk ve Matematik panosu hazırlama

4. Prizma maketleri hazırlama ( Dikdörtgenler prizması,Küp,Kare dik prizma..)

5. Bölünebilme kurallarını tanıtan broşür hazırlama

6. Düzlemsel geometrik şekillerin çevre hesaplamaları

7. Üç gömlek ve dört pantolonun kaç farklı şekilde giyinilebilir? olduğunu gösteren bir pano hazırlama

8. Kümelerin gösterimi ile ilgili pano hazırlama

9. Kümelerde birleşim-kesişim işlemleri ile ilgili sınıf panosu hazırlama

10. Kümelerde fark ve tümleme işlemleri ile ilgili sınıf panosu hazırlama

11. Verilen bir konu ile ilgili anket hazırlama, veri toplama ve grafik ile yorumlama sunumu hazırlama

12. Günlük yaşantımızda kullandığımız ve eskiden kullanılan ölçü aletleri ve birimleri hakkında bilgi toplama ve karşılaştırma

13. Bir torbada 20 farklı renkteki kartların çekilişi ile ilgili olasılık gösterimi

14. Ondalık kesirlerde dört işlemi modelleyerek gösterme.

15. Açı ve çeşitlerini tanıtan poster hazırlama

16. El iş kâğıtlarını kullanarak Örüntü ve süsleme örnekleri hazırlama

17. Matematik bulmacası hazırlama

18. Matematik dergisi hazırlama

13 Aralık 2011 Salı

Enough-to - Acak kadar-Cumle Yapisi


Enough...to - Acak kadar... Cumle Yapisi from Özkan Çelen on Vimeo.

Neither-nor : Ne-ne de


Neither...nor : Ne...ne de.. from Özkan Çelen on Vimeo.

Either-or : Ya-ya da..


Either...or : Ya... ya da.. from Özkan Çelen on Vimeo.

Not only...but also - Sadece...degil...ayni zamanda


Not only...but also - Sadece...değil...aynı zamanda... from Özkan Çelen on Vimeo.

Both..and : Hem..hem de


Both..and : Hem..hem de from Özkan Çelen on Vimeo.

Active & Passive Causative - Etken & Edilgen Ettirgen


Active & Passive Causative - Etken & Edilgen Ettirgen from Özkan Çelen on Vimeo.

Causative Verbs - Ettirgen Fiiller konu anlatimi


Causative Verbs - Ettirgen Fiiller from Özkan Çelen on Vimeo.

İngilizce Cümle Kurma Sanatı


İngilizce Cümle Kurma Sanatı from Özkan Çelen on Vimeo.

Just.. Yet.. Already - Daha şimdi.. Henüz.. Zaten.. Zaman Zarfları


Just.. Yet.. Already - Daha şimdi.. Henüz.. Zaten.. Zaman Zarfları from Özkan Çelen on Vimeo.

12 Aralık 2011 Pazartesi

Ali Dağdelen Hocadan Biyoloji Dersleri

Sevgili öğrencilerimiz, Sinavvar.Net ekibi olarak son zamanlarda video ders eklemiyorduk. Ancak sessizliğimizi müthiş ders anlatımlarıyla bozduk. Şimdi sizlere sevgili Ali Dağdelen Hocamızın hazırladığı Videolu Biyoloji Konu Anlatımları nı sunuyoruz. Bu anlatımlarla Biyolojii dersini anlama konusunda sorununuz neredeyse kalmayacak. Lys biyoloji ve Lgs biyoloji ders anlatımları işinizi çok kolaylaştıracak. Bu büyük hizmetinden dolayı hocamız Ali Dağdelen'e sonsuz teşekkür ediyoruz ve sizi bu güzel Biyoloji Konu Anlatımları ile baş başa bırakıyoruz. Başarılar.
  1. Mitoz Bölünme Videolu Konu Anlatimi
  2. Mayoz Bölünme Videolu Konu Anlatimi
  3. Bağlar Konusu özeti videolu konu anlatimi
  4. Van der Waals ve Dipol Dipol Baği Konusu Anlatimi
  5. Kan Gruplari Videolu Konu Anlatimi
  6. İnsanda Endokrin Sistem Konu Anlatimi
  7. Bitkisel Hormonlar Videolu Konu Anlatimi
  8. Bitkilerde Taşıma - İletim Demetleri Videolu Konu Anlatımı
  9. Bitkilerde Solunum Videolu Konu Anlatimi
  10. Bitkilerde Sindirim Videolu Konu Anlatimi
  11. Bitkilerde Destek ve Hareket Videolu Konu Anlatimi
  12. Bitki Fizyolojisi Videolu Konu Anlatimi
  13. Genetik Kavramları Videolu Konu Anlatimi
  14. Kemosentez Videolu Konu Anlatimi
  15. Fotosentez Videolu Konu Anlatimi
  16. Protein Sentezi Videolu Konu Anlatimi
  17. Endokrin Sistem Videolu Konu Anlatimi
  18. Dolaşım Sistemi Videolu Konu Anlatimi
  19. 9. Sinif Ekoloji Videolu Konu Anlatimi
  20. Enzimler ve Yapisi Videolu Konu Anlatimi
  21. Siniflandirma Videolu Konu Anlatimi
  22. Kalitim Videolu Konu Anlatimi
  23. Biyolojik Kavramlar Videolu Konu Anlatimi 2
  24. Hücre Zari Videolu Konu Anlatimi
  25. Canlıların Ortak Özellikleri Videolu Konu Anlatimi
  26. Mayoz Bölünme Animasyonu
  27. Mitoz Bölünme Animasyonu
  28. Nukleik Asitler Videolu Konu Anlatimi
  29. Hucre Zarindan Madde Gecisi Videolu Konu Anlatimi
  30. Organik ve İnorganik Bilesikler Videolu Konu Anlatımı
  31. Organik ve İnorganik Bilesikler Videolu Konu Anlat...
  32. Biyolojik Kavramlar Videolu Konu Anlatimi
  33. Hucrede Madde Alisverisi Videolu Konu Anlatimi
  34. Hucre ve Organelleri Videolu Konu Anlatimi 2
  35. Hucre ve Organelleri Videolu Konu Anlatimi-1

11 Aralık 2011 Pazar

Mitoz Bölünme Videolu Konu Anlatimi

mitoz bölünme, mitoz bölünme nedir, mitoz bölünme ne demek, mitoz bölünme hakkında, mitoz bölünme nasıl olur, mitoz bölünmenin devreleri, mitoz bölünmenin anlamı, mitoz bölünme hakkında bilgi, mayoz ve mitoz bölünme, mitoz bölünmenin, mitoz bölünme,8. Sınıf Fen ve Teknoloji Mitoz Bölünme Konu Anlatım Videoları İzle, 8. Sınıf Fen ve Teknoloji Mitoz Bölünme;

Mitoz Bölünme from Ali DAĞDELEN

Mitoz Bölünme
Mitoz bölünmenin başlangıcını saptamak olanaksızdır. Fakat hücrede bazı değişiklikler olur; hücre içeriği jel haline geçer, metabolizma durur, çekirdeğin hacmi hızla büyür. Kromatid iplikleri belirginleşir ve boyanmaya başlar. G2 evresinin tamamlanması, kromozomların türlere özgü şekil ve sayıyı kazanmasıyla mitoz bölünmeye geçilir. Işık mikroskobunda kromozomlar artık rahatlıkla görülebilir. Bu süre yaklaşık bir saat sürer. Bu evredeki hücreler küre şeklindedir ve etrafındaki cisimlere kuvvetle bağlanmamıştır. Mitoz bölünme; profaz, metafaz, anafaz ve telofaz diye dört evreye ayrılır.
Profaz
Başlangıcında çekirdek içinde ince uzun kromatid iplikleri halinde görünen kromozomlar, yavaş yavaş helozon şeklinde kıvrılarak kalınlaşmaya başlar ve görülebilir duruma geçer. kalınlaşma ve kısalma anafaza kadar devam edebilir. Bu arada eş kromozomlar birbirlerinden fark edilemeycek kadar sıkıca bağlıdırlar. Bu evrede birbirine sentromerlerle bağlanmış olarak duran kromozomların her birine kromatid denir. Sentrozomlar ayrılarak her biri bir kutba gitmeye başlar ve aralarında iğ iplikleri oluşur. Profazın sonuna doğru iğ iplikleri ile kromozomlar arasında bağlantı kurulurken, sentrozomlardan hücre zarına uzanan iğ iplikleri de oluşur ve çekirdek zarı eriyerek kaybolur, kromozomlar sitoplazma içerisine dağılır.
Metafaz
Kromozomlar çok kere bir çember gibi, bazen de karışık olarak ekvatoral düzlem üzerinde dizilirler. Genellikle küçük kromozomlar merkezde, büyükler çevrededir. Diziliş türlere özgü bir özellik gösterir. Kromozomlar eşit olarak kutuplara çekileceğinden, ortada belirli bir denge kurulana kadar beklenilir.
Profaz 30-60 dakika sürmesine karşılık, metefaz ancak 2-6 dakika sürer. her bir kromozomun sentromeri belirgin olarak ikiye bölünür ve kromatidler tam olarak birbirinden ayrılır.
Anafaz
Ekvatoral düzlemdeki kardeş kromozomlar kutuplara bu evrede taşınırlar. Kasılma özelliği olan sentrozomların iğ iplikleri sayesinde kromozomların yarısı bir kutba, diğer yarısı öbür kutba gider. Kromozomların kutuplara ulaşmasıyla bu evre sona erer.
Bitki hücrelerinde sentrozom bulunmadığı için kromozomların taşınması sitoplazma hareketleriyle ve sitoplazma kökenli iğ ipliklerinin yardımıyla olur. Bu evre de yaklaşık olarak 3-15 dakika sürer.
Telofaz
Kromozomlar daha az boyanmaya başlar. Çekirdek zarı yavaş yavaş oluşur. Kromozomlar uzayıp incelmeye başlar. Bölünme açısından çekirdek dinlenmeye geçerken, hücre metabolizması aktif hale geçer.
Bu evrenin oluşumu sürerken bir yandan da sitoplazma boğum yapmaya başlar. İğ ipliklerine dik olarak boğumlanan sitoplazmanın o bölgede jel hale geçerek iki oğul hücrenin stoplazmasını ayırdığını ileri süren görüşlerde vardır. Stoplazmanın boğumlanarak ayrılması sürecine sitokinez denir. Telofazın başlangıcından iki yeni hücrenin oluştuğu ana kadar geçen süre 30-60 dakikadır.

Mayoz Bölünme Videolu Konu Anlatimi


Mayoz Bölünme from Ali DAĞDELEN
Mayoz Bolunme video izle, Mayoz Bolunme video ders videosu, Mayoz Bolunme video soruları,Hücre bölünmeleri,hücre bölünmesi,mitoz bölünme,mayoz bölünme,hücre bölünmesikonu anlatımı,hücre bölünmesi video,hücre bölünmesi nedir,Hücre Bölünmesi ve Kalıtım/Mayoz Bölünme,mayoz bölünme, mayoz bölünme nedir, mayoz bölünme hakkında, mayoz bölünmenin evreleri, mayoz bölünmenin anlamı, mayoz bölünme ne demek, mayoz bölünmenin özellikleri, mayoz bölünme hakkında bilgi, mayoz bölünmenin, mayoz bölünme nasıl olur, interfaz nedir, profaz nedir, metafaz nedir, anafaz nedir, telofaz nedir, 

MAYOZ BÖLÜNME 

Bütün döllerde kromozom sayısının değişmez kalabilmesi için (sperm ve yumurtanın birleşmesinden kromozom sayısı iki katına çıkacağından dolayı) farklı bir hücre bölünmesi gelişmiştir. Mayoz bölünme ismini alan bu tip bölünmede, kromozom sayısı yarıya indirgenir. Mayoz bölünmenin sonunda meydana gelen gametler diğer vücut hücrelerinin aksine n sayıda kromozom taşır (bazı bitkilerde ve bir hücrelilerde bireyin kendisi yaşantısı boyunca haploid kromozomlu olduğundan mayoz bölünmeye gerek kalmaz). Normal olarak soma hücrelerinde 2n kromozomlardan homolog olanlar, boyuna, sinaps dediğimiz aralıklarla birbirinin yakınında uzanırlar. Bu homolog kromozomların her biri ayrı bir kutba giderek, yalnız bir tanesinin bir gamete verilmesi sağlanır. Homolog kromozomlar aynı büyüklüğe ve şekle, keza benzer kalıtsal faktörlere sahiptir. Gerek yumurta gerekse sperm oluşumu son iki hücre bölünmesine kadar aynı kurallara göre yürütülür. Daha sonra spermatogenezis (sperm oluşumu) ve oogenesiz (yumurta oluşumu) farklı şekilde meydana gelir.
Mayozda da mitoz gibi profaz, metafaz, anafaz ve telofaz diye dört evre vardır. Bu evreler arada interfaz olmaksızın peş peşe iki kez gerçekleşir ve sonuçta dört yavru hücre meydana gelir. Mayoz bölünme ile mitoz bölünme arasındaki en büyük farka profazda rastlanır.
İnterfaz
Bölünmeye hazırlık evresidir. Mitozdaki interfaza benzemekle birlikte hücrelerin mitozdaki gibi büyüklüklerinin ve hacimlerinin artması gerçekleşmez.
Profaz
Kromozomlar kısalıp kalınlaşmaya başlarken, anadan ve babadan gelen homolog kromozomlar sinaps halinde ya yan yana parelel uzanırlar ya da birbirinin üzerine kıvrılırlar. Kısalma sonucunda kromozomlar mitozdaki gibi görülmeye başlar. Her kromozom iki kromatitten yapıldığından, homolog kromozomlar dörtlü demetler halinde görülür, bu görünüşe tetrat denir. Canlının vücudunda homolog kromozom kadar tetrata rastlanılır (insanda 23 tane). Kromozomların sentromerleri ayrılmamıştır. 4 kromatid için iki sentromer vardır.
Ayrıca mitozdan farklı olarak bu evrede tetratlar arasında parça değişimi gerçekleşir. Krossing-over denilen bu parça değişimi tür içinde çeşitliliği sağlar. Bu evrenin sonunda çekirdek zarı parçalanarak kaybolur.
Metafaz
Çekirdek zarının parçalanması sona ermiş, sentrozomlar kutupulara çekilmiş ve iğ iplikleri ortaya çıkmıştır. Sentromerleri çift olan tetratlar ekvatoral düzlem üzerine dizilir.
Anafaz
Bu evrede tetratlar ikiye ayrılarak kutuplara giderler. Ana ve babadan gelen kromozomlar rasgele olarak birbirlerinden ayrılırlar (özelliklerimizin bazılarının anadan bazılarının babadan geçmesinin nedeni). Bu evrede kromozom sayısı indirgendiğinden kutuplara taşınan yani oğul hücrelere geçecek olan kromozom sayısı vücut hücrelerinin kromozom sayısının yarısı kadardır.
Telofaz
Hücrenin iki kutbunda bulunan kromozomlar uzayıp incelmeye başlar. Etraflarında çekirdek zarı oluşur. Sitoplazmanın boğumlanmasıyla da haploid sayıda kromozoma sahip iki yavru hücre oluşur.
Buraya kadar geçen olaylar mayoz-I olarak adlandırılır. Bundan sonra mitozdakinin aksine arada interfaz evresi olmaksızın profaz-II’nin başlamasıyla mayoz-II başlar. Mayoz-II mitoz bölünmenin hemen hemen aynısıdır. Hücrelerdeki haploid kromozom sayısı korunarak profaz-II, metafaz-II, anafaz-II ve telofaz-II gerçekleşerek mayoz bölünmenin sonunda n kromozom sayısına sahip 4 yavru hücre meydana gelir.

Gokhan Cetinsaya kimdir, Gokhan Cetinsaya hayatı, Gokhan Cetinsaya biyografisi

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, YÖK Başkanlığına İstanbul ŞehirÜniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya'yı atadı. Yusuf Ziya Özcan'ın görevi yarın sona erecek.

Eminim siz de Gökhan Çetinsaya nın kim olduğunu merak ediyorsunuzdur. Gökhan Çetinsaya kimdir, Gökhan Çetinsaya nerelidir gibi sorular aklınızdan geçiyordur. İşte size cevap...

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, YÖK Başkanlığı'na, Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya'yı seçti.

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Gül'ün YÖK Üyesi ve Başkanı Prof.Dr. Yusuf Ziya Özcan'ın görev süresinin yarın sona erecek olması nedeniyle boşalacak olan YÖK üyeliğine ve başkanlığınaİstanbul Şehir Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Çetinsaya'yı seçtiği belirtildi.

-Prof. Dr. Çetinsaya'nın özgeçmişi-


İstanbul'da 1964 yılında doğan Çetinsaya, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden 1985'te mezun oldu. Aynı fakültede 1988'de yüksek lisansını tamamlayan Çetinsaya, 1994'te University of Manchester Ortadoğu Araştırmaları Bölümünden doktora unvanını aldı.

Hacettepe Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünde araştırma görevlisi olarak 1986-1994 yılları arasında çalışan Çetinsaya, 1995-1999 yıllarında yardımcı doçent ve 1999-2002 yıllarında ise doçent olarak görev yaptı.

2002-2008 yıllarında İstanbul Teknik Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Bölümünde çalışan Çetinsaya, 2005 yılında profesör oldu.

Çetinsaya, 2000-2001 yılında Hacettepe Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Yönetim Kurulu Üyeliği, 2002-2005 yıllarında İTÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Bölüm Başkanlığı, 2003-2005 yıllarında İTÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Yönetim Kurulu ve Fakülte Kurulu Üyeliği ve 2003-2005 yıllarında ise İTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde çeşitli anabilim dalı başkanlığı görevlerinde bulundu.

Gökhan Çetinsaya, 2001 yılında University of London, School of Oriental and African Studies, 2004'te Free University of Berlin, Institute for Turcology ve 2007-2008'te Woodrow Wilson International Center for Scholars'ta misafir araştırmacı olarak çalıştı.

Amerika Ortadoğu Çalışmaları Cemiyeti (Middle East Studies Association of North America, MESA) 1994 Malcom H. Kerr Sosyal Bilimler Doktora Tez Ödülü Birinciliğini kazanan Çetinsaya, İngiltere Ortadoğu Çalışmaları Cemiyeti (British Society for Middle Eastern Studies, BRISMES) 1995 Leigh Douglas En İyi Doktora Tezi Ödülü'nü de kazandı.

Çalışma alanları arasında, Osmanlı ve Modern Türkiye Tarihi (19. ve 20. Yüzyıl), Ortadoğu Tarihi ve Siyaseti (19. ve 20. Yüzyıl) ve Türk Dış Politikası olan Çetinsaya'nın ulusal ve uluslararası birçok makale ve tebliğinin yanı sıra Ottoman Administration of Iraq, 1890-1908 adlı bir kitabı yayımlandı.

2008 yılından itibaren İstanbul Şehir Üniversitesi Rektörlüğü görevini yürüten Çetinsaya, evli ve 2 çocuk babası.

10 Aralık 2011 Cumartesi

Cubbeli Ahmet Hoca neden tutuklandi


Etiketler: Ahmet Mahmut, Ahmet Mahmut kimdir, Ahmet Mahmut ünlü, cübbeli ahmet hoca hapise giri, Cübbeli Ahmet Hoca Neden Tutuklandı ?, cübbeli hoca gözaltına alındı Cubbeli Ahmet Hoca neden tutuklandi?
Hepimiz şu an bu sorunun cevabını bekliyoruz...

‘Karagümrük çetesi’ olarak bilinen suç örgütüne yönelik soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve mahkemeye sevk edilen ‘Cübbeli Ahmet Hoca’ olarak tanınan Ahmet Mahmut Ünlü, tutuklandı.
Çete ve fuhuş operasyonunda polisin hazırladığı fezlekeye göre Ünlü’ye adamları kadın ayarlıyordu. Ancak eski koruması şantaj yapınca devreye çete girdi.
SEKS KASEDİ İÇİN ÇETEDEN YARDIM İSTEMİŞ
Karagümrük Çetesi operasyonu, bazı kişilerin, Nejat Ergin ve adamları tarafından tehdit edildikleri ihbarı üzerine İstanbul Organize Suçlar Şubesi ekipleri tarafından başlatıldı. Ergin ve 3 adamı hakkında teknik ve fiziki takip yapıldı. Bu sırada eski Türkiye Güzeli Neslihan Önder’in de çete ile bağlantısı ortaya çıktı. Polisin telefonlarını dinlediği bazı çete üyelerinin Önder’i bazı işadamlarıyla ilişkide gibi gösterip şantaj için kullanmayı planladığı ancak bu planı uygulayamadıkları belirlendi.
Çeteden internete düşen seks kasedi hakkında yardım isteyen Cübbeli’nin yurt dışından iş bulma vaadiyle 2 kadın getirttiği ve ‘Talebe’ dediği kadınlara imam nikahı kıyarak eve kapattığı iddia edildi
CÜBBELİ’YE TEKNİK TAKİP
Ergin çetesine yönelik dinlemelere Cübbeli Ahmet Hoca da takıldı. Ahmet Mahmut Ünlü’nün internete düşen seks görüntüleri için çeteden yardım istediği ve “Bana bu komployu kuranların ortaya çıkarılmasını istiyorum” dediği iddia edildi. Bu görüşmenin ardından Ünlü ve adamları da teknik takibe alındı.
CEP FOTOĞRAFLARIYLA KADIN SERVİSİ

Teknik takip sırasında Ünlü’nün kendisi için yurt dışından kadın getirtmeyi planladığı ve bu amaçla adamlarının Kuzey Afrika ve Orta Asya ülkelerinden bazı kadınların fotoğrafları cep telefonu ile çekip Cübbeli’ye göstediği belirlendi. Ünlü’nün beğendiği 2 kadın iş bulma vaadiyle İstanbul’a getirildi ve Fatih’te bir eve götürüldü.
FATİH’TEKİ FUHUŞ
Burada kadınlarla imam nikahı kıyıp birlikte olmaya başlayan Ünlü’nün telefonda kadınlardan “Talebeler” diye bahsettiği de kayıtlara geçti. Polis yabancı uyruklu iki kadını da gözaltına aldı. Kadınlar, Ünlü’den şikayetçi oldu.
50 BİN LİRA İSTEMİŞLER
Dinlemelere, Cübbeli Ahmet Hoca’nın kovduğu bir adamının diğer adamlarını arayarak “Elimde Hoca’nın kadınlarla birlikte olurken görüntüleri var. 50 bin lira vermezseniz bu görüntüleri dağıtırım” dediği de takıldı. Bu şantaj üzerine Hoca tekrar Ergin çetesinden yardım istedi. Ancak görüntüler bulunamadı. Daha sonra Cübbeli Ahmet Hoca, polise giderek kendisine şantaj yapan eski adamı hakkında şikayetçi oldu.
PEKER DE DEVREYE GİRDİ
Ünlü’nün mafya grupları ile ilişkisi Karagümrük Çetesi ile sınırlı kalmamış. Hoca, Çarşamba Cemaati’-nin ileri gelenlerinden olan ve aleyhine konuşmalar yapan bir kişiyi de tutuklu bulunan Sedat Peker’e şikayet etmiş. İddiaya göre Peker’e haber gönderip bu kişinin konuşmalarının önüne geçmiş. Bu olaydan sonra Peker’in, Cübbeli Hoca’ya masaj koltuğu hediye etmiş, Ünlü de bir telefon konuşmasında koltuğun Peker’in hediyesi olduğunu söylemiş.
CÜBBELİ FENALAŞTI !
Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesinde savcılıkça sorgulanmasının ardından 6 şüpheliyle birlikte tutuklama istemiyle İstanbul Nöbetçi 10. Ağır Ceza Mahkemesine sevk edilen Ahmet Mahmut Ünlü’nün, mahkemeye çıkmadan önce şekerinin yükseldiği gerekçesiyle ambulansla kaldırıldığı Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki tedavisi tamamlandı.
Hastanede şekeri kontrol altına alınan ve EKG’si çekilen Ünlü, tekerlekli sandalyeyle hastaneden çıkartılarak, ambulansa konuldu. Ünlü, daha sonra da Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesine getirilerek, hakim ve savcıların kullandığı bölümden binaya alındı.
FUHUŞ EKİBİ
Emniyet’in yaptığı çalışmalara göre, Ahmet Mahmut Ünlü’nün şoförü Mehmet Ali Melemez, sağ kolu Barış Sezek, korumalığını yapan Fahrettin Canpolat, Fahri Özdemir, hizmetini görenlerden Mehmet Batur, Mehmet Berber, Yahya Aydoğdu ve Mustafa Çittir, Ünlü’nün fuhuş yapmasına aracılık ederek kadın temin etti. Ünlü’nün adamları Özbekistan, Kazakistan ve Fas gibi ülkelerden kadın getirerek Ünlü’ye sundu. Ünlü kadınları fotograflarından beğendi.
Fezlekeye göre Ünlü’nün bir süre korumalığını yapan ve daha sonra anlaşmazlık sonucu işten ayrılan Hamit Duysak, Ünlü’nün yakınındaki bazı kişilere mesaj atarak, “Elimde seks kaseti var, açıklarım” diye tehdit etti. Ünlü, bunun üzerine Abdullah Şanlıer isimli bir suç örgütü lideri ile temasa geçerek Duysak’ı tehdit ve darp ettirdi. Şanlıer’in adamlarıyla Duysak’ı tehdit etmesi polisin takibine takıldı.
Fezlekede Ünlü’nün Gülruh isimli bir kadınla ilişkiye girdiği, bu ilişkinin görüntülerini ele geçiren Balatlı Hakan adlı kişinin Ünlü’den bu görüntülere karşılık 50 bin lira istediği yer aldı. Ünlü, bu olayla ilgili olarak 13 Mayıs 2011’de polise başvurdu.
Polis, Ünlü’nün adamlarının parayı istenen yere götürmesini istedi. Ancak tehdit eden kişi parayı almaya gelmedi. Fezlekede, Ünlü’nün Balatlı Hakan isimli kişiyi bulmak için sabıkalı Adbul Nezir Hızır ile irtibata geçtiği iddia edildi.
PEKER’DEN MASAJ KOLTUĞU
Polis fezlekesinde, Ünlü’nün Karagümrük çetesi olarak bilinen Nuri Ergin ve Vedat Ergin’in kardeşi Nejat Ergin’le de temasta olduğu, kayınbiraderiyle ilgili bir konuda Ergin’den yardım istediği de yer aldı.
Ayrıca, Ünlü’nün cemaatindeki Avni Özsalih’i tehdit ettirmek için Sedat Peker’den yardım istediği, bu amaçla cezaevindeki Sedat Peker’e bir mektup yazdığı da yer aldı. Fezlekede Peker’in adamları aracılığıyla Ünlü’ye bir masaj koltuğu hediye ettiği de anlatıldı.
HOCANIN ŞİFRELERİ
Cüppeli Hoca’ya kadın temin eden adamlarının şifreli kelimeler kullandıkları da polis fezlekesinde yer aldı. Ünlü’nün adamları “kadın” yerine talebe ya da yemek; kadınlara ödenen ücret için zekat ya da gömlek; fuhuş buluşmaları için de toplantı şifresini kullandı. Cüppeli’nin adamlarının teknik takibi engellemek için “Jammer” kullandıkları da iddia edildi. (Milliyet ve Vatan)