GÖZ KURULUĞU (KURU GÖZ SENDROMU)
Gözyaşlarımız gözleri sürekli korur ve böylece gözde kuruluk hissini ve bulanık görmeyi engeller. Göz hareketlerinin rahat bir şekilde gerçekleştirilebilmesi ve gözün sağlıklı kalabilmesi için büyük bir öneme sahip olan gözyaşının miktarı ve kalitesi bazı durumlarda azalır. Bunun sonucunda ise göz kuruluğu, diğer bir deyişle "kuru göz sendromu" ortaya çıkar.
Göz kuruluğu gözlerin yeterince gözyaşı üretmemesi olarak özetlenebilir.
Göz kuruluğu, gözlerin yeterli kayganlığa ulaşması için gerekli olan gözyaşının normal düzeyinden az salgılanması sonucu meydana gelir. Göz kuruluğu ayrıca, işlevsiz gözyaşı sendromu, lakrimal keratokonjonktivit ve evaporatif gözyaşı eksikliği olarak da bilinmektedir.
Göz kuruluğu her yaştaki bireylerde görülebilmektedir. Ancak genellikle 65 yaşından büyük kişilerde daha sık rastlanmaktadır.
Göz kuruluğu bilgisayar kullanmayı, uzun süre okumayı ya da uçak gibi havanın kuru olduğu ortamlarda durmayı zorlaştırır.
Gözyaşının Önemi
Sağlıklı gözler sürekli olarak, göz kırpmaları arasında sağlam kalmak üzere tasarlanmış, kalıcı bir tabaka olan bir zar ile kaplıdır. Sağlam bir gözyaşı tabakası gözünüzün şeffaf ön yüzeyi olan korneanın sinirlerinin tahriş olmasını engeller ve gözün net, rahat görüşünü korumasına imkan verir.
Gözyaşı; toz, duman, rüzgâr gibi çeşitli etkenler nedeniyle kirlenen göz yüzeyini temizler ve kornea yüzeyinin tahriş olmasını engeller. Gözün kırpılması sonucunda gözyaşı, göz yüzeyinin tamamına yayılır ve bu yüzeyi nemlendirir, varsa toz, is gibi etkenlerden arındırır.
Gözyaşı zarı gözlerinizi korur ve yağlar. Gözyaşı su, yağlı yağlar, proteinler, elektrolitler, bakterilerle savaşan maddeler ve çeşitli hücre süreçlerini düzenleyen büyüme etkenlerinden oluşan karmaşık bir karışımdır.Bu maddelerden bazılarının fazlalığı ya da eksikliği gözyaşı kalitesini azaltabilir.
Gözyaşı bezlerinizden gelen sıvıların üretiminde azalma gözyaşı zarının sağlamlığını bozarak, hızla parçalanmasına ve korneanın üzerinde, tahrişe ve görüş azalmasına neden olan kuru noktaların oluşmasına yol açar. Gözyaşı zarını meydana gelen maddelerdeki bir dengesizlik de gözlerinizin kurumasına neden olabilir.
Gözyaşı basitçe iki türlüdür: sürekli gözyaşı, tepki gözyaşı. Sürekli gözyaşı, göz yüzeyinin her zaman nemli kalmasını sağlayan ve az miktarda üretilen gözyaşıdır. Sürekli gözyaşı miktarı ve kalitesinde azalma meydana geldiğinde, göz yüzeyi yeterli seviyede beslenemeyeceğinden dolayı tahriş olmaya başlar ve enfeksiyon riskini doğurur.Tepki gözyaşı ise ağlama ya da alerji, göze toz kaçması gibi durumlarda gözün tepkisi sonucunda ortaya çıkan gözyaşıdır.
Her iki gözyaşı da göz kapakları ile göz yüzeyi arasındaki sürtünmeyi azaltıcı bir göreve sahiptir.
Gözyaşı eksikliğinde ise bu yüzey nemsiz kalacağı için yanma, batma ve kızarma gibi sonuçlar ortaya çıkar ve yüzey tahriş olmaya başlar.
Gözyaşı da diğer sıvılar gibi buharlaşır. Buharlaşmayı azaltmak için alınacak tedbirler ile gözün daha uzun süre nemli kalması sağlanabilir. Örneğin, kışın bulunduğunuz ortamda ısıtıcılar havayı kurutucu etki yaratırlar, radyatörün üzerine koyacağınız bir miktar su havanın nemli kalmasına katkıda bulunabilir. İyi ısıtılmış evlerde veya sürekli kilmalı ortamlarda yaşayanlarda kuru göz şikayetleri daha sıklıkla görülür.
BELİRTİLERİ
Genellikle her iki göz de etkilenir. Gözleriniz kuruyorsa, şu belirtiler görülür:
Gözde yanma ve batma hissi | Göz yüzeyinin kaşınması, |
Görmede bulanıklık, görmede azalma | Kızarıklık, |
Gözün ağrıması ve karıncalanması | Uzun süre boyunca bir şey okuduktan sonra göz yorgunluğu |
Gözde yabancı cisim hissi, | Aşırı sulanma, |
Sürekli göz kuruluğu ise gözde iltihaplanma ve korneanın çizilmesi gibi daha ciddi sorunlara yol açabilir.
Bu belirtiler kişiden kişiye, nedenine ve yaşa bağlı olarak değişebilir.
NEDENLERİ
1- Teknoloji: Gözleri kırpmadan uzun süre telefon, tablet, dizüstü bilgisayar gibi parlak ekranlara odaklanmak, televizyon izlemek ve kitap okumak göz kuruluğuna neden olur.
2-Gözü Az Kırpmak: Özellikle bilgisayar başında çalışanlar, göz kuruluğundan sık sık şikayet ederler. Bunun nedeni bilgisayar ekranına dikkati vermişken, gözü daha az aralıklarla kırpıyor olmaktır. Bilgisayar ya da bu tip bir ekran başında çalışanlar, ekranı tam karşılarına aldıklarında, gözler tümüyle açıktır. Gözler bu şekilde tümüyle açık olarak uzun süre kırpılmadığında, hem gözün nemlenmesi gereken alanı fazlalaşır hem de gözyaşı daha çabuk buharlaşır.
3- Yaş: Yaşlandıkça gözde kuruluk başlaması normaldir. Çünkü vücut kendiliğinden gözyaşı üretimini azaltır. Gözyaşı üretimi de genellikle yaş ilerledikçe kurur. Yeterince gözyaşı üretmediğiniz zaman, gözleriniz kolayca tahriş olur. Bu rahatsızlığın tıbbi adı keratokonjunktivit sikka’dır.
4- Hormonal Değişiklikler : Hormonal değişikliklere vücudun adapte olması sürecinde vücutta pek çok değişiklik gözlemlenebilir. Vücuttaki hormonal değişikliklerden dolayı, menopoz sonrası kadınlarda gözyaşı üretimi azalır ve göz kuruluğu sık görülür. Hormon seviyelerindeki oynamalardan en çok etkilenen hamile kadınlar da, göz kuruluğundan şikayet edebilir.
5- Gözyaşının Az Üretilmesi: Gözyaşının daha az üretilmesi, yaşlanmaya, hormonal değişikliklere, A vitamini eksikliği ya da şeker hastalığına bağlı olabilir. Göz kapaklarınız gözlerinizin yüzeyinin her yanında, kesintisiz, ince bir zar halinde gözyaşları yayar. Gözyaşı zarının üç temel tabakası vardır: Yağ, su ve mukoza. Bu tabakaların herhangi birinde sorun olması göz kuruluğu semptomlarına yol açabilir.
Yağ: Göz kapaklarının uçlarında yer alan küçük bezlerce (meibomian bezleri) üretilen dış tabaka lipidler adı verilen yağlı yağlar içerir. Bunlar gözyaşı yüzeyini yumuşatır ve ortadaki sulu tabakanın buharlaşmasını yavaşlatır. Yağ tabakasında anomali olduğu zaman, su tabakası çok yüksek bir hızda buharlaşır. Göz kuruluğu semptomları meibomian bezleri tıkalı olan kişilerde yaygındır. Meibomian işlevsizliği göz kapaklarının kenarları boyunca iltihaplanma (blefarit), rozasea ve başka cilt bozuklukları olan insanlarda daha yaygındır.
Su:Gözyaşlarının yaklaşık olarak yüzde 90’ını oluşturan orta tabaka büyük ölçüde su, az oranda tuzdur. Gözyaşı bezlerince (lakrimal bezler) üretilen bu tabaka gözlerinizi arındırır ve yabancı taneciklerle tahriş edicileri yıkar. Sığ bir su tabakası sizi zarın sağlam olmadığından ötürü yırtılmasına daha yatkın hale getirebilir. Eğer gözünüz sadece az miktarlarda su üretiyorsa, yağ ve mukoza tabakaları göz kuruluğu olanların aşina olduğu ipli maddenin boşalmasına yol açabilir.
Mukoza:Mukozanın iç tabakası göz yaşlarının, gözünüzün yüzeyi üzerinde eşit biçimde yayılmasına imkan verir. Kuru noktalar, mukoza tabakasını yer yer kaybeden korneanın herhangi bir bölgesinde kolayca oluşabilir.
Su:Gözyaşlarının yaklaşık olarak yüzde 90’ını oluşturan orta tabaka büyük ölçüde su, az oranda tuzdur. Gözyaşı bezlerince (lakrimal bezler) üretilen bu tabaka gözlerinizi arındırır ve yabancı taneciklerle tahriş edicileri yıkar. Sığ bir su tabakası sizi zarın sağlam olmadığından ötürü yırtılmasına daha yatkın hale getirebilir. Eğer gözünüz sadece az miktarlarda su üretiyorsa, yağ ve mukoza tabakaları göz kuruluğu olanların aşina olduğu ipli maddenin boşalmasına yol açabilir.
Mukoza:Mukozanın iç tabakası göz yaşlarının, gözünüzün yüzeyi üzerinde eşit biçimde yayılmasına imkan verir. Kuru noktalar, mukoza tabakasını yer yer kaybeden korneanın herhangi bir bölgesinde kolayca oluşabilir.
6- Kontakt Lens Kullanımı : Uzun yıllar kontakt lens kullanan kişilerde kornea duyarsızlığına bağlı olarak göz kuruluğu görülür. Lensler genellikle standart ölçülerde satılır ancak gözün ölçülerine uygun çapta lens kullanılmıyorsa bu, gözün daha az oksijen alacağı ve gözde kuruluğa neden olacağı anlamını taşır.
7- İlaçlar: Yaygın olarak kullanılan pek çok ilaç göz kuruluğuna neden olabilir. Antidepresanlar, ağrı kesiciler, böbrek ve tansiyon ilaçları, alerji hapları, burun açıcı, doğum kontrol ve uyku ilaçları göz kuruluğu yapabilecek ilaçlar sınıfındadır.
8- Bağışıklık Sistemi Bozuklukları: Lupus ya da romatizmal artrit gibi bazı bağışıklık hastalıkları göz kuruluğu nedenleri arasındadır. Genel olarak Lupus ya da romatizmal artrit gibi bazı bağışıklık hastalıklarının tek belirtisi göz kuruluğu değildir ama diğer belirtilere eşlik ettiği görülebilir.
9- Çevresel Faktörler: Sert rüzgar, klima ya da havadaki polenlerin artması, sigara içmek, sigara içilen ortamlarda bulunmak ya da güneşte kalmak gibi durumlar göz kuruluğuna neden olur.
10- Göz Kapağı Fonksiyon Bozukluğu: Göz kapağındaki işlev bozukluğu, yani bir ameliyat sonrası ya da herhangi bir nedenle gözde şişkinlik meydana geldiyse, göz kapağının görevini tam olarak yerine getirememesi göz kuruluğuna yol açar.
11- Ameliyat Sonrası: Göz ameliyatlardan sonra belli bir süre göz kuruluğu görülebilir. Bu kuruluklar genellikle geçicidir ve yaklaşık 6 ay içerisinde göz tekrar normale döner. Ameliyat sonrası kontrolleri aksatmamak ve şikayetlerinizde bir artış varsa doktora bildirmeyi ihmal etmemek önemlidir.
TANISI
Göz doktoru, genellikle muayene ile bu hastalığın tanısını koyabilir. Ancak bazen, gözyaşı miktarını ölçen testler gerekli olabilir. Schirmer gözyaşı testi, boyama ya da Slit (kesikli) lamba muayenesi gibi çeşitli araçlarla gözyaşı miktarı ölçülmeli ve doğru teşhis konulmalıdır. Schirmer testi, belli koşullar altında, göz yaşı miktarını ölçmek için kullanılan, alt göz kapağına özel bir kağıt yerleştirilerek yapılan bir testtir. Bir başka yöntem de, bir damla ile (fluorescein veya rose bengal) göz yüzeyindeki kuruluğun paternini tespit etmektir.
TEDAVİSİ:
Göz kuruluğunda erken teşhis ve tedavi önemlidir. Gözde, yukarıda sayılan belirtiler gözlemleniyorsa en kısa sürede bir göz doktoruna görünmekte fayda vardır. Hüzünlü bir film veya bir düğün gözyaşlarınızın akmasına neden olabilir. Ancak gözyaşları sadece bu gibi olaylarda belirmez.
Kuru göz tedavisinde amaç, ‘kötü günlerin’ sayısını, azaltmak ve kötü günlerdeki semptomların mümkün olduğunca azaltmak için göz yüzeyinin nemli kalmasını sağlamaktır. Bunun içinse göz kuruluğuna neden olan faktörlerin ortadan kaldırılması gereklidir.
İltihap önleyici ilaçların kullanılması, gözyaşının gözden boşaltılmasını sağlayan kanallara cihaz takılması ve bu kanalları tamamen kapatmak üzere ameliyat yapılması göz kuruluğu tedavisinin standart uygulamalarıdır. Tedavinin başlangıcında suni gözyaşı, jel ya da merhem kullanımı tavsiye edilebilmektedir. Ancak jeller görme bulanıklığına neden olabileceği için mümkün olan en az oranda kullanılmalıdır.
Gerçek gözyaşına benzeyen, gözün nemli kalmasını sağlayan suni gözyaşı damlaları tedavide oldukça etkilidir.Suni gözyaşı damlaları eczanelerden temin edilebilir. Eğer koruyucu maddelere karşı alerjiniz varsa, bu maddeleri içermeyen suni gözyaşı damlalarını tercih etmeniz uygun olacaktır. Bu damlaları ihtiyacınız olduğu oranda kullanabilirsiniz, günde birkaç kez kullanabileceğiniz gibi saatte birkaç kez de kullanmanızda bir sakınca yoktur.
Kendi gözyaşınızı kullanma metodu, gözleri nemli tutmak için kullanılabilen bir diğer tedavi seçeneğidir. Gözyaşı, küçük bir kanal ile burnumuza akar (Bu nedenle ağladığımız zaman burnumuz da akar ). Göz hastalıkları uzmanı bu kanalı bir tıkaç ile geçici veya kalıcı olarak kapatabilir. Böylece gözyaşı buruna ve genze akamadığı için göz yüzeyinde daha uzun süre kalabilir, bu da gözün daha uzun süre nemli kalmasını sağlar.
Göz kuruluğunun yaşlanmaya bağlı olduğunu düşünüyorsanız, doktorunuz size göz kuruluğunu giderecek ve rahatlama sağlayacak bir damla önerebilir.
Kullandığınız ilaçtan kaynaklanan göz kuruluğu sizi rahatsız etmeye başladığında, doktorunuzdan alternatif bir ilaç önermesini isteyebilirsiniz.
Lupus ya da romatizmal artrit gibi bazı bağışıklık hastalıklarında yaşanan göz kuruluğunu önlemek için yapay gözyaşı ilaçları kullanılarak gözlerde rahatlama sağlanabilir.
Eğer göz kuruluğu kronik bir hâl almışsa, yapay gözyaşları ya da cerrahî müdahale gerekli olabilir.
KORUNMA
Göz kuruluğundan korunmak için şunlara dikkat etmeliyiz:
1- Gözlerinizin ve göz kapaklarınızın temizliğine özen göstermeli. Kirli ortamlardan veya kirli ellerle gözünüzü ovuşturmak gibi kötü alışkanlıklardan kaçınmalı.
2-Uzun süre bilgisayar kullanan bir kuru göz hastasının bu süreyi en aza indirmesi gereklidir. Bilgisayar başında otururken göz kırpmayı unutmamalı ve ekran önünde doğru oturma pozisyonlarına uymaya çalışmalı.
3- Olabildiğince gözü kurutan ortamlardan kaçınmak gerekir. Eğer kuru ortamlarda çalışıyorsanız ya da gözlerinizi kurutan kuru havadan kaçamıyorsanız, nemlendirici cihazlarla havayı nemlendirmeyi denemeli.
4- Doğrudan ateş önünde oturmamalı ya da klimalı ortamlarda uzun süre durmamalı.
5- Dengeli beslenmeye gayret etmeli. Beslenmeye keten ve omega-3 yağlarını eklemeye çalışmalı.
6- Ayrıca lensleri önerilenden daha uzun süre gözünüzde tutmamalı ve gözünüze mutlaka hava aldırmalısınız.
7- Mümkünse göz kapaklarının biraz kapanacağı şekilde bu ekranlara üstten bakmak ve sık sık göz kırpmayı hatırlamak, göz kuruluklarını ve buna bağlı şikayetleri engelleyebilir. Olabildiğince sık aralıklarla mola verip gözleri dinlendirmek de önemlidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder