Hemen hemen günümüzdeki meslekler Osmanlı İmparatorluğu dönemindede mevcuttu.
Vezir-i Azam:Padişahtan sonraki en yetkili devlet adamıdır. Padişahın mührünü taşırdı.Bugünkü başbakandır.
Vezir:Sadrazamdan sonraki en yetkili kişidir. Sadrazamın verdiği görevleri yapardı.
Kazasker: Anadolu ve Rumeli'de olmak üzere iki ayrı kazasker bulunurdu. Adalet işlerine bakardı. Ayrıca kadı ve müderrislerin atamasını ya da görevden alma işini yapardı. Bugünkü yargı görevini yaparlardı.
Defterdar:Anadolu ve Rumeli'de iki ayrı defterdar vardı. Rumeli'deki baş defterdardı. Maliye işlerini yapardı. Bugünkü Maliye bakanlığı görevini yürütürdü.
Nişancı:Tapu,kadastro,fethedilen yerleri gelirlerine göre deftere kaydetmek işlerini yürütürdü.
Şeyhülislam:Devlet'te iken verilen kararların İslam'a uygun olup olmadığına karar verir, bu karara fetva denirdi. Sadrazamla eşit rütbedeydi.
Kaptan-ı Derya:Donanma ve denizcilikle ilgili işlerden sorumludur. İstanbul'dayken Divan toplantılarına katılırdı.
Divan-ı Hümayun 2.Mahmut dönemi'de kaldırılarak yerine nazırlıklar(bakanlıklar)kuruldu.
MUSAVVİR: tasvir edenler
NAKKAŞLAR: süsleme yapanlar
ZERGERAN: kuyumcular
SİMKEŞHAN: gümüş işlemeciliginin yapıldıgı yer
ZERGUDAN: altın işleyen
PİSTUNDUZAN: kürkçüler
ZERNİŞANİ: altınla süsleme yapanlar
KUFTEGERAN: maden üzerine süsleme yapanlar
ŞİMŞİRGERAN: kılıçcılar
KARTGERAN: bıçakcılar
SİPERDUZAN: kalkancılar
ÇİLİNGERAN: anahtar ve kilitci
KAZGANYAN: kazancılar
ABA-I BAFAN: yün dokumacıları
KAŞ-İGERAN: çiniciler
CAMGER: camcılar
HAKKAK: oymacılar
KAZZAZLAR: ipekçiler
DÜZ: terziler
MİŞGER: bakırcılar
KALIÇECİ: halıcı
ZİHGİRCİ: okun arkasında parmagını taktıgın yüzük
HALLAÇ: pamuk yün didici
MÜCELLİT: ciltci
MIKRIPHAN: sazcı
Keçecilik
Kosumculuk
Hasircilik
Nalbantlik
Esanscilik
Semercilik
Kasikcilik
Sedefkarlik
Zembilcilik
Urgancilik
Tas Isciligi
Çömlekcilik
,
Keçe, yün, kil ya da pamugun islak ortamda çignenip dövülerek liflerinin birbirine kaynasmasiyla elde edilen ve örtü, yaygi, çadir, giysi yapiminda kullanilan kaba kumastir. Keçe Orta Asya’dan beri Türkler tarafindan bilinmektedir. Osmanlilarda Konya, Diyarbakir, Afyon, Isparta, Usak, Urfa, Bursa keçe üretim merkezleri olarak tanindi. Ahilik örgütleri içinde yer alan esnaf loncalarinda keçecilik, önemli bir yer tutuyordu. Kalfa ve ustalar 6-7 yil süren hairlik dönemlerinde yün ditme, yün atma, ayakla yün tepme, kaliba yün hazirlama, hamamda keçe pisirme gibi yöntemleri ögreniyorlardi. Basa Dönüs
,,
Kosum, bir kosum hayvaninin araba, kagni gibi araçlara ya da saban, pulluk gibi aletlere kosulmasini saglayan kayis takimidir. Kosumcu, cesitli kosum parçalarini yapan kimsedir. Ilk kosum takimlarina M.O. 4 yy’da Mezopotamya’da rastlanmaktadir. Günlük hayatinda ve meydana getirdigi uygarliklarda atin büyük yeri olan Türkler kosum takimlarini Orta Asya’dan beri kullanmaktaydilar. Bugün kosumculuk, kosum hayvanlarinin önemini kaybetmesiyle birlikte kaybolmaya yüz tutan bir meslek haline gelmistir. Basa Dönüs
,,
Hasir, kurumus bitki saplari ve saz gövdelerinin birbirine geçirilmesiyle örülen, genellikle taban dösemesi bazen duvar ve tavan kaplamasi olarak kullanilan bir cins yaygidir. Hasirlar, yapildigi sazin incelik, kalinlik ve türüne göre Trablus hasiri, Misir hasiri, Kaba hasir vb.adlar alirdi. Boyanmis sazlarla hasirlara desenler yapilirdi.Osmanlilarda hasircilik, XVII.yy’dan baslayarak önemli zanaat kollarindan biri durumuna geldi. Istanbul’da Hasircilar Çarsisi adiyla çarsisi bile vardi.Günümüzde hasircilik sadece kirsal kesimde belli oranda devam etmektedir. Basa Dönüs
,,
Nalbantlik, At, essek, katir gibi binek ve hizmet hayvanlarinin toynaklarina koruma amaciyla nal çakma zanaatina nalbantlik denir. Nallar hayvanin toynagina “nal tokmagi”denen tahta tokmaklar ya da nallama adi verilen özel çekiçle çakilir.Geçmiste ulasim, tasimacilik ve çesitli hizmetlerde hayvanlarin yaygin olarak kullanilmasi nedeniyle, nalbantlik 20.yüzyilin ilk yarisina kadar önemini korudu.Osmanli ordusunda nalbant ihtiyacini karsilamak üzere,bir Askeri Baytar Mektebi’nin kuruldugu biliniyor. Basa Dönüs
,,
Esanscilik, iki kapakli dört tarafi cam bir kutu içine yerlestirilmis küçük siselerde esans satma isidir.Esancilar genellikle köy, kasaba ve sehirlerin pazar yerlerinde, kahvehane, lokanta gibi toplu yasama mekanlarinda dolasir; belli ücret karsiliginda bir miktar esansi bir enjektör araciliyla müsterilerin üzerine püskürtürlerdi. Esansciligin dev bir sektöre dönüstügü günümüzde, eski tip esanslara ve esanscilara çok çok az rastlanmaktadir. Basa Dönüs
,,
Semer = Beygir,katir,esek gibi hayvanlarin sirtina yük baglamak bazende binmek için kullanilan, agaç bir iskeletin sazla doldurulmus “yatak”tan olusan üstlügüdür. Semer genellikle agaç, çuval ve sazdan yapilir.Yük baglamak ve binek hayvanina rahat binmek için kullanilir. Semerler boyunlu ve çatal semer olarak ikiye ayrilir. Ilk kez Araplar ve Iranlilar tarafindan kullanildigi söylenir. Türklere de onlardan geçmistir. Basa Dönüs
,,
Kasikcilik, Anadolu’da, ilk kasiga, Çatalhöyük ve Hacilar’da rastlanmistir.(M.Ö. 7-6 binyil). Kasiklar Anadolu’da yapildiklari malzemeye göre adlandirilir. Önce topraktan yapilan kasiklar daha sonra tahtadan ve madenden yapilmaya baslandi. Tahta kasiklar daha çok simsir, ardiç, gürgen, mese, armut, karaagaç, gibi agaçlardan, metal kasiklar ,demir, bakir, pirinç, gümüs ve altindan yapilir. Anadolu’da kasiklari ile ünlü merkezler arasinda Konya, Akseki, Kas, Gedi, Gevye tarakli, Bolu, Kastamonu, Bergama, Bursa, Eskisehir, Anamur, Silifke özellikle anilabilir. Basa Dönüs
,,
Sedefkarlik , sedef üzerinde çalisma, sedef kakma esya yapimidir. Bu isi yapan ustalara da sedefkar denirdi. Sedefkarlik Osmanlilar’da önemli bir meslekti. Özellikle 16.yy’da kendine özgü bir üslup kazanmisti. Osmanli Sarayinda sedefkarlarin çalistigi özel atölyeler vardi. Bunlar, tahtlardan saltanat kayiklarina kadar, padisahlarin pek çok esyasi üzerinde bu ince sanati uygulama imkani buluyorlardi. Bugün önemini büyük ölçüde kaybeden sedefkarlik konusunda Topkapi Sarayi’nda sedef kakmali esyalarin restorasyonuyla ilgilenen bir bölüm bulunmaktadir. Basa Dönüs
,,
Hasirdan ya da sazdan örülerek yapilmis kulplu torbaya zembil denir. Selçuklular’in ve Osmanlilar’in günlük hayatinda zembil esyalarinin büyük önemi vardi. Sanayilesmenin gelismesiyle birlikte zembil esyalarin günlük hayat içindeki önemi büyük ölçüde kaybolmustur. Bugün zembil esyalari, daha çok kentlerin varoslarinda ve kirsal kesimde üretilmekte ve kullanilmaktadir. Basa Döns
,,
Urgancilik, urgan yapim ve satis isidir.Urgan kenevir, keten, jut, pamuk gibi dogal liften yada poliamid, polyester gibi sentetik liften yapilr. Insanlik tarihinde önemli bir yere sahip olan urgancilik mesleginin geçmisi Antikçaga kadar uzanmaktadir. Sanayilesmenin gelismesi, sicim ve urganlarin mekanik olarak üretilmesiyle birlikte günümüzde urgancilik meslegi, kaybolan meslekler arasina katilmistir. Basa Dönüs
,,
TAS ISÇILIGI, Yerlesik hayata geçmeleriyle birlikte Türklerin hayatinda tasin önemli bir yeri olmustur. Selçuklular’dan baslayarak Türkler, tasi sanatkarane bir sekilde islemeye, kemer ve nakis süslemeye büyük önem vermislerdir. Han, hamam ve kervansaraylarda, bugün bile hayranlikla izlenen benzersiz örnekler ortaya koymuslardir. Günümüzde hem tasin öneminin azalmasi hem de “sanatkar” bakisin kaybolmasiyla birlikte tas isçiligi de giderek azalmaktadir. Basa Dönüs
,,
Cömlekcilik Çömlek,topraktan yapilan ve pisirilerek saglamlastirilan kap, tenceredir.Çömlekcilik, Anadolu’da cilalitas devrinden beri bilinmektedir. Özellikle Mersin, Çatalhöyük, Hacilar, kültepe ve Bogazköy çömlekleriyle ünlüdür. Günümüzde bilinen en eski çanak çömlek örnekleri, Anadolu’da çatalhöyük’te ele geçen ve yaklasik 9000 yil önceye ait seramiklerdir. 12.yy’da Ortadogu’da islam çanak çömlekçileri sir maddesini kil hamuruyla karistirip saydam yumusak porselen yapimini denemislerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder