FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ
2.ÜNİTE :MADDENİ DEĞİŞİMİ VE TANINMASI
KONU ÖZETİ
KONULAR
A. Su Hâlden Hâle Girer
B. Isı ve Sıcaklık
C.
Isı Maddeleri Etkiler
D. Maddenin Ayırt Edici Özellikleri
Yağmur
1- Deniz, göl ve akarsularda bulunan su, Güneş'in etkisiyle buharlaşır.
2- Göğe yükselen su buharı atmosferde soğuk hava tabakasına rastlayınca
küçük su damlacıklarına dönüşür. Su damlacıkları bulutları oluşturur.
3- Bulutların içinde bulunduğu hava soğursa binlerce damlacık birleşerek
su damlalarını oluşturur. Gittikçe su damlaları büyür, ağırlaşır ve yağmur
olarak yeryüzüne iner.
Kar
Bulutların içinde bulunduğu hava çok soğuk olursa küçük su tanecikleri,
su damlacıklarını oluşturamadan donar. Buz kristallerine dönüşür. Bulutlardaki
su damlacıkları buz kristallerine değdiğinde donar ve diğer taneciklerle
birleşerek büyür. Ağırlaşan damlacıklar bulut tarafından tutulamaz ve kar
olarak yeryüzüne iner.
Bulutlarda oluşan su damlacıkları çok soğuk havalarda donarak rüzgârın
etkisiyle bulut içinde hareket eder. Gittikçe büyüyerek ağırlaşır ve dolu
olarak yeryüzüne iner.
Not: Bulutların
bulunduğu bölgedeki hava sıcaklığına bağlı olarak su damlacıkları yağmur,
kar ya da dolu olarak yeryüzüne iner.
Sis
Nemli havadaki su buharı, yeryüzüne yakın yerlerde küçük su
damlacıklarına dönüşür. Bu küçük su damlacıkları, bazı günler gözlemlediğimiz
sis olayını meydana getirir. Sisle birlikte çiy de görülür. Havadaki
nem soğuk yüzeylere çarptığında su damlacıklarına dönüşerek çiyi oluşturur. Çok
soğuk havalarda su damlacıkları donarak kırağıyı oluşturur.
Not: Su, doğada su
buharı, su damlacıkları ve buz kristalleri biçiminde bulunur.
Su Döngüsü
Yeryüzü suları,
Güneş'in etkisiyle buharlaşarak yükselir ve bulutları oluşturur. Bulutlardaki
su damlacıkları havanın sıcaklığına göre yağmur, kar ya da dolu olarak tekrar
yeryüzüne iner. Suyun hâl değiştirerek yeryüzü ile atmosfer arasındaki bu
dolanımına su döngüsü denir.
Yeryüzünden
buharlaşan su, yağışlarla geri döner. Bu sayede doğadaki su dengesi korunur.
Toprağa sızan suların bir kısmı yer altı sularına karışır.
Suyun buharlaşması
ve yağışlarla geri dönmesi mevsimlere göre değişiklik gösterir. Yaz
mevsimlerinde buharlaşma fazla olduğu için yüzey sularındaki su miktarı azalır.
Bahar mevsiminde
ise karların erimesi ve yağmurların çok yağmasıyla akarsular ve
akarsuların döküldüğü deniz ve göllerin su seviyeleri yükselir.
Su döngüsünün
gerçekleşmesini sağlayan enerji Güneş'ten gelir. Erinç'in yaptığı deneyde kullandığı
ispirto ocağının Güneş'i temsil ettiğini hatırlayalım. Su döngüsünün
gerçekleşmesi için buharlaşmanın meydana gelmesi gerekir. Güneş, yeryüzündeki
suyu buharlaştırarak su döngüsünün devamını sağlar.
Temel
Isı Kaynağımız
Güneş, yeryüzünün
ısı ve ışık kaynağıdır. Yağmur, kar, dolu, rüzgâr vb. hava olayları
Güneş'in ısı etkisiyle gerçekleşir.
Evleri, iş
yerlerini ısıtmak için kullandığımız kömür, fuel-oil vb. yakıtlar, taşıtların
çalışmasını sağlayan petrol ürünleri Güneş'in etkisiyle oluşmuştur. Biz bu
maddelerde depolanmış Güneş enerjisini kullanırız.
Yel
değirmenlerinde, barajlarda elektrik üretilmesini sağlayan enerjilerin kaynağı
da Güneş'tir.
Bitkiler, güneş
ışığını kullanarak besin üretir. Vücudumuz için gerekli olan enerjiyi
besinlerden alırız. Dolayısıyla yediğimiz bu besinlerdeki enerjinin kaynağı da
Güneş'tir.
Yeryüzündeki bütün
enerjilerin kaynağı Güneş'tir.
Güneş
Enerjisi Yeryüzüne Nasıl Ulaşır ?
Ayşe, aynı
büyüklükteki cam bardaklara eşit miktarda su koydu. Bardakların içine birer
termometre koyarak bardakları bahçedeki masanın üzerine yerleştirdi.
Bardaklardan birini bir tahta kutunun gölgesine, diğerini ise güneş gören bir
yere koydu. II. bardaktaki termometreyi beyaz bir kâğıtla kaplayarak Güneş'in
ısısından korudu. Bir süre sonra II. bardaktaki termometrenin sıcaklığının
arttığını gözlemledi. Güneş ışınları bardaktaki suyu ısıtmıştı. I. bardaktaki
termometrenin sıcaklığında ise önemli bir değişiklik olmadı.
Bu olay gösteriyor ki Güneş yeryüzünü ışınlarla
ısıtır. Güneş ışınları ulaşan maddeler ısınır. Güneş enerjisi, ısı
enerjisine dönüşerek Dünya'mızı ısıtır.
Güneş
Enerjisinden Nasıl Yararlanırız?
Birçok enerjinin
kaynağı olan Güneş'in enerjisi, etrafa ışınlarla yayılır. Güneş'in
yaydığı enerjinin çok az bir kısmı Dünya'mıza ulaşır.
Güneş ışınları her
cisimde farklı ısınma meydana getirir. Koyu renkli cisimler, açık renkli
cisimlerden daha çok ısınır.
Rafet, aynı
büyüklükteki kutulardan birini siyah, diğerini beyaz renkli kâğıtla kapladı.
Kutuları delerek ikisine de birer termometre koydu. Kutuları güneş alan bir
yere yerleştirdi. Termometrelerin güneş ışınlarıyla ısınmasını önlemek için
üzerlerine kupa geçirdi. Bir süre bekleyip termometrelerin sıcaklığını
incelediğinde siyah kutudaki termometrenin daha çok ısındığını gördü.
Bu nedenle kışın koyu, yazın açık renkli
giysiler giyeriz. Koyu renkler güneş ışınlarını emer ve bizi daha çok ısıtır.
Güneş ışınları,
yeryüzüne ulaştığında toprağı ve suyu ısıtır. Toprak ve su da etrafındaki
havayı ısıtır. Hava bulutluyken de güneş ışınları yeryüzünü ısıtır ancak
bulutlar ışınların yere ulaşmasını engeller.
Günümüzde güneş
enerjisinden yararlanmak için birçok yöntem geliştirilmiştir.
Güneş enerjisinden
çoğunlukla ısıtma amacı ile yararlanılır. Ülkemizde de çok yaygın kullanılan güneş
panelleri güneş ışınlarıyla ısıyı toplar. En çok sıcak su elde etmek için
kullanılır. Bu düzeneklerde olduğu gibi güneş enerjisi ısı enerjisine dönüşür.
Güneş enerjisinden
elektrik elde etmek için kullanılan güneş
pilleri birçok Ol cihazın çalıştırılmasında ucuz enerji sağlar.
Hesap makinesi, saat, fotoğraf makinesi ve uzay araçlarında güneş pilleri
kullanılır.
Güney Amerika'da
yiyeceklerin pişirilmesinde güneş fırınları kullanılır. Güneş enerjisi ısı
enerjisine dönüştüğü için ısınan fırında yiyecekler pişer.
B.
ISI VE SICAKLIK
Isınma
ve Soğuma
Çorba servisi için
masaya koyduğumuz kâseyi rahatlıkla tutarız. Kâseye kaynamakta V olan
tencereden çorba koyduğumuzda kâseyi tutamayız. Kâse sıcak çorbanın etkisiyle
ısınır. Bir süre beklediğimizde çorbanın soğuduğunu fark ederiz.
Farklı
sıcaklıktaki iki madde birbirine temas ettiğinde sıcaklığı yüksek olan soğur, düşük
olan ise ısınır,
Buzdolabından
çıkardığımız soğuk suyu bardağa doldurduğumuzda bardağın soğuduğunu dokunarak
anlayabiliriz. Bir süre sonra su da ısınmaya başlar. Su bardaktan ve ortamdan
ısı aldığı için ısınmıştır.
Isı
Alışverişi Nasıl Gerçekleşir?
Umut, içmek için
ısıttığı süt çok ısınınca soğutmak istedi. Bunun için sıcak süt olan bardağı
soğuksu dolu kabın içine yerleştirdi. Bir süre sonra sütün soğuduğunu, kaptaki
suyun ısındığını fark etti.
Çünkü süt ısı
verdiği için soğumuş, su da ısı aldığı için ısınmıştır. Sıcaklıkları
farklı bu iki madde arasında ısı alışverişi olmuştur.
Umut ısı
alışverişini daha iyi anlamak için bir deney yapmaya karar verir. Bir bardağa
buz doldurarak içinde musluk suyu bulunan kabın içine koyar. Bardağa ve kaba
birer termometre yerleştirerek sıcaklıklarını ölçer.
- Buz dolu bardağın sıcaklığı, kaptaki suyun sıcaklığından
düşüktür.
- Bir süre sonra bardaktaki termometrede sıcaklık
yükselirken kaptakinin sıcaklığı düşmektedir.
- Soğuk olan ısı almakta, sıcak olan ısı vermektedir.
- Isı akışı, sıcaktan soğuğa doğru olmaktadır,
- Her iki termometrenin sıcaklığı eşit duruma gelmiştir.
Demek ki ısı alışverişi tamamlanmıştır.
- Isı alışverişi maddelerin sıcaklıkları eşitlenene kadar sürer.
Hangi Durumda Daha Çok
Isınır?
Meliha ile Yahya,
eşit miktardaki sıvıların ısıtıldığı süre ile sıcaklık artışı arasında bir
ilişki olup olmadığını anlamak için bir deney yaptılar.
Eşit büyüklükte
iki behere üç yüzer mililitre su koydular. Beherleri iki ayrı ispirto ocağında
ısıttılar.
Yahya suyu 3
dakika,
Meliha ise 10
dakika ısıttı. Meliha'nın ısıttığı suyun sıcaklığı, diğerinden fazlaydı.
Not: Uzun süre ısıtılan maddeler daha çok ısı alır. Daha çok ısı
alan maddelerin sıcaklıkları da daha çok artar
Sütü sıcak
olmasını istediğimizde daha çok ısıtırız.
Isı
ve Sıcaklık Farklıdır
Suna, bir
çaydanlık ve cezveyi su ile doldurdu. Bunları ocağın aynı miktarda ısı
veren bölümlerine koyarak 5 dakika ısıttı. Çaydanlığın ve cezvenin
sıcaklıklarını ölçtüğünde cezvedeki suyun sıcaklığının daha yüksek olduğunu
gördü.
Eşit miktarda ısı
almalarına rağmen miktarı az olan sıvının sıcaklık artışı daha fazla oldu.
Buradan anlıyoruz ki ısı ve
sıcaklık farklı kavramlardır.
Aynı büyüklükteki
iki bardağa eşit miktarda buz koyalım. Bardaklardan birine yarısına kadar sıcak
su koyalım. Her iki bardağa da konulan suyun sıcaklığı eşit olmasına rağmen çok
su konulan kaptaki buzlar daha çabuk erir. Bardaklara konulan suların sıcaklıkları
eşit, ısıları farklıdır. Miktarı çok olan suyun enerjisi fazla olduğu için
ısısı fazladır.
Not: Isı bir enerji türüdür. Sıcaklık termometre ile
ölçülen değerdir. Bir bardak suyun ısı enerjisi vardır. Termometre kullanarak
bu bardaktaki suyun sıcaklığını ölçeriz.
Termometrede
sıcaklık derece selsiyus olarak ölçülür ve °C ile gösterilir. °C
ile ifade edilen kavramlar sıcaklıktır. "Bugün havanın ısısı 26
°C'tur." kullanımı yanlıştır. 26 °C olan havanın ısısı değil,
sıcaklığıdır.
Not: Isı ve sıcaklık farklı kavramlar olduğu için birbirinin
yerine kullanılamaz.
Sıcaklıkları
farklı iki madde arasındaki ısı alışverişinde sıcak olandan soğuk olana ısı
enerjisi akar. Isı bir madde değildir. Isınan maddelerin kütlesi artmaz.
Yanan maddeler
çevrelerine ısı verir. Yanan odunların üzerinde yemek pişirebilir, su
kaynatabiliriz. Bu maddelerdeki kimyasal enerji ısı enerjisine dönüşür.
Not: "Yalnızca yanan
ya da sıcak olan maddelerin ısı enerjisi vardır." düşüncesi yanlıştır.
Soğuk olarak düşündüğümüz maddelerin de ısı enerjisi vardır. Ancak sıcaklıkları
düşüktür.
Isı
Elde Etmek İçin Hangi Yakıtları Kullanırız?
Evlerimizi
ısıtmak, sıcak su elde etmek ve yemek pişirmek için gerekli olan ısı enerjisini
çeşitli yakıtlardan elde ederiz. Bunlar çoğunlukla doğal gaz, tüp gaz
(petrol gazı), odun ve kömürdür. Bunların dışında ısı elde etmek için
elektrik enerjisinden de yararlanırız.
Isı elde etmek
için kullandığımız yakıtları bir kavram haritasında gösterelim.
Tüm Enerjilerin Kaynağı Güneş'tir
1.
Elektrik enerjisi, hidroelektrik santrallerinde
suyun tribünleri döndürmesi sonucu elde edilir. Akarsulardaki su, güneş
enerjisinin etkisiyle gerçekleşen su döngüsü ile oluşur. O hâlde elektrik
enerjisinin kaynağı güneş enerjisidir.
2.
Fosil yakıtlar olarak da adlandırılan petrol, kömür
ve doğal gaz canlı kalıntılarından oluşmuştur. Canlı kalıntılarına ve izlerine
fosil denir.
Kömür, milyonlarca yıl önce bataklıklara gömülen
büyük ağaçların üst üste sıkışması ve ısının etkisiyle kömürleşmesi sonucu
oluşmuştur.
Petrol ve doğal
gaz ise küçük deniz
canlılarının kalıntılarından oluşmuştur. Bu kalıntılar milyonlarca yıl boyunca
çamur ve kayaların altında gömülü kalır. Üzerlerindeki ağırlık ve yüksek
sıcaklık canlı kalıntılarını petrol ve doğal gaza dönüştürür.
Sonuç olarak,
bitki ve hayvan atıklarından oluşan fosil yakıtların kaynağı da güneş
enerjisidir.
Fosil yakıtlar,
yenilenemeyen enerji kaynakları olduğu için dikkatli kullanılmalıdır.
Odun hâlâ dünyanın
birçok yerinde ısınmak, yemek pişirmek ve aydınlanmak için yakıt olarak
kullanılır, insanlar odun elde etmek için ağaçları kestiğinden yakıt olarak
odun kullanılması ormanların azalmasına ve ormandaki canlıların zarar görmesine
neden olur.
3.
Besinler de insanların vücut ısılarını korumak ve
yaşamsal faaliyetlerini sürdürmek için kullandıkları yakıttır. Bitkiler güneş
enerjisini kullanarak besin üretir. Dolayısıyla vücudumuzda ürettiğimiz,
hareket etmemizi ve organlarımızın çalışmasını sağlayan enerjinin asıl kaynağı
besinlerde depolanan güneş enerjisidir.
*
Bir
bitki olan şeker pancarından elde edilen ispirto da deneylerde
kullandığımız bir sıvı yakıttır.
*
Bitki
ve hayvan atıklarının karıştırılıp havasız yerde bekletilmesiyle ısıtma ve
aydınlatma kullanılan biyogaz elde edilir.
*
Son
yıllarda atık yağların işlenmesiyle elde edilen biyodizel, taşıtlarda yakıt
olarak kullanılmaktadır.
Hayvansal yağların
yanı sıra mısır ve Ayçiçek yağlarından da biyodizel elde edilmektedir. Kullanıldığında atık maddesi az olduğu ve %
98'i enerjiye dönüşebildiği için çevre dostu bir yakıttır.
Isı
Enerjisi Hareket Enerjisine Dönüşebilir
İlsu'nun annesi
çay yapmak için çaydanlıkta su kaynatıyordu. Usu, çaydanlıktan hızla çıkan
buharı görünce bir deney yapmak istedi. Annesinin gözetiminde daha önce yapmış
olduğu rüzgâr gülünü su buharının çıktığı yere doğru tuttu. Rüzgâr gülünün
hızla döndüğünü gözlemledi. Usu, buharın çaydanlığın kapağını da hareket
ettirdiğini fark etti.
Ocakta doğal gazın
yanmasıyla oluşan ısı enerjisi suyu ısıtmıştır. Sudaki ısı enerjisi de rüzgâr
gülünü ve çaydanlığın kapağını hareket ettirmiştir. Isı enerjisi hareket
enerjisine dönüşebilir.
Bu deneyde doğal
gazdaki kimyasal enerji hareket enerjisine dönüşmüştür.
1.
Besinlerde
depolanmış enerji de vücudumuzda ısı ve hareket enerjisine
dönüşür.
2.
Petrolden
elde edilen benzin ve mazot taşıtlarda yanarak enerji sağlar. Bu
enerji arabayı hareket ettirerek hareket enerjisine dönüşmüş olur.
3.
Kömürün
yakılmasıyla yukarıdaki deneydeki gibi enerji dönüşümleriyle elektrik enerjisi
elde edilir. Kömür, termik elektrik santrallerinde yakılarak su ısıtılır.
Isıtılan su hızla buharlaşır. Buharın gücüyle türbinler döner ve elektrik elde
edilir.
Isı
Nasıl Ölçülür?
Maddelerin sahip
olduğu ısı kalorimetre denilen bir araç kullanılarak ölçülür. Bu araçla
ölçülen ısı miktarları Joule (J) ya da kalori (cal) birimleri ile
belirtilir.
1.1 cal = 4 J (1 kalori
yaklaşık olarak 4 jouledür.)
Bir portakaldaki
enerji miktarı 50 cal'dir.
50 cal = 4
x 50 = 200 Joule olur.
Kalorinin 1000
katı kilokalori (kcal), Joulün 1000 katı kilojoule (kj)'dür.
2.1 kcal = 1000 cal 1 kj
= 1000 J
1 g (gram) kömür
yandığında 5000 cal ısı enerjisi üretir.
Buna göre 1 g
kömürün ısı enerjisi 5000 cal = 5000 : 1000 = 5 kcal olur.
Birinci açıklamaya
göre; 1 kcal = 4 kj olur.
1 g kömürün ısı
enerjisi 5 kcal ise
1 g kömürün ısı
enerjisi 4 x 5 = 20 kj'dür diyebiliriz.
C.
ISI MADDELERİ ETKİLER
Maddeler
Isının Etkisiyle Genleşir
Katılarda
Genleşme
Isının etkisiyle sıcaklıkları artan maddelerin boyutları da değişir.
Isının etkisiyle maddelerin boyutlarının değişmesine genleşme denir.
Isının etkisiyle sıcaklıkları artan maddelerin boyutları da değişir.
Isının etkisiyle maddelerin boyutlarının değişmesine genleşme denir.
Genleşme,
maddelerin cinsine göre farklılık gösterir.
Gözlük camları çerçeveler ısıtıldıktan sonra takılır. Böylece ısının etkisiyle çerçeveler genleşirse camın düşüp kırılması önlenmiş olur.
Gözlük camları çerçeveler ısıtıldıktan sonra takılır. Böylece ısının etkisiyle çerçeveler genleşirse camın düşüp kırılması önlenmiş olur.
Sıvılarda
Genleşme
Ağzına kadar dolu
olan çaydanlık ya da tencere ısıtılınca taşar. Bu olay yalnızca katıların değil,
sıvıların da genleştiğini gösterir. Genleşen suyun hacmi arttığı için çaydanlığa
sığamaz, taşar.
Sıvılar,
katılara göre daha fazla genleşir. Çaydanlıktaki
su genleşirken, çaydanlık da genleşir. Ancak su daha fazla genleştiği için taşar.
Termometreler sıvıların
genleşmesinden yararlanılarak yapılmıştır. Termometrelerde civa ya da renklendirilmiş
alkol kullanılır. Termometrenin içindeki sıvı, sıcaklık arttığında genleşerek
yükselir. Sıvının seviyesine karşılık gelen sayı o maddenin sıcaklığını gösterir.
Ne Kadar
Genleşir?
Maddeler ısı aldıklarında
ne kadar genleşirse ilk sıcaklığına döndüğünde o kadar büzülür, ilk sıcaklık ile son sıcaklık arasındaki
fark fazlaysa genleşme de fazla olmuştur. Fark azsa genleşme de az olmuştur.
Termometredeki sıvının ilk ve son sıcaklıkları arasındaki fark fazla olduğu için
sıvı çok genleşmiştir diyebiliriz.
Termometreyi buz
dolu bir kaba koyduğumuzda içindeki sıvı daha çok büzülür.
Not: Yerkabuğunu oluşturan kayaçların sıcaklığın etkisiyle genleşip
büzülmesi toprağın oluşmasına neden olan etkenlerden biridir.
Gazların hacmi ısının
etkisiyle büyük ölçüde artar.
Bu nedenle bitmiş deodorant ya da sprey kutularını ateşe atınca patlar. Kutuların
içinde çok az miktarda gaz kalır. Kutu ateşe atılınca çok az olmasına rağmen
gaz genleşerek kutuyu patlatır. Bu nedenle boş deodorant kutularını
kesinlikle ateşe atmamalıyız.
Gazlar, sıvı ve
katılara göre daha fazla genleşir.
Genleşmenin
Olumlu Etkileri
1.
Gazların
genleşmesinden yararlanarak insanlar balonu yapmışlardır. Balondaki hava
ısıtılır. Isınan hava genleşerek hafifler. Böylece balon yükselir, içindeki
hava soğuyunca balon alçalır.
2.
Yangın
sırasında sıcaklığın yükselmesi ile genleşen maddelerin devre oluşturmasıyla yangın
alarm sistemleri yapılmıştır.
3.
Termometreler maddelerin sıcaklıkla genleşmesi özelliğinden
yararlanılarak yapılmıştır.
4.
Ütü, fırın,
buzdolabı, çamaşır ve bulaşık makinelerinde kullanılan termostatlar genleşme
oranları farklı maddelerden yapılır. Belli bir sıcaklığa ulaşınca termostatlar
devreyi ya kapatarak ya da açarak cihazın sıcaklığını ayarlar.
Genleşmenin
Olumsuz Etkileri
1.
Yazın
genleşen elektrik telleri, kışın büzülünce çok gerilip kopabilir.
2.
Sıcak
su konan cam bardak ya da tabaklar ani genleşmeden dolayı kırılabilir.
3.
Çerçeveler
genleştiği için gözlük camları düşüp kırılabilir.
4.
Metal
malzemelerle yapılan levha, köprü, boru hattı ve tren yollarında genleşmenin
etkisiyle bükülmeler olabilir. Önlem olarak köprüler, raylar yapılırken boru
hatları döşenirken genleşme payı bırakılır.
5.
Mutfak
tüpleri, konserve kutuları ve spreyler aniden ısınınca patlayabilir.
6.
Kullanılan
malzemelerin sık sık genleşip büzülmesi binanın yıpranmasına neden olur.
Buharlaşma
Bulutun oluşmasını
hatırlayalım: Yeryüzü sularının ısının etkisiyle buharlaşmam sonucu bulutlar
oluşur. Eğer hava sıcaklığı fazla ise buharlaşma daha çok olur. Çünkü su
buharlaşırken çevresinden ısı alır.
Kolonya
döktüğümüzde elimiz ıslanır. Bir süre sonra elimizin ıslaklığı gider çünkü
kolonya buharlaşır. Bu sırada elimiz serinler. Bunun nedeni kolonya buharlaşırken
elimizden ısı almasıdır.
Sıvılar buharlaşabilmek için çevreden ısı alır. Yağmur yağdıktan sonra havanın soğumasının
nedeni yağmur sularının buharlaşırken etraftan ısı almalarıdır.
Oyun oynadığımızda
terleriz. Terleyince vücudumuz serinler. Çünkü ter buharlaşırken
vücudumuzdan ısı alır.
vücudumuzdan ısı alır.
Yukarıda anlattığımız
olayların tümünde sıvı maddeler buharlaşarak gaz hâle geçmiştir.
Sıvılar buharlaşırken çevreden ısı alır.
Sıcak ortamlarda
buharlaşma daha fazla olduğu için yazın çamaşırlar erken kurur. Buharlaşma
her sıcaklıkta olur. Kışın da buharlaşma olur. Ancak kışın suyun buharlaşması
uzun zaman alır.
Bir Sıvının
Buharlaşması Nelere Bağlıdır?
1.
Havanın
sıcaklığı: Soğuk havalarda buharlaşma az olur. Kışın çamaşırlar geç kurur.
2.
Havadaki
nem oran: Havadaki su buharı (nem) oranı fazla ise buharlaşma az olur. Karadeniz Bölgesi'nde
havanın nem oranı fazla olduğu için deniz suyu az buharlaşır.
3.
Rüzgâr:
Rüzgâr
buharlaşmayı hızlandırır.
4.
Suyun
yüzey genişliği: Geniş yüzeylerde buharlaşma hızlı olur. Şekildeki pembe ve
sarı kaba aynı miktarda su konuyor. İki kap da aynı ortamda bir süre
bekletiliyor. Kaplardaki su eşit büyüklükteki bardaklara boşaltılıyor. Sarı
kaptan boşaltılan su miktarı az olur.
Buharlaşma sıvının
yüzeyinde meydana gelir. Sarı kaptaki suyun yüzeyi daha geniş olduğu için bu
kaptaki su daha çok buharlaşır.
Yeryüzündeki
okyanusların yüzeyleri geniş olduğu için okyanuslarda özellikle Pasifik (Büyük)
Okyanus'ta buharlaşma daha fazla olur.
Okyanus, Deniz ve Göllerin Suyunda Bulunan
Tuz Buharlaşır mı?
Okyanus, deniz ve
göllerde de su buharlaşınca tuz dibe çöker. Yurdumuzdaki Tuz Gölü'nde yazın çok
buharlaşma olur. Gölün kıyılarında tuz kalır. Bu tuzlar toplanarak yemeklik tuz
elde edilir.
Yoğuşma
Bulutları oluşturan
su buharı, soğuk hava katmanında yoğuşarak su damlacıklarına, sonra da
yağmura dönüşür.
Buzdolabından çıkardığımız
soğuk bir kabın dış yüzeyinde buğulanma olur. Bunun nedeni havada bulunan su
buharının soğuk kabın dış yüzeyine çarparak yoğuşmasıdır.
Su buharı, soğuk
ortamlarda yoğuşarak sıvı hâle geçer. Gaz hâlindeki maddeler yoğuşurken
çevreye ısı verir. Çevre sıcaklığının düşmesi yoğuşmayı hızlandırır.
Metin, bir erlene
su doldurup ağzını delikli tıpa ile kapattı. Tıpaya suya değmeyecek şekilde bir
termometre geçirdi. Erleni ispirto ocağında ısıttı. Erlenin içinde su buharı
oluşmuştu. Bu sırada termometrenin sıcaklığı gittikçe artmıştı.
Erleni ispirto ocağından
alarak buz dolu kabın içine koydu. Soğuk ortama konulunca erlenin içindeki su
buharı yoğuşmaya başladı. O sırada termometrenin sıcaklığı yükselmişti.
Bunun nedeni su buharı yoğuşurken etrafına ısı vermiştir.
Su buharlaşırken
ısı alır, yoğuşurken aldığı ısıyı geri verir.
Gaz madde soğuk
ortamlarda ısı kaybederek yoğuşur. Gaz madde ısı verdiği için soğuk ortam ısınır.
Bazı günler yağmur yağarken havanın sıcak olmasının nedeni budur.
Sıvı madde ısı aldığında
buharlaşarak gaz hâline geçer. Gaz madde aldığı ısıyı verdiğinde yoğuşarak
tekrar sıvı hâle geçer.
Kaynama
•
Bir
kaba su koyup ısıttığımızda suyun sıcaklığı gittikçe artar. Sıcaklık arttıkça
buharlaşma hızlanır.
•
Isı
vermeye devam ettiğimizde suyun içinde kabarcıklar oluşmaya başlar. Su belli
bir sıcaklığa geldiğinde kabarcıklar hâlinde buharlaşmaya başlar. Bu olaya
kaynama denir. Suda oluşan kabarcıklar su buharıdır.
•
Kaynayan
suyu ısıtmaya devam ettiğimizde suyun sıcaklığı değişmez. Su kaynarken sıcaklığı
sabit kalır. Çünkü kaynama sırasında suya verilen ısı enerjisi buharlaşma için
kullanılır.
Kaynama ve
buharlaşmayı karşılaştırırsak;
Kaynama
•
Sıvının
her yerinde olur.
•
Belli
bir sıcaklıkta gerçekleşir.
•
Kaynama
süresince sıcaklık değişmez.
•
Sıvının
hızla buharlaşmasıdır.
•
Sıvının
yüzeyinde olur.
•
Her sıcaklıkta
gerçekleşir.
•
Buharlaşan
maddelerin sıcaklığı değişebilir.
•
Sıvının
ısı alarak gaz hâle geçmesidir.
Erime
ve Donma
Bir kaba buz
doldurup oda sıcaklığında beklettiğimizde buz erimeye başlar. Buz erirken çevresinden
ısı alır.
Buzun erimesi sırasında
sıcaklık değişmez. Sabit kalır. Çünkü çevreden alınan ısı hâl değiştirme için
kullanılır.
Eriyen suyu buzluğa
koyup bekletirsek ısı vererek donar.
Ortamın
sıcaklığı katı bir maddenin erime hızını etkiler.
Katı bir maddenin ısı
alarak sıvı hâle geçmesine erime denir.
Isı kaybeden sıvı
bir made donarak katı hâle geçer.
Eriyen maddelerin
hacmi artar. Suda bu durumun tersi olur. Su donunca hacmi artar. Bu nedenle
sular donunca su boruları patlar.
Buharlaşma
- Yoğuşma - Erime - Donma - Kaynama
1.
Erime
ve buharlaşma olayları gerçekleşirken madde çevresinden ısı alır.
2.
Yoğuşma
ve donma olayları meydana gelirken madde ısı kaybeder.
3.
Sürekli
ısıtılan katı bir madde sırası ile sıvı ve gaz hâline geçer.
4.
Şekildeki
buz sürekli ısıtılırsa eriyerek su olur. Isı verilmeye devam edildiğinde
su kaynayarak buharlaşır. Borudan çıkan su buharı soğuk kaba çarptığında
yoğuşarak su damlacıklarına dönüşür ve ağırlaşan damlacıklar mavi kaba
damlar.
5.
Isıtılan
maddeler hâl değiştiriyorsa sıcaklık değişmez, sabit kalır. Eğer madde hâl
değiştirmiyorsa sıcaklık artmaya devam eder.
6.
Kaynama,
erime ve donma olayları belli bir sıcaklıkta gerçekleşir.
D. MADDENİN AYIRT EDİCİ
ÖZELLİKLERİ
Maddeleri Ayırt
Etmemizi Sağlayan Özellikler
Maddeleri görülebilen
ve hissedilebilen özelliklerine göre ayırt edebiliriz. Ancak renkleri, yumuşaklıkları,
biçimleri, büyüklükleri aynı olan birçok madde olabilir.
Maddenin ölçülebilen
özellikleri olan kütle ve hacimlerine bakarak maddeleri ayırt
edemeyiz. Eşit kütle ve hacme sahip birçok madde vardır. 1 kg elma ile 1 kg
portakalın kütlesi eşittir. Ayrıca maddelerin kütleleri ve hacmi, maddenin kırılması
ya da buharlaşması durumunda da değişir.
Maddeleri
birbirinden ayırmak için değişmeyen özelliklerini belirlememiz gerekir. Saf su
her sıcaklıkta buharlaşır ama her sıcaklıkta kaynamaz. içinde kendinden başka
madde olmayan maddelere saf madde denir. Saf maddeler belli bir sıcaklıkta
kaynamaya başlar.
Kaynama
Noktası
Saf su 100 °C'ta kaynamaya başlar.Kaynama süresince
suyun sıcaklığı hiç değişmez, sabit kalır. Bu sıcaklığa suyun kaynama
noktası denir.
Erime ve
Donma Noktası
Katı bir madde ısı
alarak erir, sıvı bir madde ısı vererek donar. Erime ve donma olayları aniden
gerçekleşmez. Katı bir madde yeterli sıcaklığa sahip bir ortamda bir süre sonra
erir.
Bir kaba buz koyup
oda sıcaklığında beklettiğimizde buz hemen erimez. Buzun sıcaklığı 0 °C'a ulaştığında erimeye başlar. Erime süresince sıcaklık hep aynı kalır. Bu
sıcaklığa erime noktası denir.
Suyun sıcaklığı
0 °C'a kadar
düştüğünde su donmaya başlar. Su
tamamen donana kadar sıcaklık sabit kalır. Bu sıcaklığa donma noktası denir.
Not :Saf bir maddenin erime ve donma sıcaklığı eşittir. Su 0 °C'te donmaya
başlar, buz 0 °C'ta
erimeye başlar.
Sıvıların donma
sıcaklıkları farklıdır.
Kükürt 119 °C, naftalin
80 °C,
bakır 1083 °C,
demir 1560 °C,
kurşun 327 °C,
altın 1065 °C'ta
erir ve donar.
Erime ve donma
noktası, sıvıların cinsine göre farklılık gösterir. Bu nedenle erime ve donma noktası ayırt edici bir özelliktir.
Erime ve
Donma Olaylarından Nasıl Yararlanırız?
Birçok eşya ve
aletin yapımında maddelerin erime ve donma sıcaklıkları dikkate alınır.
Tencere ve fırın tepsileri yapılırken erime noktası yüksek olan maddeler seçilir.
Ampullerde kullanılan teller 2000 °C'a kadar ısıtıldığında bile erimez.
Araba motorlarında da erime sıcaklığı yüksek olan metaller kullanılır.
Tencere ve fırın tepsileri yapılırken erime noktası yüksek olan maddeler seçilir.
Ampullerde kullanılan teller 2000 °C'a kadar ısıtıldığında bile erimez.
Araba motorlarında da erime sıcaklığı yüksek olan metaller kullanılır.
Not:Şeker, tahta gibi maddeler ısıtıldıklarında erimeden bozunur.
Bu nedenle erime sıcaklıkları yoktu
Hangisi Yüzer?
Hangisi Batar?
İlsu, geniş cam
bir kaba su doldurdu. Suyun içine tahta, toplu iğne, leblebi, mercimek, metal düğme
ve tahta düğme attı. Hangi maddelerin batıp,hangilerinin batmayacağını öğrenmek
istiyordu.
İlsu gözlemlerini
aşağıdaki gibi not etti.
1.
Tahta
suda yüzdü, toplu iğne battı. Tahta, toplu iğneden büyük ve ağırdır.
2.
Bir
leblebi tanesi, mercimeklerden büyük olduğu hâlde suda yüzdü.
3.
Aynı büyüklükte
olmalarına rağmen tahta düğme yüzdü, metal düğme battı.
Sonuç: Kütle ve hacim, maddelerin suda yüzmesi ya
da batmas>nda tek baş>na etkili değildir.
Suda yüzen
maddenin kütlesi artırılsa bile batmaz. Deneydeki tahta parçası, tahta düğmeden
ağırdır ama ikisi de batmadı.
Maddenin hacminin
büyük ya da küçük olması yüzme ve batmayı etkilemez. Eşit büyüklükteki
düğmelerden metal olan batmıştır. Çünkü metal düğmenin yoğunluğu suyun
yoğunluğundan büyüktür. Tahta düğmenin yoğunluğu suyun yoğunluğundan küçük
olduğu için batmaz. Buna göre mercimek leblebiden, toplu iğne tahtadan daha
yoğundur.
Kütlesi hacmine
göre büyük olan maddelere yoğun maddeler
denir.
Hangisi Daha Yoğun?
Burak, özdeş (aynı
özelliklere sahip) beherlere eşit miktarlarda zeytinyağı, bal ve su koydu.
Sıvıları terazide tartarak kütlelerini ölçtü.
Ölçüm sonuçlarına
göre maddeleri kütlesi büyük olandan küçük olana doğru bal, su ve zeytinyağı
olarak sıraladı.
Burak, sıvıların
hepsini bir kaba boşalttı. Bal kabın dibine çökerken zeytinyağı en üstte kaldı.
Burak bu maddeleri yoğunluklarına göre büyükten küçüğe doğru bal, su ve
zeytinyağı olarak sıraladı.
Eşit hacimli
maddelerden kütlesi büyük olan daha yoğundur. Yoğun maddelerin birim hacimdeki
madde miktar> daha fazladır. O hâlde bir maddenin yoğunluğu kütle ve hacim
değerlerinin ikisiyle de ilişkilidir.
Yoğunluğu
Hesaplama
Maddenin birim
hacmindeki kütlesi yoğunluk olduğuna göre bir maddenin yoğunluğunu
belirlemek için kütle ve hacmini bilmeliyiz.
Yoğunluk = Kütle
(g) + Hacim (mL)
Yoğunluğu sudan küçük olan maddeler suda yüzer, yoğunluğu sudan büyük
olan maddeler suda batar.
Maddeleri yoğunluklarına
bakarak ayırt edebiliriz.Çünkü her maddenin kendine özgü bir yoğunluğu vardır.
Su Buzdan Yoğun
mudur?
Su dolu bardağa
birkaç tane buz attığımızda buz suda yüzer. O hâlde buzun yoğunluğu, suyun
yoğunluğundan küçüktür.
Eriyen katı
maddelerin yoğunluğu azalır ancak buz erirken yoğunluğu artar.
Su, yüzeyden
donmaya başlar. Su, buzdan yoğun olduğu için buz üstte kalır. Donan göllerin yüzeyinde
buz olmasına rağmen buzun altında su bulunur. Buzun altındaki suda canlılar yaşayabilir.
Çünkü buz, suyun sıcaklığını korur, donmasını önler. Suyun bu özelliği olmasaydı
göl ve denizlerin dipleri buzlarla kaplı olur, içlerinde canlılar yaşayamazdı.
Maddelerin Özellikleri
ve Kullanım Alanları
Maddeler, birtakım özelliklerine göre farklı alanlarda kullanılır.
Taşıtların yapımında demir, çelik, alüminyum gibi dayanıklı maddeler tercih
edilir. Bu maddelerin yoğunluğu fazladır.
Kayık, sandal gibi
küçük su taşıtları suda batmadığı için tahtadan yapılır.
Binaların
iskeletinde dayanıklı olduğu için demir kullanılır. Isıyı az ilettiği için
tencere ve tava sapları sert plastikten yapılır.
Elektrik
tellerinde yoğunluğu alüminyum ve demirden fazla olan bakır kullanılır. Bakır
aynı zamanda hafif ve ekonomiktir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder