Kurtuluş Savaş’ının silahlı mücadele aşamasından sonra hızla yeni kurulan devletin kurumlarında ve uygulamalarındadüzenlemelere gidildi. Amaç çok daha çağdaş ve geleceğe güvenle bakan bir yapı oluşturmaktı. Bu bağlamda kültür, sanat ve spor alanlarında da önemli çalışmalar yapıldı. İşte bu alanlarla ilgili yapılan düzenlemeler;
1924 yılında Başkent Ankara’da Müzik Öğretmen Okulu( Musiki Muallim Mektebi) ve Cumhurbaşkanlığı Flarmoni Orkestrası ( Reisicumhur Flarmonik Orkestrası) kuruldu. İstanbul’da 1930′da İstanbul Belediye Konservatuarı, 1935′te Başkentte Milli Musiki Temsil Akademisi kuruldu.
Osmanlı döneminde uzak durulan güzel sanatların resim ve heykel gibi alanlarında çalışmalar yapılmak üzere Maarif Vekaleti’ne (milli eğitim bakanlığı) bağlı Güzel Sanatlar Müdürlüğü( Sanayi-i Nefise Müdürlüğü) oluşturuldu. 1937′de Devlet Resim ve Heykel Müzesi açıldı.
1940 yılında tiyatro, opera ve bale eğitimi vermek üzere Devlet Konservatuarı açıldı.
Spor alanında yaşanan önemli gelişmeler ise; 1922 yılında İstanbul kulüpleri Ali Sami Bey(Ali Sami Yen) önderliğinde birleşerek Türkiye İdman Cemiyetleri’ni kurdu. Kurulduktan bir sene sonra hükümet tarafından onaylandı. 1936 yılına gelindiğinde cemiyet bünyesinde yapılan düzenlemelerle Türk Spor Kurumu’na dönüştürüldü. 1938 yılında meclisten geçen bir yasa ile Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü Kuruldu.
Güzel sanatlar, fikir ve kültür hayatının temelini oluşturur. Sanat ile kültür arasında sıkı bir ilişki vardır. Sanat eserleri kültürün bir parçasıdır.
Atatürk, sanatın önemini şu sözleriyle açıklamıştır:
“Bir milleti yaşatmak için birtakım temeller gerekmektedir ve bilirsiniz ki bu temellerin en önemlilerinden biri sanattır. Bir millet sanattan, sanatçıdan yoksunsa tam bir yaşam süremez. Böyle bir millet, bir ayağı topal, bir kolu çolak sakat ve illetli bir kimse gibidir. Hatta değindiğim anlamı bu söz de anlatmaya yeterli değildir. Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş olur.”
Atatürk, kültür ve sanatın gelişmesi için hiçbir fedakarlıktan kaçınmamıştır. Güzel sanatların Türk toplumu tarafından benimsenmesi ve gelişmesi için birçok yeni kurum ve kuruluşun hizmete açılmasını sağlamıştır.
Atatürk, güzel sanatların gelişmesi için konservatuvarlar ve Güzel Sanatlar Akademisinin açılmasını sağlamıştır. Ayrıca her türlü sanat etkinliğini izleyerek ve destekleyerek gelişmesi için çaba harcamıştır.
Atatürk, Türk milletini her alanda çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkarmayı amaç edinmiştir. Güzel sanatlar, bir milletin duygu, düşünce, görgü ve zevkinin bir simgesidir. Bundan dolayı güzel sanatlar, milletlerin tanınmasında önemli bir yere sahiptir. Sanat, milletleri bir araya getiren olgulardan biridir. Bir milletin güzel sanatlarda başarı göstermesi, diğer milletler tarafından tanınmasını sağlar. Bu başarı, o milletin diğer alanlardaki başarısını da önemli ölçüde etkiler. Güzel sanatlar alanında büyük eserler ortaya koyan milletler, diğer milletler karşısında saygınlık kazanır. Bundan dolayı sanat alanındaki çalışmalar, milletlerin yükselmesinde ve ilerlemesinde önemli rol oynar.
Milletlerin kültür seviyesi, oluşturduğu sanat eserleriyle ölçülür. Sanatın gelişmesi ve çeşitliliği düşünce ve ifade özgürlüğü ile yakından ilgilidir. Bir toplumun sanat zenginliği o toplumun düşünce ve ifade özgürlüğüne önem verdiğini gösterir. Düşünce ve ifade özgürlüğünün olmadığı toplumlarda ise sanat ve spor alanlarında gelişmelerden söz etmek mümkün değildir. Yani sanat özgür ortamda beslenir ve büyür.
Müzik Alanında Çalışmalar
Atatürk, müzikle ilgili eğitim çalışmalarına büyük önem vermiş ve bu amaçla 1 Kasım 1924’te Millî Eğitim Bakanlığına bağlı “Ankara Musiki Muallim Mektebinin” kuruluşuna yardımcı olmuştur. Bu okulda müzik öğretmeni ve sanatçılar yetiştirildi. Daha sonra 1926 yılında İstanbul’da bir konservatuvar açıldı.
Bu konservatuvar ülke genelinde halk müziği ezgilerini derlemiş, notaya almış ve bu ezgileri kitap hâlinde yayımlamıştır.
Musiki Muallim Mektebi, yapılan bir yasal düzenleme ile 1934 yılında kurulan Millî Musiki ve Temsil Akademisine bağlandı.
1934 yılında müzik çalışmalarıyla ilgili Çankaya Köşkü’nde bir toplantı düzenlendi. Atatürk, gelen heyete şu sözleriyle seslendi:
1937-1938 eğitim-öğretim yılında Musiki Muallim Mektebi, Gazi Eğitim Enstitüsünde açılan müzik bölümü ile birleşerek çalışmalarına devam etti. Bu enstitü ülkemizde müzik sahasında önemli çalışmalar gerçekleştirdi. Halk müziği alanında derleme çalışmaları yapılarak 1937 yılında Folklor Arşivi kuruldu. Bu çalışmaların yanı sıra “Halkevleri”nde Türk çalgılarının öğrenilmesi için kurslar düzenlendi. Bununla birlikte Batılı anlamda ilk orkestra olan Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası kuruldu ve konserler verilmeye başlandı (1932).
Resim, Heykel ve Anıt Alanında Çalışmalar
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurulmasıyla birlikte resim ve heykel sanatlarında da büyük atılımlar yapıldı. Cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllarda sadece Osman Hamdi Bey’in kuruluşunu gerçekleştirdiği “Sanayiinefise Mektebi” ( Güzel Sanatlar Okulu) eğitim vermekteydi.
Cumhuriyetin kuruluşunun onuncu yılı nedeniyle ülkemizin dört bir yanına “yurt gezileri” adı altında ressamlar gönderildi. Bu ressamların yapmış oldukları tablolar Ankara’da 1933 yılında “Türk İnkılap Sergisi” adı ile sergilenmiştir. Bu serginin açılışını bizzat Atatürk yapmıştır. Sergideki resimlerde özellikle “Kurtuluş Savaşı ve Atatürk inkılapları” konu olarak seçilmiştir.
Atatürk, heykel sanatının yaygınlaşması ve halka benimsetilmesi için bu sanat dalıyla yakından ilgilendi. Bu çerçevede yaşanan zaferleri ve değerli devlet adamlarını konu alan anıt heykellerin yapılması için çalışmalar başlatıldı. Ülkemizde ilk anıt heykel İstanbul Sarayburnu Parkı’nda bulunan Atatürk Heykeli’dir (1926). Daha sonra 1928 yılında Canonica (Kanonika) tarafından yapılan İstanbul Taksim Cumhuriyet Anıtı dikilmiştir.
Yine bizzat Atatürk’ün yönlendirmesiyle Türkiye’nin ilk güzel sanatlar müzesi olan “Resim Heykel Müzesi” 1937 yılında İstanbul Dolmabahçe Sarayı’nda hizmete girmiştir.
Atatürk ve Spor Sevgisi
Atatürk, sanatın yanı sıra kendisinin küçük yaştan beri sevgiyle bağlı olduğu sporun da toplum tarafından sevilmesi ve geliştirilmesi için çaba harcamıştır.
Atatürk bütün spor dallarının gelişmesi için yeni önlemlerin alınmasını istedi. Bu amaçla “Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı” adıyla yeni bir teşkilatın kurulmasına önderlik etti (1922). Bu tarihten itibaren devlet, spor ve sporcuyu destekleme kararı aldı.
Atatürk, diğer alanlarda olduğu gibi küçük yaşta önemini kavradığı spor alanında da öğretmenlerin yetiştirilmesi için önemli çalışmalar yaptı. Bu amaçla Çapa Muallim Mektebinin bünyesinde beden eğitimi bölümünün açılmasını sağladı (1927). Halkevleri bünyesinde spor ve kültür şubeleri kurularak sporun tabana yayılması amaçlandı. Diğer yandan cumhuriyetle birlikte çok değerli hizmetler veren Gazi Eğitim Enstitüsüne bağlı Beden Eğitimi Bölümü kurularak spor yaygınlaştırılmış ve ülkenin ihtiyacı olan beden eğitimi öğretmenleri yetiştirilmiştir.
Atatürk, bütün spor dallarına ilgi duymasına rağmen ata sporumuz olan atlı sporları çok seviyordu. Kendisi de iyi bir at binicisi olan Atatürk, çevresindekileri de bu sporu yapmaları için teşvik etmiş, bu alandaki sporcuları destekleyerek Türk at biniciliğinin gelişmesine yardımcı olmuştur. Zaman zaman at yarışlarını izlemiştir.
Atatürk, dünyanın en eski spor yarışmalarından biri olan olimpiyatlara katılmayı teşvik etmiştir. Bu alanda düzenlenen yarışmalara ilk defa 1924 yılında ülkemiz sporcuları da katılmıştır. Paris Olimpiyatları adıyla bilinen bu yarışmalarda Türk sporcuları atletizm, bisiklet, eskrim, futbol, güreş ve halter dallarında yarışarak dünya spor ve sporcularını yakından tanıma imkânını elde etmişlerdir.
Atatürk, ülkemizde sanatı ve sanatkârı destekleyerek özgür bir ortamın oluşmasını sağlamıştır. Çünkü onun sanatsal faaliyetlerin ancak özgür ortamlarda gelişip toplumları aydınlatacağına inancı tamdı. Atatürk, bütün sanatlara büyük bir önem vermiştir. Yetenekli gençlerimizin devlet bursuyla yurt dışında sanat eğitimi görmelerini sağlamıştır. Resim ve heykel sanatını desteklemek amacıyla, ressam ve heykeltıraşlara modellik yapmıştır. Türk halk ve sanat müziği ile de yakından ilgilenmiş ve sık sık konserlere gitmiştir.
Atatürk, çok yönlü bir insandı. Üstün komuta yeteneklerine sahip bir askerdi. Trablusgarp, Çanakkale, Sakarya ve Dumlupınar’da elde ettiği başarılar onun askerî başarılarının en büyük göstergesidir. Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ile birlikte aralıksız 15 yıl cumhurbaşkanlığı görevinde bulunmuştur. Bu görevi sırasında Balkan Antantı ve Sadabat Paktı’nın imzalanmasında önemli görevler üstlenmiştir.
Atatürk, yapmış olduğu yeniliklerle inkılapçı bir lider olduğunu ortaya koymuştur. Türk milletinin huzuru ve mutluluğu için bir dizi inkılaplar yapmıştır. Hukuk, eğitim, tarih, sanat ve ekonomi alanlarında yaptığı değişim ve yenilikler onun en önemli inkılaplarıdır. Atatürk, bütün yeteneklerini Türk ulusunu çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkarmak için ustaca kullanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder