BÜYÜKCAMİLİ İLKÖĞRETİM OKULU 2012-2013 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI
ŞEHİTLER HAFTASI TÖREN PROGRAMI
ERKEK ÖĞRENCİ: Tüfeği, bayrağı tutar elinde
Vatan için ölmüş, benim şehidim.
Süngüsü elinde, hain peşinde
Vatan için ölmüş, benim şehidim.
Vatan için ölmüş, benim şehidim.
Süngüsü elinde, hain peşinde
Vatan için ölmüş, benim şehidim.
KIZ ÖĞRENCİ: Ağlarım şehide, gözyaşım dinmez
Şehidin hayali gözümden gitmez
Üç beş çapulcuya, vatan verilmez
Vatan için ölmüş, benim şehidim.
Şehidin hayali gözümden gitmez
Üç beş çapulcuya, vatan verilmez
Vatan için ölmüş, benim şehidim.
KIZ ÖĞRENCİ:
Değerli öğretmenlerim, Sevgili arkadaşlar
İçinde bulunduğumuz hafta şehitler haftasıdır. Şehitlerimizi anmak amacıyla düzenlemiş olduğumuz programa hoş geldiniz.
** Tüm şehitlerimizin manevi huzurunda, sizleri bir dakikalık saygı duruşuna ve akabinde İstiklal Marşımızı okumaya davet ediyorum.ERKEK ÖĞRENCİ: Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak.
Kafa, göz, gövde, bacak,
Kafa, göz, gövde, bacak,
Kol, çene, parmak, ayak
Vurulup, tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna yarab, ne güneşler batıyor.
Vurulup, tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna yarab, ne güneşler batıyor.
** 7/A sınıfından Ayşenur SAHURTEKİN’ i “Şehitler Haftası” adlı yazıyı okuması için buraya davet ediyorum.
Kara toprakta yatan erenlerim,
Yerde kanınız kalmaz, şehitlerim,
Şehitler ölmedi, şehitler ölmez.
** Okulumuz 2/A sınıfı öğrencilerinden Berfin ULU’yu “ Babam Şehit” adlı şiiri okuması için buraya davet ediyorum.
ERKEK ÖĞRENCİ: Bir damla düştü toprağa
Bir kan aktı inceden ince
Bir kan aktı sıcak mı sıcak.
Bir el sarıldı bayrağa
Şehit şehit koktu topraklar,
Çiçekler şehit şehit açtı.
Şehit şehit yeşillendi yapraklar.
Bir kan aktı inceden ince
Bir kan aktı sıcak mı sıcak.
Bir el sarıldı bayrağa
Şehit şehit koktu topraklar,
Çiçekler şehit şehit açtı.
Şehit şehit yeşillendi yapraklar.
** 7/A sınıfından Osman GENÇ’i “Şehit Anam” şiirini okuması için buraya davet ediyorum.
KIZ ÖĞRENCİ: Fatiha okunur yanı başında
Çiçekler açıyor mezar taşında
Üstünde leylaklar gözyaşında
Selam sana şehit, ruhun şad olsun
Çiçekler açıyor mezar taşında
Üstünde leylaklar gözyaşında
Selam sana şehit, ruhun şad olsun
ERKEK ÖĞRENCİ: Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker
Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın.
Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın.
** Şimdi okulumuz 6/A sınıfı öğrencilerinden Berfin YALÇIN’ı “ Bir Yolcuya” adlı şiiri okumak üzere buraya davet ediyorum.
KIZ ÖĞRENCİ Ana bu sabah yine erken uyandık
Botları boyadık, düzeni yaptık
Sabah sabah içtimada dimdik ayaktaydık
Ben şehit olacağımı hissetmiştim anne
Botları boyadık, düzeni yaptık
Sabah sabah içtimada dimdik ayaktaydık
Ben şehit olacağımı hissetmiştim anne
** Şimdi Çanakkale Savaş’ında şehit olan bir askerimize ait mektubu okumak üzere …. /A sınıfından …………………………………. Buraya davet ediyorum.
EKREK ÖĞRENCİ:
EKREK ÖĞRENCİ:
Vatan, millet, bayrak, namus uğruna,
Göğsün siper oldu, hain kurşuna,
Dalgalandı sancak, diktin burcuna,
Şehitler ölmedi, şehitler ölmez.
** 7/A sınıfından Buse GÖKTEN’i “Mehmetçik” adlı şiiri okumak için buraya davet ediyorum.
Göğsün siper oldu, hain kurşuna,
Dalgalandı sancak, diktin burcuna,
Şehitler ölmedi, şehitler ölmez.
** 7/A sınıfından Buse GÖKTEN’i “Mehmetçik” adlı şiiri okumak için buraya davet ediyorum.
KIZ ÖĞRENCİ:
Alnımdan vuruldum kanım akıyor
Oğlun şehit oldu ağlama anam
Gözlerim bayrağa doğru bakıyor
Oğlun şehit oldu ağlama anam
EKREK ÖĞRENCİ:
Canım feda olsun, benden bu kadar
Yıldızlar doğarken güneşler batar
Her karış toprakta şüheda yatar
Oğlun şehit oldu ağlama anam
Yıldızlar doğarken güneşler batar
Her karış toprakta şüheda yatar
Oğlun şehit oldu ağlama anam
KIZ ÖĞRENCİ:
Teskerem yaklaştı gelecek idim
Gözünün yaşını silecek idim
Ne bileydim böyle ölecek idim
Oğlun şehit oldu ağlama anam
Gözünün yaşını silecek idim
Ne bileydim böyle ölecek idim
Oğlun şehit oldu ağlama anam
ERKEK ÖĞRENCİ:
Kınalı kuzunu bekleme gelmez
Allah’a emanet, şehitler ölmez
Şehit olan bilir başkası bilmez
Oğlun şehit oldu ağlama anam.
Allah’a emanet, şehitler ölmez
Şehit olan bilir başkası bilmez
Oğlun şehit oldu ağlama anam.
** Şehitleri anma programımız burada sona ermiştir. Bizi dinlediğiniz için teşekkür ederiz.
Şehit Kınalı Ali
Üst teğmen Faruk cepheye yeni gelen askerleri kontrol ediyor bir taraftan da onlarla sohbet ediyordu. Bir ara saçının ortası sararmış bir çocuk gördü. Merakla “Adın ne senin evladım?” der. Çocuk “Ali” diye cevap verir.
“Nerelisin?” der. Ali “Tokat Zile’denim” der. “Peki evladım bu kafanın hali ne?”
Ali, “Anam cepheye gelirken kına yaktı komutanım.” der.
“Neden?” der komutan. Ali “Bilmiyorum komutanım” der. “Peki gidebilirsin Kınalı Ali” der. O günden sonra herkes ona Kınalı Ali der. Herkes kafasındaki kınayla dalga geçer. Kısa sürede cana yakın ve cesur tavırlarıyla tüm arkadaşlarının sevgisini kazanır.
Bir gün ailesine mektup yazmak ister. Ali'nin okuma yazması da yoktur. Arkadaşlarından yardım ister ve hep beraber başlarlar yazmaya: “Sevgili anne babacığım, ellerinizden öperim. Ben burada çok iyiyim; beni merak etmeyin” diye başlar. Kardeşlerini, köydekileri sorduktan sonra, kendilerini merak etmemelerini, kendileri var oldukça düşmanın bir adım bile ilerleyemeyeceğini yazdırır.
Gururla mektubu bitirir; neden sonra aklına gelir ve yazının sonuna anasına Not düşer: Ali’nin kendisinden hemen sonra askere gelecek bir kardeşi daha vardır. “Anacağım, kafama kına yaktın; burada komutanlarım ve arkadaşlarım benle hep dalga geçtiler. Sakın kardeşim Ahmet’e de yakma, onunla da dalga geçmesinler. Ellerinden öptüm” diye bitirir. Aradan zaman geçer İngilizler kati netice almak için tüm güçleriyle Gelibolu'ya yüklenirler. Bu cepheyi savunan erlerimiz, teker teker şehit düşmüşlerdi. Bunlara takviye olarak giden yedek kuvvetlerde yeterli olmamış, onların sayıları da epey azalmıştı. Gelibolu düşmek üzereydi. Kınalı Ali’nin komutanı da olayı görüp yerinde duramıyordu. Kendisinin bölüğü henüz sıcak temasa hazır değildi. Onlar yeni gelmişti, onları insan bedeninin süngü ve mermilerle orak gibi biçildiği bu yere dua ediyordu. Komutanlarının bu düşünceli halini gören ve durumun vahametini bilen Kınalı Ali ve arkadaşları komutanlarına yalvar yakar oraya gitmek istediklerini söylerler. Komutanları onları ölüme gönderdiğini bile bile çaresiz gönderir. Kınalı Ali'nin bölüğünden kimse sağ kalmaz, hepsi şehit olmuştur. Aradan zaman geçer. Kınalı Ali'nin ailesine yazdığı mektubun cevabı gelir. Komutanları buruk ve gözleri dolu dolu mektubu açıp okumaya karar verirler. Babası anlatır. “Oğlum Ali nasılsın, iyi misin? Gözlerinden öperim, selam ederim. Öküzü sattık, paranın yarısını sana, yarısını da cepheye gidecek kardeşine veriyoruz. Şimdi öküzün yerine tarlayı ben sürüyorum. Zaten artık Zahire’ye de fazla ihtiyacımız olmadığı için yorulmuyorum da. Siz sakın bizi merak etmeyin, bizi düşünmeyin” der ve köyü akrabalarını anlatır ve mektubu bitirir. “Ali, ananın da sana diyeceği bir şey var.” “ Oğlum Ali, yazmışsın ki ‘Kafamdaki kınayla dalga geçtiler, kardeşime de yakma’ demişsin. Kardeşine de yaktım. Komutanlarına ve arkadaşlarına söyle senle dalga geçmesinler. Bizde 3 şeye kına yakarlar. Gelinlik kıza; gitsin ailesine çocuklarına kurban olsun diye. Kurbanlık koça; ALLAH’A kurban olsun diye. Askere giden yiğitlerimize; vatana kurban olsun diye... Gözlerinden öper selam ederim. ALLAH’A emanet olun.
NOT: Bu mektubun aslı Çanakkale müzesinde sergilenmektedir.
“Neden?” der komutan. Ali “Bilmiyorum komutanım” der. “Peki gidebilirsin Kınalı Ali” der. O günden sonra herkes ona Kınalı Ali der. Herkes kafasındaki kınayla dalga geçer. Kısa sürede cana yakın ve cesur tavırlarıyla tüm arkadaşlarının sevgisini kazanır.
Bir gün ailesine mektup yazmak ister. Ali'nin okuma yazması da yoktur. Arkadaşlarından yardım ister ve hep beraber başlarlar yazmaya: “Sevgili anne babacığım, ellerinizden öperim. Ben burada çok iyiyim; beni merak etmeyin” diye başlar. Kardeşlerini, köydekileri sorduktan sonra, kendilerini merak etmemelerini, kendileri var oldukça düşmanın bir adım bile ilerleyemeyeceğini yazdırır.
Gururla mektubu bitirir; neden sonra aklına gelir ve yazının sonuna anasına Not düşer: Ali’nin kendisinden hemen sonra askere gelecek bir kardeşi daha vardır. “Anacağım, kafama kına yaktın; burada komutanlarım ve arkadaşlarım benle hep dalga geçtiler. Sakın kardeşim Ahmet’e de yakma, onunla da dalga geçmesinler. Ellerinden öptüm” diye bitirir. Aradan zaman geçer İngilizler kati netice almak için tüm güçleriyle Gelibolu'ya yüklenirler. Bu cepheyi savunan erlerimiz, teker teker şehit düşmüşlerdi. Bunlara takviye olarak giden yedek kuvvetlerde yeterli olmamış, onların sayıları da epey azalmıştı. Gelibolu düşmek üzereydi. Kınalı Ali’nin komutanı da olayı görüp yerinde duramıyordu. Kendisinin bölüğü henüz sıcak temasa hazır değildi. Onlar yeni gelmişti, onları insan bedeninin süngü ve mermilerle orak gibi biçildiği bu yere dua ediyordu. Komutanlarının bu düşünceli halini gören ve durumun vahametini bilen Kınalı Ali ve arkadaşları komutanlarına yalvar yakar oraya gitmek istediklerini söylerler. Komutanları onları ölüme gönderdiğini bile bile çaresiz gönderir. Kınalı Ali'nin bölüğünden kimse sağ kalmaz, hepsi şehit olmuştur. Aradan zaman geçer. Kınalı Ali'nin ailesine yazdığı mektubun cevabı gelir. Komutanları buruk ve gözleri dolu dolu mektubu açıp okumaya karar verirler. Babası anlatır. “Oğlum Ali nasılsın, iyi misin? Gözlerinden öperim, selam ederim. Öküzü sattık, paranın yarısını sana, yarısını da cepheye gidecek kardeşine veriyoruz. Şimdi öküzün yerine tarlayı ben sürüyorum. Zaten artık Zahire’ye de fazla ihtiyacımız olmadığı için yorulmuyorum da. Siz sakın bizi merak etmeyin, bizi düşünmeyin” der ve köyü akrabalarını anlatır ve mektubu bitirir. “Ali, ananın da sana diyeceği bir şey var.” “ Oğlum Ali, yazmışsın ki ‘Kafamdaki kınayla dalga geçtiler, kardeşime de yakma’ demişsin. Kardeşine de yaktım. Komutanlarına ve arkadaşlarına söyle senle dalga geçmesinler. Bizde 3 şeye kına yakarlar. Gelinlik kıza; gitsin ailesine çocuklarına kurban olsun diye. Kurbanlık koça; ALLAH’A kurban olsun diye. Askere giden yiğitlerimize; vatana kurban olsun diye... Gözlerinden öper selam ederim. ALLAH’A emanet olun.
NOT: Bu mektubun aslı Çanakkale müzesinde sergilenmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder