Menü

ADS

30 Kasım 2014 Pazar

Hz. Muhammed’in ailesinin örnek davranışlarının her biri için bir örnek yazınız

Aşağıda Hz. Muhammed’in ailesinin örnek davranışlarının her biri için bir örnek yazınız.
a. Hz. Muhammed’in ailesinde sevinçler ve sıkıntılar paylaşılırdı. Örneğin
"Peygamberimizin en çok sevdiği kimse, kızı Fatıma idi. O benim evimde bulunduğu sırada el değirmenini çevirmekten elleri nasır bağlamıştı. Tulum ile su taşımaktan boynunda iz kalmıştı. Evi sürekli süpürdüğünden elbiseleri tozlanıyor ve ocağın ateşini yakmaktan elbisesi siyahlaşıyordu. O bu işler neticesinde rahatsız olmuştu. Bu sıralarda Peygamberimizin yanına bir köle getirdiklerini duyduk. Fatıma'ya: “Babanın yanına gidip sana bir hizmetçi vermesini istemez misin?” dedim. Fatıma bu iş için Peygamberin bulunduğu yere gitti, ama Peygamberimiz insanlara konuşuyordu; utanıp sözünü söylemeden geri döndü."

Peygamberimiz ona sıkıntılı zamanlarında şöyle derdi: "Ey Fatıma, dünyanın acılarına sabret ki, ahiretin bol nimetlerine kavuşasın."

Peygamberimiz, insanların sevinç içinde oldukları bayram günlerinde, sevinçlerini birbiriyle paylaşmalarını isterdi. Bayram namazlarına kadın erkek herkes gelir, beraberce namaz kılar, tekbir getirirlerdi. Fakat daha sonra kadınların bayram namazına gitme geleneği kaybolmuştur.

Peygamberimizin ailesinin bayram günlerinde sevinçlerini paylaştıklarıyla ilgili bir örnek şöyledir: Hz. Aişe anlatıyor:

"Bir bayram günü evde def çalıp türkü söyleyen iki kızı seyrediyordum. Peygamberimiz eve geldi ve gidip sedire (divana) uzanıp üzerini örttü. (Dinlenmeye çekildi.) Bu arada babam Ebu Bekir geldi. Def çalan kızları görünce:

"-Bu ne hal, Allah'ın elçisinden utanmıyor musun?" diyerek çıkıştı. Bunun üzerine Peygamberimiz ona:

"Bırak, ilişme..." dedi. Sonra şöyle devam etti: "Her toplumun bir bayramı vardır. Bugün de bizim bayramımız."

Yine bir bayram günüydü. Habeşlilerden bir grup kendi yörelerinin mızrak kalkan oynunu oynuyorlardı. Peygamberimiz bana:

"-Onları seyretmek ister misin?" diye sordu.

"-Evet" dedim. Bunun üzerine yanıma iyice sokularak Habeşlilere:


"-Oyununuza devam edin" dedi. Ben usanıncaya kadar onları izledim."

b. Hz. Muhammed’in ailesinde misafire cömert davranılırdı. Örneğin

Bir keresinde Habeş Kralı tarafından Medine'ye bir heyet gönderilmişti. Peygamberimiz bu heyete bizzat kendisi hizmet etti, onlarla yakından ilgilendi. Bu durum sahabenin (Peygamberimizin dostlarının) hayretine gitti. Peygamberimiz onlara

"-Bunlar bizim arkadaşlarımıza ikram ettiler. İlk muhacirleri hoş karşıladılar. Ben onlara bunun karşılığını bizzat vermek isterim" diyerek cömertliğini ve vefasını göstermiştir.

Peygamberimizin eşi Hz. Aişe hakkında şöyle bir olay anlatılır:

Zamanın halifesi Muaviye,   bin sekizyüz seksen dirhem kıymetinde erzakı hediye olarak Hazreti Aişe validemize göndermişti. Hazreti Aişe, bu erzakın tamamını yoksulara dağıttı. Akşam olunca da hizmetçisi Ümmü Dürre'ye:

— Git biraz ekmek - zeytin al, iftar edelim, dedi. Ümmü Dürre Hazreti Âişe'nin emrini yerine getirdikten sonra:

— Bugün bu kadar erzak dağıttın Ne olurdu, onların tamamını dağıtmasaydın, biraz et alsaydık, bu akşam iftarımızı etli yemekle yapsaydık, dedi.

Hazreti Aişe validemiz, hizmetçisinin durumunu düşünüp


— Keşke önceden söyleseydin, birazcık ayırırdık, dedi

c. Hz. Muhammed’in ailesinde israftan kaçınılırdı. Örneğin

Pegamberimizin ileri yaşında Müslümanlar bolluk ve refaha kavuşmuşlardı. Arabistan yarımadası Müslümanların hakimiyetinde ve Peygamberimizin kontrolü altındaydı. Bununla birlikte Peygamberimiz ve ailesi hiçbir zaman kendileri için saraylar kurdurmamış, özel yemekler yememiş, özel kıyafetler içinde yaşamamışlardır. Sıradan bir insan hangi şartlarda yaşıyorsa Peygamberimiz ve ailesi de aynı durumda yaşamıştır.


Peygamberimiz ve ailesinin sade bir yaşam sürmesinin nedeni, gerçek değerli olan şeyin inançlar ve güzel davranışlar olduğuna inanmaları, kullanılan eşyanın yaşamımızı kolaylaştıran birer araç olduğunu düşünmeleridir. Peygamberimiz insanlara giydikleri elbiselere, içinde oturdukları eve, bindikleri araçlara ve yediklere yemeklere göre değer vermez, inançlarına ve yaptıkları güzel davranışlara göre değer verirdi. Allah katında da değerli olan insanların inançları ve salih amelleridir.

d. Hz. Muhammed’in ailesinde komşuluk ilişkilerine önem verilirdi. Örneğin

Peygamberimiz ve ailesi komşuluk ilişkilerine çok önem verirlerdi. Peygamberimizin bu konuda bizleri uyarıcı bir çok hadisi vardır:

"Allah'a ve ahiret gününe inanan, misafirine ikramda bulunsun. Allah'a ve ahiret gününe inanan, komşusuna iyilikte bulunsun. Allah'a ve ahiret gününe inanan, ya hayır söylesin ya da sussun."

"Cebrail bana komşuya iyilik yapmayı o kadar ısrarla tavsiye etti ki, birbirine mirasçı yapacak sandım."

"Allah katında arkadaşların en hayırlısı, arkadaşlarına en hayırlı olandır. Komşuların en hayırlısı da komşusuna hayırlı olandır."


Hz. Muhammed (s) komşularını ziyaret eder, sevinçli ve üzüntülü zamanlarda yanlarında olurdu. Onların dertleriyle ilgilenmeyi, sahip olduklarını onlarla paylaşmayı görev bilirdi. O şöyle derdi: Komşusu açken kendi tok yatan kimse bizden değildir."

e. Hz. Muhammed’in ailesinde öksüzler ve yoksullar gözetilirdi. Örneğin

"Yetimi sakın ezme Senden bir şey isteyeni sakın azarlama...!" (Duha 9-10)

Peygamberimiz ve ailesinde yoksullar gözetilir, öksüz ve yetimlere ayrı bir önem verilirdi. Onlar, muhtaç olanlara yardım eder, onlardan bir şey isteyenleri boş çevirmemeye çalışırlardı. Bir defasında kızı Fatıma, ev işlerinden yorgun düştüğünü, el değirmeniyle buğday öğütmekten ellerinin şiştiğini belirterek kendisine bir hizmetçi tutmasını istediğinde Peygamberimiz, yoksul ve kimsesizlerin barındığı yeri kastederek:

"-Kızım, henüz Suffe'dekilerin geçimini yoluna koyamadım. bu durumda sana nasıl yardımcı olabilirim? demişti.

Şehit çocukları ve yakınları Peygamber ailesinde çok ilgi görürdü. Sahabeden Beşîr bin Akrebe, henüz çocukken babası Uhut savaşında şehit edilmişti. Peygamberimiz onları evlerinde ziyaret etti. Babası kaybetmiş olan Beşir ağlıyordu. Peygamberimiz onun başını okşayarak:


"Ağlama... Ben baban, Aişe de annen olsun istemez misin?" diyerek onu teselli etti. Çocuğun üzüntüsü sevince dönüştü. Peygamberimizin eşi Hz. Aişe'nin koruması altında birçok yetim vardı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder