ÜNİTE-4 ÇAĞDAŞ TÜRKİYE
YOLUNDA ADIMLAR
SALTANATIN KALDIRILMASI (1 Kasım 1922):
Saltanat: Ülkeyi yönetme hakkının bir hanedanın
elinde olması ve bu yetkinin hanedan üyeleri arasında kullanılmasıdır.
Saltanatın kaldırılma gerekçesi: Lozan'da
toplanacak barış konferansı'na İstanbul ve Ankara hükümetlerinin birlikte
çağırılması.
1 Kasım 1922’de halifelik ve saltanat birbirinden ayrıldı.
Saltanat kaldırıldı.
Saltanatın Kaldırılmasının Sonuçları:
Egemenliğin Türk milleti adına TBMM tarafından
kullanılacağı ortaya konmuştur.
TBMM hükümeti yönetimi tek başına
ele geçirmiştir.
İtilaf devletlerinin Lozan'da Türk
tarafını birbirine
düşürme planları engellenmiştir.
Saltanat ve halifeliğin ayrılmasıyla
halifelik siyasi gücünü kaybetmiştir. Böylece Türkiye devletinin laikleşmesi yolunda önemli bir
adım atılmıştır.
Osmanlı Devleti resmen sona ermiştir.
LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI (24 Temmuz 1923):
Lozan görüşmelerinde Türk devletini Dışişleri Bakanı İsmet Paşa temsil
etmiş, kapitülasyonlar
Ermeni Devleti ve Misakı Milli Sınırları konusunda taviz
vermemiştir.
SEVR ANTLAŞMASI VE LOZAN KARŞILAŞTIRILMASI
GÖRÜŞÜLEN
KONULAR
|
SEVR ANTLAŞMASI
|
LOZAN ANTLAŞMASI
|
İSTANBUL
|
İstanbul, Osmanlı
Devleti'nin başkenti olarak kalacaktır anlaşmaya uyulmazsa şehir Türklerin
elinden alınacak.
|
İSTANBUL SÖZ
KONUSU OLMADI.
|
BOĞAZLAR
|
Müttefik
devletlerin gemileri boğazlardan serbestçe geçecek, Boğazlar uluslararası “Boğazlar
Komisyonu” tarafından yönetilecektir.
|
Boğazlardan
geçişleri başkanı Türk olan “Uluslararası Boğazlar Komisyonu” düzenleyecektir.
Bu durum
boğazlarda Türklerin egemenlik haklarını kısıtlamıştır.
|
DOĞUDAKİ DEVLETLER
|
Doğuda iki
devlet kurulacaktır. (Ermenistan, Kürdistan)
|
Doğuda kurulması
düşünülen iki
yeni devlet Lozan'da yer almadı.
|
İŞGALLER
|
İzmir, Ege, Doğu
Trakya, Yunanistan'a verilecekti.
Antalya ve Konya
İtalyanlara verilecek. Irak, Arabistan İngiltere'de kalacak, Adana, Sivas,
Malatya, Suriye, Fransa ya verilecekti.
|
Türkiye Irak sınırı Türkiye ile
İngiltere arasında yapılacak görüşmelere göre çizilecek
|
KAPİTÜLASYONLAR
|
Kapitülasyonlardan
müttefik devletler yararlanacaktı.
|
Kapitülasyonlar kaldırıldı.
(Böylece ekonomik siyasi ve hukuksal alanlardaki
gelişmeleri engelleyen unsurlar ortadan kaldırıldı.)
|
ORDU
|
Türk ordusunun
asker sayısı ve savaş teçhizatı sınırlandırılacaktır.
|
Ordu ile ilgili
hiçbir sınırlama
getirilmedi.
|
AZINLIKLAR
|
Gayrimüslimlere
çok geniş haklar tanınacaktır.
|
Ülkede yaşayan gayrimüslimler
Türk vatandaşı sayılacaktı. Böylece
Avrupalıların iç işlerimize karışması önlenmiştir.
|
BİLGİ NOTU:
Lozan'da Irak
sınırı (Musul sorunu), Suriye sınırı (Hatay sorunu) çözülemeyen sorunlardandır.
Yunanistan
savaş tazminatı
olarak Karaağaç kasabasını
Türkiye'ye
vermiştir.
Lozan
Antlaşması'nın önemi:
Kurtuluş Savaşı ile kazanılan askeri
zaferler Lozan Anlaşması ile siyasi zafere dönüşmüştür.
Yeni Türk devletinin bağımsızlığı tüm dünyaya
duyurulmuştur.
Sevr geçersiz hale gelmiş, Irak sınır hariç Misakı Milli
büyük oranda gerçekleşmiştir.
İtilaf Devletleri İstanbul'u boşaltmış, böylece Atatürk'ün “Geldikleri
gibi giderler.” sözü gerçekleşmiştir.
Sevr Antlaşması milletimize yaşama hakkı tanımayan
antlaşmaydı. Lozan
devletlerin eşitliği prensibine göre imzalanmıştır.
İZMİR İKTİSAT
KONGRESİ (17 Şubat-4 Mart 1923):
Toplanma amacı: Ekonomik bağımsızlığı ve
kalkınmayı gerçekleştirmek ulusal bir ekonomi kurmak.
Katılan kişiler: İşçi, çiftçi, tüccar, sanayici,
toplam 1135 kişi.
Kongre sonucu: Misak-ı İktisadi (ekonomi andı) belgesi kabul
edildi.
Kongrede Alınan Kararlar:
Hammaddesi yurt içinden temin edilen
sanayi dalları kurulmalıdır.
El işçiliğinden fabrika ve büyük işletmeye
geçilmelidir.
Özel sektörün gerçekleştiremeyeceği
yatırımları devlet gerçekleştirecek.
İşletmelere kredi sağlayacak bankalar
kurulacak.
Sanayi teşvik edilecek.
Yerli malı kullanılması ve tasarruf
özendirilecek.
ANKARA'NIN BAŞKENT OLMASI (13 Ekim 1923):
Nedenleri:
27 Aralık 1919’dan itibaren temsil
heyetinin milli mücadeleyi yönettiği merkez olması
TBMM’nin Ankara'da açılması ve Kurtuluş
Savaşı ile ilgili kararların Ankara'da alınması
Türkiye'nin ortasında olması, askeri ve
siyasi yönden güvenli konumda olması
Atatürk'ün tarih bilgisine göre şehrin
cumhuriyetin merkezi olarak görmesi
CUMHURİYETİN İLANI
(29 Ekim 1923)
Sebepleri:
ü Mustafa
Kemal'in egemenliğe cumhuriyete inanan bir lider olması
ü Cumhuriyet
rejiminin çağdaş toplum oluşturmaya imkan sağlaması
ü Fethi
Bey hükümetinin istifa etmesinin üzerine yeni hükümet kurulamaması, yönetim boşluğu
olması
Sonuçları:
Yeni Türk devletinin yönetim şekli belirlendi.
(Cumhuriyet)
Mustafa Kemal'in oybirliğiyle
cumhurbaşkanı seçilmesi ile devlet başkanı sorunu çözümlendi. (Cumhurbaşkanı)
Hükümet bunalımının yaşanmasını
engelleyecek kabine
sistemine geçilmiştir.
BİLGİ NOTU: Cumhuriyetin ilanından sonra ilk cumhurbaşkanı Mustafa
Kemal; ilk başbakanı İsmet İnönü; İlk TBMM Başkanı Fethi Okyar olmuştur.
BİLGİ NOTU: Mustafa
Kemal milli mücadelenin devam ettiği dönemde rejim sorunu yaşanmaması için
koşullar oluşmadığından devletin yönetim biçimini açıklamayı sonraya
bırakmıştır.
Demokrasi: Vatandaşların geniş haklara sahip
olduğu, devlet yönetimine eşit olarak katılabildiği, görevli ve siyasi
liderlerin seçimle belirlendiği, hukuk kurallarına bağlı siyasi sistemdir.
Cumhuriyet: Egemenliğin millete ait olduğu,
hakkını seçtiği milletvekilleri aracılığıyla kullandığı, yönetim şeklidir.
Kabine Sistemi: Cumhurbaşkanının başbakanı atadığı,
başbakanın da bakanları seçerek güven oyu aldığı sistemdir. Bundan önce meclis
hükümeti sistemi uygulanmıştır, bu sistemde meclis başkanı hükümetin de
başkanıdır.
3 MART 1924 TARİHİNDE YAPILAN YENİLİKLER:
1-Tevhidi Tedrisat Kanunu (eğitim-öğretim birliği):
v Tevhidi
Tedrisat kanunu ile tüm okullar MEB’e bağlanarak eğitim öğretimde birlik
sağlandı.
v Medreseler
kapatılarak kültür birliği sağlandı.
v Kız-erkek
aynı sınıfta okuyarak karma eğitime geçildi.
v Okul
sayısı artırıldı ve okur-yazar oranı arttı.
v İlköğretim
zorunlu hale getirilerek ücretsiz eğitim sağlandı.
2- Şeriyye ve Evkaf Vekaletinin Kaldırılması: Şeriyye(din
işleri) ve Evkaf Vekaleti(vakıf işleri) kaldırılarak yerine Diyanet İşleri
ve Vakıflar Genel Müdürlüğü kuruldu.
3- Erkan'ı Harbiye (Savaş Bakanlığı)’nın kaldırılması:
Erkan'ı Harbiye kaldırılarak yerine Genelkurmay Başkanlığı kuruldu.
4- Halifeliğin kaldırılması:
Halifeliğin Kaldırılmasının Sonuçları:
Laik devlet
düzeninin kurulmasında en önemli adım atılmıştır.
Çağdaşlaşma
ve modernleşme ile ilgili inkılaplar hızlanmıştır.
Eskiye
dönüş sona ermiş, ulusal egemenlik anlayışı pekişmiştir.
Akıl
ve bilim öncülüğünde toplum ve devlet düzeni oluşturma imkanı artmıştır.
ÇOK PARTİLİ HAYATA GEÇİŞ DENEMELERİ KURULAN PARTİLER
1- Halk Fırkası: (9 Eylül 1923)
Temeli Sivas kongresinde oluşturulan Anadolu ve Rumeli
müdafaa-i Hukuk Cemiyetine dayanan Halk Fırkası'nı 9 Eylül 1923’te Mustafa
Kemal kurdu.
Cumhuriyetin ilanından sonra Cumhuriyet Halk Fırkası adını aldı.
1950 yılına kadar ülkeyi yönetmiştir. Cumhuriyet tarihinin ilk siyasi partisidir.
2- Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası: (17 Kasım 1924-3 Haziran
1925)
Kazım Karabekir, Rauf Orbay, Ali Fuat Cebesoy, Refet Bele
ve Adnan Adıvar tarafından kurulmuştur. Başkanı Kazım Karabekir’dir. Eğitimde milliliği, ekonomide
liberalizmi savunmaktadır. Ülkemizin ilk muhalefet partisidir.
Parti programında “dini inanç ve esaslara saygılıdır.” ifadesinin
vurgulanması inkılap karşıtlarının partide yer almasına neden oldu. Parti
faaliyetleri ve bazı üyelerin “Şeyh Sait İsyanı” ile ilgili oldukları tespit
edilince 3 Haziran 1925’te parti kapatıldı. Böylece çok partili hayata geçiş denemesinin
ilki başarısız oldu.
3- Serbest
Cumhuriyet Fırkası: (12 Ağustos 1930-17 Kasım 1930)
Dünyadaki ekonomik bunalımın ülkemizi de etkilemesi
üzerine Atatürk'ün teklifi ile Paris Büyükelçisi Fethi Okyar tarafından kuruldu.
Cumhuriyet ve inkılap karşıtlarının partinin kuruluş
amaçlarından saptığını gören Fethi Okyar kendi isteğiyle partiyi kapattı.
Çok partili hayata geçiş için iki kez deneme yapılmış, ikisi
de başarısız olmuştur. Bu durum toplumun henüz çok partili hayata geçiş için
hazır olmadığını gösterir.
Şapka ve Kıyafet İnkılabı: (25 Kasım 1925)
Osmanlı'da kılık kıyafette birlik yoktu. Mustafa Kemal
çağdaş toplumların kıyafetinin giyilmesini istiyordu. Fes yerine şapka,
giyilmesine istiyordu. Şapkayı tanıtmak için Kastamonu'ya seyahate çıktı. 25
Kasım 1925’te “Şapka Giyilmesi Kanunu” kabul edildi. Böylece kıyafette yapılan değişiklikle Türk
toplumunu çağdaş bir görüntüye kavuşturdu ve giyim kuşamda birlik sağlandı.
Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması: (30 Kasım 1925)
Tekke: Tarikatların ibadet yapıp toplantı yaptığı
yere tekke denir.
Zaviye: Tekkeden küçük ibadet yerlerine zaviye
denir.
Osmanlı'nın son döneminde asıl amacından uzaklaşmıştı,
işsiz güçsüzlerin toplandığı, fal ve büyü bakılan yerlere dönüşmüştü. Halkın
dini duyguları istismar edildi. Bu sebeple tekkeler kapatıldı. Kanunla birlikte şeyh, derviş, baba,
mürit, dede gibi ünvanların kullanılması yasaklandı. Böylece hem toplumsal alanda laiklik, hem de
insanlar arasında birlik, beraberlik düşüncesi güçlendi.
Uluslararası Takvim Saat Rakam ve Ölçülerde Yenilik:
Osmanlı'da kullanılan takvim, saat ve rakamlar farklıydı.
Hatta bazı ölçü ve tartı birimleri ülke içinde dahi farklıydı.
Yeni kurulan Türk devletinin diğer devletlerle uluslararası ilişkilerini
kolaylaştırmak ve toplumda ikiliğe neden olan bu durumu düzenlemek için
1 Ocak 1926 tarihindeki kanunla hicri ve rumi takvim kaldırılarak miladi takvim
kabul edildi. Alaturka saat yerine uluslararası saat uygulanmaya başladı.
20 Mayıs 1928’de kabul edilen yasa ile uluslararası
rakamlar kullanmaya başlandı.
26 Mart 1931’deki ölçü kanunu ile arşın, okka, endaze
gibi bölgeden bölgeye değişen birimler yerine ağırlık ölçüsü olarak kilogram;
uzunluk birimi
olarak metre kabul edildi.
Tüm bu değişikliklerle uluslararası ilişkiler düzenlendi ve
ülkede birlik sağlandı.
ANAYASALAR:
1921 Anayasası: Teşkilatı Esasiye adıyla yapılan ilk
anayasadır. İlk defa millet yönetimde söz sahibi olmuştur. Yasama
yürütme yargı TBMM'ye verilerek güçler birliği ilkesi uygulanmıştır.
1924 Anayasası: En uzun süren anayasadır. Atatürk'ün
yaptığı tüm inkılaplar bu anayasada yer almıştır. 1928 yılında “devletin dini İslam'dır.” ibaresi
anayasadan çıkarılmış, 1937’de laiklik ilkesi anayasaya girmiştir.
1961 Anayasası: Değişen şartlara göre yeniden
yapılmıştır.
1982 Anayasası: Şu anda yürürlükte olan anayasadır.
İlk 3 maddesi değiştirilemez, değiştirilmesi
teklif dahi edilemez.
Türk Medeni Kanunu: (17 Şubat 1926)
Osmanlı'da 1926 yılına kadar kullanılan Mecelle
artık ihtiyaçları karşılamadığı için Türk toplumuna uygun İsviçre Medeni Kanunu alındı.
Medeni Kanunun Sonuçları:
Çok
eşle evlilik yasaklandı.
Resmi
nikah zorunluluğu getirildi.
Miras
ve şahitlikte kadın erkek eşitliği sağlandı.
Kadına
da mülkiyet ve boşanma hakkı tanındı.
BİLGİ NOTU: Medeni Kanunla
kadınlara siyasi hak verilmemiştir.
Şeyh Sait İsyanı: (13 Şubat 1925)
Lozan'da Musul sorununun çözümü sonraya bırakılmıştı. İngiltere Musul petrol
bölgesi olduğu için vermek istemiyordu. Musul meselesi görüşülürken
içte rejim düşmanları, dışta İngiltere'nin desteği ile Şeyh Sait İsyanı çıktı. “Din elden
gidiyor.” diyerek ayaklanma yapıldı.
Ayaklanmaları bastırmak için “Takrir-i Sükun” (Huzur ve güvenliği sağlama) Kanunu
çıkarıldı. Ayaklanma bastırılarak elebaşları “İstiklal Mahkemeleri”nde yargılandı.
İsyanın Sonuçları:
Cumhuriyet
rejimine karşı ilk büyük tehlike önlendi.
Ordu
bu sorunla uğraştığı için Musul sorunu İngilizlerin istediği gibi sonuçlandı.
Terakkiperver
Cumhuriyet Fırkası kapatıldı.
BİLGİ NOTU: Şeyh Sait İsyanı tüm ülkeye yayılmaya
çalışılmış, Türk inkılabına karşı yapılmış bir harekettir. Amaç: Cumhuriyeti yıkıp saltanat ve hilafeti
geri getirmektir.
Kabotaj Kanunu: (1 Temmuz 1926)
Kabotaj: Bir ülkenin denizlerinde yolculuk ve yük
taşıma hakkının sadece o ülke vatandaşlarına ait olmasıdır.
Ülkemizde ticaret Cumhuriyet öncesinde gayrimüslimlerin
elindeydi, cumhuriyetin ilanıyla Türklerin ticarette etkin olması için 1 Temmuz
1926’da “Kabotaj
Kanunu” çıkarıldı. Böylece Türk karasularında Türk vatandaşı ve Türk bayrağı
taşıyan gemiler ticaret hakkını elde etti.
1 Temmuz her yıl ülkemizde “Denizcilik Bayramı” olarak kutlanır.
Mustafa Kemal'e Suikast Girişimi:
Yapılan inkılaplar yeni rejim ve Mustafa Kemal'den rahatsız
olanlar Mustafa Kemal’i ortadan kaldırmak için suikast girişiminde
bulundular.
İzmir gezisinde suikast düzenlemek istediler. İzmir'e bir
gün geç gelince plan ortaya çıktı. Suikastçılar yakalanarak İstiklal Mahkemelerinde
yargılandı.
Olay duyulunca tüm ülkede mitingler düzenlendi. Halk Mustafa
Kemal ve inkılaplara sahip çıktı.
Mustafa Kemal suikasti öğrenince “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak
olacaktır. Ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” demiştir.
NUTUK:
Mustafa Kemal 15 Ekim 1927’de TBMM büyük salonunda CHP
üyelerine 6 gün süren bir konuşma yapmıştır.
1919-1927 yılları arasındaki gelişmeleri anlatmıştır. Bu
konuşmadan sonra Nutuk, Büyük Nutuk, Söylev adıyla basılmıştır.
Bu eser Osmanlı'nın son dönemi, Milli Mücadele ve Türkiye
Cumhuriyeti'nin kuruluşunu anlatan olaylar birinci ağızdan aktarılmıştır.
Nutuk 1919 senesi Mayıs ayının 19. günü Samsun'a çıktım
cümlesi ile başlar. Gençliğe Hitabe ile sona erer.
Nutuk niçin yazıldı?
Türk gençlerine yol göstermek, milli varlığımızın
geçmişine ve geleceğine ışık tutmak için yazılmıştır.
Olayları belgelere dayandırarak Türk milletinin var olma
mücadelesini, herkes
birinci ağızdan örnek alsın diye yazılmıştır.
Harf İnkılabı:
Harf İnkılabının Sebepleri:
Arap
alfabesinin halk tarafından öğrenilmesi ve anlaşılmasının zor olması
Eğitim
ve kültür alanındaki çalışmaların gelişmesinde dilin önemli etkisinin olması
Türkçenin
zengin bir bilim haline getirilmek istenmesi
Harf inkılabının Sonuçları:
Okuma
yazma oranı ve basılan kitap sayısı artmıştır.
Kültürel
gelişmelere, ortak bir konuşma dilinin oluşmasına kültür ve dilin gelişmesine
katkı sağlamıştır.
BİLGİ NOTU: 1 Kasım 1928’de kabul edilen kanunla
Arap harfleri yerine Latin alfabesi kabul edildi. 24 Kasım 1928 tarihinde
Mustafa Kemal'e “başöğretmenlik” ünvanı verildi ve 24 Kasım her yıl Öğretmenler Günü
olarak kutlanmaktadır.
Millet Mekteplerinin Açılması: (1 Ocak 1929)
Yeni harfleri öğretmek ve okuryazar oranını artırmak amacıyla
millet mektepleri açıldı. 16-45 yaş arası vatandaşlara kurslar
düzenlendi. Yeni harfler bir yıl içinde Türk halkı tarafından benimsendi.
Tarih Alanında Çalışmalar:
---- 1930’da “Türk Tarih Heyeti” oluşturulmuş, bu
heyet kitapları Türkçeye çevirmiş, Türk tarihini bilimsel bir şekilde
incelenmiştir. Sonuçta “Türk Tarihinin Anahatları” ve okullar için dört
ciltlik “Tarih Kitabı”
hazırlanmıştır.
---- 15 Nisan 1931’de “Türk Tarih Tetkik Cemiyeti”
kurulmuştur. Bu kurum Türk milletinin tarihe, uygarlığa katkıları üzerinde
çalışmaya başlamıştır. 1935’te cemiyetin ismi “Türk Tarih Kurumu”
yapılmıştır.
---- Ankara'da üniversitelerin bilimsel çalışması
için “Dil ve Tarih
Coğrafya Fakültesi” kurulmuştur.
Dil Alanındaki Çalışmalar:
---- 2 Temmuz 1932’de “Türk Dili Tetkik Cemiyeti” (Türk
Dil Kurumu) kurulmuştur.
---- 1934’te “İkinci Dil Kurultayı'nda” yabancı kelimeler
atılarak dilimiz sadeleştirilmiştir.
---- 1936-1937’de Arapça Geometri terimlerini yerine
Türkçe terimlerinin kullanıldığı “Geometri Kılavuzu” adlı kitap yazmıştır.
Atatürk 1938’de hazırladığı vasiyetnamede Türk Dil Kurumu
ve Türk Tarih Kurumu'na Türkiye İş Bankası hisselerinden eşit pay ayırmıştır.
1.2.3.4.ÜNİTELER SİYASİ OLAYLAR KRONOLOJİSİ
TARİH
|
OLAY
|
30 Ekim 1918
|
Mondros Ateşkes Antlaşması
|
18 Ocak 1919
|
Paris Barış Konferansı
|
15 Mayıs 1919
|
İzmir’in İşgali
|
19 Mayıs 1919
|
Mustafa Kemal’in Samsuna Çıkışı
|
22 Haziran 1919
|
Amasya Genelgesi
|
23 Temmuz-7 Ağustos 1919
|
Erzurum Kongresi
|
4-11 Eylül 1919
|
Sivas Kongresi
|
20-22 Ekim 1919
|
Amasya Görüşmeleri
|
27 Aralık 1919
|
Temsil Heyetinin Ankara’ya Gelişi
|
28 Ocak 1920
|
Misak-ı Milli
|
16 Mart 1920
|
İstanbul’un İşgali
|
23 Nisan 1920
|
TBMM’nin açılması
|
10 Ağustos 1920
|
Sevr Barış Antlaşması
|
1 Kasım 1922
|
Saltanatın Kaldırılması
|
24 Temmuz 1923
|
Lozan Barış Antlaşması
|
29 Ekim 1923
|
Cumhuriyetin İlanı
|
3 Mart 1924
|
Halifeliğin Kaldırlması
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder