Menü

ADS

28 Şubat 2017 Salı

Özel hayatın gizliliğinin yasal güvence altına alınması neden önemlidir?

Özel hayatın gizliliğinin yasal güvence altına alınması neden önemlidir?

Özel hayatın gizli kalması çok önemlidir. Çünkü her kişinin hayatı dokunulmaz ve özeldir. Hiç kimse kendisine ait mahrem bilgileri açıklamaya zorlanmamalıdır. Ve bir kişiye ait suç olmayan davranışlar da başkalarıyla paylaşılmamalıdır. 

Özel hayatın gizliliğinin yasal güvence altına alınması bu açıdan çok önemlidir.

Özgürlükten yoksun bırakma durumunda verilecek cezayı adil buluyor musunuz? Açıklayınız.

Özgürlükten yoksun bırakma durumunda verilecek cezayı adil buluyor musunuz? Açıklayınız.

Bir kişi bir kişinin özgürlüğüne mani olmamalıdır. Eğer ki bir kişi kendisine yapılmasından rahatsızlık duyacağı bir davranışı başkasına uyguluyorsa, o bu davranışın yanlış olduğunu öğrenmelidir.

Bazen o kişiyi tutuklamak ve demir parmaklıklar arkasına atmak da çözüm olabilir. Çünkü özgürlükten yoksun bırakmak çok çirkin bir davranıştır ve mutlaka cezalandırılmalıdır. Bir kimsenin hapse girmesini hiç istemesek de maalesef durum böyledir.

Hz. Lokman ismi sizde neler çağrıştırıyor?

Hz. Lokman ismi sizde neler çağrıştırıyor?

LOKMAN

(لقمان)

Kur’an’da kendisine hikmet verildiği bildirilen, peygamberliği tartışmalı bir din büyüğü.

Lukmân kelimesinin İbrânîce veya Süryânîce olduğu belirtilmektedir (Fîrûzâbâdî, VI, 90; Âlûsî, XXI, 82). Kur’an’da Lokman’la ilgili bilgiler, aynı adı taşıyan sûrede onun iki defa ismen zikredilmesinden ve oğluna verdiği bazı öğütlerin naklinden ibarettir (Lokmân 31/12-19). Buna karşılık Câhiliye şiirinde ve kısas-ı enbiyâ başta olmak üzere bazı İslâmî kaynaklarda Lokman’a dair çeşitli rivayetler yer almakta ve bu rivayetlerdeki bilgilerin aynı adı taşıyan veya benzer niteliklere sahip farklı kişilere ait olduğu ve bunların birbirine karıştırıldığı ifade edilmektedir. Gerçekte biri Kur’an’da zikredilen ve kendisine hikmet verilmesi sebebiyle Lokmânü’l-hakîm (Lokman Hekim) diye mâruf olan, diğeri ise Arap şiirinde Lokmân b. Âd olarak geçen iki kişinin mevcudiyeti yanında (Cevâd Ali, I, 316-317) zaman içinde muhtelif kişilere ait çeşitli özellikler de bu isim etrafında toplanmıştır. Künyesiyle ilgili olarak Lokmân b. Âd (Vehb b. Münebbih, s. 78; Mufaddal ed-Dabbî, s. 151); Lokmân b. Âdiyâ b. Lüceyn b. Âd veya Lokman b. Âd b. Avs b. İrem (Meydânî, I, 429; II, 389); Lokman b. Ankā (İbn Kuteybe, s. 25; Mes‘ûdî, I, 57; Süheylî, I, 266); Lokman b. Bâûr b. Nâhûr b. Târeh (Sa‘lebî, s. 266; Beyzâvî, II, 253) gibi bilgiler vardır.

İslâm’dan önce Araplar arasında uzun ömrü, bilgeliği ve darbımeselleriyle temayüz eden Lokman, Câhiliye dönemi şiirlerinde Hz. Hûd’un kavmine adını veren Âd’a nisbetle Lokmân b. Âd olarak geçmekte, ancak İslâmî kaynaklarda bu zatın Kur’an’da zikredilen Lokman olmadığı belirtilmektedir (Câhiz, I, 126; Fîrûzâbâdî, VI, 90). Hz. Lokman’ın Kur’an’da örnek bir şahsiyet olarak takdim edilmesi onun Arap toplumunca bilindiğini göstermektedir. Rivayete göre Âd kavmi günahkârlıkları ve peygamberlerini dinlememeleri yüzünden kuraklıkla cezalandırılınca (Taberî, Târîħ, I, 219; İA, VII, 65) bu felâketten sadece Hûd ve ona inananlarla yağmur duası için Mekke’ye giden, aralarında Lokman’ın da bulunduğu bir heyet kurtulmuştur. İkinci Âd kavminin çekirdeğini oluşturan bu topluluk, yeni bir kuraklıktan korktuğu için başlarına geçen Lokman’la birlikte Sebe bölgesine göç etmiş, Me’rib Seddi de Lokman tarafından inşa edilmiştir (Cevâd Ali, I, 319).

Lokman’ın ne kadar yaşadığı konusunda farklı rivayetler vardır. Bu rivayetlere göre Lokman Allah’tan uzun ömür dilemiş, tercih kendisine bırakılınca Araplar’da uzun ömrün simgesi olan kartaldan hareketle yedi kartal ömrü kadar yaşamayı istemiştir (Taberî, Târîħ, I, 223). Lokman’ın beş yüz altmış, bin, üç bin, üç bin beş yüz veya dört bin yıl yaşadığı nakledilmektedir. Bu sebeple kendisine “Lokmânü’n-nüsûr” (kartallar kadar uzun yaşayan Lokman) denildiği gibi “el-Muammer” (uzun ömürlü) lakabıyla da anılmıştır (Nüveyrî, XIII, 60). Ebû Hâtim es-Sicistânî uzun ömürlüler arasında Lokman’ı Hızır’dan sonra ikinci sırada zikreder (el-MuǾammerûn, s. 4-5). Vefat ettiğinde Ahkāf’ta Hûd peygamberin kabrinin yakınına defnedildiği söylenir (Vehb b. Münebbih, s. 78-85). Yâkūt, onun mezarının Taberiye gölünün doğu tarafında veya Remle’de, bir rivayete göre de Yemen’de olduğunu nakletmektedir (MuǾcemü’l-büldân, IV, 19).

Lokmân b. Âd hikmetli sözler söylemesiyle meşhur olduğundan Lokmânü’l-hakîm diye de mâruftur. Hz. Peygamber’in Yemen’den gelen bir heyeti karşılarken onlara, “İman Yemenli’dir, hikmet Yemenli’dir” (Müslim, “Îmân”, 88-90) şeklindeki iltifatıyla Lokman’ın Yemen’deki Âd kavmine mensubiyetine atıfta bulunduğu öne sürülmüştür (Gutas, CI/1 [1981], s. 78). Lokman’a pek çok darbımesel atfedilmektedir (Mufaddal ed-Dabbî, s. 151-163). İmruülkays b. Hucr, Nâbiga ez-Zübyânî, A‘şâ, Lebîd b. Rebîa ve Tarafe b. Abd gibi şairler onun bu özelliğinden bahseder (Ebû Hâtim es-Sicistânî, s. 4-5; Horovitz, s. 133-135). Câhiliye Arapları Lokman’la ilgili birçok kıssa biliyor ve kendisini hakîm diye niteliyordu. Bu özelliği Kur’an’da da vurgulanmaktadır (Lokmân 31/12).

Eski Arap kıssalarında Lokman, Âd kavmine mensup bir kişi olarak takdim edildiği gibi İslâmî kaynaklarda İsrâiloğulları’ndan biri olarak da gösterilmektedir. Buna göre Lokman, Hz. Eyyûb’un kız kardeşinin veya teyzesinin oğludur. Hz. Dâvûd zamanına yetişip ondan ilim öğrenmiş, Dâvûd peygamber oluncaya kadar fetva vermiş, sonra da onun yardımcısı olmuştur (Taberî, CâmiǾu’l-beyân, XXI, 67). Yunan filozofu Empedokles’in Lokman’dan hikmet okuduğu rivayet edilmektedir. Lokman’ın İsrâiloğulları’nın kadılarından biri olduğu, Hz. Dâvûd veya Hz. Îsâ ile Hz. Muhammed arasında yaşadığı da öne sürülmektedir (Âlûsî, XXI, 82). Diğer taraftan Benî İsrâil’den birine ait Habeşli (İbn Kuteybe, s. 25) veya Nübyeli (Sa‘lebî, s. 266) siyahî bir köle olduğu gibi başka rivayetler de vardır (Vehb b. Münebbih, s. 78; Mes‘ûdî, I, 57).

Rivayete göre Lokman’dan nübüvvetle hikmetten birini seçmesi istenince hikmeti tercih etmiş, hilâfet Dâvûd’a verilmiş, Lokman da ona vezir olmuştur (Kurtubî, XIV, 60). İkrime el-Berberî ve Şa‘bî onun nebî olduğunu söylemekteyse de Katâde b. Diâme, Mücâhid b. Cebr gibi âlimlere göre nebî değil hakîmdir (Taberî, CâmiǾu’l-beyân, XXI, 67).

“Kur’an-ı Kerim otuz cüzden oluşlur.” cümlesindeki “cüz” kelimesi sizce hangi anlamda kullanılmış olabilir?

“Kur’an-ı Kerim otuz cüzden oluşlur.” cümlesindeki “cüz” kelimesi sizce hangi anlamda kullanılmış olabilir?

Cüz, kelime olarak parça, bölüm, kısım gibi anlamlara gelir. Bu kelimenin dinî terim
olarak anlamı ise Kur’an-ı Ke rim’in yirmişer sayfadan oluşan her bir bölümüdür. Kur’an-ı
Kerim, otuz cüz den oluşur.

Müslümanlar, tamamını ezberleyeceklere ve hatim yapacaklara kolaylık olması
açısından Kur’an-ı Kerim’i cüzlere ayırmışlardır. Örneğin, hafızlık için çalışanlar, Kur’an-ı
Kerim’i cüzler hâlinde ezberlerler. Hatim yapacaklarda Kur’an-ı Kerim’i cüz esasına göre

planlı bir şekilde okurlar.

27 Şubat 2017 Pazartesi

Anayasanın 4. maddesine neden ihtiyaç duyulmuş olunabilir?

Anayasanın 4. maddesine neden ihtiyaç duyulmuş olunabilir?

Anayasanın 4. maddesi şöyledir;

MADDE 4
– Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.

Bu madde ile Türkiye Cumhuriyeti'ni tanımlayan ve rejimin temel özelliklerini ifade eden ilk üç maddenin değiştirilemez olması hükme bağlanmıştır.

İlk üç madde değiştirilemez kılınmakla rejimin ana gövdesi daimi olarak güvence altına alınmış bir daha ülkenin huzurunu kaçıracak, çağdaş dünya ilkesine aykırı fikirler içerisine hapsolmanın önü alınmıştır.

"Fatiha suresi yedi ayettir." cümlesi size ayet kavramı hakkında neler düşündürmektedir?

"Fatiha suresi yedi ayettir." cümlesi size ayet kavramı hakkında neler düşündürmektedir?

Ayet: Kur'anı Kerim'de geçen her bir cümleye verilen isimdir. 6666 ayet vardır.

Yukarıdaki tanımdan harekete geçecek olursak, Fatiha suresinin anlamlı yedi cümleden oluşan bir sure olduğu sonucuna ulaşabiliriz. Ayet kavramının ise Kur'an'da geçen her bir cümle olduğunu düşünebiliriz.

Anayasanın 3. maddesinin Türkiye Cumhuriyeti açısından önemi nedir?

Anayasanın 3. maddesinin Türkiye Cumhuriyeti açısından önemi nedir?

Devletin bütünlüğü, resmî dili, bayrağı, millî marşı ve başkenti hakkında olan üçüncü madde şöyledir;

Madde 3- 
(1) Türkiye Cumhuriyeti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür.
(2) Resmî dili Türkçedir.
(3) Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
(4) Millî marşı “İstiklâl Marşı”dır.
(5) Başkenti Ankara’dır.

Bu madde Türkiye Cumhuriyeti'nin bir ve bütün olmasını sağlamıştır. Bölünme ve ayrılık fikirlerine karşı bir önlem niteliği taşımaktadır.

Bu madde değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez, yani bu bir devlet rejimidir ve hep bu şekilde kalacaktır.

Kur’an-ı Kerim’in iç düzeni denilince aklınıza neler gelmektedir?

Kur’an-ı Kerim’in iç düzeni denilince aklınıza neler gelmektedir?

Kur’an-ı Ke rim’in iç düzenini oluşturan ögeler vardır. Bunlar ayet, sure ve cüzdür. Kutsal kitabımızı tanıyabilmemiz için bu kavramlar hakkında bilgi edinmemiz gerekir.

Bu kavramların anlamlarını aşağıda açıkladık;

Ayet: Kur'anı Kerim'de geçen her bir cümleye verilen isimdir. 6666 ayet vardır.

Sure: Kur'anı Kerim'de ayetlerden oluşan her bir bölüme verilen isimdir. 114 sure vardır.

Cüz: Kur'anı Kerim'de 20 sayfalık bir bölüme verilen isimdir. 30 cüz vardır.

Sizce Kur’an-ı Kerim kitap hâline getirilmeseydi neler olabilirdi?

Sizce Kur’an-ı Kerim kitap hâline getirilmeseydi neler olabilirdi?

Kur'an-ı Kerim bir kitap haline getirilmeseydi, bazı bölümlerinin unutulması ya da yok olması gibi sorunlarla karşılaşılabilirdi. Ya da Kur'an metninden olmayan bazı şeyler onun içine karışabilirdi. 

Büyük sahabeler bu durumu farketmiş, Kur'an'ı ezbere bilenlerin ölmeleri ya da savaşlarda şehit olmaları onları korkutmuştur. Bu sebepten Hz. Ebu Bekir Kur'an-ı Kerim'i bir kitap haline getirmesi için hafız ve alim sahabelerden bir komisyon oluşturmuştur. Bütün yazılı Kur'an metinleri bir araya getirilmek suretiyle peygamberimizin açıkladığı ölçüler doğrultusunda Kur'an-ı Kerim bir kitap haline getirilmiştir.

26 Şubat 2017 Pazar

Kapalı alanların çoğunda uygulanan sigara yasağının nedeni ne olabilir?

Kapalı alanların çoğunda uygulanan sigara yasağının nedeni ne olabilir?

Sigara kullanmak toplumumuzda çok yaygın olan, zararlı alışkanlıklardan biridir.  İnsan ve tolum sağlığını tehlikeye atan bir çok faktörü içerisinde barındıran bu zararlı alışkanlığın yayılmasında en önemli faktör örnek almadır. İnsanlar zararlı davranışlara karşı daha dikkatli olmalıdır.

Bana göre kapalı alanlarda sigara kullanımının yasaklanmasının en temel sebeplerinden biri, sigara dumanına diğer insanların maruz kalmasını önlemektir. Çünkü sigara içmekten daha tehlikeli olan şey pasif içiciliktir. Yani sigara içmediği halde kişinin sigara dumanına maruz kalması çok büyük bir risktir. Bu önlem sayesinde pasif içiciliğin ortadan kaldırılması hedeflenmektedir.

Kur’an-ı Kerim Hz. Mu hammed (s.a.v.)’e nasıl gönderilmiş olabilir?

Kur’an-ı Kerim Hz. Mu hammed (s.a.v.)’e nasıl gönderilmiş olabilir?

Kur’an-ı Kerim Hz. Mu hammed (s.a.v.)’e nasıl bir melek olan Cebrail aleyhisselam vasıtasıyla vahyedilmiştir.

Vahiy kavramı Yüce Allah'ın peygamberlerine mesajlarını iletmesine verilen isimdir.

Allaj peygamberine, rüya yoluyla, kalbine direk ilham ederek ya da doğrudan peygamberiyle konuşarak vahiy gönderebilir.

Ancak en yaygın vahiy yöntemi bir melek vasıtasıyla mesajın iletilmesidir. Elçi melek ise Cebrail aleyhisselamdır.

Kur’an-ı Kerim hakkında neler biliyorsunuz?

Kur’an-ı Kerim hakkında neler biliyorsunuz?

Kur'an-ı Kerim, Yüce Rabbimiz tarafından Cebrail aleyhisselam vasıtasıyla sevgili peygamberimiz Hz Muhammed'e (sav) indirilmiş kutsal kitabımızın adıdır.

Başka bir çok isimleri vardır. Bunlar; Mushaf, Nur, Kitap, Furkan gibi isimlerdir.

İndiriliş amacı, İnsanları bu dünyada ve ahirette mutluluk ve huzura ulaştırmaktır.

Sivil toplum kuruluşları ve resmî kurumlar bireylerin rolleri açısından nasıl ayırt edilebilir?

Sivil toplum kuruluşları ve resmî kurumlar bireylerin rolleri açısından nasıl ayırt edilebilir?


Sivil toplum kuruluşları halkın sorunlarına ortak olup bunlara çözüm bulabilirler.
Devletle vatandaş arasında bir çözüm ortağı ve köprü olabilirler.

Resmi kurumlar ile sivil toplum kuruluşlarının ortak amacı toplumun temel ihtiyaçlarını karşılamak ve yardımlaşmayı sağlamaktır. Ancak resmi kurumlar ile sivil toplum kuruluşlarında görevli kişilerin rolleri farklılık göstermektedir. Örneğin resmi kurum ve kuruluşlarda çalışanlar, yaptıkları iş için devletten belirli bir ücret alırken, sivil toplum kuruluşlarında insanlar genellikle gönüllü olarak çalışırlar.

25 Şubat 2017 Cumartesi

Sivil toplum kuruluşlarını hangi etkinlik alanlarına göre sınıflandırırsınız?

Sivil toplum kuruluşlarını hangi etkinlik alanlarına göre sınıflandırırsınız?

Sivil toplum kuruluşlarını Eğitim, sağlık, çevre gibi etkinlik alanlarına göre sınıflandırabiliriz.

1. Eğitim Kurumları:
Toplumumuzun eğitim ve öğretim ihtiyacını karşılamak amacıyla oluşturulmuş kurumlarımızdır. Eğitim kurumlarımız Milli Eğitim Bakanlığıdır.

Milli Eğitim Bakanlığı;
Eğitim sisteminin belirlenmesinde,
Okullarda okutulacak derslerin müfredatının hazırlanmasını ve uygulanmasını,
Okul ihtiyacı olan yerleşim yerlerini tespit ederek okul yapılmasını,

Okulu olmayan köylerdeki çocukları da en yakın okula taşıyarak toplumun eğitim ihtiyacını karşılamaya çalışmaktadır.

2. Sağlık Kurumları:
Her toplum için sağlığın önemli bir yeri vardır.

Sağlıksız nesillerin yaşadığı toplumlar ilerleyip kalkınamazlar. Bu nedenle ülkemizde de sağlığa önem verilmiştir. Devlet, topluma sağlık hizmeti vermesi için pek çok kurum oluşturmuştur.Sağlık kurumlarımız, insanların hastalıklardan korunması, teşhis ve tedavisi hizmetlerini vermek için kurulmuşlardır.

3. Çevre İle ilgili Kurumlar:
Ülkemizde çevre sorunlarının ortaya çıkmasını önlemek amacıyla devlet tarafından Çevre ve Orman Bakanlığı kurulmuştur. Yaşadığımız çevrenin düzeni, temizliği, ağaçlandırılması gibi çalışmalar bu bakanlığın sorumluluğundadır. Çevre sorunları bu bakanlığa bağlı birimler tarafından çözülmeye çalışılır.


Ülkemizin tarihi ve kültürel varlıklarının korunmasını ve ülke turizminin geliştirilmesi işini de Kültür ve Turizm Bakanlığı üstelenmektedir.

Sivil toplum kuruluşlarının, yaptığı etkinliklerin toplum hayatımıza etkileri nelerdir?

Sivil toplum kuruluşlarının, yaptığı etkinliklerin toplum hayatımıza etkileri nelerdir?

Sivil toplum kuruluşları yaptığı etkinliklerle, toplum hayatında etkiler bırakır. Toplum bilincinin gelişmesine katkı sağlar. 

Toplumu bir yöne kanalize etmek, belirli alanlarda bilinçlendirmek ve şuur uyandırmak için bir çok etkinlik gerçekleştirilir. Bu etkinlikler sayesinde tolum hayatı daha canlı ve dinamik hale gelir.

24 Şubat 2017 Cuma

Ülkemizde milletvekilleri ve cumhurbaşkanı nasıl seçiliyor?

Ülkemizde milletvekilleri ve cumhurbaşkanı nasıl seçiliyor?

Ülkemizde her dört yılda bir seçimler yapılmaktadır. Bu seçimler sonucunda milletvekilleri seçilmektedir. Cumhurbaşkanı ise halkın oylarıyla yapılan bir seçimle seçilmektedir.

Ancak son yapılan referandum ile Başkanlık sistemine geçilmiştir ve Cumhurbaşkanı ile milletvekillerinin aynı seçimle işbaşına gelmelerini halk tarafından kabul edilmiştir.

Kurumların toplum hayatındaki yeri nedir?

Kurumların toplum hayatındaki yeri nedir?

Kurumlar olmasaydı, toplum hayatı zarara uğrardı. Toplumun huzurlu bir şekilde yaşamına devam edebilmesi için, eğitim, sağlık ve güvenlik konusundaki hayati öneme sahip kuruların çalışmaya devam etmesi gerekir...

23 Şubat 2017 Perşembe

Toplumun temel ihtiyaçları hangi kurumlar tarafından karşılanır?

Toplumun temel ihtiyaçları hangi kurumlar tarafından karşılanır?

Toplumun Temel İhtiyaçlarını Karşılamak İçin Kurulan Resmi Kurumlar: 

1. Eğitim Kurumları:
Toplumumuzun eğitim ve öğretim ihtiyacını karşılamak amacıyla oluşturulmuş kurumlarımızdır. Eğitim kurumlarımız Milli Eğitim Bakanlığıdır.

Milli Eğitim Bakanlığı;
Eğitim sisteminin belirlenmesinde,
Okullarda okutulacak derslerin müfredatının hazırlanmasını ve uygulanmasını,
Okul ihtiyacı olan yerleşim yerlerini tespit ederek okul yapılmasını,
Okulu olmayan köylerdeki çocukları da en yakın okula taşıyarak toplumun eğitim ihtiyacını karşılamaya çalışmaktadır.

Ülkemizdeki eğitim ihtiyacı şu eğitim kurumları tarafından sağlanmaktadır:
Kreşler ve anaokulları, 
İlköğretim okulları,  
Ortaöğretim kurumları (Liseler)  Dershaneler ve sürücü kursları,  
Üniversiteler,  
Halk Eğitim Merkezleri,  
Açıköğretim Okulları.

2. Sağlık Kurumları:
Her toplum için sağlığın önemli bir yeri vardır.

 Sağlık Kurumlarının başlıcaları şunlardır:  

  • Sağlık Bakanlığı,
  • Hastaneler, 
  • Sağlık Ocakları, 
  • Dispanserler, 
  • Sanatoryumlar, 
  • Tıp merkezleri, 
  • Sağlık evleri, 
  • Eczaneler, 
  • Doğum evleridir.


3. Adalet Kurumları:
Adalet, hakkın gözetilmesi ve yerine getirilmesi anlamına gelir. Haklı ile haksızın ayırt edilmesi adaletle sağlanır. Adalet karşısında güçlü ile güçsüz, zengin ile fakir eşit haklara sahiptir.Adalet, hukuk kurallarına göre bağımsız yargı sonucunda oluşur.Mahkemeler, vatandaşların birbirileriyle anlaşmazlıklarını çözmek, suçluları kanunlara dayanarak cezalandırmak amacıyla kurulmuşlardır.
Hakimler, savcılar, avukatlar; Adalet Bakanlığına bağlı olarak çalışırlar.
Mahkemeler, karakollar, cezaevleri, Adli Tıp Kurumu, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Yargıtay gibi kurumları vardır.

4. Güvenlik Kurumlarımız:
Devletin kuruluş amaçlarının başında güvenlik gelir. Toplumun iç ve dış çatışmalardan ve saldırılardan korunması devletin temel görevlerindendir.
Devlet pek çok güvenlik kurum oluşturmuştur.
      Bunların başlıcaları şunlardır:
        İçişleri Bakanlığı 
        Milli savunma Bakanlığı 
       Türk Silahlı Kuvvetleri (Genelkurmay Başkanlığı) 
       Polis Teşkilatı (Emniyet Genel Müdürlüğü)

Ülkemizde iç güvenliğin sağlanmasından İç İşleri Bakanlığının sorumluluğundadır. Polis teşkilatı ve karakollar İçişleri Bakanlığına bağlıdır.

TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ:  
Ülkemizi, dış tehditlere karşı korumak Türk Silahlı Kuvvetlerinin görevidir.Genelkurmay Başkanlığına bağlı Kara, Deniz, Hava Kuvvetleri Komutanlıkları ve Jandarma Genel Komutanlığından oluşan askeri gücümüze "Türk Silahlı Kuvvetleri" denir. Türk silahlı Kuvvetlerinin birinci görevi Türk vatanını ve Türkiye Cumhuriyeti'ni korumak ve kollamaktır.

5. Sosyal Güvenlik Kurumları:
İnsanlar yaşamlarını devam ettirmek için çalışmak zorundadır. Ama hayat boyunca çalışmak, sağlıklı kalmak ve kimseye muhtaç olmadan yaşamak zordur. Bu nedenle çalışanların maaşlarının bir bölümü devlete bağlı sosyal güvenlik kurumlarına kesinti olarak ödenir. Bu parayla devlet çalışanlarının tedavi giderlerini karşılar.
Emekli olduklarında ise onlara ikramiye verilir, emekli maaşları ödenir, sağlık giderleri karşılanır.
Buna sosyal güvenlik sistemi denir.

Ülkemizde üç farklı sosyal güvenlik kurumu vardır. Bunlar:
Emekli Sandığı:Resmi kurumlarda çalışanların, sağlık, güvenlik gibi ihtiyaçlarını karşılayıp onları destekleyen kurumdur. Emekli Sandığı, devlet memurlarına hizmet verir.
Sosyal Sigortalar Kurumu: Resmi ve özel sektörün çeşitli alanlarında işçi olarak çalışan vatandaşların sosyal haklarını düzenleyen ve onlara hizmet veren bir kurumdur.
Bağ- Kur: Çiftçi, esnaf, zanaatkâr gibi kendi iş alanlarını kurup buralarda çalışan insanların sosyal haklarını düzenlemek için çalışır.

Bu üç kurum Sosyal güvenlik Kurumu (SGK) altında hizmet vermeye başladı.

6. Yerleşme ve Konut Edindirme(Barınma) Kurumları:
Kurulacak şehirlerin nerede kurulacağı, ev yapma izinleri, yolları, planlaması, bakıma muhtaç ve kimsesizlerin kalacak yerleri bu kurumlar tarafından yönetilir.

Bayındırlık ve iskan(yerleşme) Bakanlığı, Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı(TOKİ) ve belediyeler toplumumuzun yerleşme ve konut(ev) edinme sorumluluğunu üstlenmiş resmi kurumlarıdır.

Oteller, Huzurevleri, çocuk Esirgeme Yurtları gibi belli başlı kurumları da vardır.

7. Çevre İle ilgili Kurumlar:
Ülkemizde çevre sorunlarının ortaya çıkmasını önlemek amacıyla devlet tarafından Çevre ve Orman Bakanlığı kurulmuştur. Yaşadığımız çevrenin düzeni, temizliği, ağaçlandırılması gibi çalışmalar bu bakanlığın sorumluluğundadır. Çevre sorunları bu bakanlığa bağlı birimler tarafından çözülmeye çalışılır.

21 Şubat 2017 Salı

Dünya çocuklarının ortak yönlerinin fazla olması sizce neyi ifade ediyor?

Dünya çocuklarının ortak yönlerinin fazla olması sizce neyi ifade ediyor?

Bütün çocuklar aynıdır. Herkeste iki el, iki ayak, iki kulak vardır. Fiziki özellikler açısından bütün çocuklar aynıdır. Sadece ten renkleri farklı olabilir, Çünkü Allah tanışıp kaynaşmamız için bizleri böyle yaratmıştır.

Duygusal açıdan da hepimiz aynıyız. Severiz, sevilmeyi severiz. Saygı görmek isteriz. Merhametli ve şefkatliyiz. Bütün çocuklar aynı hassas duyguları taşırlar.

Bu kadar çok ortak yönü olan çocuklar tanışmak ve kaynaşmak için bir çok sebebe sahiptir. Dünyaya huzur ve barışın gelmesi de ancak bu şekilde sağlanabilir.

20 Şubat 2017 Pazartesi

Ülkeler arasında alışverişi kendi yaşamınızdan hangi örneklerle açıklarsınız?

Ülkeler arasında alışverişi kendi yaşamınızdan hangi örneklerle açıklarsınız?

Kullandığımız birçok ürün (cep telefonu, bilgisayar, tablet, otomobil) yurt dışından ithal edilmektedir. Örneğin cep telefonunu hayatımızın her aşamasında kullanabiliyoruz. İletişimde, sosyalleşmede, bilgi edinmede, internette gezinmede, önemli anlarımızı video ve fotoğraf şeklinde kayda almada kullanıyoruz. Ülkeler arasında alışveriş olmasaydı bu ürüne sahip olamazdık.

Bunun yanı sıra gıda ürünlerinde de yurt dışı ticaret malları büyük önem arz eder. Mesela kaju diye bir çerez var Afrika kıtasından ithal ediyoruz... Kakaolu ürünleri yemekten büyük haz duyuyoruz, o da Amerika kıtasından temin ediliyor... 

Ülkeler arası ticaretin gelişmesinde iletişim teknolojisi ne ölçüde etkilidir?

Ülkeler arası ticaretin gelişmesinde iletişim teknolojisi ne ölçüde etkilidir?

İletişim teknolojisi, bilginin çok kısa zamanda bir yerden dünyanın her yerine yayılmasını sağlar. İlerleyen iletişim teknolojisi sayesinde çok hızlı ve kolay, hatta masrafsız bir şekilde dünyanın öbür ucundaki biriyle konuşup sohbet edebiliriz.

Sahip olduğumuz ve ürettiğimiz bir ürünü pazarlamak için reklam ve tanıtım yoluyla iletişim mecrasında çok hızlı bir şekilde netice alabiliriz. Bir kısa reklam yoluyla herkes ürünümüzü tanıyabilir. Bu şekilde ticaret daha hızlı ve kolay hale gelir.

Yeter ki iletişim teknolojisini hızlı ve etkili bir şekilde kullanabilelim.

19 Şubat 2017 Pazar

Ortak miras ögelerinin tanınmasında turizm neden önemlidir?

Turizm sayesinde insanlar ortak miras ögelerini ziyaret eder ve bilgilenirler.

Ortak miras ögelerinin turizme kazandırılmasında tanıtım çok önemli bir faktördür. Bu ögeler ne kadar iyi tanıtılırsa o kadar çok turist bunları görmek için turizm etkinliklerine katılır. Böylece ülkemizin uluslar arası turizm pazarındaki payı artar.

En önemli tanıtım biçimlerinden biri de ülkeye gelip ortak miras ögelerini gezen turistlerin kendi ülkelerine döndükten sonra duydukları memnuniyeti çevreleriyle paylaşmalarıdır. Bu doğala bir reklam türüdür aynı zamanda. Yurdumuza gelen turistleri memnun etmek, hem kolay hem de masrafsız bir reklam türüdür. Bu sayede ülkemize ait bir çok eseri de daha iyi tanıtmış oluruz.

Dünya barışının sağlanmasında turizmin önemi ile ilgili neler söylersiniz?

Dünya barışının sağlanmasında turizmin önemi ile ilgili neler söylersiniz?

Dünya barışı insanların kaynaşması ve birbirini tanımasıyla gerçekleşir diye düşünüyorum. İçe kapanmış kendisini dışarıya kapatmış milletler, iletişim ve diyalogdan uzak kalır. Bu uzaklık da barış ve huzura karşı bir duruşa dönüşür.

Turizm sayesinde insanlar, diğer toplumları tanıma ve kaynaşma fırsatı bulurlar. Devletlerin soğuk duruşu yerini bireylerin sıcak ilişkilerine bırakır. Sevgi ve saygı ilkesi çerçevesinde diyalog kurmak mümkün hale gelir.

Bu nedenle şunu çok rahat bir şekilde söyleyebiliriz ki, dünya barışının sağlanmasında turizm çok önemli bir etkendir.

18 Şubat 2017 Cumartesi

4. Sınıf Sosyal Bilgiler Zaman Konusu Anlatımı - Ders Özeti

        Geçmişten günümüze insanlar, zaman kavramını anlamaya çalışmışlardır. Bunun için farklı zaman ölçme araçları ve belirleme yöntemleri kullanmışlardır. İnsanlar önce sıcak, soğuk, yağmur kar gibi hava olaylarının zamanını öğrenmeye yönelmişler.

Zamanı belirleme araçlarından biri takvimdir. Takvimler zamanı yıl, ay, hafta ve günlere ayıran zaman belirleme yöntemidir. Takvimler geliştirilirken Güneş ve ya Ay esas alınmıştır.  Güneş yılı esas alınan takvimlerde bir yıl 365 gün 6 saattir. Bu süre dünyanın güneş etrafında tam dönüşü için geçen süredir. Ay yılı esaslı takvimlerde ise bir yıl, 354 gündür. Bu süre Ay’ın Dünya etrafında on iki tam dönüşü için gereken süredir. 

      Tarihte bilinen güneş yılı esaslı takvimi Mısırlılar geliştirmiştir.  Bu takvime göre yıl içerisinde üç mevsim vardır. Bu mevsimler Nil nehrinin taşması ve çekilmesi esasına göre belirlenmiştir.
Ay yılı esaslı takvimi ise ilk Sümerliler kullanmıştır. Sümerliler takvimi otuz günlük on iki aya bölmüşlerdir. Mısırlıların ve Sümerlilerin kullandıkları takvimlerde ne bir başlangıç tarihi yoktur.
Geçmişten günümüze Türklerin kullandıkları takvimlerden biri On İki Hayvanlı Türk Takvimidir. Bu takvim Orta Asya Türk Devletleri ve toplulukları tarafından kullanılmıştır. Güneş yılı esasına göre hazırlanmıştır. Ay isimleri hayvan isimleri ile belirtilmiştir.

       Türkler İslamiyet’i kabul ettikten sonra Hicri Takvimi kullanmaya başlamışlardır. Hicri Takvimin başlangıcı Hz. Muhammed’in (SAV) Mekke’den Medine’ye hicreti başlangıç olarak kabul etmiştir. Ay yılı esasına göre düzenlenmiştir. Bir yıl 354 gündür.

Türkler dini işlerde kullandıkları hicri takvimin yanı sıra resmi işlerde Rumi Takvimi kullanmışlardır. Rumi takvimde bir yıl 365 gün 6 saattir. Takvimin başlangıç tarihi olarak hicret kabul edilmiştir. Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyetinde ise miladi takvim kullanılmaya başlandı.

      Miladi takvim güneş yılı esasına göre düzenlenmiştir. Başlangıç tarihi olarak Hz: İsa’nın doğumunu kabul etmiştir. Bir yıl 365 gün 6 saattir. Ülkemizde 1 Ocak 1926 yılından beri miladi takvim kullanılmaktadır.

      Güneş saati, Güneşin gökyüzündeki düzenli hareketinden yararlanılarak yapılmıştır. Bir gölge saatidir.

      Kum saati, birbirine ince bir boğaz ile bağlanan iki cam bölmeden oluşur. Kum üst bölmeye konur. Kumun alt bölmeye inişi belirli bir zamanda gerçekleşir.  Her hangi bir sürenin başlangıç ve bitimini gösterir.

      Saatleri, dibi delik bir kovadan oluşur. Suyun içine dolması ve boşalması ile zamanın ne kadar geçtiğini gösterir kum saati gibidir.

     Mekanik saatler, modern saatlerin öncüsüdür. Belirli zaman aralıklarında gonga vuran tokmaklardan oluşur. Genelde saat kuleleri şeklinde yapılmıştır. Saatler zamanla gelişme göstererek taşınabilir saatler üretilmiş, mekanik saatler yerini pilli saatlere onlarda dijital saatlere bırakmıştır.

17 Şubat 2017 Cuma

4. Sınıf Sosyal Bilgiler Hayatımızda Teknoloji Konusu Anlatımı - Ders Özeti

4. Sınıf Sosyal Bilgiler İyi Ki Var Hayatımızdaki Teknoloji, 4. Sınıf Sosyal Bilgiler Hayatımızda Teknoloji Konusu Anlatımı - Ders Özeti

HAYATIMIZDA TEKNOLOJİ
       TEKNOLOJİ:İnsanların ihtiyaçlarına uygun olarak,insanlar tarafından gerçekleştirilen her türlü araç-gereç ve bu araç-gereçlerin geliştirilmesinde kullanılan bilgiye TEKNOLOJİ denir.

Gelişen teknoloji;
*Yaşantımızın her alanında vardır.
*İşlerimizi kolaylaştırır.
*İnsan gücüyle yapılan işlerin kısa sürede yapılmasını sağlar.
*Zaman içinde insanlar teknolojik ürünleri geliştirmiştir.İnsanlığın gelişimi bir bakıma teknolojinin de gelişim tarihidir.
*Uygun biçimde kullanıldığında yaşamımızı kolaylaştıran teknoloji;vaktimizin çoğunu harcayacak şekilde eğlence amaçlı kullanılmaya başlanırsa yaşamımızı olumsuz etkileyebilir.Buna en iyi örnek bilgisayar oyunları ve televizyon izlemenin sınırlanmaması gösterilebilir.

16 Şubat 2017 Perşembe

4. Sınıf Sosyal Bilgiler Zekâmızla Oluşturup Geliştirdiklerimiz Konusu Anlatımı - Ders Özeti

ZEKÂMIZLA OLUŞTURUP GELİŞTİRDİKLERİMİZ

Günlük hayatımızda kullandığımız teknolojik ürünler vardır.  Bu ürünleri kullanma amaçlarımızfarklıdır.  Haberleşmede, ulaşımda, hastalıklarımızın tedavisinde ve daha birçok alanda teknolojik ürünleri kullanırız. Teknolojik ürünler bilimsel gelişmeler sonucu ortaya çık , hayatımızı kolaylaştırmıştır.
         Toplumlar bilimdeki ilerleme ile kalkınırlar. Yapılan bilimsel çalışmalar teknolojiyi geliştirir. Teknoloji bilimin ürünüdür. Teknolojide ilerlemiş toplumlar gelişmiş toplumlardır.
         İnsanların daha iyi bir yaşama kavuşması, yeni bilgiler öğrenmesini sağlayan bilimsel çalışmalardır. Bu çalışmalar sonucunda “ İyi ki var!” dediğimiz teknolojik ürünler ortaya çıkmıştır.
Çamaşırlarımızı çamaşır makinesinde yıkamayıp elimizle yıkasak ne kadar çok yoruluruz ve bir o kadarda zamanımızı alır.
         Buzdolabının yaşamımızdaki yerini bir düşünün, meyve ve sebzelerimizin taze kalmasını, yemeklerimizin bozulmadan uzun süre bekletilmesini sağladığını hatırlayalım.
          Yakınlarımızla haberleşmek için mektup kullanırdık. Mektupla haberleşme çok uzun zaman almaktaydı.Oysa günümüzde teknolojik ürünler kullanarak çok kısa sürede, saniyeler içerisinde haberleşebiliyoruz.
         Tıp alanında teknoloji kullanılarak, birçok hastalık erken teşhis edilip tedavileri yapılmaktadır.
         Ulaşımda eskiden aylarca gidilen mesafeler, teknoloji sayesinde birkaç saatte gidilebiliyor. Uçaklar, hızlı trenler mesafeleri kısa sürede kat etmemizi sağlamaktadır.
         Sınıfımızda ve evimizde hayatımızı kolaylaştıran birçok teknolojik ürünler vardır.  Bunlardan biride bilgisayardır. Günümüzde bilgisayarın kullanılmadığı hiçbir alan yoktur.

15 Şubat 2017 Çarşamba

3. Sınıf Türkçe Noktalama İşaretleri Konu Anlatımı - Ders Özeti

3. Sınıf Türkçe Noktalama İşaretleri Konu Anlatımı - Ders Özeti sizler için sitemizde. Noktalama işaretleri konusu anlatımını daha rahat işleyebilmek adına resim dosyaları şeklinde sitemize ekledik. Bu şekilde hem sitemizde çalışabilir, hem de bilgisayarınıza indirebilirsiniz. Oldukça renkli olan bu çalışma örneklerle zenginleştirilmiştir. Bu şekilde daha rahat bir şekilde öğrenmeyi pekiştirecek bir çalışma oldu...
İyi çalışmalar...






3. Sınıf Türkçe Noktalama İşaretleri ile ilgili gelen aramalar;
3.sınıf noktalama işaretleri test, 3 sınıf noktalama işaretleri konu anlatımı, 3. sınıf noktalama işaretleri çalışma kağıdı, 3.sınıf noktalama işaretleri sunu, 3. sınıf noktalama işaretleri pano, 3.sınıf noktalama işaretleri ile ilgili metin, 3.sınıf noktalama işaretleri testi, eğitimhane 3 sınıf yazım kuralları test

1. Sınıf Matematik Bir Basamaklı Sayılarla Toplama Alıştırmaları - Soruları

1. Sınıf Matematik Bir Basamaklı Sayılarla Toplama Alıştırmaları ile ilgili gelen aramalar;

tek basamaklı sayılarla toplama işlemi çalışma kağıdı
1.sınıf toplama işlemi alıştırmaları
1.sınıf matematik testleri
1.sınıf çıkarma işlemi
1. sınıf toplama işlemi çalışma kağıdı
tek basamaklı çıkarma işlemi
1 sınıf matematik toplama işlemi problemleri
1. sınıf okuma yazma

Toplama İşlemi Alıştırmaları ve Problemleri



8. Sınıf Fen Bilimleri Ses Teması Konusu Anlatımı ve Ders Etkinliği

-IŞIK VE SES-      
   
SES:
*Madde moleküllerinin titreşimiyle oluşan bir dalga hareketidir.
*Ses dalgalar halinde ve her yönde yayılır.
*Ses boşlukta yayılmaz yayılabilmesi için maddesel bir ortama ihtiyaç vardır. Maddesel ortam katı, sıvı ve gaz halde olabilir.
*Tanecikler arası mesafe arttıkça, tanecikler arasındaki titreşim aktarımıda yavaşlar.Bu nedenle ses dalgaları katılarda en hızlı, gazlarda ise daha yavaş yayılır
*Ses titreşiminin bir ortamda ilerleme suratine ses surati denir birimi m/s dir. Ses dalgaları havada saniyede 340 m ilerler.
*Ses bir enerji türüdür.
*Bir maddenin salınım veya titreşimden meydana gelen enerji türüne ses enerjisi denir.
*Ses enerjisi hareket enerjisine dönüşebilir.
*Ses enerjisi ısı enerjisine de dönüşebilir.
*Sesin surati ortamın sıcaklığına bağlıdır. Aynı ortamda sıcaklık arttıkça sesin suratide artar.
-ÖĞRENDİKLERİMİZİ UYGULAYALIM-
1. SORU:
Aşağıda verilen boşlukları uygun bir şekilde doldurun.(ısı,yavaşlar,bağlı değildir,sıvı,   m/s,boşlukta,enerji,hızlanır,gaz,dalgalar halinde,her yöne,bağlıdır,ses enerjisi, katı,hareket,dalgalar halınde)
 Ses bir …………….. türüdür.
 Ses suratinin birimi ..............… dir.
Ses surati odanın sıcaklığına ………………………
Maddenin salınım veya titreşimden meydana gelen enerji türüne ………………….. denir.
Ses enerjisi …………………….enerjisine ve …………………. enerjisine dönüşebilir. 
 Ses ………………….. yayılmaz.
Ses …………………… halinde ve…………… yayılır.
 Ses en hızlı ………. sonra ……… ve sonrada …….. ortamda yayılır.
Tanecikler arası mesafe arttıkça, tanecikler arasındaki titreşim aktarımı …………………..

2.SORU
1020 m uzakta meydana gelen bir yıldırım düşmesinden kaç saniye sonra gök gürlemesi duyulur? 


3. SORU
Ses ile ilgili;
1- Tabiattaki titreşebilen her madde bir ses kaynağıdır.
2-maddelerin titreşmesiyle oluşur.
3-sesin yayılması, suya atılan bir taş parçasının su yüzeyine meydana getirdiği dalgaların etrafa yayılması gibi her yönde olur.
Hangisi yada hangileri doğrudur?

4. SORU

D
Y
Titreşim bir cismin ileri geri gidip gelme hareketidir.


Ses tüm ortamlarda aynı süratle yayılır.


İnsanlar etrafa yayılan ses dalgalarını işitme duyuları ile algılar.


Gitar piyano gibi müzik aletleri ses kaynağına örnektir


Kulağımızı uyaran ve bu yolla beynimizde duyumlara yol açan etkilere ses denir.


Ses çıkaran her şey ses kaynağıdır.


















CEVAP KÂĞIDI
1.SORU
ENERJİ
M/S
 BAĞLIDIR
 SES ENERJİSİ
 ISI-HAREKET
BOŞLUKTA
 DALGALAR HALİNDE-HER YÖNE
KATI- SIVI-GAZ
YAVAŞLAR

2. SORU 
3 SANİYE

3.SORU
1-2-3

4. SORU
D Y D D D D

14 Şubat 2017 Salı

4. Sınıf Sosyal Bilgiler Ekmek Soframıza Nasıl Geliyor Konu Anlatımı - Ders Özeti

Ekmeğin ham maddesi buğdaydır.  Buğdak Ekim ya da Kasım aylarında çiftçiler tarafından ekilir. Buğday ekildikten sonra çimlenme döneminde nem, olgunlaşma döneminde ise sıcak ve kurak bir iklime ihtiyaç duyar. Yaz aylarında büyüyüp gelişir. Başaklarında buğday taneleri olgunlaşır. Başaklar olgunlaşınca hasat edilir. Hasat edilen buğday çuvallara doldurularak değirmene veya un fabrikalarına götürülür. Buğday burada un haline getirilir. Unlar fırına yada ekmek fabri,kalarına gönderilir. Un su, tuz ve maya yardımıyla hamur haline getirilir. Hamura şekil verilerek büyük fırınlarda pişirilerek ekmek haline getirilir. Ekmekler fırın raflarında veya marketlerde satışa sunularak buğdayın ekmek olma yolundaki yolculuğu sona ermiş olur.

Ülkemizde üretilen buğdayın bir kısmı yurt içerisinde ekmek üretiminde kullanıldığı gibi artan kısmı ise yurt dışına ithal edilerek satılır.
Un haline getirilen buğdaydan sadece  ekmek üretilmez. Bisküvi, makarna ve hamur işlerininde ham maddesi buğdaydır. Dünyada makarna üretiminde ülkemiz beşinci sıradadır.

Bir ürünün üretimi ve tüketimi arasında geçen süreç ekonomi olarak adlandırılır. Ekonomi ile ilgili yapılan bütün faaliyetlere de ekonomik faaliyet denir. Ekonomik faaliyetlerle ihtiyaçlar karşılanır, üretim üretim sağlanır, gelir elde edilir, meslekler oluşturulur ve bütün bunların sonucu ülke ekonomisi gelişme gösterir.
Ekonomik faaliyet olarak adlandırılan üretim, dağıtım ve tüketim faaliyetleri, belirli meslek sahipleri tarafından gerçekleştirilir. Meslek belli bir eğitim ile kazanılan, sistemli bilgi ve becerilere dayalı, kurallarla belirlenmiş bir iştir. 
Ekmeğin öyküsünde yer alan meslekler,
Çiftçi; Ekim ve biçim işlemlerini gerçekleştirir.
Ziraat Mühendisi; Kaliteli ürünlerin yetiştirilmesi için çiftçilere yardımcı olur.
Nakliyeci; Buğdayın unun ya da ekmeğin taşınma işlemlerini gerçekleştirir.
İşçi; Buğdayın un haline gelmes, ekmeğin mayalanıp şekillendirilmesi gibi görevlerini gerçekleştirilir.
Gıda Mühendisi; Soframıza gelen ekmeğin sağlıklı ve besin değerinin yüksek olması için çalışır.
Muhasebeci; fabrikea çalışanlarının ücretlerini hazırlar.
Market sahibi; Ekmeği fabrikadan alıp markette satar.
Bunun dışında başka mesleklerde vardır. Bunlarıda kısaca şöyle özetleyebiliriz.
Boyacı: Evlerimizin duvarını boyar.
İnşaat mühendisi: Temel ihtiyasçlardan barınma ihtiyaçımızı karşılamak için çalışır.
Kameraman: Yaşanan olayların kaydedilmesini sağlar. 
Mimar: Çeşitli yapılarıve yaşadığımız evleri tasarlar.
Eczacı: Sağlık sorunlarının giderilmesi için gerekli ilaçları satar.
Polis; İnsanların güven içinde yaşamasını sağlar.
Avukat: Toplum içindeki insanların birbiriyle ve devlet ile olan sorunlarının yasalara uygun olarak çözülmesi için çalışır. 
Doktor: Hastalara teşis koyar, insanları tedavi eder.
Çicekçi: Çeşitli çiçeklerin bulunduğu dükkanda çiçek satar.
Öğretmen: Okuma yazma öğretir. Bireyleri, eğitim ve öğretim yoluyla hayata hazırlar.

4. Sınıf Sosyal Bilgiler Ekmek Soframıza Nasıl Geliyor ile ilgili gelen aramalar;
ekmeğin yapım aşamaları, ekmek yapım aşamaları resimli, ekmeğin yapım aşamaları listesi, ekmek yapım aşamaları 3 madde, ekmeğin yapım aşamaları madde madde, ekmeğin tarladan soframıza geliş hikayesi kısaca, ekmeğin yapım aşamalarını listeleyiniz, ekmeğin yapım aşamaları 7 tane

2. Sınıf Matematik Çarpma İşlemi Alıştırmaları Ve Problemleri - Soruları

2. Sınıf Matematik Çarpma İşlemi ile ilgili gelen aramalar:

2.sınıf çarpma işlemleri çöz
2.sınıf çarpma işlemi etkinlikleri
2.sınıf çarpma işlemi problemleri
2.sınıf çarpma işlemi konu anlatımı
2 sınıf çarpma işlemi etkinlikleri levent yağmuroğlu
2. sınıf çarpma işlemi çalışma kağıdı
2 sınıf matematik çarpma işlemi problemleri
2.sınıf eldesiz çarpma işlemi