MİLLÎ EDEBİYAT ZEVK ve ANLAYIŞINI DEVAM ETTİREN ŞİİR:
1911’de başlayan Milli Edebiyat anlayışı 1920’li ve 1930’lu yıllara damgasını vurmuştur.
Milli tarihe, milli kültüre ve memleket manzaralarına yönelmişlerdir.
Kelimeler daha çok ilk anlamlarıyla kullanılır. Bu yüzden anlatım açıktır.
Halk şiirimizden ve modern Batı şiirinden faydalanılarak şiir yazılmış.
Cumhuriyetin ilke ve inkılâplarının ışığında girilen yeni yönelimler eserlerde yansıtılma-
ya çalışılmıştır.
İyimser, umutlu, romantik bir tutumla Anadolu’nun, Anadolu insanının olumlu yönleri şiirleştirilmeye çalışılmıştır.
Millî konular, yerel ve mahallî söyleyişlerle desteklenmiştir.
İçerik olarak şiirlerde bireysellik ön plâna çıkmaya başlamıştır.
Genel olarak halk şiiri şekillerini , hece veznini ve nazım birimi olarak dörtlüğü kullanırlar.
Hitabet üslûbundan faydalanmışlardır.
Şiirlerinde ahenk, ses akışı ve yapı özellikleri bakımından öz şiir anlayışına yakın bir anlayış göstermişlerdir.
Bu anlayışı devam ettiren şairler şiirlerini Kültür Haftası , Ağaç , Hisar , Çınaraltı gibi dergilerde yayınlamışlardır.
Bu anlayıştaki şiiri devam ettiren şairler birer dergi etrafında kümelenmişlerdir.
Millî hisler ön plândadır.
Yazı dilinde İstanbul Türkçesi esas alınmıştır.
Ahmet Kutsi Tecer, Orhan Şaik Gökyay, Faruk Nafiz Çamlıbel, Arif Nihat Asya, Kemalettin Kamu gibi şairler bu şiir anlayışının temsilcileridir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder