Menü

ADS

31 Ekim 2011 Pazartesi

Meme kanserinde yeni yöntemler neler?

Profesör Michael N. Linver meme kanserine ilişkin şu önemli tespitlerde bulundu...
ABD’nin önde gelen meme kanseri uzmanlarından ABD Ulusal Göğüs Kanseri Konsorsiyumu Başkan Yardımcısı, ABD New Mexico Üniversitesi Öğretim Üyesi Profesör Michael N. Linver Türkiye’ye geldi. Meme kanserinde mamografik taramanın değeri üzerinde yeni teknikler hakkında konuşmak üzere Florence Nightingale Hastanesi’ne gelen ve daha önce Amerikan Kanser Derneği tarafından 7 kez dalında ‘En iyi doktor’ seçilen Prof. Linver VATAN’a özel açıklamalarda bulundu. Meme kanserinin tedavisi konusunda henüz deneysel düzeyde olan yeni bir tekniği de anlatan Linver meme kanserine ilişkin şu önemli tespitlerde bulundu:
Yanlış mamografiyi düzelttik
“Amerikan Kongre’si tarafından 1994 yılında mamografi çekimi yapılan her sağlık kurumunun FDA ve Amerikan Radyoloji Koleji tarafından oluşturulacak denetçilerce denetlenmesi ve kaliteli mamografi cihazlarının mecburen kurumlarda kullanılması zorunlu kılındı. Tüm bu çabalar sayesinde meme kanserinin ilk devrelerinde olan hastalarda, ABD genelinde yüzde 80 oranında iyileşme sağlandı.
Kanserin geleceğini bu tedavi oluşturacak
“ŞU anda Washington Üniversitesi ve MD Anderson’da deneysel olarak uygulanan yeni bir yöntem var. Bu yöntemde ise kriyoablasyon yönteminin tam tersi bir teknik izleniyor. Yani memenin içinde henüz büyümemiş ve yeni oluşmaya başlayan, kendisi de canlı bir hücre olan tümörün çevresine enjekte edilen aşırı radyolojik ısıyla hücreyi sanki bir ateş çemberi içine hapsederek, bir çepere alarak hücreyi yakmak. Meme kanserinin geleceğini oluşturacak tedavi bu yöntemde saklı.”
Vatan

Böbrek taşlarına ameliyatsız çözüm

Böbrek taşından neştersiz kurtulma devri başladı. Ağrısız, sızısız hiçbir kesi ve doku zedelenmesine yol açmadan yapılan yeni tedavi metodu sayesinde börek hastaları bir gün sonra normal yaşantısına dönebiliyor.
Türkiye'de oldukça yeni olan retrograd intrarenal cerrahisi (RIRC) Bursa'da Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde de uygulanmaya başlandı. Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hakan Kılıçarslan, böbrek taşı teknolojisinde uygulanan ve hastaya büyük avantajlar sağlayan RIRC teknolojisi hakkında bilgiler verdi. Penisten girilerek ulaşılan böbrekteki taşların lazerle kırıldığını belirten Prof. Dr. Kılıçarslan, hastaların ağrı çekmeden taşlardan kurtulduğunu söyledi.
"Hastaların doğal anatomik boşluklarını kullanarak herhangi bir kesme veya delme işlemi yapmadan böbreğe ulaşıp, taşları lazer enerjisiyle kırıyoruz" diyen Kılıçaslan, "Taşları kum taneciklerine dönüştürüyoruz. Kendiliğinden rahatça düşebilecek 3 milim ve altındaki büyüklüklere kadar parçalıyoruz. Bazı hastalara ameliyatın durumuna ve taşın büyüklüğüne bağlı olarak stent konulabilir. Ki bu stent sayesinde hastalar taşlarını rahatlıkla dökebiliyor. Ertesi gün hasta taburcu olup normal hayatına dönüyor. Ameliyattan sonraki dönemde ağrı oldukça az oluyor. Bu tekniğin önemli bir avantajı da, böbreğinde doğuştan anormallik olan veya kanama olan hastalara da uygulanabilmesidir" diye konuştu.
Bazı hastaların penisten girildiği için bu tür bir operasyonun cinsel fonksiyon bozukluğuna sebep olabileceği şeklinde yanlış kanaatleri olduğuna işaret eden Prof. Dr. Hakan Kılıçarslan, "Ameliyatın bu tür bir yan etkisi kesinlikle yok. Çünkü idrar kanalı içinden ilerlendiği için cinsel fonksiyonlar üzerinde herhangi bir etkisi olamaz. Bundan tamamen bağımsız olan idrar kanalı kullanıldığı için böyle bir yan etkisinin olması mümkün değil" diye konuştu.
İHA

DASK, Van'da ödemelere başlıyor

Tamamen yıkık yerler için Kurban Bayramı öncesi, hafif ve orta düzeydeki hasarlar da ise bayram sonrası ödemeye başlanacak.

Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) Yönetim Kurulu Başkanı Selamet Yazıcı, Van'daki depremin ardından, tamamen yıkık yerler için Kurban Bayramı öncesi, hafif ve orta düzeydeki hasarları da bayram sonrası ödemeye başlayacaklarını bildirdi.
Selamet Yazıcı, yaptığı açıklamada, Van'daki hasar tespit çalışmalarının devam ettiğini, eksperlerinin cuma gününden itibaren bölgeye intikal ederek çalışmalara başladığını, ilk anda bölgeye 45 sigorta eksperinin gittiğini, hasar tespitlerini daha hızlı yapabilmek için deprem bölgesinde ''olağandan'' daha fazla eksper görevlendirdiklerini, bu hafta içerisinde de bu rakamı 100'e çıkarmayı hedeflediklerini kaydetti.
Van'daki 84 bin konuttan 7 bin 318'inin sigortalı olduğunu, ön ödeme yapabilmek için planlama yaptıklarını, Van'da poliçe sahiplerinin yüzde 50'sine ödeme yapılmasının beklenebileceğini ifade eden Yazıcı, geçen haftanın sonundan itibaren DASK'ta kayıtlı telefonu bulunan bölgedeki sigortalıları aramaya başladıklarını, bunun sonucunda hasar ihbar rakamlarının çok yükseldiğini, şu anda 2 bin 456 hasar ihbarı olduğunu belirtti.
Tamamen yıkık yerler için Kurban Bayramı öncesi, diğer hasarları, yani hafif ve orta düzeydeki hasarları da bayram sonrası, 9-10 Kasım gibi ödemeye başlayacaklarını bildiren Yazıcı, ''Tamamen yıkık olan yerlerin hasar tespitini yapmak daha kolay. Ama ortada kalan hasarlarda bu tespiti yapmak biraz daha vakit alabiliyor. Normal şartlarda bir ay içerisinde hasar tespitlerini tamamlayıp ödemeleri yapmayı planlıyoruz. Tabii ki sarkanlar olacaktır; bazen hasar tutarlarında ihtilaf olabiliyor. Özellikle orta dereceli hasarlarda...'' diye konuştu.

Van'daki depremde aldıkları ihbarların Simav'daki depremin 2 katına yakın olduğunu, dolayısıyla bunun hasar ödemelerinin daha fazla olacağını dile getiren Yazıcı, şöyle devam etti:
''Sigortalılık oranının düşük olmasına karşın, DASK'ın orada insanların yaralarını saran büyüklükte hasar ödeyebileceğini düşünebiliriz. Van'da, 7 bin 318 tane sigortalımız varken, Simav'da bin 530 tane vardı. DASK, 2000 yılında kuruldu. DASK olarak, kuruluşumuzdan beri bugüne kadar bir tek depremde ödediğimiz en büyük hasarı ödeyeceğiz. Bugüne kadar meydana gelen depremler, daha ziyade sigorta oranı düşük yerlerde olmuştu. Burada daha yüksek bir hasar ödemesi var. Çünkü deprem büyük, Düzce depreminden sonra meydana gelen en büyük deprem...''

30 Ekim 2011 Pazar

Çocuklarda Kanser Riski ve Korunma Yolları

Kanserle mücadele konusunda yeni bir gelişme var. Artık mücadele anne karnında başlayacak. Risk çok büyük. Türkiye’de her yıl 2500 çocuk kansere yakalanıyor.
Kanser şimdilerde en çok karşılaşılan hastalık. Risk büyük. Dahası anne karnında başlıyor.
Çocuklar, erişkinler gibi 30 yıl sigara içip de kansere yakalanmıyorlar. 3-4 yaş civarında yoğun olarak yakalanıyorlar. Bu nedenle annenin hamilelik sürecindeki yaşantısına dikkat etmesi gerekiyor. Genetik faktörlerin yanısıra, çevresel faktörler de kansere yol açıyor.
Türkiye’de her yıl 2500 çocuk kansere yakalanıyor. Ne kadar ciddi bir rakam olduğunun farkında mısınız? Bir depremde veya kazada insanlar öldüğünde üzülüyoruz ancak önceden tepit edilip oluşması engellenebilecek hastalıklardan dolayı binlerce insanın kaybedilmesini hiç ciddiye almıyoruz. Bu da bizce en az bir afet kadar tehlikeli bir durumdur.
Uzmanlarsa çocukların çevresel etmenlerden uzak tutmanın kanser riskini azaltacağını söylüyor. Anne hamileliği süresince ve doğumdan sonra süt verdiği dönemde bir takım kimyasal maddelere, radyasyona maruz kalmamaya dikkat etmek zorunda.
Kanser riskini azaltmada en önemli faktörlerden biri beslenme. Anne hamilelik süresince beslenmesine dikkat etmek zorunda, doğumdan sonra ise çocuğunun beslenmesiyle ilgili olarak mümkün olduğunca mümkün olduğunca doğal beslenmeye çalışılmalı.
Kanserle mücadelede uzman doktor gözetiminde uygulanacak bitki kaynaklı ürünler de etkili. Özellikle meyan kökü Çin tıbbında kanser ilaçlarının içinde kullanılan ve standart olan bir üründür. Yeşil çay, çörek otu ve biberiye de kanser tedavisinde önemli bitkiler arasında yer alıyor.

Peugeot, ÖTV farkı almayacak

Peugeot, 31 Ekim tarihine kadar hafif ticari araç modellerinde ÖTV farkını karşılayacağını duyurdu...
Peugeot’dan yapılan yazılı açıklamada, yenidüzenleme sonucunda oluşan ÖTV farkını, hafif ticari araç modellerinde 31 Ekim tarihine kadar karşılayacaklarını, bu tarihe kadar satın alınacakhafif ticari araçlarda ÖTV’nin tüketicilere yansıtılmayacağını açıkladı. Bu modellerde ayrıca “Şimdi al, Mart 2012’de öde” kampanyası da başlatıldığı, kombi modellerinde 15 bin TL’ye varan tutarlarda 12 ay yüzde 0,69 faizli krediimkanı sunulacağı bildirildi.(

10 milyon kişi internette oyun oynuyor

Stadyumda maç izlemeye gitmeyenseyirci internette futbola takıldı. Türkiye'de internette oyun oynayan 10 milyon kişinin yarısı futbol maçı yapıyor

Timur Sırt'ın derledikleri
Türkiye'de stadyuma gitmeyen futbol tutkunları soluğu bilgisayar başında alıyor. Futbolda stadyumlar dolmazken, konsol oyunları ve Facebook üzerinden oynanan oyunlarmilyonlarca kullanıcının ilgisini çekiyor. Türkiye'de yaklaşık 10 milyon oyun meraklısı var. Bunların yarısı da futbol oynuyor. Özellikle internetteoynanan canlı maç rekabetinde aynı anda binlerce kişi oyun konsollarının başına geçiyor. PES 2012, FIFA 2012 ve Football Manager 2012 gibi oyunlar oyun konsollarında büyük ilgi görürken, canlı olarak tüm dünyadaki rakiplerle aynı anda oynanabiliyor. İnternet hızı reaksiyon sürelerini azaltırken oyunculara avantaj sağlıyor. Yani aynı yetenekte 2 oyuncudan hızlı interneti olan kazanıyor. Durum böyle olunca da internet kafeler ve servis sağlayıcılar oyun tutkunlarına en hızlı bağlantı için yarışıyor. İnternet kafeler salonlarına, servis sağlayıcılar reklamlarında internet hızını avantaj olarak sunuyor.
FİBER ŞAMPİYONLAR LİGİ
İnternet hızı düşük ülkeler farklı klasmanda yarışırken, Türkiye'de fiber bağlantının yaygınlaşması Türk oyuncuları şampiyonlar arasına taşıyor. Türkiye'de konsol ve video oyunlaru dışında son dönemde mobil oyun ile sosyal ağda

İnternetin Süper Ligi'nde hız kazanıyor
Türkiye'de fiberoptik kablo üzerinden bağlantı çok yaygın değil. Bu yüzden oyunseverler küresel rakiplerinin karşısında yavaş kalıyor. Türkiye'de indirme hızı kadar yükleme hızı da önemli olduğu için ADSL kullanıcıları pek verim alamıyor. Fiberoptik bağlantı gerekiyor.
Federasyon bile kuruldu
ODTÜ Teknopark'ta örgütlenen Atom gibi oyun geliştirme platformlarının artması girişimcileri cesaretlendirmeye başladı. Türkiye'de oyun oynayanlar kadar oyun geliştiricilerinin de artması sektörün örgütlenmesini de hızlandırdı. Türkiye Dijital Oyunlar Federasyonu'nun (TUDOF) geçtiğimiz yaz kuruldu. Sektörün daha organize olmasını sağlayacak federasyon önce ölçümleme çalışmalarına başladı. Oyun geliştiricilerin desteklenmesi Türkiye'de dizi filmler kadar ilgi çeken oyunların da üretilmesine neden olacak.
Süper Lig maçları iPhone ve iPad'e indi
Süper Toto Süper Lig maçları, Digiturkwebtv adresinden 4 yıldır yayınlanıyordu. Televizyon karşısında izleyemeyenler internet üzerinden derbi maçları kaçırmıyor. Bunun için standart bir internet bağlantısı yeterli oluyor. Digiturk şimdi bu maçların iPhone ve iPad'lerden indirilen uygulamalardan da izlenmesini sağlıyor. Aslında Lig TV yayınlarının izlenebildiği ekranların sayısının artması korsan yayınların da etkisini azaltıyor. Normalde google aramalarında öne çıkan korsan yayınlar yerine yasal ve kolay erişilen yayınlar daha popüler olmaya başladı. Digiturk WebTV iPhone ve iPad uygulamaları ile Spor Toto Süper Lig maçlarının yanı sıra İngiltere Premiere Lig ve Beko Basketbol Ligi karşılaşmaları da canlı olarak takip edilebiliyor. Uygulamayı AppStore'dan iPhone ve iPad'e ücretsiz indirdikten sonra satın alınan paket ile şifre ve kullanıcı adıyla izlemek mümkün.

Gençlik iksiri 8 yiyecek

Amerikan Diyetisyenler Derneği, vücudu genç ve diri tutacak yiyecekleri açıkladı: Tam tahıllı makarna, patlamış mısır, yumurta, fasulye, yoğurt, kanola yağı, organik süt ve bal vb. doğal tatlandırıcılar.

İçerdikleri antioksidanlarla yaşlanmayı önleyen bu yiyecekler, insanı kansere ve kalp hastalıklarına karşı da koruyor.
İşte 8 'süper' yiyeceğin faydaları:
1. Tam tahıllı makarna:
Normal makarnadan 3 kat fazla antioksidan içeriyor. Araştırmalar tam tahıllı gıdalardaki liflerin kolesterolü düşürerek kalp krizi riskini azalttığını ortaya çıkardı.
2. Patlamış mısır:
"Polifenol" adı verilen kanser düşmanı madde patlamış mısırda meyvelere kıyasla dört kat fazla bulunuyor. Araştırmacılar evde, yağsız patlatılmış mısırın müthiş polifenol kaynağı olduğunu söyledi.
3. Yumurta:

Yaşa bağlı göz bozukluğundan koruyan "lutein" isimli antioksidan, yumurtada fazla bulunmuyor ama yumurta aracılığıyla alınan lutein, ıspanak gibi zengin lutein kaynaklarına kıyasla vücut tarafından daha hızlı ve iyi emiliyor.
4. Fasulye:
Kırmızı fasulye başta olmak üzere fasulye türlerinin, içeriğindeki "fitokimyasal" adı verilen bitki özleri sayesinde serbest radikalleri yok ettiği belirlendi.
5. Yoğurt:
Günde bir kâse yoğurt, vücuda giren diğer antioksidanların işlevini yerine getirmesini sağlıyor ve kalp krizi, kanser ve kronik hastalıklara karşı koruyor.
6. Kanola yağı:
Kötü kolesterolü düşüren alfa-tokoferol isimli antioksidanı bol miktarda içeriyor.
7. Organik süt:
Organik sütte lutein, beta-karoten ve E vitamini gibi antioksidanlar normal süte kıyasla yüzde 40 daha fazla bulunuyor.
8. Doğal tatlandırıcılar:
Uzmanlar kanser de dahil pek çok hastalığa davetiye çıkaran rafine şeker yerine, yüksek anti-oksidan oranına sahip bal, esmer şeker ve pekmez gibi doğal tatlandırıcıların kullanılmasını tavsiye ediyor.

29 Ekim 2011 Cumartesi

Renault'un satışları üçüncü çeyrekte arttı

Renault Grubu'nun satışları 2011 yılı üçüncü çeyrekte yüzde 6,7 artış gösterdi. Grubun yazılı açıklamasına göre, Renault'un cirosu üçüncü çeyrekte yüzde 11,9 arttı

Renault Grubu'nun satışları 2011 yılı üçüncü çeyrekte yüzde 6,7 artış göstererek 632 bin 412 adede ulaştı.
Grubun yazılı açıklamasına göre, ciro ise üçüncü çeyrekte 9 milyar 745 milyon avro ile geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 11,9 artış gösterdi. Otomobil biriminin cirosu da yüzde 12 arttı.
Grup, üçüncü çeyrekte 632 bin 412 adetle satış rekoru kırarken, satışlar yüzde 6,7 arttı. Bu performans başta Brezilya ve Rusya olmak üzere, Avrupa dışındaki pazarların büyümesine bağlı olarak gerçekleşti.
Avrupa dışındaki satışlar yüzde 21,9 artışla, 305 bin 64 adet oldu. Otomobil biriminde 2011 için 500 milyon avronun üzerinde işletme nakit fazlası hedefi korunuyor.
Binek ve ticari araç pazarından yüzde 8 pay alan Renault markası Avrupa'da üçüncü oldu. Tedarik sorunları çeyreğin binek ve ticari araç ticari performansının tamamında kendini hissettirdi. Bununla birlikte, özellikle Fransa'da eylül ayında satışların olumlu değişimi dolayısıyla, sorunun sona erdiği öngörülüyor. Renault, Avrupa ticari araç pazarında yüzde 14,8 pazar payı ile liderliğini sürdürdü.
Binek ve ticari satışları yüzde 7,5 azalan Dacia markası başta Sandero olmak üzere, parça eksikliğinden ve Fransa'da hurda teşvik primi ve LPG priminin sona ermesinden olumsuz etkilendi. Marka yüzde 1,4 pazar payına ulaştı. Duster ise yüzde 59 artışla, 28 bin 600'ün üzerinde satış gerçekleştirdi.
Avrupa dışında grup satışları, üçüncü çeyrekte yüzde 21,9 arttı ve grubun toplam satışlarının yüzde 48'ini oluşturdu. Avrasya bölgesinde grup, yüzde 28,7 büyüyen pazarda yüzde 63,5 artan satışlarıyla en iyi performansını kaydetti.
Rusya pazarı, 10 bin 744 adet Sandero, 19 bin 900 adet Logan satışıyla, grubun en büyük dördüncü pazarı konumunu sürdürdü.

Tek tip memuriyet nedir?

Kıdem tazminatı düzenlemesiyle dikkat çeken Çalışma Bakanı Faruk Çelik, tartışmaya sebep olacak ikinciprojelerini de açıkladı. '657 sayılı Memur' tarih oluyor.
Çelik, 46 yıllık 657 sayılı Memur Yasası ile vedalaşacaklarını söyledi. Çelik, “657 sayılı devlet memurları yasası yaşlandı. Artık emekliye ayrılması gerekiyor” dedi.
657 rakamı tarih olacak
1965 yılında çıkartılan Memur Yasası, ismi dahil tamamen değiştirilecek. Çelik, çağın ihtiyaçlarınayanıt vermeyen, yeni kamu yönetimi anlayışıyla bağdaşmayan yasanın tüm unsurları ile gözden geçirileceğini söyledi. Çelik, bir grup gazeteciyle sohbetinde şu bilgileri verdi:
Tek tip kamu rejimi
657 sayılı devlet memurları yasası yaşlandı. Artık emekliye ayrılması gerekiyor. 5 ayrı kamu personel rejimi düzenlemesi var. Hepsi tek elde toplanacak. Devlet Personel Başkanlığı çalışma yürütüyor. Bu meseleye neşter vuracağız.
Tarifler yeniden
Yapılanmaya acil bölümlerden başlanacak, uzunvadede tamamı değişecek. İki ayrı çalışma yapılıyor. Memur tanımından başlayarak, her şeyi yeniden tarif edeceğiz. Eşit işe eşit ücret sistemi, tüm ayaklarıyla hayata geçecek. Kanun Hükmünde Kararnamelerle üst düzey yöneticiler için uygulamaya koyacağımız ‘eşit işe eşit ücret' uygulamasını tüm kademelere yayacağız.
Transfere son


Kurumlararası transferi ortadan kaldıracağız. Ücret ayarlamasıyla Doğu ve Güneydoğu'yu sürgün yeri olmaktan çıkaracağız. Sadece İstanbul, Ankara'da değil, Kars'a ve Ağrı'ya gidip çalışmak isteyecekler. Çalışılan bölgenin durumuna göre ücret uygulaması olacak.
Kurumlarda deprem var
Müsteşar, genel müdür, genel müdür yardımcısı düzeyinde maaşlar eşitlenecek. Bürokrat maaşlarına alt ve üst sınır gelecek. Türkiye Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü (TODAİ) tarih olacak. Bu kurum, Devlet Personel Başkanlığı bünyesine alınacak. Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü, Sağlık Bakanlığı'na bağlanacak.
Denizcilik Müsteşarlığı kaldırılacak, görevleri Ulaştırma Bakanlığı'na devredilecek. Çalışma Bakanlığı'nın 21 bölge müdürlüğü, 81 ildeki İş-Kur müdürlükleri kapatılacak. Bu birimler illerde ‘Çalışma ve İstihdam İl Müdürlükleri' adı altında toplanacak. SGK bünyesinde Emeklilik ve Sigorta adı altında iki genel müdürlük kurulacak.
Kıdem Tazminatı Fonu bu dönemde gündeme gelmez
ÇALIŞMA ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, “Çalışanların mağdur edilmemesi için formül geliştiriyoruz. Mevcut çalışanların haklarının yasanın çıktığı tarih itibariyle korunması, sonra da kurulacak fona devredilmesi önerisi var. Düzenlemenin yasa yürürlüğe girdikten sonra işe başlayanlara uygulanması da öneriliyor. Bugünün konusu değil, bu yasama döneminde de gelmez.”

Samsung Apple’ı geride bıraktı

Güney Koreli elektronik devi Samsung, akıllı telefon satışlarındaABD’li Apple’ı geride bırakarak dünyaliderliğine oturdu..
Strategy Analytics adlı şirketin araştırmasına göre; Samsung, temmuz, Ağustos ve eylül aylarında toplam 27,8 milyon adet akıllı telefonsattı. Apple, aynı dönemde 17,1 milyon adet satarken, Finlandiyalı Nokia 16,8 milyon adet rakamına ulaştı.
Apple müşterilerinin bu 3 aylık dönemde şirketinyeni telefonu iPhone 4S’nin piyasaya sürülmesini beklediği, satışlardaki gerilemenin bundan kaynaklandığı belirtildi.
Strategy Analytics adlı şirket ayrıca, toplam cep telefonu satışlarında Apple’ın Çinli ZTE tarafından geçilerek 5 numaraya gerilediğini bildirdi. Cep telefonupazarında Nokia yüzde 27,3′lük payla 1 numarada bulunuyor. Samsung yüzde 22,6 pazar payıyla ikinci, LG ise yüzde 5,4 ile üçüncü sırada bulunuyor. ZTE’nin pazar payı yüzde 4,7, Apple’ın payı ise yüzde 4,4 oldu.

Nokia N9 incelemesi


Nokia'nın Meego işletim sistemine sahip şık akıllı telefonu yeni Nokia N9'u Özgür Çetin ile birlikte SDN test merkezinde detaylıca inceliyoruz.
Nokia'nın yeni akıllı telefonu N9, 116.5 x 61.2 x 12.1mm boyutlarında. 135 gram ağırlığındaki telefon, elinize aldığınızda kendisini hissettiriyor.
3.9 inç boyutunda AMOLED bir ekran ile gelen N9, 16 milyon renkgösterebiliyor. 480 x 854 piksel çözünürlüğündeki ekran başarılı. Kavislibir cam yapısına sahip ekranda çatlamaya, kırılmaya ve çizilmeye oldukça dayanıklı Gorilla Glass cam kullanılmış.
16 GB dahili hafıza bulunan Nokia N9, 1 GHz'lik Cortex A8 işlemci tarafından güçlendiriliyor. Grafik işlemcisi olarak da PowerVR SGX540kullanılmış. 1 GB RAM ile gelen Nokia N9'un performansının iyi olduğunu söyleyebiliriz.
Geriye kalan detaylara video incelememizden ulaşabilirsiniz.

Etiketler: meego, n9, nokia, nokia n9, nokia n9 meego, nokia n9 ön inceleme, nokia n9 türkiye, nokia n9 video
Nokia N9 Ön İnceleme
Nokia’nın büyük umutlar bağladığı Nokia N9, 2011 yılı sonunda Türkiye’de satışa sunulacak. Cihazın bize göre en iddialı tarafı özelliklerinden çok ince bir yapıya sahip olmasıdır. Nokia kullanıcılarının yıllar yılı şikayetlerinde üst sıralarda olan cihazların çok kaba ve yavaş olmasıydı. Nokia N9 modeli ile bunu aşmaya çalışmış. Nokia N9 Micro SIM kartı desteklemekte.

Nokia N9 özellikleri:
  • 61.2 x 116.5 x 12.1 mm boyutlarında, 135 gram ağırlık
  • Handsfree, Bluetooth, Ses kaydı
  • 11 saat konuşma, 380 saat bekleme süresi
  • Uçuş modu, USB Desteği, E-posta Desteği,
  • 16777216 renkli, 480 x 854 px ekran
  • 16 GB / 64 GB dahili hafıza
  • 8 MP kamera, Otomatik netleme
  • 3G ile hızlı internet, Wireless Lan, GPS desteği
Artılar - Eksiler
Nokia N9’un artıları:
  • 8 MP sürekli netleme, HD kamera, f/2.2 lens, 27 fps video kaydı, Çift LED flaş
  • Çizilmeye, parmak izine ve parlamaya karşı dayanıklı AMOLED, Gorilla cam ekran
  • Dolby Mobile ve Dolby Digital desteği
  • 1 GHz Cortex A8 işlemci, 1 GB RAM
  • 64 GB dahili hafıza seçeneği
  • MeeGo işletim sistemi (1.2 Harmattan)
  • Tek parçadan oluşan polikarbonat gövde
  • Dokunarak kontrolü artırması için eğimli ekran
  • Wifi b/g/n, Dijital Pusula
  • DivX ve XviD oynatabilme, altyazı desteği
  • Etkileyici kullanıcı arayüzü
  • Sosyal ağ entegreli rehber
  • GPS desteği ve ömür boyu ücretsiz navigasyon
  • Konuşma esnasında gürültü kirliliğini önleyen ikinci mikrofon
Nokia N9’un eksileri:
  • Harici hafıza desteği yok
  • Mağazada çok az sayıda uygulama ve oyun var
  • FM Radyo yok
  • Tarayıcıda Flash desteği yok
  • Batarya kullanıcı tarafından çıkarılamıyor




Konu içeriği : Nokia N9 Video İnceleme Nokia N9 Çıkış Tarihi Nokia N9 Video Cep telefonu Nokianın en çok merak edilen modellerinden biri olan Nokia N9 nihayet

Hyundai Elantra yılın otomobili olmaya aday

Etiketler: hyundai elantra autobest yılın otomobili final aday
Hyundai Elantra, sektörün en prestijli organizasyonlarından olan AutoBest tarafından 2011 yılının otomobili olmaya aday gösterildi.

Hyundai Elantra'nın sektörün en prestijli organizasyonlarından olan AutoBest tarafından 2011 yılının otomobili olmaya aday gösterildiği bildirildi.

Hyundai açıklamasında, ''AutoBest–Gelişen Pazarlarda Yılın Otomobili Yarışması'nda 5 finalist araçtan biri olarak belirlenen Hyundai Elantra için Türkiye'de özel bir deneme sürüşü aktivitesi gerçekleştirildiği belirtildi.

Bu doğrultuda AutoBest'in toplam 15 farklı ülkedeki jüri üyelerinin Hyundai Elantra'yı kullanmak üzere Türkiye'ye geldiği ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

''AutoBest jüri üyeleri, aralarında Türkiye de dahil olmak üzere Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Polonya, Slovenya, Slovakya, Sırbistan, Rusya ve Ukrayna gibi gelişmekte olan ülkelerdeki en önde gelen 15 gazeteciden oluşuyor. 2000 yılından bu yana bu gelişmekte olan pazarlar için en ideal özelliklere sahip olan araçları yılın otomobili olarak seçen organizasyon, bağlı oldukları bölgede bulunan 300 milyondan fazla kişinin tercihlerini belirleme aşamasında önemli bir rol oynuyor. Üyeler, oylamalar sırasında bu pazarlar için en iyi seviyedeki kalite, tasarım, performans, ekonomi, ergonomi, teknoloji ve donanım gibi özellikleri en ulaşılabilir fiyata sunan otomobilleri belirliyor.''



Açıklamada, AutoBest jüri üyelerinin İstanbul-Kocaeli-Sapanca bölgesinde gerçekleştirilen deneme sürüşü aktivitesi sırasında Hyundai'nin deniz aşırı ülkelerde ilk kurduğu üretim tesisi olan Hyundai Assan İzmit Fabrikası'nı da ziyaret ettiği vurgulandı.

Fabrika hakkında bilgileri alıp tüm üretim hatlarını yerinde inceleyen jüri üyeleri, kendi ülkelerine de ihraç edilen i20 Troy ve Accent Era modellerinin üretim aşamaları hakkında detaylı bilgiler aldığı ifade edilen açıklamada, ''Hyundai'nin tüm dünyadaki fabrikaları içinde en kaliteli üretimi yapan tesis seçilen Hyundai Assan Fabrikası'nın ulaştığı yüksek kalite seviyesinin, birçok markadan daha iyi olduğunu belirten jüri üyeleri, Elantra gibi i20 Troy ve Accent Era;nın da bu ülkelerde en çok tercih edilen modeller arasında bulunduğunu söylediler'' denildi.

AA

28 Ekim 2011 Cuma

Adidas ayakkabı modelleri 2012

Günlük , özel günlerde ve spor yaparken giymek üzere adidasın bir çok farklı modeli bulunmaktadır.Adidas kalitede bir çok ayakkabının üstünde bulunmaktadır.Ayakkabı almak isteyenler mutlaka adidas almanızı öneriyoruz

Bayramın yaklaşmasıyla birlikte herkesi bir telaş aldı.Hangi ürünün hangi markasını alacağını karar veremeyenler için bu yazıyı yazıyorum.Aldığınız bir çok
ayakkabıdan şimdiye kadar kısa sürede kurtulmuş olabilirsiniz.Fakat adidas ayakkabı modelleri öylesine kalitelidir ki yıllarca giyebilirsiniz.Adidas ın
bir çok ülkede bir çok farklı ürünü bulunmaktadır.Adidas dediğimizde o muhteşem logosu olan 3 çizgi aklımıza geliyor.Adidasın bu logosunu bir çok taklit
etmek isteyen firma oluyor fakat bunu malesef yapamıyorlar.Çünkü bunların büyük bir cezası bulunuyor.Adidasın bu logosunun en fazla 4 çizgilisini yapabiliyorlar.
Adidas hakkında daha çok bilgi sahibi olmak istiyorsanız http://www.intermktgrp.com adresini ziyaret edebilirsiniz.Adidas hakkında herşeyi sitemizde
bulabilirsiniz.

Adidas ayakkabınızı aldıktan sonra fotoğraflarını çekmek istersiniz diye düşünüyorum.Fotoğrafını çektiğiniz bu adidasın fotoshop yap ma sitesinde düzenlemeler
yapabilirsiniz.Bir çok farklı desen ile adidasınızı şekilden şekile sokabilirsiniz.
Etiketler: adidas bayan ayakkabı modelleri ,adidas erkek ayakkabı modelleri,adidas çocuk ayakkabı modelleri,adidas ayakkabı fiyatları,adidas ayakkabı modelleri ve fiyatları,adidas ayakkabı 2012

Cumhuriyet'in en büyük inşaat hamlesi

Etiketler: başbakan recep tayyip erdoğan kaçak yapılar konu tder başkanı ömer faruk çelik gayrimenkul yatırım ortaklığı derneği (gyoder) başkanı ışık gökkaya toki
Erdoğan'ın 'Kaçak yapıları yıkıp yeniden yapacağız' açıklaması Cumhuriyet'in en büyük inşaat hamlesini başlatıyor. 19 milyonbinadan 8.5 milyonu yenilenecek.
Bülent Aytaç Yoldaş'ın haberi

Ortaya çıkacak pazar 450 milyar lirayı buluyor

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Kaçak yapıları yıkıp yeniden yapacağız" açıklaması Cumhuriyet tarihinin en büyük inşaat hamlesini başlatacak. Türkiye'yi depreme dayanıklı ve modern kentlere kavuşturacak proje yaklaşık 450 milyara mal olacak.

Proje ekonomide de canlılık yaratacak. Tam bir envanter olmamasına rağmen Türkiye'de 19 milyonluk yapı stokunun yarısının kaçak, ruhsatsız, sağlıksız ve olası bir depreme karşı dayanıksız olduğu belirtiliyor. Bu da içinde milyonlarca insanın yaşadığı 8 milyon 550 bin konutun yenilenmesi, yıkılıp yeniden yapılması anlamına geliyor.



641 MİLYON METREKARE

Konutların ortalama büyüklüğünün 75 metrekare olduğu varsayıldığında yıkılacak ve yeniden inşa edilecek yapıların toplam metrekaresi 641 milyon 250 bini buluyor.

Bakanlığın Bina inşaat maliyeti endeksine göre 1 metrekare inşaat 700 TL'ye mal oluyor. Bu da binaların dönüşümü için 448 milyar 875 milyon liralık kaynak anlamına geliyor.

KONUTDER: KENTSEL DÖNÜŞÜM SEFERBERLİĞİNİN BAŞLANGICI OLACAK

KONUTDER Başkanı Ömer Faruk Çelik, Başbakan'ın açıklamasının bir kentsel dönüşüm seferberliğinin başlangıcı olarak değerlendirilebileceğini kaydetti.

Çelik, yerel belediyelerin katkıları ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı koordinasyonunda yapı envanter çalışmalarının yapılması gerektiğini vurguladı.

Dayanıksız yapıların yenilenmesi maliklere yeterli süreler verilmesi gerektiğini belirten Çelik, verilen süre içinde yenileme yapılmaması durumunda binaların kamu eliyle boşaltılmasının şart olduğunu kaydetti. Çelik, "İmar Kanunu ve Kat Mülkiyeti Kanunu da bu minvalde yeniden düzenlenmelidir" dedi.

GYODER: YENİLENME KAÇINILMAZ

Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Başkanı Işık Gökkaya, kaba bir hesapla neredeyse Türkiye'deki yapıların yarısının yeniden yapılmasının 450 milyar liraya mal olacağını ifade etti.

Gökkaya, "Sadece İstanbul'da yaşanacak bir deprem Türkiye ekonomisinin çökmesine neden olacak, binlerce kişi hayatını kaybedecek. Bu nedenle bakanlık koordinasyonunda yenilenme kaçınılmaz" dedi.

TOKİ 43 BİN AİLEYİ DAYANIKSIZ YAPILARDAN KURTARDI

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamaları, dikkatleri Toplu Konut İdaresi'ne çevirdi. TOKİ, depremde en çok hasar gören gecekondu ve kaçak yapılaşma bölgelerinde uyguladığı kentsel dönüşüm projeleriyle 43 bin 725 aileyi depreme karşı dayanıksız yapılardan kurtardı. Kentsel dönüşüm uygulanan alan ise 5 bin hektar yani 8 bin futbol sahasını aştı.

BAŞBAKAN NE DEMİŞTİ ?

Türkiye'de neredeyse mevcut yapıların yarısının kaçak, ruhsatsız, dayanıksız olduğunu bir kez daha hatırlatan 7.2'lik Van depreminin ardından Başbakan Tayyip Erdoğan, gerekli yasal çalışmaları yaparak, kaçak yapıları kamulaştırarak yıkıp yeniden yapacaklarını açıklamıştı.

Sabah

Borsa'da yeni gün: İmkb güne böyle başladı

Etiketler: borsa hisse döviz dolar avro altın çeyrek cumhuriyet altını istanbul kapalıçarşı serbest piyasa döviz
Borsa bugün yapılacak tek seansa, önceki kapanışa göre 307,25 puanartarak başladı. Dolar ve Avro'nun güne başlangıç rakamları ile dünya borsaları ve petrolde durum şöyle:

İMKB 100 Endeksi bugün yapılacak tek seansa, önceki kapanışa göre 307,25 puan artarak 56.924,06 puan seviyesinden başladı.
Hisse senetleri, bu seviyede ortalama yüzde 0,54 oranında değer kazandı.
DÖVİZ
İstanbul serbest piyasada dolar 1,7550, avro 2,4780 liradan güne başladı.
Kapalıçarşı'da 1,7510 liradan alınan dolar 1,7550 liradan satılıyor. 2,4730 liradan alınan avronun satış fiyatı ise 2,4780 lira olarak belirlendi.
Serbest piyasada önceki kapanışta doların satış fiyatı 1,7570 lira, avronun satışfiyatı ise 2,4810 lira olmuştu.
Bankalararası piyasada satışta dolar kotasyonları en düşük 1,7470 lira, en yüksek 1,7530 lira seviyesinde bulunuyor.
Dolar kotasyonları saat 09.10 itibariyle alışta en düşük 1,7420 lira, en yüksek 1,7440 lira, satışta en düşük 1,7470 lira, en yüksek 1,7530 lira seviyesinde işlem görüyor.
İstanbul ve Ankara'da dolar, avro ve sterlinin alış-satış fiyatlarısaat 09.30 itibariyle şöyle: 
İSTANBULALIŞSATIŞ
ABD Doları1,7450 1,7530
Avro2,4750 2,4820
Sterlin2,8000 2,8300
ANKARA
ABD Doları1,74601,7550
Avro2,47202,4890
Sterlin2,78502,8300

DÜNYA BORSALARI
Asya'da borsalar, Avro Bölgesi liderlerinin Brüksel'de düzenlenen zirvede borç krizinin aşılması konusunda anlaşmaya varmasının yarattığı olumlu havayla değer kazandı.
Japonya'da Tokyo Borsası'nın temel göstergesi Nikkei 225 Endeksi haftanın son işlem gününde yüzde 1,39 yükselerek 9.050,47 puandan günü tamamladı.
Asya'da ayrıca Hong Kong Borsasında Hang Seng Endeksi yüzde 1,57, Güney Kore Borsası yüzde 0,32, Tayland Borsası yüzde 2,07, Avustralya Borsası yüzde 0,17, Hindistan Borsası'nda BSE Sensex 30 Endeksi yüzde 2,76, Singapur Borsası yüzde 1,38, Çin'de Şanghay Borsasında SE Composite endeksi yüzde 1,11, Endonezya Borsası yüzde 0,57 ve Tayvan Borsası yüzde 0,67 yükseldi.
AMERİKA VE AVRUPA BORSALARI
ABD'de dün New York Borsası'nda Dow Jones Endeksi yüzde 2,86 değer kazanarak 12.208,50 puan oldu. Standard and Poor's 500 Endeksi aynı gün yüzde 3,43 artarak 1.284,59 puana ve Nasdaq Bileşik Endeksi de yüzde 3,32 yükselerek 2.738,63 puana çıktı.
Amerika kıtasında ayrıca Brezilya Borsasında Bovespa Endeksi yüzde 3,72, Arjantin Borsasında Merval Endeksi yüzde 4,33, Kanada Borsası yüzde 2,29 ve Meksika Borsası'nda IPC Endeksi yüzde 2,54 değer kazandı.
Avrupa'da da dün borsalar değer kazandı.
Londra Borsası'nda FTSE-100 Endeksi yüzde 2,89 değer kazanarak 5.553,24puandan, Frankfurt Borsası'nda Dax Endeksi yüzde 5,35 artarak 6.337,84puandan ve Paris Borsası'nda Cac 40 Endeksi de yüzde 6,28 artarak 3.368,62puandan günü tamamladı.
Avrupa'da ayrıca İspanya'da Madrid Borsası'nda IBEX 35 Endeksi yüzde 4,96, Hollanda'da Amsterdam Borsası'nda AEX Endeksi yüzde 3,82, İsviçre'de Zürih Borsası yüzde 2,15, Portekiz Borsasında PSI Endeksi yüzde 0,16, İtalya'da Milano Borsası yüzde 5,49, İsveç Borsası'nda OMX 30 Endeksi yüzde 4,71 ve Yunanistan'da Atina Borsası yüzde 4,82 yükseldi.
PETROL FİYATI
ABD ham petrolünün Aralık ayı teslimi varil fiyatı 93 dolar ve Londra Brent tipi ham petrolün Aralık ayı teslim fiyatı 111 dolar seviyesinde işlem görüyor.
ABD ham petrolünün Aralık ayı teslimi varil fiyatı bugün Asya'daki işlemlerde 45 sent düşüşle 93,51 dolardan satılmaya başladı. ABD ham petrolünün Aralık ayı teslimi varil fiyatı dün 3,76 dolar (yüzde 4,2) artışla 93,9 dolardan kapandı.
Londra Brent tipi ham petrolün Aralık ayı teslimi varil fiyatı da 46 sent düşüşle 111,62 dolardan satılıyor.

    27 Ekim 2011 Perşembe

    Parkinson hastalığında ki tedavi yöntemi!

    Etiketler: parkinson tedavisi,parkinson tedavi yöntemi,parkinson teşhisi,parkinson belirtileri
    Parkinson hastalığının tedavisinde son 50 yıldır büyük gelişmeler kaydedilmiştir. Bu hastaların kuvvet, duyusal ve mental durumları öncelikle çok iyi değerlendirilmelidir.
    Konya Selçuk Üniversitesi Selçuklu Tıp Fakültesi Hastanesi Beyin, Omurilik ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr.Hülagü KAPTAN, Parkinson Hastalığı(PH) titreme ve hareketlerde özelliklede yürümede yavaşlama ile karşımıza çıkmaktadır. Titremenin birçok nedeni olsa da en sık nedenlerden biri olarak PH’lığında görülmektedir. Bu yakınmalar yaşam kalitesini ciddi şekilde bozmaktadır. Su dahi kendi kendine içemeyecek duruma gelebilmektedirler.
    Bu yakınmalar, ciddi yaşam kalitesindeki azalmalar ve de ilaçtan fayda görmeme durumu; bizi cerrahi seçenekleri düşünmeye zorlamaktadır.
    Dr.Hülagü KAPTAN, Parkinson’lu hastalarda %40–50 depresyon bulgularına rastlanılmaktadır. Depresyon; kadınlarda, depresyon öyküsü olanlarda ve 55 yaşından önce Parkinson hastalığına yakalananlarda daha sıktır.

    PH’lığının temelinde beynin derin bölgelerindeki yapılarda sorunlar olduğu için cerrahi girişimlerde bu yapılara yönelik olamaktadır.
    Cerrahi tedavinin etkinliğin de en önemli faktör doğru hasta seçimidir. Hasta seçiminde mevcut bilimsel kriterleri uyum; cerrahi başarı şansını da artıracaktır. Hasta seçiminde multidisipliner bir yaklaşım ile nörologlar, beyin cerrahları ve psikiyatri uzmanları birlikte çalışmalıdırlar.
    KAPTAN, PH’lıgında dopamin eksikliği nedeni ile bu eksikliği gidermek için; ilaç tedavisinde sıklıkla leva dopa kullanılmaktadır. Uzun süre bu ilacın kullanılması ile bir takım yaşamı zorlaştırıcı hareket bozuklukları ortaya çıkabilmektedir. Cerrahi yaklaşım beynin PH’lığına neden olan derin bölgelerinin harap ya da stimule edilmesi şeklinde farklılık göstermektedir. Bizim de özellikle ilgilendiğimiz ikincisidir; deep brain stimulation olarak adlandırılan derin beyin uyarımıdır. Bu işlemin diğerinden farkı kalıcı harabiyet oluşturmamasıdır. Son 10 yılda daha da yaygınlaşmış ve birçok merkezde uygulanma şansı artmıştır.
    Bu girişim diğer beyin ameliyatlarına göre daha az risk taşımaktadır ama yine de bazı riskler mevcuttur. Bu normal bir ameliyattan farklıdır. Hasta uyanıktır ve hasta ile iletişim halinde işlem gerçekleştirilmektedir.
    Dr.Hülagü KAPTAN, Cerrahi -deep brain stimulation- girişim; hasta uyanıkken beyne genellikle 2 ayrı noktadan girişimde bulunulmasıdır. Bu işleme önce hastaya bu derin beyin noktalarını doğru tespit edebilmek için bir başlık takılır. Bu işlem lokal anestezi ile olmaktadır.
    MR ile hedef noktalar tespit edilir sonra operasyona alınır. Hasta uyanıktır. Operasyon sonrası tekrar Bilgisayarlı Beyin Tomografisi ile işlem kontrol edilir. Aynı seansta tekrar hasta operasyona alını; bu kez uyutulur ve göğüs üstüne pil yerleştirilir ve bağlantıları sağlanır. Tüm bu işlemler yaklaşık 8–9 saat kadar sürmektedir.
    Daha sonra ki günlerin içinde cihazın yayarları yapılmaktadır. Bu şekildeki bir cerrahi ile titremelerde %60–70 azalma beklenilmektedir ki; bu da hastanın yaşam kalitesi üzerinde olumlu sonuçlar ortaya çıkaracaktır.
    KAPTAN, Bu yöntem PH’lığını tamamen ortadan kaldırmaz ancak hastanın yakınmalarında büyük ölçüde azalma sağlayarak; yaşam kalitesinde iyileşme sağlamaktadır. Böylelikle hasta kendi başına yardıma gereksinim duymadan yaşamını idame ettirebilmektedir. Hasta yakınları ile de cerrahi öncesi iyi bir iletişim kurulmalıdır. Süreç, uzun süreceği için hasta-doktor ve hasta yakınlarının iyi bir iletişim içinde olması ameliyat sonrası hasta açısından çok faydasının olacaktır.

    Hyundai yeni yatırım için karar aşamasında!

    Hyundai Assan Genel Müdürü Ümit Karaaslan, Türkiye'de kapasiteyi iki katına çıkaracak yatırım için karar aşamasına gelindiğini, model seçiminin planlandığını belirtti.

    Hyundai Assan Genel Müdürü Ümit Karaaslan, Türkiye'de kapasiteyi iki katına çıkaracak yatırım için karar aşamasına gelindiğini, model seçiminin planlandığını belirterek, ''Yeni yatırım konusu, serbest ticaret anlaşmasının yanı sıra bir takım farklı teşviklerin de konuşulduğu bir süreçtedir'' dedi.

    İzmir Otomobil ve Hafif Ticari Araçlar Fuarı'na katılmak üzere geldiği İzmir'de açıklamalarda bulunan Karaaslan, terör saldırıları ve Van'daki deprem felaketinin üzüntüsünü yaşadıklarını belirtti.

    Türk milletine başsağlığı dilediklerini belirten Karaaslan, depremden etkilenen bölgelerde bulunan Hyundai sahiplerine araçlar konusunda destek olmak üzere ulaşmak için çalışma başlattıklarını kaydetti.

    Otomobilde Avrupa'da yaşanan durgunluğun 2012 yılında etkisini artırarak devam etmesini beklediklerini, Türkiye'de de Merkez Bankası'nın aldığı tedbirlerle piyasanın biraz soğuyabileceğini öngördüklerini ifade eden Karaaslan, kurlar ve faizlerde görülebilecek artışlar nedeniyle yılın son çeyreğinde satış artışı beklemediklerini anlattı.



    ''Otomobil pazarının iyimser tahminle bu yılı 800 bin adetle kapatacağını düşünüyorum. Bunun altına düşme riski de olabilir'' diyen Karaaslan, Hyundai olarak Türkiye pazarında hedefledikleri 50 bin adetlik satış hedefine ulaşmak üzere olduklarını, pazarı geçen yıl olduğu gibi 4 ya da 5'inci sırada tamamlayacaklarını söyledi.

    Son turlar

    Hyundai'nin Türkiye fabrikasının Kore'de dışındaki ilk fabrika olduğunu, bunun iki ülke arasındaki tarihi ve ekonomik ilişkilerin bir göstergesi niteliği taşıdığını belirten Karaaslan, ''Hyundai'nin Türkiye'ye olan güveni artarak devam ediyor.

    Şu aralar yeni yatırım konusunda karar aşamasına gelindi. Model seçimi gibi konularda çalışmalar tamamlanmak üzere. Fabrikamızın yüksek eğitimli iş gücüne sahip olması ve kalite odaklı yaklaşımı çerçevesinde Hyundai'nin Türkiye'deki yatırımları artarak devam edecek.

    Bakanlıklarımızın iyi niyetiyle karşılıklı şekilde bu karar alınacak. Artık son aşamaya gelindi'' diye konuştu.

    İki ülke arasında devam eden serbest ticaret anlaşması görüşmelerinin yatırım kararında etkili olup olmadığı yönündeki bir soru üzerine Karaaslan, şunları söyledi:

    ''Görüşmeler doğaldır ki bir çok sektörü ve konuyu kapsar. İki ülke arasındaki geleceğe yönelen ilişkiler çerçevesinde bu görüşmelerde son turlar yapılmaktadır. Umutla bekliyoruz.

    Hyundai, bir süre önce Türkiye'de önemli bir yatırım kararı alacağı sırada bir takım teşviklerin noksanlığı nedeniyle o büyük yatırımı Çek Cumhuriyeti'ne yönlendirmek durumunda kaldı. Orada 300 bin adetlik bir fabrika yapıldı. Ancak Hyundai tarafında arayışlar devam etmiştir.

    Yeni yatırım konusu, serbest ticaret anlaşmasının yanı sıra bir takım farklı teşviklerin de konuşulduğu bir süreçtedir. İki tarafın anlayışı ve iyi niyetiyle bu projenin gerçekleşeceğine inanıyorum.''

    Yüzde 70-90 ihracat

    Karaaslan, yapılması düşünülen yatırımın 100 bin adet olan kapasiteyi 200 bin adede çıkaracağını, yatırımın zamanlamasını dünyada ve Avrupa'daki ekonomik gelişmelerin de belirleyebileceğini kaydetti.

    Kapasite artışının ihracat pazarları düşünülerek yapılacağını belirten Karaaslan, üretimin yüzde 70-90 arası kısmının ihraç edileceğini, bunun da cari açık sorunun çözümüne katkı sağlayacağını söyledi.

    Kriz sonrası Avrupa'da daha küçük araba modellerinin talep görebileceğini ifade eden Karaaslan, Türkiye'de üretilmesi planlanan model belirlenirken bunların da değerlendirileceğini anlattı.

    Türkiye'nin otomobil üretimini artırması gerektiğini, hükümetin bu konudaki yaklaşımını desteklediklerini, binek araçlarla ticari araçlar arasındaki vergisel farkların Avrupa normlarına çekilmesinin etkili olabileceğini söyleyen Karaaslan, vergide denge sağlanmasının iç pazarda satılacak modellere yönelik yatırımları artıracağını düşündüğünü bildirdi.

    Yerli otomobil konusundaki tartışmaları bir Türk vatandaşı olarak gururla takip ettiklerini dile getiren Karaaslan, sözlerini şöyle tamamladı:

    ''Böyle bir otomobil üretmek için Türkiye olarak teknik bilgimizi daha geliştirmemiz gerekiyor. Buna şimdi karar verilse 5-6 yıl sonraki pazar koşulları, müşteri tercihleri ve ihracat pazarlarının durumu konuşulmalıdır. Onun için şu anda bunun bir ortakla yapılmasının daha sağlıklı olacağını düşünüyorum.

    Dünyada kendi otomobil sanayisi olan 5-6 ülke var. Onlar da bu işe farklı ülkelerle ortaklıklar, sinerjiler, teknik anlaşmalarla başladı, zaman içinde kendilerini geliştirdiler.

    Üretimden başlayarak, pazar araştırmaları ve teknik altyapı çalışmaları bu bağlamda gerçekleşmeli. Ben olumlu düşünüyorum. Bunun gerçekleşmesi için her tür desteğe hazırız.''
    Etiketler: hyundai assan genel müdürü ümit karaaslan fabrika kapasite artırımı

    Ford'un üçüncğ çeyrek kârı geriledi

    Amerikalı otomotiv şirketi Ford'un üçüncü çeyrekte kârı hafifçe geriledi.Şirket geçen yıl üçüncü çeyrekte hisse başına 43 sent kar etmişti.

    Ford, üçüncü çeyrekte karının geçen yıl aynı çeyreğe göre yüzde 2 düşerek 1,6 milyar dolar (hisse başına 41 sent) olduğunu açıkladı. Şirketgeçen yıl üçüncü çeyrekte hisse başına 43 sentkar etmişti.
    ABD'nin ikinci büyük otomotiv şirketi Ford, geçen yıl üçüncü çeyrekte 29 milyar dolar olan gelirlerinin ise yüzde 14 artışla 33,1 milyar dolar olduğunu belirtti.
    Ford'un, Kuzey Amerika'da söz konusu çeyrekte vergi öncesi karı ise 1,6 milyar dolar oldu.
    Bu yıl üçüncü çeyrekte 1,3 milyar dolar borç ödemesi yapan şirketin, halen 12,7 milyar borcu bulunuyor.
    Etiketler: ford amerikalı otomotiv şirketi ford üçüncü çeyrek karlılık

    Dolar kuru 1,75 liranın altına indi

    İstanbul serbest piyasada dolar 1,7530, avro 2,4540 liradan güne başlamıştı. Açılışının ardından dolarda düşüş sürdü.

    İstanbul serbest piyasada dolar 1,7490 liraya geriledi.
    Döviz piyasaları açılış rakamları
    İstanbul serbest piyasada dolar 1,7530, avro 2,4540 liradan güne başladı.
    Kapalıçarşı'da 1,7500 liradan alınan dolar 1,7530 liradan satılıyor. 2,4510 liradan alınan avronun satış fiyatı ise 2,4540 lira olarak belirlendi.
    Serbest piyasada önceki kapanışta doların satış fiyatı 1,7660 lira, avronun satışfiyatı ise 2,4560 lira olmuştu.
    Bankalararası piyasada satışta dolar kotasyonları en düşük 1,7510 lira, en yüksek 1,7560 lira seviyesinde bulunuyor.
    Dolar kotasyonları saat 09.05 itibariyle alışta en düşük 1,7460 lira, en yüksek 1,7490 lira, satışta en düşük 1,7510 lira, en yüksek 1,7560 lira seviyesinde işlem görüyor.
    Etiketler: borsa hisse döviz dolar avro altın çeyrek cumhuriyet altını istanbul kapalıçarşı serbest piyasa döviz

    26 Ekim 2011 Çarşamba

    Altın düşer mi, çıkar mı?

    Altın düşer mi, çıkar mı?
    Son 3 gün içinde ilk kez düşüşe geçen altın fiyatlarının bundan sonra nasıl bir seyir izleyeceği en çok merak edilen konuların başında geliyor. Uzun süredir altının yatırım aracı olarak alındığını hatırlatan bazı uzmanlardan son gelen yorumlar bize yönle ilgili ipucu vermeye başladı.

    Altın ve Para Piyasaları Uzmanı ve Bigpara yazarı Mehmet Ali Yıldırımtürk, altın fiyatının dışarıda ve içeride nasıl bir seyir izleyeceğini analiz etti.

    İşte Yıldırımtürk'ün analizi...
    Son dönemde pariteye duyarlı hareket eden altının ons fiyatı bugün de bu seyrini sürdürecek görünüyor.

    Küresel durgunluk beklentisiyle gerileyen emtia fiyatları altında da satış baskılı seyir oluşturuyor.

    Bu nedenle altın fiyatında yükseliş sınırlı oluyor. Orta vadeli düşüş trendinde olan altının 1550 Dolar/Ons’ta güçlü desteği bulunuyor.

    Bu seviyenin kırılması halinde düşüş hızlanabilir. Altın kısa vadede ise 1600-1650 Dolar/Ons bandında dalgalanabilir.

    24 ayar altının TL/Gr fiyatı ,Dolar/Ons ve Dolar/TL fiyatına duyarlı seyir izlerken Dolar/TL’nin seyri 24 ayar altının TL/Gr fiyatının olası gerilemesinde daha etkili olacaktır.

    Ayrıca, yaklaşan Kurban Bayramı nedeniyle oluşacak nakit ihtiyacı içeride 24 ayar altının TL/Gr fiyatında satış baskısı oluşturabilir.

    Bu iki gerekçe nedeniyle  24 ayar altının TL/Gr fiyatı düşüş trendi izleyebilir.

    Altın yatırımcısına yılsonu taktiği!
    Yıl sonu tahmini bin 700-2 bin dolar arasında olan altın için  uzmanlar iki kritik uyarıda bulundu.
    Dışarda AB krizi içerde de Merkez Bankası'nın aldığı tedbirler döviz ve altın fiyatlarını aşağı yönlü baskılamaya devam ederken altın yatırımcı önünü görmekte zorlanıyor.

    "Altındaki düşüş eğilimi sürecek mi ya da altın yeniden yükselişe geçecek mi?  sorusunu uzmanlara sorduk. Uzmanların yatırımcıya uyarısı ise "Bekleyin" ve "panik satış yapmayın" oldu.

    Altın piyasasının iki uzman ismi Mehmet Ali Yıldırımtürk ve Alper Kalyoncu, altının yılbaşına kadar izleyeceği rotayı Gazeteport okurları için yorumladı.

    "YATIRIMCIYA BEKLEYİN UYARISI"
    Altın ve Para Piyasaları Uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk, altının yurtdışı ve yurtiçinde düşen taleple bağlantılı olarak yılbaşına kadar dalgalı ve aşağı yönlü seyrini sürdüreceğini belirterek yatırımcıları beklemeleri konusunda uyarırken, Garanti Bankası Altın Piyasaları Uzman Alper Kalyoncu, sert düşüşler beklememekle birlikte altında bir miktar daha geri çekilmenin yaşanacağını ancak yılın son aylarında yeniden yükselişe geçerek hedef seviyesi olan 1.700-1.800 dolara gelerek en çok kazandıran yatırım aracı olacağını söyledi.

    "PİYASANIN PARAYA İHTİYACI VAR"
    ABD Merkez Bankası FED'in 440 milyar dolarlık tahvil alımı açıklamasının ardından üçüncü parasal genişleme ümidi kalmayan piyasaların paraya dönme eğiliminin daha da arttığını ve emtialarda gerilemenin sürdüğünü vurgulayan Mehmet Ali Yıldırımtürk, talepteki düşüşe bağlı olarak bakır, demir fiyatlarındaki düşüşle birlikte altına da satış geldiğini söyledi.

    Euro/Dolar paritesindeki aşağı yönlü hareketin altının daha da geri çekilmesine neden olacağını kaydeden Yıldırımtürk, şunları söyledi:"Altında düşüş trendi sürecek. Geçtiğimiz hafta 1.695 dolara kadar gelen altın paritenin 1.39'ları görmesi ile birlikte 1.650 dolara kadar geri çekildi. ABD'de iyimser bir hava olmasına rağmen AB zirvesinden somut bir şey çıkmaması pariteyi 1.37'lere çekerken altından bu çekilmenin etkisi ile düşüşünü sürdürecek.AB'den gelebilecek olumlu spekülatif haberlerle  küçük çaplı yükselişler yaşansa da her yükselişin ardından altın bir öncekinden daha aşağı seviyelere gelecek."

    Yurtdışında olduğu gibi yurtiçinde de altına olan talebin azaldığını dolardaki düşüşle birlikte altının değer kaybının süreceğinin altını çizen Mehmet Ali Yıldırımtürk, Merkez Bankası'nın dolara müdahalesininde içeride altın fiyatlarının aşağı yönlü hareketini destekleyeceğini kaydetti.

    "ALTIN 1.300 DOLARA GERİLEYEBİLİR"

    "Merkez Bankası'nın bugün açıklayacağı 5 maddelik eylem planı da piyasalar üzerinde etkili olacak.Özellikle doların 1.78'lerin altına gelmesi altınıgram fiyatını 90 bin liraya kadar çekecek. Merkez'in dolar üzerindeki baskısı devam ettiği sürece  yılbaşına kadar altının 1.700 dolar tahmininin aksine önce 1.550 daha sonra 1.475 hatta 1.300 dolara kadar gerileyebilir" şeklinde bir değerlendirmede bulunan Yıldırımtürk, şöyle devam etti:"

    "Hindistan ve Çin gibi dünya ekonomisinin lokomotifi sayılan ülkeler büyüme tahminlerini aşağı yönlü revize ediyorlar.Büyümedeki aşağı yönlü beklenti ise diğer emtialar gibi altın fiyatlarının düşmesine neden oluyor. Elinde bol miktarda altını olan fonlar nakit ihtiyacını karşılamak için satmaya çalışıyor.Büyük ya da küçük elinde fazladan altını olanlar şimdi pişman. Satmak istiyorlar ancak satış için şimdi uygun bir zaman değil. Bir süre daha piyasaları görmek için beklemek gerekiyor. Avrupa tarafından devam eden karışıklığın dolar lehine dönmesi ile parite 1.30-1.28 bandına dönebilir. Bu durumda altın iç piyasa da 90 binlerden 70 binlere kadar gerileyebilir. Altındaki 2 bin dolar tahminlerini gerçekçi bulmuyorum. Tam tersi konjonktür böyle devam ettiği sürece altın sert bir düşüşle 1.300 dolara kadar inebilir".

    MERKEZ'İN SATRANÇ OYUNUMERKEZ'İN SATRANÇ OYUNU
    Merkez Bankası'nın uyguladığı politikalar için "Satranç oyunu" benzetmesinde bulunan Mehmet Ali Yıldırımtürk, "Merkez Bankası'nın bu tutumu spekülatörlerin döviz hareketlerini önledi ve Merkez piyasada ne kadar üçlü bir oyuncu olduğunu gösterdi. Orta Vadeli Plan öngörüsünde Merkez'in bundan sonra alacağı sıkılaştırıcı önlemler döviz ve altına olan talebi de azaltacak.Şu an elinde altını olan satmak istiyor ama alıcı yok, satış fırsatı bekliyor.Yatırımcı satış ve alış için acele etmemeli."

    ALTININ GETİRİSİ YÜZDE 22
    Garanti Yatırım Altın Piyasaları Uzmanı Alper Kalyoncu'da altına olan talebin hem yurtdışında hem yurtiçinde azaldığını ancak altının yatırımcı için güvenli liman olma özelliğini koruduğunu belirterek,altının  yılbaşından bu yana yatırımcısına yüzde 22 kazançla en çok kazandıran araç olduğunu ifade etti.

    ÇİFT TEPE KALICI OLMADI
    Kalyoncu "Yılbaşından bu yana altın 1.340 dolardan  1.650 dolara kadar yükseldi. Bu performans başka hiçbir üründe yok. Daha bir ay öncesine kadar altının getirisi yüzde 40'ları bulmuş hatta gereğinden fazla değer kazanmıştı. Altının bir anda sert yükselişinde spekülatörlerin piyasaya hızlı girmeside neden oldu. Ve kar realizasyonu yaşandı. 1.900 dolar satış için çok cazip bir rakamdı ve piyasalar bu cazibeye kapıldı ve altın ikili tepe denedi.Daha sonra ltına yeterince yatırımcı gelmedi. Çünkü artık piyasa altına doymuştu.Doymuş fiyattanda kimse alışa geçmeyince fiyatlarda düşüş başladı.Piyasalarda risk algısı değişmemesine rağmen sert satışlar olmadı.Algı değişmiş olsaydı altın 1.300 dolara kadar gerilerdi.Şu an 1.600 sabitlendi.Yatay seyir bir süre dah devam edecek" dedi.

    "ALTINDA YIL SONU 1.700 TAHMİNİ TUTAR"
    FED'in tarihinde ilk defa sıfır faiz politikasının 3 yıl devam edeceği yönünde bir açıklama yaparak altının yükselişine destek verdiğini hatırlatan  Kalyoncu, şu değerlendirmede bulundu."Durgunluğun devam etmesi ve büyümenin yavaşlaması altına ekstra bir artışı getirecek.Enflasyon ve bol likidite karşısında alternatif tek yatırım aracı altın.Yıl sonu itibariyle 1.700-1.800 dolar çok süpriz olmaz.Ancak bundan önce sert olmamak kaydıyla 1.580 dolara kadar bir geri çekilmeler olabilir. Yine de yılı yüzde 20 performansla kapatıyor olmak altını hala en önemli yatırım aracı kılıyor."

    "PANİK YAPIP SATMAYIN"
    "Düşüş karşısında panik yapmayın, bekleyin" uyarısında bulunan Alper Kalyoncu, altın yatırımcısına ise şu tavsiyelerde bulundu:"Altın yatırımını en az 3-6 aylık perspektiflerde değerlendirmek lazım.Yaşanabilecek geri çekilme altın yatırımcı panik satışlar yapmasın. Altında yıl sonu hedeflerin tutacağını öngörüyoruz. Yükseliş altını olanlar için bir kar satışı yaratacak.Alım fırsatı içinse biraz daha beklemek gerekiyor.Yatırımcı düşüşleri alım fırsatı olarak değerlendirmek için beklerken satıl içinde aynı şey geçerli.Ancak riski dağıtarak yatırım yapmayı da unutmamak gerekiyor. Yükselişlerde alım fiyatına bakarak satışa geçebilir.Yurtiçinde de altının gramı 95 binlerin altına da çekilebilir. Ancak 1-2 aya kadar altın kaybettiklerini kazacanacak ve yıl sonu hedeflerine gelecek."


    Hatice Nazlı AYDOĞAN / GAZETEPORT

    TL'yi kurtarma planı için ne dediler?

    ING Bank Başekonomisti Dağdeviren,Denizbank Genel Müdürü Ateş, EFGİstanbul Menkul Değerler Başekonomisti Bürümcekçi Merkez Bankası'nın planı için ne dedi?

    ING Bank Başekonomisti Sengül Dağdeviren: ''Merkez Bankası, hem enflasyon beklentilerini kontrol altındatutmak istiyor, hem de TL'ye istikrar kazandırmak istiyor''
    ING Bank Başekonomisti Sengül Dağdeviren, Merkez Bankası'nın açıkladığı Eylem Planı ile hem enflasyon beklentilerini kontrol altındatutmak istediğini, hem de TL'ye istikrar kazandırmak istediğini, munzamlarla ilgili esneklikle de bankaları bu anlamdarahatlatmak için yer açtığını bildirdi.
    Dağdeviren, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın açıkladığı Eylem Planı'na ilişkin AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Merkez Bankası'nın yılın kalan döneminde kısa vadeli gecelik faizi aktif olarak politika faizine benzer bir şekilde kullanacak olmasını en önemli unsur olarak gördüğünü söyledi.
    Merkez Bankası'nın likidite yönetimini tamamen kendi kontrolü altına aldığını ifade eden Dağdeviren, Merkez Bankası'nın bugün haftalık repo ihalesine çıkmadığını, dolayısıyla bankaların gecelik fonlama maliyetinin artık önümüzdeki dönemde aktif bir politika aracı olarak kullanılacağını kaydetti.
    Bir sıkılaştırma öngörüldüğüne dikkati çeken Dağdeviren, ''Merkez Bankası, hem enflasyon beklentilerini kontrol altında tutmak istiyor, hem de TL'ye istikrar kazandırmak istiyor. Munzamlarla ilgili esneklikle de bankaları bu anlamdarahatlatmak için yer açıyor. Döviz cinsinden tutma, altın cinsinden tutmakonusunda... Munzamda fiili iniş ise bir miktar dış gelişmelere bağlanmışdurumda. Bunu da gelişmelere göre göreceğiz'' şeklinde konuştu.
    Bankaların fonlama ihtiyaçlarına yönelik kararların etkisinin zaman içinde görülebileceğini belirten Dağdeviren, ''Kısa vadede bankaları zorlayıcı kararlar, bir yandan bankalara maliyet getiren ve yönetilmesi gereken kararlar... Zaman içinde etkisinin ne olacağını şu anda kestirmek zor. Çok kısa vadede bankaların maliyetlerini artıracak bir uygulama gibi görünüyor. Tanınan esneklikler kullanılabilirse, döviz likiditesi varsa bunlar önemli.  Bir miktar gelişmeleri görmek lazım. Çok bilinmeyenli bir denklem gibi ve esnek bir yapı...'' değerlendirmesini yaptı.
    Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş: ''(Zorunlu karşılığı) Döviz olarak tutmanın da maliyeti var
    Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, bankaların zorunlu karşılığı döviz olarak tutmasının da maliyeti bulunduğunu, ancak bunun TL'ye göre düşük olduğunu belirterek, aradaki farkın bankaların nihai hesaplarına olumlu olarak, kar şeklinde yansıyacağını bildirdi.
    Ateş, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın açıkladığı Eylem Planı'na ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, munzam karşılıklarla ilgili yaklaşımla bir rahatlamanın söz konusu olduğunu, bankaların şu ana kadar aracılık maliyetlerinin, çok yükseltilen maliyetlerinin biraz daha ucuzlatıldığını söyledi.
    Bankaların TL zorunlu karşılıklarını Merkez Bankası'nda sıfır faizle tuttuğunu hatırlatan Ateş, ''Döviz olarak tutmanın da maliyeti var, ama TL'ye göre düşük. Aradaki fark, bankaların nihai hesaplarına olumlu olarak, kar olarak yansır'' dedi.
    Avrupa'daki durumun da beklendiğinin altını çizen Ateş, şöyle devam etti:
    ''Şu anda oldukça sıkı para politikası, bana göre daha önce konvansiyonel olmayan munzam karşılık vesaire tedbirlerle yapılıyordu. BDDK da buna katıldı. Sonra çeşitli maliye politikalarında da birtakım vergi artışları oldu. Fakat orada tam anlamıyla fren tutmayınca, bu tarafta efektif borç verme faizini fiilen 12'ye çıkararak ve orada bir süre daha tutabileceği izlenimi yaratarak, zaten TL'nin değersizlenmesi sürecini durdurmuş ve tersine değerlenme sürecini başlatmış oldu.
    Bu kadar uzun süre 12'lerde kalacağı düşüncesinde değilim. Bunun daha makul seviyelere düşeceğine inanıyorum. Enflasyon seviyesini göz önüne aldığımızda bu kadar reel faiz biraz yüksek oluyor. Onun için bunun Avrupa'da gelecek iyi haberler çerçevesinde yumuşayacağını, biraz daha gevşeyeceği düşüncesindeyim. Yine de eskisi kadar faiz anlamında bir 5,75'den söz edemiyorum. Avrupa'da varılacak anlaşmanın Türkiye'ye olan etkileri göz önünde bulundurularak faiz politikası belirlenecektir.''
    Merkez Bankası'nın ''kontrolün kendisinde olduğu'' yönündeki mesajına ilişkin de Ateş, ''Kuşkusuz onlarda... Munzam karşılığı artırdığı zaman daha fazla para topluyor, ona da faiz vermiyor. Piyasaya da geri verirken faiz oranını kendi tespit ediyor. Eskiden öyleydi, şimdi de öyle. Kontrol Merkez Bankası'nda...'' dedi.
    EFG İstanbul Menkul Değerler Başekonomisti Haluk Bürümcekçi: ''Bankalar buradan kısa vadede 'kredi faizlerini yükselt' mesajı alıyor
    EFG İstanbul Menkul Değerler Başekonomisti Haluk Bürümcekçi, Merkez Bankası Eylem Planı'nda yer alanların kısa vadede bankacılık sektörü üzerinden reel ekonomiye yansıyacağını ifade ederek, ''Bankalar buradan kısa vadede 'kredi faizlerini yükselt' mesajı alıyor. Bu, tüketici kredilerine yansıyacak. Bu maliyet artışları ekonomik aktiviteyi yavaşlatacak'' dedi.
    Haluk Bürümcekçi, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın açıkladığı Eylem Planı'na ilişkin AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, eylem planında daha çok enflasyonun görünümü ile ilgili alınan tedbirlerin bir paket halinde sunulmasını beklediğini, yapılan açıklamanın da bunun böyle olduğunu gösterdiğini söyledi.
    Merkez Bankası'nın, geçen hafta yapılan toplantıda daha sıkı parasal duruşa ihtiyaç olduğunu ortaya koyduğunu hatırlatan Bürümcekçi, şu görüşleri dile getirdi:
    ''Merkez Bankası artık bunu resmileştirdi. Banka, 'enflasyonu yıl sonunda yüksek beklediğinden bununla ilgili biraz parasal sıkılaşmaya gitmemiz gerektiğini' belirtti. Bu doğrultuda bir süredir gecelik faiz oranlarının politika faiz oranının 5,75'in üzerinde seyretmesine izin veriliyor, gecelik faiz 10 civarında seyrediyor, en fazla çıkabileceği nokta da 12,5... Merkez Bankası 'bir süre daha bunu gerekli görürsek izin veririz' dedi. Gerekli görme, TL'nin değeri ve enflasyonun görünümüyle ilişkili olacak. Bu kararlar önümüzdeki dönemde ona göre alınacak. Herhalde bir süre daha böyle devam edecek.
    Aldığı bu kararlar kısa vadeli bankacılık üzerinden reel ekonomiye yansıyor. Bankalar buradan kısa vadede 'kredi faizlerini yükselt' mesajı alıyor. Bu, tüketici kredilerine yansıyacak. Bu maliyet artışları ekonomik aktiviteyi yavaşlatacağından, enflasyon beklentilerinin bozulup fiyatlara yansımasını engelleme şansı var. Bunu göreceğiz. Bu kararlar ekonomik aktiviteyi yavaşlatacak.''
    Global Menkul Değerler Strateji Müdürü Gökhan Uskuay: ''Yeni eylem planı, proaktifliğin en yüksek noktasını oluşturuyor''
    Global Menkul Değerler Strateji Müdürü Gökhan Uskuay, Merkez Bankası'nın açıkladığı eylem planına ilişkin, ''Yeni eylem planı, proaktifliğin en yüksek noktasını oluşturuyor'' dedi.
    Uskuay, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın açıklamalarına ilişkin değerlendirmesinde, Merkez Bankası'nın eskiden aylık Para Politikası Kurulu (PPK) toplantıları ile politika faizi belirlediğini anımsatarak, şunları kaydetti:
    ''Artık bunun önemi kayboluyor. Merkez Bankası artık günlük olarak piyasaya verdiği likidite ile faiz oranlarını daha aktif bir şekilde belirleyecek. Yani her gün bir PPK toplantısı olacakmış gibi düşünülebilir. Faiz oranlarında Merkez Bankası oldukça etkili olacak. Örnek vermek gerekirse; bugün TCMB repo ihalesi açmadı, tahvil faizleri yüzde 10'nu aştı ve dolar 1,76'nın altına geriledi.
    TCMB şimdi Türk Lirası likiditesi ile gecelik faiz oranlarını etkin kullanacak. Dövizdeki volatilite azalacak ama faiz üzerindeki volatilite artacak. Yeni eylem planı, proaktifliğin en yüksek noktasını oluşturuyor.''
    Etiketler: ıng bank başekonomisti sengül dağdeviren merkez bankasıdenizbank genel müdürü hakan ateş efg istanbul menkul değerler başekonomisti haluk bürümcekçi merkez bankası eylem planı global menkul değerler strateji müdürü gökhan uskuay kredi ekonom
    i

    IMF, Avrupa için SPIV'e yeşil ışık yaktı

    Uluslararası Para Fonunun (IMF),Avrupa Finansal İstikrar Fonu (EFSF) tarafından oluşturulması önerilen amaçlı yatırım aracı'na (SPIV) yeşil ışık yaktı.

    Uluslararası Para Fonunun (IMF), Avro Bölgesi'nin kurtarma fonu Avrupa Finansalİstikrar Fonu (EFSF) tarafından oluşturulması önerilen, ancak henüz kesin karar verilmeyen ''özel amaçlı yatırım aracı''na (SPIV) katılmayıdüşündüğü bildirildi.
    Avro Bölgesi'nden bir yetkili, ''IMF'nin, SPIV'yekatılmanın işaretini verdiğini, bunun paketintümüne bağlı olacağını'' söyledi.
    Avro Bölgesi liderlerinin planına göre, EFSF'nin oluşturması öngörülen SPIV, tahvil ihraç edecek ve elde ettiği gelirleri ikincil piyasalarda Avro Bölgesi'ni sorunlu ülkelerinin tahvillerini satın almada kullanacak ya da risk altındakiülkelere verilen kredileri artıracak.
    SPIV, kaynaklarını artırmak için özel sermayeye, devlet fonlarına ve IMF'ye açık olacak.
    Avro Bölgesi'nden başka bir yetkili de, ''IMF'nin, SPIV'nin yatırımcılarından biri, ev sahiplerinden biri olabilmesi olasılığı bulunduğunu'' söyledi.
    Üçüncü bir yetkili ise, IMF'nin, EFSF için yönetim hesabı kurmaya hazır olduğunu söyledi.
    IMF hissedarları ve muhtemelen ülke fonlarının Avro Bölgesi'ne yardım için buyönetim hesabına para koyabileceği ifade edildi.
    Bir yönetim hesabı oluşturulmasının SPIV'nin oluşturulmasından muhtemelen daha hızlı ve daha kolay olacağı ve daha fazla esneklik sağlayacağı belirtildi.
    Üçüncü yetkili, EFSF'ye kaynak sağlamak için IMF Başkanı Christine Lagarde veAvrupa Birliği liderleri arasında EFSF için yönetim hesabı oluşturulması seçeneği üzerinde görüşmeler yapıldığını kaydetti.
    Yetkili, yönetim hesabının, devreye girmesi için sadece IMF İcra Direktörleri Kurulu'nun onayına ihtiyacı olacağından kolayca oluşturulabileceğini, daha sonra hızla harekete geçebileceğini ifade etti.
    Avro Bölgesi liderlerinin bugün Brüksel'de düzenlenecek zirvede, bölge ülkelerinin daha fazla katkısı olmadan 440 milyar avro büyüklüğündeki EFSF'nin ateş gücünü yükselten planı onaylaması bekleniyor.
    Brüksel'de hafta sonu düzenlenen AB zirvesinde liderler, Avrupalı bankaları 100 milyar avrodan fazla sermaye desteği verilmesi, EFSF'nin büyüklüğünün artırılması ve bankalar ile finans kuruluşlarının Yunanistan'ın borcunu daha önce üzerinde uzlaşılan yüzde 21 oranından çok daha fazla oranda silmesini kabul etmeleri konusunda fikir birliği sağlamıştı.
    Etiketler: uluslararası para fonunun (ımf) avro bölgesi avrupa finansal istikrar fonu (efsf) ''özel amaçlı yatırım aracı''na (spıv) ımf icra direktörleri kurulu ımf başkanı christine lagarde ve avrupa birliği liderleri

    Stres kanser tedavisinde başarıyı düşürüyor


    13. Dünya Psikoonkoloji Kongresi’ne katılan uzmanlar, kanser tedavisinde moral ve psikolojik desteğin çok önemli olduğuna bir kez daha vurgu yaptı.
    Stanford Üniversitesi’nden Prof. Dr. David Spiegel, yaptıkları laboratuvar araştırmalarında meme kanseri vakalarında kronik stresin tümörü büyüttüğünün ortaya çıktığını söyledi. Spiegel ayrıca, meme kanserlerinde grup terapisinin tedavide başarıyı artırdığına dikkat çekti.
    Uluslararası Psikoonkoloji Kongresi Genel Sekreteri Prof. Dr. Mine Özkan da gelişmekte olan ülkelerde kanserin artışına dikkat çekerek, “Araştırmalar beslenme biçimi, psikolojik sıkıntılar, hareketsiz yaşam, human papiloma virüs, helicobacter pylori gibi tedavi edilmemiş enfeksiyonların gelişmekte olan ülkelerde kanser sayılarını artırdığını göstermektedir. Ayrıca araştırmalar kaliteli uykunun da tedavi başarısında önemli rol oynadığını gösteriyor” diye konuştu.
    İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü’nden Tıbbi Onkolog Prof. Adnan Aydıner, kanserin bulgularına artık distres yani ruhsal sıkıntının da eklendiğini belirterek “Medikal tedavi sırasında hastanın moral yüksekliği ve yaşama bağlılığı tedavinin seyrini olumlu etkiliyor. Bu noktada psikoonkologların desteği büyük önem taşıyor” dedi.
    DEPRESYON BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ ZAYIFLATIYOR
    Kanserli hastanın yaşadığı, kaygı bozukluğu, depresyon gibi sorunların bağışıklık sistemini bozarak tedaviye de zarar verdiğini belirten Kongre Başkanı Prof. Dr. Sedat Özkan ise şunları söyledi:
    “Kanseri tedavi ederken hastada ortaya çıkma riski yüksek olan kaygı bozukluğu, depresyon, çöküntü ve beyin işlev bozukluğunu da tedavi etmek gerekir. Depresyon, kişinin bağışıklık sisteminin çökmesini hızlandırır. Dolayısıyla kişinin tedaviye katılımı bozulur. Bu nedenle psiko-onkolojik tedavi, genel tedavinin ayrılmaz bir parçasıdır. İşte kongrede bu tedaviyi gerçekleştiren dünyanın her yerinden hekim ve bilim adamının deneyimlerini ve araştırmalarını paylaşması çok faydalı oldu.”
    KANSER HASTASINA ÖNERİLER
    Prof. Dr. Sedat Özkan ve Prof. Dr. Mine Özkan, stresin hayatta hep olduğunu ama bazı yöntemlerle stresin yönetilebileceğini belirterek şu önerilerde bulundular:
    - Hastalığınla yüzleşmekten kaçınma.
    - Umudunu koru.
    - Hırs ve nefsini dengelemeye çalış.
    - Sınırlarını zorlama.
    - Kendinle ve hayatla savaş etme. Yaşamla başa çıkarken sakin olmaya çalış.
    - Duygusal destek al.
    - Duygularını ifade etmekten çekinme, tepkini kırıcı olmadan ortaya koy.
    - Gamdan, üzüntülü ortamlardan uzak durmaya çalış.
    - Kendini sev, değerli olduğunun farkında ol.
    - Yalnızlığı tercih etme, sevdiklerinle vakit geçirmeye çalış.
    - Doğa ile iç içe ol.
    - Hayatı pozitif yönleriyle algıla. Yaşama, olaylara, kişilere daha pozitif bak.
    NTV

    Borsa yükseldi altın ve döviz düştü

    İstanbul Menkul Kıymetler Borsasındaişlem gören hisse senetleri günlük bazda 19,02 puan arttı. Dolar ve Avro geriledi. Altın fiyatları düştü. İştepiyasalarda kapanış:

    İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında (İMKB)işlem gören hisse senetleri günlük bazda 19,02puan ve ortalama yüzde 0,03 oranında değer yitirdi.
    İMKB 100 Endeksi, ikinci seansta 434,24 puanazalarak 56.278,39 puandan kapandı. Hisse senetleri ikinci seansta ortalama yüzde 0,77 oranında değer yitirdi.
    İlk seanstaki 453,26 puanlık artış dikkate alındığında, borsa endeksi günün tamamında 19,02 puan yükseldi.
    Hisse senetleri günlük bazda ortalama yüzde 0,03 değer kazandı. 
    YEN DOLAR PARİTESİ
    Yen dolar paritesi 75,74'e kadar gerileyerek 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana en düşük seviyeye indi.
    Geçen yılı 81,14'ten tamamlayan yen dolar paritesi bu yıl içinde en yüksek 85,52'ye kadar çıktı. Yen dolar paritesi geçen haftayı 76,21'den kapattı. Bugün de 76,31'e kadar çıkan parite akşam saatlerinde 75,74'e kadar gelerek 2. Dünya Savaşından bu yana en düşük seviyeleri görmüş oldu.
    Yen dolar paritesi saat 18.00 itibariyle 75,85 düzeyinde bulunuyor.
    DÖVİZ
    Piyasanın kapanışı itibariyle Kapalıçarşı'da 1,7970 liradan alınan dolar 1,8020 liradan, 2,4960 liradan alınan avro 2,5010 liradan satılıyor.
    Serbest piyasada önceki kapanışta 1,8160 lira olan dolar güne 1,8060 liradan, 2,5150 lira olan avro 2,5110 liradan başlamıştı.
    Bankalararası piyasada dolar kotasyonları alışta en düşük 1,7850 lira, en yüksek 1,7865 lira, satışta en düşük 1,7950 lira, en yüksek 1,7960 lira seviyesinde işlem görüyor.
    Ankara'da dün akşam saatlerinde 1,8170 liradan satılan dolar, bugün 1,8040 liradan işlem gördü.
    Avro ise akşam saatlerinde 2,5070 liradan satıldı. Dün akşam saatlerinde Avro'nun satış fiyatı 2,5150 düzeyindeydi.
    Avro-dolar paritesi bugün 1,3876 oldu.
    Merkez Bankası, saat 15.30 itibarıyla gösterge niteliğindeki doların efektif satışını 1,8041, Avro'nun efektif satışını ise 2,5119 olarak belirledi.
    İstanbul ve Ankara serbest piyasalarında alınıp satılan döviz türlerinin, önceki ve bugün itibariyle alış, satış fiyatları şöyle: 
     PAZARTESİSALI
     AlışSatışAlışSatış
    ABD Doları1,81201,81601,79701,8020
    Avro2,51002,51502,49602,5010
    Sterlin2,88802,93002,85002,8800
    İsviçre Frangı2,04002,08002,03002,0600
    ANKARA    
    ABD Doları1,80801,81801,79301,8030
    Avro2,50102,51602,49002,5050
    Sterlin
    2,8640
    2,9300
    2,8370
    2,8850
    ALTIN
     İstanbul Kapalıçarşı'da alınıp satılan altın türlerinin, önceki ve bugün itibariyle kapanış fiyatları (TL) şöyle: 
     PAZARTESİSALI
    KAPALIÇARŞI             ALIŞSATIŞALIŞSATIŞ
    24 Ayar Külçe Altın (Gr.)96,15    96,5095,65    96,00
    Cumhuriyet Ata Lira  636,00  648,00  635,00  644,00
    22 Ayar Bilezik (Gr.)    87,50   94,50   87,05   93,60
    Vakıf Altını (5 Gr.)       478,76   484,36    475,42   480,01
    Vakıf Altını (100 Gr.)       9.575,12  9.687,17    9.508,38  9.600,28
    Lira Ziynet                 615,16632,21 612,29629,32
    Yarım Ziynet                 307,60318,60  306,17317,16
    Çeyrek Ziynet                 153,80  159,80   153,08  159,08
        
    PİYASA ÖZETİ
    Uluslararası piyasalarda avro-dolar paritesi 1,3909, sterlin-dolar paritesi 1,6011, yen-dolar paritesi ise 76,05 düzeyinde seyrediyor.
    İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Tahvil ve Bono Piyasası Kesin Alım Satım Pazarında işlem gören gösterge kağıdı 17 Temmuz 2013 vadeli tahvilin, bugün valörlü işlemlerinin saat 16.30 itibarıyla basit getirisi yüzde 9,92, bileşik getirisi yüzde 9,59 seviyesinde bulunuyor.
    Bu dakikalarda piyasalara ilişkin seçilmiş veriler şöyle: 
    PiyasalarDeğer
    İMKB 100 Endeksi56.123,95
    Gösterge Tahvil%9,59
    Dolar1,7990
    Avro2,5040
    Avro-Dolar1,3909
    Sterlin-Dolar1,6011
    Yen-Dolar 76,05
    Petrol/Brent110,71
    Altın/Ons1.654,28
    Repo%10,93
    New York Borsasında endeksler düşüşle açıldı
    Borsanın açılışında, Dow Jones Sanayi Endeksi yüzde 0,84 (99,83 puan) değer kaybederek 11.813,80 puana geriledi.
    Açılışta, Standard & Poor's 500 Endeksi yüzde 0,96 (12 puan) azalarak 1.242,19 puan ve Nasdaq Teknoloji Endeksi de yüzde 0,96 (25,88 puan) düşerek 2.673,56 puan oldu.

    24 Ekim 2011 Pazartesi

    Van için Herkes Tek Yürek! Deprem Yardım Hesap Numaraları

    Van Depremi'ne duyarlılık gösteren ve zor durumda olan depremzedelere yardım elini uzatmak isteyen vatandaşlarımız için bir liste hazırladık. Aşağıdaki kanallardan dilediğinizi seçerek yardımlarınızı en kolay şekilde Van'a ulaştırabilirsiniz:

    1. KIZILAY
    2868'e tüm operatörlerden boş bir SMS göndererek Kızılay'a 5 TL bağışta bulunabilirsiniz.

    Ayrıca havale yoluyla destek olmak isteyenler, tüm bankalardaki "Türk Kızılayı" hesaplarından bağış yapabilir. Ayni bağışlar Türk Kızılayı lojistik merkezleri ve şubeleri tarafından kabul edilecektir. Tüm Kızılay şubelerinin iletişim numaralarını buradan öğrenebilirsiniz.

    2. AKUT
    Tüm GSM operatörlerinden 2930'a göndereceğiniz AKUT yazan bir SMS ile AKUT'a 5 TL bağışta bulunabilirsiniz.

    Kredi kartını kullanarak internet üzerinden bağış yapmak isteyen vatandaşlarımız CardFinans ya da diğer banka kartlarını kullanarak bağışta bulunabilirler.

    Havale/EFT için Banka Hesap Numaraları;
    T. İş Bankası - Gayrettepe Şubesi - TR14 0006 4000 0011 0800 6666 63
    Finansbank - Gayrettepe Şubesi - TR92 0011 1000 0000 0001 9576 70
    Garanti Bankası - Ortaklar Cad. Şubesi - TR26 0006 2000 3570 0000 0029 30

    3. BAŞBAKANLIK YARDIM KAMPANYASI
    Başbakanlık tarafından Van’da yaşanan deprem nedeniyle başlatılan yardım kampanyası çerçevesinde saptanan banka hesap numaralarına buradan ulaşabilirsiniz.

    4. KARGO FİRMALARI
    Yurtiçi Kargo, PTT Kargo, MNG Kargo ve Aras Kargo yardım gönderilerini ücretsiz olarak ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaktadır.

    5. HÜRRİYET EVLERİ
    Deprem sonrası yaralarını sarmaya çalışan ve kış öncesinde evsiz kalan Van için Hürriyet Gazetesi de büyük bir seferberlik başlattı. Hürriyet, Van’da kış koşullarına dayanıklı, mutfak, banyo ve tuvaleti olan "Hürriyet Evleri" kuracak. Kızılay işbirliğinde başlatılan kampanya ile her biri 6 bin liraya kurulacak evler, evsiz kalan vatandaşlara sıcak bir yuva olacak.

    Van Depremi - Hürriyet Gazetesi Bağış Hesapları
    T. İş Bankası Mithatpaşa Şubesi
    4228 - 0971947 / IBAN TR370006400000142280971947 
    T.C. Ziraat Bankası Kızılay Şubesi
    Hesap No 685-2868-5189 / IBAN TR060001000685000028685189
    Garanti Bankası Kızılay Şubesi
    Hesap adı: Van Depremi - Hürriyet
    Şube: 082 Hesap No: 6294703 / IBAN TR72 0006 2000 0820 0006 2947 03

    Yapacağınız ufak bir yardım zor durumdaki bir çok insanı hayata bağlayan bir umut olacaktır. Mesajımızın ulaştığı herkesi, deprem bölgesinde yardıma ihtiyacı olan vatandaşlarımıza yardım etmeye davet ediyoruz.


    Bir bumads sosyal sorumluluk içeriğidir.

    Vitamin eksikliğinde görülen hastalıklar nelerdir?

    a vitamini hastaliklari, b vitamini hastaligi, b vitamini hastaliklari, vitamin hastaliklari, vitaminlerin hastaliklari

    Eksikliğinde Görülen Rahatsızlıklar
    A Vitamini
    Yağ, Peynir, Süt, Karaciğer, Taze Yeşil sebze
    Gece körlüğü, kalp ve böbrek hastalıkları, vücut direncinde azalma.
    D Vitamini
    Yağ, Süt, Yumurta Akı, Karaciğer, Balık Yağı
    Kemik hastalıkları (Raşitizm, osteomalasi) dişlerde bozukluklar
    E Vitamini
    Bitkisel yağlar, tahıllar, yeşil yapraklı sebzeler
    Karaciğer, kalp, damar hastalıkları, kısırlık, büyümede gerileme
    K Vitamini

    Balık eti, süt, yeşil yapraklı sebzeler
    Pıhtılaşmada gecikme, karaciğer safra kesesi hastalıkları
    B1 Vitamini
    Bira mayası, tahıl kabukları, soya fasulyesi, karaciğer, dalak, böbrek
    Sinir sistemi bozuklukları eklemlerde şişmeler, kalp yetmezliği
    B2 Vitamini
    Bira mayası, tahıllar, yeşil sebzeler, karaciğer, böbrek, et, süt, yumurta
    Ciltte beyazlıklar, yaralar, sinir sistemi bozuklukları, kansızlık
    B3 Vitamini
    Karaciğer, kalp, balık, böbrek, ceviz, fındık, fıstık, baklagiller
    Sinirsel bozukluklar, deride yaralar, sindirim sistemi bozuklukları
    B5 Vitamini
    Tahıllar, karaciğer, böbrek, yağ, kuru sebze, meyve
    Deride yaralar saç dökülmesi, saçların renginin değişmesi, sinirsel bozukluklar.
    B6 Vitamini
    Bira mayası, tahıllar, pirinç, et, süt, baklagiller, yumurta
    Sinirsel bozukluklar, Anemi, ciltte yaralar
    B7 Vitamini
    Yeşil sebzeler, karaciğer, böbrek
    Sinirsel bozukluklar, ciltte yaralar
    B9 Vitamini
    Ispanak ve diğer yeşil sebzeler, karaciğer, böbrek
    Deride yaralar, karaciğer ve sinir sistemi bozuklukları
    B12 Vitamini
    Et, balık, yumurta ve süt ürünleri
    Kansızlık, sinir sistemi bozuklukları, yorgunluk, baş ağrısı
    C Vitamini
    Kuşburnu, kırmızı biber, yeşil yapraklı sebzeler, portakal, limon, patates
    Diş eti kanaması, yorgunluk, yaraların geç iyileşmesi, (skorbüt) tembellik, isteksizlik.
    Vitaminlerin eksikliği nelere neden olur?

    Vitaminler büyümemiz, hücrelerimizin yenilenmesi ve enerji üretimimiz için zorunlu maddeler.

    İnsan vücüdu vitaminleri kendiliğinden üretemez. Bu yüzden sağlığımız için gerekli olan vitaminleri ya yediğimiz yiyeceklerden veya çeşitli ilave vitamin preparatlarından sağlamamız gerekir.

    Vitaminler yağda eriyen vitaminler ve suda eriyen vitaminler olmak üzere iki alt gruba ayrılırlar.

    A, D, E ve K vitamininden oluşan yağda eriyen vitaminler sentezleri için kolesterol gerektiren, yağ dokusunda depolanabilen ve ihtiyaç anında salınabilen vitaminlerdir.

    B vitamin kompleksleri ailesinden ve C vitaminin den oluşan suda eriyen vitaminler ise vücutta depolanamazlar ve hergün belirli miktarlarda dışarıdan alınmaları gerekmektedir.

    Sağlığımız kadar gençlik ve güzelliğimizin de temel taşlarını oluşturan vitaminlerin eksiklikleri bir çok sorunu da beraberinde getiriyor.

    A VİTAMİNİ

    Vücudun enfeksiyonlara karşı direncini arttıran ve hücre yenilenmesini sağlayan A vitamini yeşil sebzeler, domates, tahıllar, bitkisel yağlar, havuç, lahana, bal ve kuruyemişlerde bol bulunuyor.

    Eksikliğinde görme bozuklukları, yüksek tansiyon, saçta ve tırnaklarda kırılmalar, ciltte kuruma, halsizlik ve enfeksiyonlara karşı dirençsizlik görülebiliyor.

    B1 VİTAMİNİ

    Sinir sisteminin sağlığını korumada önemli bir rol oynuyor. Kan dolaşımını düzene sokuyor. Peynir, yumurta, balık ve tahıllarda bol miktarda bulunuyor.

    B1 vitamini eksikliği sinir ve dolaşım sistemi rahatsızlıkları, sindirim sistemi bozuklukları ve yorgunluğa sebep olabiliyor.

    B6 VİTAMİNİ

    Kan hücreleri üretimini sağlıyor. Kalbi güçlendiriyor, böbreklerin düzenli çalışmasına ve kolesterolün düşmesine yardımcı oluyor. Vücudun bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Yumurta, tavuk, havuç ve yeşil yapraklı sebzelerde bulunuyor.

    Eksikliğinde böbrek taşları, sinir sistemi hastalıkları, kansızlık ve halsizlik görülüyor.

    B12 VİTAMİNİ

    Hücrelerin kendini yenilemesini sağlıyor. Sinir sistemini güçlendiriyor. Proteinlerin vücut tarafından kullanılmasını kolaylaştırıyor. Çocukların sağlıklı gelişiminde önemli rol oynuyor. Sakatat ürünleri, peynir ve sütte bol miktarda bulunuyor.

    B12 vitamininin uzun süreli eksikliği Alzheimer gibi kalıcı sinir sistemi hastalıklarına ortam sağlayabiliyor. Uyuşukluk, kolay hastalanma, çocuklarda iştahsızlık ve gelişimini tamamlayamama gibi durumlara sebep oluyor.

    C VİTAMİNİ

    Kan dolaşımınını düzenleyen, hücrelerin kendini yenilemesini sağlayan, diş etlerinin güçlenmesini sağlayan C vitamini, yeşil biber, çilek, maydanoz, yeşil sebzeler, domates, kırmızı lahana ve turunçgillerde bulunuyor.

    Yeterli miktarda C vitamini almayanlarda kas zayıflığı, romatizma, dolaşım sistemi rahatsızlıkları, diş çürümeleri, selülit ortaya çıkabiliyor.

    D VİTAMİNİ

    İskelet sisteminin gelişmesinden ve güçlenmesinden sorumlu olan D vitamini en çok yeşil sebzelerde, balıkta ve zeytinyağında bulunuyor. Güneş de en önemli D vitamini kaynaklarından biri.

    D vitamini eksikliğinde raşitizm hastalığı, çocuklarda büyüme bozuklukları, diş çürümeleri ve diş eti hastalıkları, ilerleyen yaşlarda kemiklerde deformasyon görülebiliyor.

    E VİTAMİNİ

    Antioksidan özelliği sayesinde kansere karşı doğal bir koruyucu görevi görüyor. Hücrelerin kendini yenilemesini sağlayarak yaşlanmayı geciktiriyor. Sağlıklı bir cinsel yaşam için de önemli olan E vitamini bitkisel yağlar, tahıllar, badem, ceviz, ayçekirdeği ve koyu yeşil yapraklı sebzelerde bol miktarda bulunuyor.

    Yeterli E vitamini almayanlar daha erken yaşlanabiliyor. Ayrıca kısırlık, iktidarsızlık gibi çeşitli cinsel rahatsızlıklara rastlanma olasılığı da artıyor.

    K VİTAMİNİ

    Yaralanmalarda kanın pıhtışmasını sağlayarak, fazla miktarda kan kaybı olmasını engelliyor. İçerdiği antioksidan maddelerle vücudu kansere karşı koruyor. Hücre yenilenmesini sağlıyor. Kemik yapısını da güçlendiren K vitamini karnabahar, lahana, brokoli ve brüksel lahanası gibi sebzelerde bulunuyor.

    Eksikliğinde vücudun bağışıklık sistemi zayıf düşerek hastalıklara yakalanması kolaylaşıyor. Kesikler ve yaralar daha geç iyileşiyor. Vücudun daha erken yaşlanmasına sebep olabiliyor.

    GEREKLİ OLAN VİTAMİNLERİ BESİNLERDEN ALABİLİRİZ

    Karbonhidrat, protein ve yağ gibi ana besin öğelerini yeterli miktarda içeren besinlerle yapılan dengeli beslenme, bazı özel durumlar hariç vücudun günlük gereksinimine yetecek kadar vitamin sağlar. Ancak, günlük beslenmeniz sebze, meyve, hububat, süt ürünleri, et-yumurta gibi protein açısından zengin besinlerden herhangi birini içermiyor ya da az miktarda içeriyorsa, ihtiyacınız olan vitaminlerin tümünü besinlerden sağlanamayacağından vitamin takviyesi gerekir. Vitamin eksikliği çok çeşitli belirtiler verebilir ve başka pek çok hastalığa öncülük edebilir. Dengeli ve yeterli beslenme ile vitamin eksikliği önlenebilse de bu oldukça zordur. Bunun için hergün 3 porsiyon süt ve süt ürünleri, 2 porsiyon et, balık, yumurta, 3 porsiyon meyve, 4 porsiyon sebze, 9 porsiyon ekmek ve tahıl ürünleri yenilmelidir.

    Kloroplast ve hücre duvarı arasında nasıl bir ilişki vardır?

    hucre duvari ve kloroplast, kloroplast hucre duvari, kloroplast hucre duvari iliski, kloroplast ve hucre, kloroplast ve hucre duvari
    Kloroplast fotosentez yapar ve sadece bitkilerde bulunurkeeen hücre duvarı sert dayanıklı ve cansız olarak bitki ve insanlarda bulunur.
    Farklar:
    Kloroplast fotosentez yapar hücre duvarı yapmaaz. kloroplast sadece bitkilerde bulunur hücre duvarı ise bitki ve insanlarda bulunur.
    edebiyatta zihniyet nedir, siir ve zihniyet nedir, siirde zihniyet, siirde zihniyet nedir, zihniyet nedir

    Şiir ve Zihniyet
    Her edebî metin sanatkârın dünya görüşünü, her sanatkâr da içinde yaşadığı çevrenin ve dönemin sanat anlayışını, sosyal, siyasî, dinî, ekonomik, askerî ve kültürel hayatının özelliklerini ve etkisi altında kaldığı geleneği yansıtır. İşte, sanatçının eserine yansıttığı, bir dönemdeki dinî, siyasî, sosyal, ekonomik, sivil ve askerî hayatın duygu, anlayış ve zevk bütününe zihniyet denir. Bu bakımdan bir şiir incelenirken sanatçının yetiştiği dönem, o dönemin sosyal, kültürel ve sanatsal özellikleri de göz önünde bulundurulmalıdır.

    Meselâ Mehmet Emin Yurdakul şiirlerinde millî duygulara yer vermiştir. Bu duyguları işlemesinde; içinde yaşadığı dönemin şartları, fikirleri ve sanat anlayışı etkili olmuştur.

    Yine Ahmet Haşim, bütün şiirlerinde ferdî konuları ve duyguları işlemiş, toplumsal konulara hiç yer vermemiştir. Çünkü Ahmet Haşim'in bağlı olduğu sanat anlayışı bunu gerektirmektedir.

    Göçer- konar bir medeniyetin içinde doğup yaşayan Karacaoğlan'ın şiirlerinde çok sık yer değiştirdiği ve memleketinden uzaklara gittiği için ayrılık teması önemli bir yer tutar.

    Âşık Veysel, şiirlerini daima dörtlüklerle ve hece vezniyle yazmıştır. Çünkü Âşık Veysel halk şiiri geleneğine bağlı bir sanatçıdır ve geleneği sürdürmektedir.

    Yunus Emre, tasavvuf eğitiminin verildiği tekkelerde yetişmiş bir şairdir. Tasavvufa göre dünya bir gurbettir. Can, Mutlak Varlık olan Allah'a dönecektir. Gerçek vatan Allah katı, gerçek sevgili de Allah'tır. Yunus Emre ve daha birçok şair, tasavvuf felsefesinin oluşturduğu zihniyetin etkisiyle şiirler yazmıştır. Dolayısıyla şiirler bu zihniyetin izlerini taşımaktadır.

    Buna karşılık Lale Devrinde yaşamış olan ünlü divan şairi Nedim'in şiirlerinde, o dönemin Osmanlı Türkçesiyle Lale döneminin eğlenceye düşkün toplum hayatının izleri görülür.

    Orhan Veli Kanık, sanatlı anlatıma karşı çıkan Garip Akımının temsilcisidir. Onun şiirlerinde söz sanatlarının görülmeyişi, yalın ve günlük dili tercih edişi, şekil, kafiye ve vezin kullanmayışı mensup olduğu akımın zihniyetiyle izah edilebilir.

    Sanat, insanın zihniyet dünyasının yansımasıdır. Yani sanat, bir zihniyetin bir duygunun, sosyo-kültürel yaşantının çeşitli sembollerle yansıtılmasıdır. Bu nedenle sanat eserleri az veya çok sosyo-kültürel tarihin birer belgesi olarak değerlendirilmelidirler. Bir eser hangi dönemde ortaya konmuşsa, o dönemin izlerini taşır.

    Şiirlerin hangi döneme ait olduklarını, dil özelliklerinden, şiirin şekil özelliklerinden, anlatım biçiminden, benzetmelerden, zevk ve sanat anlayışından hareketle tespit edebiliriz.

    Şiirimizin beş hececilerinden biri olan Faruk Nafiz Çamlıbel, Millî Edebiyat Akımının etkisiyle millî bir şiir oluşturmak için çalışmıştır. Bunun için de şiirlerinin konularını daha çok Türk hayatından ve özellikle Anadolu'dan almaya gayret etmiştir. Millî bir edebiyatın oluşması için millî dili ve hece veznini ustalıkla kullanarak öncülük yapmıştır.

    Şair, "Sanat" adlı şiirde de Batı sanat anlayışıyla yerli ve millî sanat zevkini karşılaştırarak millî sanatın üstünlüğünü vurgulamaktadır. Dolayısıyla bu şiirde memleket edebiyatının ilkelerinin oluşturduğu zihniyetin etkileri görülmektedir.

    Özetle, bir şiiri incelerken, şiiri ve şiirin bize iletmek istediği mesajı tam olarak anlayabilmemiz için dönemin zihniyetini iyi bilmemiz gerekir.