Hulisi behçet hangi buluşu bulmuştur?,Hulisi behçet kimdir, Hulisi behçet hayatı,Hulisi behçet biyografisi
Birinci Dünya Savaşı (1914-1918) sırasında Edirne'deki askerî hastanede dermatoloji ve zührevi hastalıklar uzmanı olarak çalışmıştır. Savaştan sonra (1918-1919 arası) tıbbi bilgisini geliştirmek amacı ile önce Budapeşte'ye sonra da Berlin'e gitmiştir. Birçok ünlü meslektaşı ile tanışma fırsatı bulmuştur.
Türkiye'ye döndükten sonra serbest çalışmaya başlamış; önce Hasköy Cinsel Hastalıkları Hastane'sinde (Haliç) başhekim olmuş sonra Vakıf Gureba Hastanesi'ne geçmiştir. O dönemde İstanbul Tıp Fakültesi'nin bir parçası olan hastanede profesörlük de yapmıştır.
1923'te meşhur bir diplomatın kızı olan Refika Davaz ile evlenmiştir. Evliliklerinden bir kızı vardır.
Bilimsel çalışmaları
1933'de eski Dar-ül Funun'dan İstanbul Üniversitesi yeni kurulmuştu. Bu reform döneminde İstanbul Üniversitesi'nde dermatoloji o zamanki adıyla Deri Hastalıkları ve Frengi Kliniğini kurmuş ve profesör seçilmiştir. Hulusi Behçet Türk akademisinde profesör unvanını alan ilk kişidir. Mesleğinin ilk yıllarından beri dermatoloji konusunda üretken bir bilim adamı olarak birçok ulusal ve uluslararası kongreye orijinal makalelerle katılmış ve birçok bilimsel dergide makalesi yayınlanmıştır.
Ünlü Alman patolojicisi Prof. Schwartz onun için : « Behçet dünya çapında ünlü bir bilim adamı ama Türkiye'de değil. » demiş ve eklemiştir: « o her zaman yurtdışında buluşlarını tanıtıyor; bunun için onu Türkiye'de bulamıyorsunuz. »
Behçet yeni jenerasyonların eğitimine yardımcı olmak için çok sayıda makaleyi Türkçe'ye çevirdi ve Kore gibi çok uzak ülkelerle ilişki kurmak için uluslararası derlemelerde orijinal olgu sunuları yayınladı. 1922'den itibaren frengi üzerinde çalışmalar yaptı ve frenginin tanısı tedavisi kalıtımsal özellikleri serolojisi ve toplumsal yönleri üzerine birçok uluslararası makale yayınladı. Leishmaniasis (Oriental sore) 1923'den itibaren Dr. Behçet'in üzerinde çalıştığı bir diğer hastalıktı. Hakkında pek çok makale yayınladı ve diathermi ile tedavisinde başarılı oldu. Bir leishmania olgusunda kabuk kaldırıldığında görünen "tırnak belirtisini" ilk defa tanımladı. Yayınlanmış eserlerinin bir kısmı parazitoz ile ilgiliydi. 1923 yılında Türkiye'deki "gale cereal - uyuz?" etkenlerini tanımladı.
O aynı zamanda Türk tıbbının gelişiminde yayıncılıkta da öncüydü ve 1924'de Türkiye'deki "Turkish Archives of Dermatology and Syphilology" isimli ilk dermato-veneroloji dergisinin sorumlusuydu.
Doktor Hulusi Behçet (1889-1948).
Ünlü Türk doktor Hulusi Behçet bugün bütün dünya*da onun adıyla anılan bir hastalığı ilk tanımla*yan kişidir. 1910'da Askeri Tıbbiye'yi bitir*dikten sonra Gülhane Askeri Hastanesi'nde deri hastalıkları konusunda uzmanlaşan Hu*lusi Behçet bu ilk yıllarda araştırmalarını özellikle frengi üzerinde yoğunlaştırdı. Bir bakteriden ileri gelen frengi cinsel yolla bula*şan (zührevi) bir hastalıktır. Türkiye'de fren*ginin önlenmesinde Hulusi Behçet'in ve hoca*sı Eşref Ruşen'in büyük katkıları olmuştur. Daha sonra çeşitli askeri hastanelerde çalışan Hulusi Behçet iki yıl kadar da Budapeşte ve Berlin'deki bazı hastanelerin deri hastalıkları ve frengi kliniklerinde gönüllü asistanlık yap*tı. Türkiye'ye dönünce 1923'te İstanbul'daki Zührevi Hastalıklar Hastanesi'nin ertesi yıl da Gureba Hastanesi'nin başhekimliğine atandı. 1933'te İstanbul Üniversitesi Tıp Fa-kültesi'nde deri hastalıkları ve frengi profe*sörlüğüne getirilen Hulusi Behçet ölünceye kadar bu görevi sürdürdü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder